ÇİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU
Denizli merkezli YENİ UFUK dergisinin kuruluşunun 10.yılı münasebetiyle 23-24 Şubat 2024 tarihlerinde Denizli’de düzenlenen bir dizi etkinlikler çerçevesinde Ülkemizin önde gelen fikir adamı Türklük Bilgini(Türkolog) Prof. Dr. Sayın Ahmet Bican Ercilasun Hocamızın oturum başkanlığını yaptığı TÜRK DÜNYASI PANELİ’inde ” ÇİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMU ” başlığı altında bir bildiri sunduk. Ayrıca bu bildiri 02 Mart 2024 günü Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı(TDAV) tarafından 34 yıldır aralıksız sürdürülen Turan Kültür Merkezi Süleymaniye Kürsüsü Konuşmaları başlıklı konferansta da slayt(Sunum) şeklinde ve özet olarak tekrarladık. Yeni Ufuk Dergimize ve Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı(TDAV)’na Doğu Türkistan Meselesinin gündeme getirilmesindeki bu değerli ve önemli katkısına teşekkür ediyoruz. Bildirimizin tam metnini aşağıda bilgilerinize sunuyorum. (HG)
Hamit Göktürk(hgokturk50@gmail.com)
Doğu Türkistan, Büyük Türkistan’ın doğusunda,1.8 milyon yüzölçümünde, çoğunluğu Uygurlar olmak üzere Kazak, Kırgiz,Özbek,Tatar ve Salur Türkleri olmak üzere 30 milyon Türk yaşamaktadır.
Doğu Türkistan’da yapılan arkeolojik ve tarih araştırmalarda elde edilen bulgular özellikle Tarım Hazasında bulunan ve Türklerin Krern güzeli/Melikesi olarak tanımlanan Türklerin büyükannesi olarak bilinen ve günümüze kadar bozulmadan günümüze gelen mumyanın ve diğer arkeolojik buluntuların incelenmesinden Türklerin bu topraklarda en az 5 bin yıldan beri yaşadıklarını kanıtlamaktadır.
Doğu Türkistan, Tarihte Orhon Vadisi ve Türkistan bölgesinde kurulan bütün Türk devletlerine merkezilik yapmış veya o devletlerin bünyesinde yer alarak varlığını günümüze kadar sürdürmüştür.
Tarihte Doğu Türkistan toprakları üzerinde kurulan devletler şunlardır ;
- Turfan ve civarında kurulan İdikut(Koçu)Uygur Kağanlığı 744-1335
- Karahanlı Devleti 840 – 1212
- Yarkent – Saidiye devleti 1514 – 1680
- Osmanlı devletine tabi Kaşgariya İslam devleti 1863- 1877
- Kaşgar-Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti 1933- 1937
- Gulca- Doğu Türkistan Cumhuriyeti 1944-1949
Doğu Türkistan Meselesenin Temel Sebepleri
- Doğu Türkistan’in doğudan komşusu Çin’in hiçbir hak ve hukuk tanımayan saldırgan, yayılma, genişleme ve sömürgeleştirme politikaları temel sebeptir.
- Çin’in devlet bilinci ve geleneğinde başkaları ile de paylaşarak bir arada barış içinde yaşama kültürü bulunmamaktadır.
- Çin yönetimlerinin tamamı Kendinden farklı olanları tehdit olarak görmektedir.
- Tarihten beri milli bir politika olarak kabul ettiği Batı Bölgesi Teorisi yanı Doğu Türkistan üzerinden batıya taşma, yayılma ve egemen olma politikasıdır.
- Çin günümüzde bu politikayı ÇKP Lideri Xi’nin 2013’de ortaya attığı “Çin Rüyası- Demir İpek Yolu- Bir Kuşak-Bir Yol” adı ile devam ettirmektedir.
- Çin emperyalizminin fikir babası Konfüçyüs bir sözünde “Bir Milleti Yok Etmek için önce onun dilini yok etmekle başlayın” sözü ÇKP’nin bu emperyalist politikası için yol gösterici ve çok açık bir örnektir.
- Çin’e hakim olan tüm yönetimler bu söylemi güncelleyerek uygulamış ve günümüzdeki ÇKP iktidarı da Konfüçyüs’un bu sözlerini işgalindeki Doğu Türkistan’da bir insanlık ve soykırım suçları seviyesinde sürdürmektedir
- Çin’in Doğu Türkistan’daki Türk soykırımı 1949’daki işgal ile birlikte başlamıştır. Bu uygulamalar, Devrim düşmanlarını yanı Milliyetçi vatanseverleri yok etmek Toprak reformu(Yer İslahatı), Geriye dönük olarak Kiraların faizi ile birlikte geri ödenmesi(İcare Kemeytiş) , zorla Koopretifleşme, Açılmak ve sayramak (Açılarak ötmek-Binlerce Çiçek Açsın kampanyası) Demir Çelik üretiminde İngiltere’yi geçerek ABD’ye ulaşmak, Fikirlerin Düzeltilmesi(İstil Tüzütüş) Çalışma ile Dönüştürme Kampları(Emgek Bilen Özgertiş), Kömünleştirme Uygulaması(Topluca bir arada yaşamak), Kültür devrimi başta sistemli ve sinsice devam ettirilen onlarca kampanyalarla günümüze kadar kesintisiz sürdürülmektedir.
- Bütün bu kampanyaların amacı Türkleri zulüm ve işkence ile sindirmek, sürekli baskı kurarak çaresizlik ve ümitsizliğe mahkum ederek toptan yok etmektir.
- Çin’in Şanghay İşbirliği Örgütünü kurmaktaki esas amacı Doğu Türkistan Türklerinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini komşuları ; soydaş ve dindaş ülkeler, Kazakistan, Kırgizistan ve Özbekistan’in kollamasını engellemek ve ve desteklemelerini önlemektir.
ÇKP Lideri Xi Jingping’in Uygur Soykırımın Başlatması
Çin devlet Başkanı ve ÇKP Genel Sekreteri Xi Jingping 2012’de tek başına iktidara geldikten sonra Uygur soykırımını ÇKP iktidarının resmi devlet politikası haline getirmiştir. Bu soykırım kampanyasındaki sözleri ve talimatları şöyledir ;
- Nisan/2014’de Urumçi’de “ Uygur bölgesini Yerden Göğe Kadar Çelik Kafesle Koruyun” talimatını vermiştir
- Çin Lideri Xi,ÇKP Merkez Komitesinin üst düzey toplantılarında ifade ettiği ve Sızdırılan Kaşgar/Eskişehir ve Karakaş gizli polis belgelerinde açığa çıkan konuşmalarında “Türklerin köklerini kurutun-Soylarını Kırın “ emrini vermiştir.
- En son Ocak/2024’te yayınlanan Jamestown raporundaki şu maddeler Çin’in Türk soykırımı için dehşet vericidir.
- Çin Lideri Xi ÇKP üst düzeyli bir toplantısında şunları söylemiştir.
- Uygurların Toplama kamplarına hapsedilmesi, baskı, zulüm ve işkence ile ortadan kaldırılması, Türk ailelerin dağıtılması, onların Köle/İşçi işgücü olarak merkezi Çin’e transferleri ve diğer uygulamalar bölgenin Çinlileştirilmesi için yeterli olmayıp uzun vadede ancak sonuç alınabilecek tedbirlerdir.
- Uygur bölgesinin daha kısa sürede arındırılarak Çinlileştirilmesi ve ana vatan topraklarına ebediyen katılmasını sağlamak için mevcut uygulamaların ve tedbirlerin yaygın şekilde daha da sıklaştırılması gerekir.
- Şanghay- Nankey Üniversitesinin hazırladığı Nankey Raporu ile önerilen ” Uygurları daha tez zamanda reforme ederek eritmek ve en kısa zamanda asimile etmek için onların merkezi Çin’e zorla göç ettirilmesi ve Çin toplumu içinde eritilerek yok edilmesi kısa vadede en iyi sonuç alıcı ‘Yöntem “‘ olarak görülmektedir.
- Uygur bölgesinde istikrarı korumak ve hedeflenen güvenlik normlarına erişebilmek için yüksek profilli bir akademik araştırma raporu olan Nankey raporunun hayata geçirilmesi bölgedeki istikrar ve güvenlik için hayatı önem arz etmektedir
Doğu Türkistan’ı Komşuları ve Kardeşlerinden Koparma Projesi : Şanghay İşbirliği Örgütü(ŞİÖ)
- Çin’in 1996’de açıkladığı Şanghay Bildirisi günümüzde Türkistan Cumhuriyetleri, Pakistan, Rusya başta Avrasya’nin bir çok ülkesinin üyesi olduğu Şanghay İşbirliği Teşkilatına dönüşmüştür
- Çin, güdümündeki ŞİÖ anlaşması ile Doğu Türkistan ile kardeş Türk ülkeleri arasında aşılmaz çelik bir set inşa etmiştir.
- Çin Lideri Xi Jing Ping 2013’te Kazakistan’ın başkenti Astane’de “ Çin Rüyası -İpek Demir yolunun de içinde yer aldığı “Bir Kuşak-Bir Yol “ projesini ortaya atmıştır.
- Bu proje ile Çin Doğu Türkistan’in bir üs olarak kullanarak kendisinin tarihi hedefi olan taşma yayılma ve sömürgeleştirme emellerini Türkistan coğrafyası üzerinden ve daha ötelere taşmayı hedeflemiştir.
Çin, Türk Soykırımını Yasalaştırıyor
- Pekin’in Urumçi’ye Bölge ÇKP Sekreteri olarak atadığı Çin Çuenggo ilk olarak Nisan/2017’de “Radikalızm ve Terörcülerle Savaş Yasası”ni çıkarmıştır.
- Bölge ÇKP Sekreteri Çin’in ilk işi Pekin’den aldığı talimatla Nazi Lideri Hitler’den ilham ve örnek alarak ülke genelinde yüzlerce “Eğitim merkezleri” adını verdiği Çin tipi toplama kamplarını kurmak olmuştur.
- Türkler, toplu tutuklamalarla gözaltına alınmış ve ülke genelinde kurulan yüzlerce Çin tipi toplama kamplarına esir olarak hapsedilmiştir.
- Alman Araştırmacı Dr.Adrian Zenz bilimsel araştırmalar ve uydu görüntüleri ve diğer ileri teknolojik imkanlardan yararlanarak Çin’in Doğu Türkistan’da “Eğitim Merkezleri” adı ile açtığı Çin tipi bu Toplama Kamplarının bin 200 adet ve bu kamplara hapsedilenlerin sayısının 1-3 milyon arasında olduğunu tahmin etmektedir.
- Çin yönetimi bu terör yasası ile Türklerin normal gündelik hayatlarındaki 72 çeşit ritüel, hareket ve eylemi terör suçu olarak ilan etmiştir.
- Çin, Toplama Kamplarındaki tutuklulara her türlü insanlık dışı ve acımasız baskı ve zulümler uygulamakta, kadınlar zorla kısırlaştırılmakta ve sistematik taciz ve saldırılara yapılmaktadır.
- Tutukluları aç bırakma, bilinmeyen ilaçların zorla kullandırtma ÇKP Kurucusu Mao ve Xi Jingping’in sözleri ve diğer komünist ideolojik söylemler Çince olarak zorla ezberletilmektedir.
- Genç ve sağlıklı Türk Tutukluların canlı organlarını zorla çıkarılarak helal organ olarak özellikle zengin kişilere yüksek fiyatlarla satılmaktadır.
- Türk ailelerini zorla dağıtmış ve toplumun direği olan aile kurumunu yok edilmiştir. Anne ve babasından zorla koparılan çocuklar Melekler Okulu adı verilen Çocuk Dönüştürme kurslarında Çinli’ye dönüştürülmekte, Çince ve Çince giyim kuşam ve adetleri öğretilen bu masum Türk çocukları merkezi Çin’e götürülerek Çinli ailelere evlatlık olarak verilmektedir.
- Çin, son yıllarda toplama kamplarının yanına küresel tedarik zincirleri temin eden küresel firmalara üretim yapan devasa üretim tesisleri kurmuş ve tutuklu Türkler Köle/İşçi olarak zorla çalıştırılmaktadır
- Doğu Türkistan dünyadan izole edilmiştir. Yurt dışında yaşayan Doğu Türkistanlıların ülkelerinde yaşayan aile ve yakınları ile tüm iletişimlerini keserek ülkeyi fani dünyanın cehennemine çevirmiştir.
Çin İşlediği İnsanlık suçlarını İnkardan Savunma Durumuna Geçmiştir
- Çin yönetimi başlangıca toplama kamplarını ve inkar etmiş, ancak kendi yalanlarına yazıp söyleyecekleri iddiası ile Doğu Türkistan’a götürdüğü ve kamplardaki insanlık dışı kötü yaşam şartlarını bizzat gören vicdanlı gazetecilerin açıklamaları ve uluslararası toplumun bu konuda gösterdiği çabalar Çin’in bu yalanlarını açığa çıkarmıştır.
- Çin işgal yönetimi şu anda Doğu Türkistan’daki bu uygulamaları konusunda suçlarını inkar etme pozisyonundan kendisini savunma durumuna düşmüştür.
- BM. başta tüm uluslararası platformlarda İnsanlığa karşı suç işleyen ve etnik soykırım yapan bir ülke olarak sürekli ve en sert şekilde kınanmaktadır
Çin’in Yurtdışında Yaşayan Uygurlara Karşı Sınır ötesi baskıları
- Çin işgal yönetimi sadece işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik baskı, zulümleri ile insanlık ve etnik soykırım suçları işlemekle ile yetinmiyor.
- ÇKP’in zulmünden, etnik ayırımcılık ve ırkı soykırımlarından kaçarak dünyanın 4 kıta ve 28 ülkesinde sığınmacı olarak yaşayan Doğu Türkistanlılara da Deniz Aşırı /Sınırları Aşan/Sınır Ötesi olarak tanımlanan baskı ve zulümlerini devam ettiriyor.
- Devşirdiği işbirlikçi Vatan ve Millet Hainleri Casuslarını kullanarak Uygur diasporası arasına fitne fesat tohumları ekmek, insanları bir birlerine düşürerek Uygurlar arasında düşmanlıklar yaratarak onların yaşadıkları ülkelerde hep birlikte kendisine karşı mücadele etmelerini engellemek için her türlü çareye baş vurmaktadır.
- Bu konuda yetiştirerek görevli olarak yurt dışına yolladığı adamlarından kendisine casusluk yapmayı reddedenlere suikast düzenleyerek yaralamak ve öldürmekten de asla çekinmiyor.
- 2021 yılında İstanbul’da Çin İstihbaratının Pakistan’a casus olarak gönderdiği ancak, verilen bu casusluk görevini yapmayı reddederek Türkiye’ye gelerek İstanbul’da yaşamaya başlayan Yusufcan isimli bir kişiye suikast düzenlemiştir. Yusufcan aldığı kurşun yarasından dolayı felç kalmıştır.
- Doğu Türkistan STK. larında çalışan bazı kişilere ülkelerinde yaşayan aile ve yakınlarına pasaport verilerek Türkiye’ye gelmelerinin sağlanması karşılığında kendilerine maddi çıkarlar vaat edilmekte ve görevli olduğu STK.ları hakkındaki bilgilerin; kimlerin yardım ettiği ileride ne gibi faaliyetler yapılacağı ülkemize gelerek Türkiye’de yüksek öğrenim gören Uygur öğrencilerin sayıları ile öğrencilerin tam isim listelerinin kendilerine verilmesini talep etmiştir.
- Çin Casusları Türkiye’ye gelerek Uygurların yoğun olarak yaşadıkları İstanbul ve Kayseri gibi şehirlerde ev tutarak aylarca Uygurları yakından izledikleri ve casusluk konusunda kendilerine verilen görevlerinin tamamlanması ile elini sallayarak geri döndükleri bilinmektedir.
- Çin casusları Uygur öğrenciler için yemekli toplantılar düzenleyerek onlarla bu toplantılarda bir araya geldikleri ve onlarla bire bir temas sağladıkları onlara açıkça talimatlar verdiği hatta bazılarını ülkelerindeki aile ve yakınları üzerinden şantaj yaparak Çin karşıtı toplantı ve eylemlere katılmamaları için tehdit ettiği biliniyor.
- Çin’in kuruluş yıl dönümü(01 Ekim)Çin yeni yıl bayramı(Çagan) başta ÇKP’nin çeşitli özel günlerinde hatta Doğu Türkistan’da yasakladıkları Nevruz başta dini ve miilli bayramları resmi yetkilileri de davet ederek sinsice göz boyama ve soykırım cinayetlerini gizlemek için yoğun çabalar sağlamaktadır.
- Çin’in Ankara ve İstanbul Temsilcileri lüks otellerde Doğu Türkistan’da yasakladıkları Ramazan için iftar yemekleri dahi düzenleme yüzsüzlüğünde bulunmaktan çekinmemektedir.
- Çin istihbaratının Türkiye’nin kolları olan Çindaş ve işbirlikçi Dernekleri kullanarak bazı düşük profilli, vicdan yoksunu ve zayıf karakterli Könglukara ( vicdanları Çin Parası ile Karartılmış Kara vicdanlılar) kullanarak onların aracılığı ve çabası ile Uygurların bu toplantılara katılmalarını sağlamaktadır.
- Çin İşgal polisleri özellikle Türkiye’de yaşayan Uygurlara direkt telefon açarak onları Çin’in soykırım suçlarını protesto eden eylemleri katılmamalarını aksi takdirde buradaki ailelerini cezalandıracakları yolunda tehditler savurmaktadır.
- Çin yönetimi her yıl Çin’in Doğu Türkistan’ı işgal ettiği gün olan 01 Ekim tarihi başta diğer günleri ve çeşitli vesilelerle düşük karakterli bazı Uygurları iğfal ederek Çin Muhacirlerinin Temsilcisi adı altında Çin gezisine götürmekte ve Doğu Türkistan’da yaşayan Türklerin huzurlu ve tüm temel insanı haklarına sahip oldukları yalanını bu sözde Çin Muhacir Temsilcilerine söyleterek Doğu Türkistan’daki insanlık ve soykırım suçlarının üzerine örtmeye çalışmaktadır.
- Çin, Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm ve soykırım suçlarını ifşa ederek Çin’e tepki gösteren Türk Vatandaşı bazı yazar ve Aktivistler hakkında kendilerine bağlı işbirlikçileri kullanarak onların savunma avukatlarına bol ücret ödeyerek Polis ve Cumhuriyet Savcılığına şikayet etmeyi bir adet haline getirmiştir.
- Çin yönetimi, Çin’in Doğu Türkistan’daki zulmünden kaçarak 2014’te Güneydoğu Asya ülkelerine sığınan ve Devletimizce Türkiye’ye uçaklarla getirilen Uygurları Çin casuslarının İstanbul’a göndererek Suriye ve Irak’taki çatışma bölgelerine gitmelerini organize ettikleri bilinmektedir.
- Haklı ve meşru Doğu Türkistan davasını itibarsızlaştırmak ve Türk Milleti nezdindeki saygın yerini, sevgi ve desteğini yok etmek amacı ile yine casuslarını Türkiye’ye salarak hiçbir karşılığı olmayan çeşitli isimler altında yasadışı oluşumlar kurdurmaktadır.
- Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistan toplumu arasındaki birlik ve beraberliği bozmak ve birleşerek birlikte tek koldan mücadelesini sürdürmelerini engellemek için ajanlarını görevlendirmiştir.
- Bu münafık casuslar görünürde hiç bir iş yapmamakta buna karşılık bol harcamalar yapmaktadır. Bu Çin Ajanları aldıkları emri yerine getirmek için var gücü ile fesatçı eylemlerini sürdürmektedir.
- Devletimiz Çin casuslarının Türkiye’deki bu menfur eylemlerine son vermek amacı ile 20 Şubat tarihinde MİT ve İstanbul Emniyet Müdürlüğünün ilgili birimleri ile birlikte ortaklaşa bir operasyon düzenlemiştir. Sonuçta 6 Çin casusu gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Bu casusların evlerinde yapılan aramalarında casusluk yaptıklarına ait çeşitli belge ve bilgiler, önemli miktarda çeşitli ülkelere ait paralar silahlar ve mermiler ele geçirilmiştir.
- Önceki yıllarda İstanbul’da tutuklanan içlerinde bir Uygur’un de bulunduğu 6 Çin ajanı yakalanmış toplam 32 yıl hapis cezasına çarptırılmış bu cezası da Yargıtay 3 Cezası tarafından onaylanarak kesinleşmiştir.
Çin’in Türkiye’deki Hadsız Çıkışları ve Yalan Propaganda Çalışmaları
- Türk Milletince çok iyi bilinen, sürekli olarak isim değiştiren ve son olarak Vatan adını alan bir siyası Partinin Genel Başkanı Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik baskı, zulüm ve soykırım cinayetlerinin suç ortaklığını yıllardan beri büyük bir sadakatle sürdürmekte Çin’in Çocuk ve kadın katliamlarının savunucusu olarak yıllardan beri Çin’in cinayetlerinin üzerine örtmek için canla başla çalıştığı bilinmektedir.
- Çin yönetimi bu Çin yanlısı bu vicdansız ve yalancı Guruhun Türk Milletini yalanları ile kandıramadığını ve çalışmalarını yeterli görmemiş olacak ki, Türkiye’de ÇKP. Merkez Komitesi Propaganda Bürosuna bağlı olarak çalışan 4 Tv. kanalı ile 3 radyo kurmuştur. Bunlardan Uluslar arası Çin Radyosu CİR-Türk adında bir radyosu ve buna bağlı birkaç haber sitesi 24 saat hiç durmaksızın Çin yalanlarının propagandasını sürdürmektedir.
- Çin’in Türkiye’deki Temsilcilikleri diplomatik teamüller ile nezaket kurallarını ve kendilerinin Türkiye’de misafir olduklarını dikkate almadan Doğu Türkistan ve Uygur Türklerinin dramatik durumu hakkında görüş beyan eden ve onlara destek açıklaması yapan Ülkemizin resmi kurum ve kişilerine saldırabilmektedir
- Ankara Büyükelçiliği 2021 yılında Çin’in Kaşgar/Barın katliamı için mesaj yayınlayan Ankara BŞB.Başkanı ile İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’e diplomatik kurulları hiçe sayarak hadsızca tepki gösteren açıklamalar yapmıştır.
- Çin’in beyni Han Faşizmi ile zehirlenmiş zeka özürlü İstanbul Başkonsolosu Wei haddini aşarak Çinli İşgalcıların toplama Kamplarında esir tutukları Türkler için “ Onların beyinleri hastalıklı ve biz onları bu kampa tedavi ediyoruz.” Sözleri ile mazlumları alçakça suçlamış ve Türk kamu oyundan gerekli cevabı de almıştı
Doğu Türkistan : Çin’in Bir Kuşak-Bir Yol” Projesinde Düğüm Noktası
- Çin’in batıya açılabilmek için tek açılım, düğüm ve dağılım noktası olan Doğu Türkistan “Bir Kuşak-Bir Yol” için hayatı öneme sahiptir.
- Çin, bu küresel projesi ile başta rakip batılı ülkelerin siyasi ve ekonomik çıkarlarının engellemek, kesmek ve kendisini dünyada ABD’nin yerine hegemon bir güç olmak amacı taşımaktadır.
- Çin bu proje ile ABD’nin kontrolündeki Pasifik bölgesinde bulunan Malaka boğazı yerine Doğu Türkistan’dan geçen Türkistan Cumhuriyetleri,İran,Azerbaycan ve Türkiye üzerinden kara ve demir yolu ile Avrasya, Afrika ve diğer komşu ülkelere ulaşmak istemektedir.
- Günümüzde Doğu Türkistan meselesi, Çin’in bu ekonomik hamlesi Batı ülkeleri için Çin’i dengelemek ve karşı koymak için yıllardan beri Uygurlara yapılan baskı, zulüm ve soykırıma göz yuman üstelik üretim üslerini ucuz işçilik sebebiyle Çin’e kuran ve Çin’i bugünkü bu saldırgan ve agresif haline getiren materyalist batılılar için çok önemli bir ülke haline gelmiştir
Diasporadaki Doğu Türkistan Mücadelesi
- Çin’in işgalindeki ülkeleri Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm. etnik soykırım ve diğer uygulamaları nedeniyle Çin işgalinden beri geçen 75 yıl içinde dış dünyaya çeşitli yollarla göç etme, sığınma ve öğrenim amacı ile giderek kalmak şeklinde yerleşmeler 2017 yılına kadar devam etmiştir.
- Şu anda dünyanın 4 kıta ve 28 ülkesinde Doğu Türkistanlı Uygur Türkleri yaşamaktadır.
- Doğu Türkistanlılar yaşadıkları ülkelerdeki STK. larının etrafında birleşerek 1950’lı yıllarda Liderlerimiz Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin tarafından Türkiye merkezli olarak başlattıkları Doğu Türkistan milli hareketin yılmadan büyük bir cesaretle sürdürmeyi devam etmektedir.
- 1992 yılında İstanbul’da Türkistan Cumhuriyetleri başta tüm dünyada yaşayan Doğu Türkistanlıların katılımı ile toplanan Kurultay sonucunda uluşturulan Doğu Türkistan Milli Kurultayı Türkiye’de çalışma imkanı kalmaması üzerine Ekim 1999’da Almanya’nın Münih kentine taşınmıştır.
- Halen Almanya’nın Münih kentinde bulunan Dünya Uygur Kurultayı, Doğu Türkistan Milli hareketinin şemsiye ve üst organı olarak faaliyetlerini uluslar arası düzeyde sürdürmektedir.
Doğu Türkistan Davası Uluslar arası Bir Sorun Olarak Küresel Düzeyde Gündeme Gelmektedir
- Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri İnsanlık ve Soykırım Suçu : 2021 ABD. Kanada, İngiltere, Hollanda başta olmak üzere 10 batılı ülke Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerini İnsanlığa karşı suç ve Etnik soykırım olarak tanımıştır.
- Bağımsız Uygur Mahkemesi : Dünya Uygur Kurultayının girişimi ile Mart 2021’de Londra’da Eski Yogoslavya Savaş Suçları Mahkemesi Başsavcısı Goofery Nice başkanlığında 13 üyeli bir özel mahkeme kurulmuştur.Bu Mahkeme toplam 3 kez toplanmıştır. İçlerinde batıya sığınmış ve Uygurlara işkence yapmış bir Çinli polis olmak üzere Toplama Kampları tanık ve mağdurları, insan hakları uzmanlarından oluşan 80 tanık dinlenmiştir. Mahkeme 09 Aralık 2021’deki son oturumunda Çin’in İşgalindeki Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin İnsanlığa Karşı işlenmiş ve etnik soykırım suçu olduğuna hükmetmiştir
- Pekin Kış Olimpiyatlarını Boykot : Şubat/2022’de Pekin’de yapılan Kış Olimpiyatlarını Müslüman ülke Kosova başta 20 kadar batılı ülkeler Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri sebebiyle boykot etmiştir.
- BM.Uygur Raporu : BM.Örgütüne bağlı 3 ayrı birimin 2018 – 2022 yılları arasında Doğu Türkistan’daki hak ihlalleri ile ilgili çalışmalarına ait Uygur raporu 31.08.2022’de BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyi toplantısında Genel Sekreter Michelle Bachalet tarafından açıklanmıştır. Raporda Çin’in Doğu Türkistan’daki hak ve hukuk ihlallerinin “İnsanlık ve Soykırım suçu olduğu “ ihtimalinin kanıtlarının çok güçlü olduğu belirtilmiştir. .
- Her yıl Cenevre’de İnsan hakları Yüksek Konseyinde yapılan Çin’in insan hakları durumunun tartışıldığı değerlendirme toplantılarına DUK Başkan İsa katılarak Üye ülkelere Çin’in Doğu Türkistan’daki soykırım suçlarını anlatmakta ve Çin’in bu insanlık suçlarının durdurması için harekete geçme çağrısında bulunmaktadır.
- 22-23 Ocak 2024 arasında İnsan Hakları Yüksek Konseyinin bu 45. dönem Toplantısında Çin yönetimi ülkeler tarafından adeta topa tutuldu ve Çin yönetiminden BM.’ın 31.08.2022 tarihli Uygur raporunun gereklerinin yerine getirilmesini talep edilmiştir.
- 16-17 Şubat 2024’de Almanya’da toplanan Münih Güvenlik Konferansında konuşan DUK Başkanı İsa Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık ve soykırım cinayetlerinin bölge ve dünya barışını tehdit ettiği ve bu konuda acil önlemler alınmasını talep eden bir konuşma yapmıştır.
Doğu Türkistanlıların Türkiye Devletimiz ve Türk Cumhuriyetlerinden Beklentileri
- Doğu Türkistan Türklerinde “ Yorukluk Gapten kiledur= Işık Batıdan/Türkiyeden gelir.” Ata sözü bir umut ve teselli kaynağı olarak yıllardır söylenegelmektir.
- Türk Milleti ve Devleti tarih boyunca Doğu Türkistanlı Kardeşlerini de asla unutmamıştır. Onlara zor gülerinde daima kucak açmiştir. Elinden geldiğince onların haklarını savunmuştur ve savunmayı de sürdürmektedir.
- Ancak son yıllarda ülkemizin batı ile olumsuz ilişkiler ve ekonomik şartlar nedeniyle Çin bir denge unsuru olarak ön plana çıkmıştır.
- Özellikle Çin’in 2017’de başlayan Toplu Tutuklamalar/Toplama Kampları uygulamasından yanı Uygur soykırımından sonra Doğu Türkistan meselesi resmi anlamda ve kamu oyunda eski gündemini kaybetmiştir.
- C. Devletimiz Tüm Türklerin ana vatanı ilham teselli ve güç kaynağıdır. Aziz Türkiye’mizin çıkarları da elbette Uygurların ve tüm Türkler için son derece önemlidir.
- Devletimizin 1930’lı yıllarda Türkiye’ye getirerek Askeri okullara yerleştirdiği ve Türk Ordusunda General rütbesine erişen Doğu Türkistan Vakfını 1986 yılında ihya ederek 25 yıl süre ile Başkanlığını yürüten ve Doğu Türkistan davasında ilklere imza atan ve derin izler bırakan merhum M.Rıza Bekin Paşamızın bize vasiyet niteliğindeki :” Güçlü ve muktedir bir Türkiye olmadan Doğu Türkistan ve diğerleri asla olmaz!” vasiyet değerindeki sözüne yürükten inanıyor ve buna bağlı olduğumuzu özellikle ifade etmek istiyoruz.
- Ancak, Çin Doğu Türkistan’da yaşayan Türkleri top yekün soykırım ile yok etmeye çalışırken, bu duruma göz yumulması asla kabul ve tasvip edilemez, hiçbir gerekçe bu soykırımı göz ardı etmemizi sağlayamaz.
- Doğu Türkistan meselesinin özellikle batılı ülkeler nezdinde Çin ile olan hegemonya çekişmesinde ön plana çıkması ve uluslar arası platformlarda gündeme gelmeye başlaması Türk siyasetine son dönemlerde kısmı de olsa yansımıştır.
- Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu ile TBMM.’nın açılışında yaptığı “Uygur Türklerinin temel insan Hakları” şeklindeki açıklaması Dışişleri Bakanımız başta diğer üst düzey devlet yetkililerimizin Uygur Türkleri başlıklı açıklamaları çok önemlidir :Bundan büyük memnuniyet duyduğumuzu özellikle ifade etmek istiyorum.
- Ancak, İsrail’in Gazze’deki Dindaşlarımızın insanlık dışı soykırım çinayetlerinden kat be kat daha ağır bir soykırımla karşı karşıya olan ve Çin’in toptan soykırımla yok etmek istediği Doğu Türkistan sorununa resmi ve kamu oyumuzun yaklaşımı hiç de adil ve hakkaniyetli değildir.
- Gazze, Arakan, Filistin başta diğer mazlum Müslüman topluluklara gösterilen duyarlılığın Doğu Türkistan’da öldürülen masum çocuk, kadın ve yaşlı Türkçe konuşan Müslümanlara da gösterilmesini haklı olarak bekliyoruz .
- Muhalefet Partilerinin Doğu Türkistan’daki İnsan hakları ihlallerinin araştırılması yönündeki bu ortak önergeleri asla Çin’e savaş açılmasını talep etmiyor. Sadece Çin’in Doğu Türkistan’da Çin’in işlediği insan hakları ihlallerinin araştırılması talep ediliyor.
- Çin’in Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerinin araştırılması için İYİ Parti’nin hazırladığı ve Muhalefet Partilerinin tamamının destek verdiği ve 7 kez TBMM:’ne sunulan önergelerin bir an önce yasalaşması ve Doğu Türkistan’daki dramatik ve feci insan hakları durumunun tesbit edilmesi ve açıklanmasını sabırsızlıkla beklediğimizi ifade etmek istiyorum.
- Bunun bunların yanında Merkez medya olarak tanımlanan nüfuzlu ve etkin medya kuruluşlarının Doğu Türkistan meselesine karşı tutumu de acı verici hatta yüz kızartıcıdır. Kedi- köpek haberlerini gündeme taşıyan Türk medyası Doğu Türkistan’daki insanlık dramını görmezlikten gelmeyi sürdürmektedir. Bir kısım Türk medyası ile kalemlerini Çin’e kiralamış bazı Çindaş ve yandaş sözde gazeteci ve yazar takımı bu konuda sınıfta kalmış ve adeta Çin’e teslim olmuş durumdadır.
- Doğu Türkistan meselesi konusunda gerekli duyarlılığı gösteren Türk medyasına da ayrıca buradan bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz.
- Doğu Türkistan meselesinin Üniversitelerimiz, Siyasi Partilerimiz, STK.larımız Araştırma Merkezlerimiz nezdinde gündeme getirilmesini unutulmamasını ve bu insanlık dramına sessiz ve kayıt kalınmamasını özellikle ve önemle
Türkistan Cumhuriyetler ve Doğu Türkistan
- Tarihten beri Büyük Türkistan halklarının kaderi hep bir ve aynı olmuştur. 19.yüzyılın 2.yarısında Batı Türkistan Rusların, Doğu Türkistan ise Çinlilerin saldırısına uğramış ve bu ülkelerce işgal edilmiştir.
- Doğu Türkistan’in önemi hakkında, Pakistan’in manevi kurucusu Müslüman Düşünürü Dr.Muhammad İkbal 1933 yılında Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti için “Kaşgar, İslam dünyasının Doğu’daki Mustahkem Kalesidir.” Sözü günümüzde Türk dünyası için de geçerlidir ve önemini korumaktadır.
- Doğu Türkistan Türkleri 255 yıldan seri Sarı Tehlike Çin’e karşı kendisini savunurken, aynı zamanda Batı Türkistanlı kardeşlerini de Çin tehlikesinden korumuş olmaktadır.
- Günümüzde Kazakistan, Kırgızistan ve Özbekistan gibi Türk Cumhuriyetlerinde bir milyonu aşkın Uygur Türkleri yaşamaktadır.
- Bu ülkeler Çin’in baskısı ile bu ülkelerde yaşayan Doğu Türkistan asıllı Uygur Türklerinin kültürel ve sosyal faaliyetlerini kısıtlamaktadır.
- Kazakistan ve Kırgızistan’daki Uygur Teşkilatları şehitlerini anma, milli günleri kutlama gibi sosyal ve kültürel etkinliklerini Alma-Ata ve Bişkek’teki restoran ve Kafe/Çayhanelerde ancak yapabilmektedir. Orta Asya’nın en önemli ülkelerinden biri olan Özbekistan’da ise Uygur Medeniyet merkezleri adında kuruluş var ise de şimdiye kadar her hangi bir faaliyetlerine rastlanabilmiş değildir.
- Türkistan ülkeleri Çin’in baskısı ile bu ülkelerde yaşayan Uygurların faaliyetlerine resmi olarak izin vermiyor. Böylece Çin, bu ülkelerin kardeş halklarının soykırım girdabındaki Uygur Kardeşlerini unutturmak istiyor.
- Halbuki aynı tarih, aynı kader aynı dili, dini ve gelenekleri paylaşan Türk halklarının kendi gelecekleri açısından Doğu Türkistanlı Kardeşlerinin dramatik durumuna göz yummaması ve onları desteklemeleri kendi gelecekleri açısından tarihi bir zorunluluk ve gerekliliktir.
- Bu Cumhuriyetlerimizin aydınları son zamanlarda Doğu Türkistan ve Çin tehlikesi konusunda bu konuda bir hayli bilinçli hale gelmiştir.
- Türkistan Aydınları geliştirdikleri yeni fikir ve söylemleri ile ortak ve olumlu bir düşünce içerisinde olmaları bizleri son derece mutlu etmekte teselli umut ve güc vermektedir.
Türk Devletleri Teşkilatı(TDT) ve Doğu Türkistan
- Modern çağların Türk tarihindeki en önemli olayı 12 Kasım 2021’de Türk Milletinin birliği ve dirliğini sağlamak amacı ile İstanbul’da kurulan Türk Devletleri Teşkilatı’dır.
- Türkiye’nin önderliğinde kurulan bu Teşkilat tüm Türklerde olduğu gibi Doğu Türkistan Türklerine de büyük bir umut ,güç ve ilham kaynağı olmuş ve çok mutlu etmiştir.
- Ancak, kurulduğu tarihten beri Doğu Türkistan’da Çin’in soykırım konusunda sessizliğini ve kayıtsızlığını ısrarla koruyagelmektedir.
- Türk dünyası Türk Halklarının geleceği için Çin’in ne kadar sinsi bir tehlike ve nasıl büyük bir tehdit olduğunu çok iyi anlamalı ve iyi bilmelidir.
- Çin emperyalıst emellerinde Doğu Türkistan ile yetinmemekte ve tüm Türk coğrafyasını işgalini hedeflemektedir.
- Nitekim Çin Milli Savunma Üniversitesi Rektörü General Liu Yacu 15 Ekim 2010’da “Batı Bölgesi Teorisi” başlıklı konuşmasında: “ Doğu Türkistan, Tacikistan, Kırgizistan, Kazakistan. Özbekistan ve Türkmenistan coğrafi olarak orta Asya adı ile tanımlanan bu ülkeler Tanrı’nın bugünkü biz Çin ulusuna altın tepsi içinde lütfettiği bir pastadır.” Sözü ile Çin’in gerçek niyet ve hedefini ortaya koymaktadır.
- Bizler Doğu Türkistan Türkleri olarak Türk Soydaş ve dindaşlarımza, “ Çin’e karşı Bizimle birlikte Savaşınız!” talebinde bulunmuyoruz. Sadece bizden ibret alınız. Bizim düştüğümüz duruma düşmeyiniz. Çin tehdide karşı önlemler alınız. Çin’in art niyetli sinsi, kötü ve yayılmacı politikasına karşı mücadele eden Uygur Kardeşlerinizin temel hak ve hukuk mücadelesinde kendi geleceğinizi de düşünerek engel olmayınız. Aksine onlara geçmişte olduğu gibi yardımcı ve destek olunuz ” Diyoruz.
Doğu Türkistan, Türk Milletinin Bir Sorunu ve Milli Bir Davasıdır
- Doğu Türkistan Türkleri kendi varlıklarını koruma mücadelesi verirlerken devletimizden siz Kardeş ve Soydaşlarından ilham, feyiz ve güç almaktadır.
- Çin, ülkelerin Doğu Türkistan ile ne amaçla ilgilendiğini çok iyi bilmektedir. Batılı ülkelerde en üst düzeyde verilen sert eleştirilere hiç aldırmayan Çin, Türkiye’de kendisine gösterilen en küçük ve zayıf eleştiriye anında eşek arısı gibi anında sert tepki vermektedir.
- Bu durum ise, Türkiye’nin Doğu Türkistan konusundaki duyarlılığının ne kadar önemli olduğu konusunda iyi bir fikir vermektedir.
Konuşmamı Doğu Türkistan Türklerinin son Lideri merhum İsa Yusuf Alptekin’in tarihe not düşen şu sözleri ile bitirmek istiyorum :
” Türkiye Türk dünyasının yegane sığınağı ve istinatgahidir. Allah aziz Türkiye’mizi daima Korusun ilelebet payidar eylesin !”
“ Gönül Arzu eder ki ; Doğu Türkistan davasına öncülük etme şerefi aziz Türkiye’mizin olsun!”