Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Uygur Türkleri başta olmak üzere Çin’deki etnik ve dini unsurlara sistematik baskı ve asimilasyon politikalarına tabi tutan Çin Komünist Partisi, Kasım 2018’de alınan İslamiyet ve Hristiyanlığın Çin Komünist Partisi ideolojisine göre yeniden yorumlanması kararını uygulamaya başladı.
Akıl tutulması niteliğindeki bu karar, Çin Komünist Partisinin daimi üyesi ve Başbakan Yardımcısı Wang Yang’un yönetiminde, ülkedeki dini temsilcilerin bulunduğu bir toplantıda alınmıştı. Buna göre, Kur’an, İncil ve Budist Sutraların mealleri, Çin Komünist Partisi ideolojisine göre yeniden yazılacak.
Çin medyasının yayımladığı söz konusu toplantının özetindeki ifadeler, Çin Komünist Partisinin amacını ve hedefini özetler nitelikte:
“Dini metinlerin eksiksiz bir şekilde değerlendirilmesi ve gerektiğinde uygunsuz olan içeriklere değişiklikler yapılmalı ve metinler yeniden çevrilmeli”
Olayla ilgili, Fransız basınına yansıyan haberlerde, Kasım 2018’deki toplantıda alınan kararların, ekim 2018’de Çin Komünist Partisi Genel Kurulunda çıkan kararın uygulaması olarak nitelendirildi.
Çin Komünist Partisi, totaliter ve baskıcı politikaları ile ülkedeki dini azınlıklar ve etnik unsurlar başta olmak üzere, “Çinlileştirme” politikasını sert bir şekilde uygulamaya devam ediyor. Ancak, dinlere ve dini metinlere yönelik baskıcı ve totaliter uygulamalara ilk defa başvurdu.
Çin’de, Mao Zedong yönetiminden bu yana en sert ve totaliter lider olarak göze çarpan Şi Cinping, uygulamaya koyduğu insan hakları ihlalleri ve baskılar ile modern dünyanın tepkisini topluyor.
Uygulamaya koyduğu insanlık ve akıl dışı politikaların nedeninin konunun uzmanları, komünist ideoloji haricindeki dinlere ve inançlara bağlı olan Çin vatandaşların, ülkeye ihanet edebilecek potansiyel iç düşman olarak görüldüğünü söylüyor.
Pekin yönetiminim gözetimi altında olan bağımsız tarihçi Zhang Lifan, “Komünist rejim bir tarikat gibi işlediği için Tibet Budizmi, Hristiyanlığı veya İslamiyeti bir rakip olarak değerlendiriyor. Toplumunun kendisine ihanet edeceği korkusuyla da dinler üzerindeki baskıyı artırıyor. Halk üzerindeki kontrolü kaybetmekten korkuyor” diye konuştu.
Çin yönetiminin, insanlık ve akıl dışı uygulamalarının merkezi olan Doğu Türkistan’da, sayıları 3 milyonu aşan Uygur Türklerine yönelik politikalar bunun en bariz örneği olarak göze çarpıyor.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » insan hakları » SiyasetBENZER HABERLER