Son Dakika
Biz, Çin, Amerika, Rusya, Avrupa dahil her türlü emperyalizme karşıyız. Çin emperyalizmi ile Amerikan emperyalizmi arasında bizim için bir fark yoktur. Dünya Uygur Kurultayı eski Başkanı Rabia Kadir ile şimdiki Başkan Dolkun İsa’nın Türkiye’yi ziyaret etmesine izin verilmediği ve geldikleri hava alanında geri çevrildiği bilinmektedir. Bu nedenlerle diasporadaki Doğu Türkistan Milli hareketinin organları ve onun Liderleri ABD’de ve Almanya’da yaşamak zorunda kalmışlardır. Eğer DUK Başkanları Rabia Kadir ile Dolkun İsa’yı Türkiye kabul etseydi bugün bürosunda Amerikan bayrağı değil, Doğu Türkistan bayrağının yanında kardeşi ay yıldızlı Albayrağı’mız (T.C. bayağımız) görülüyor olacaktı. Kabahat Rabia Kadir veya Dolkun İsa’da değil, onları kardeşlerinin yurdu olan Türkiye’ye kabul etmeyen “Türkiyeli!” siyasetçilerindir.
Prof.Dr.Nurullah ÇETİN
Bin yıllardır ayrı bir millet olan, Türk olan, kendi kadim yurtlarında yaşayagelen ve kendilerine ait bağımsız, hür bir devletleri olan Doğu Türkistan, 1949 yılında Komünist Çin tarafından haksızca, zalimce, vahşice işgal edildi. O zamandan bu zamana Doğu Türkistan toprakları, Türklerden arındırılıp Çinlilerce işgal ediliyor, Türklerin her türlü zenginliği yağmalanıyor, büyük Türk kültür ve medeniyeti yok ediliyor. Bizim derdimiz, Doğu Türkistan üzerindeki haksız ve hukuksuz işgal ve istilanın ortadan kaldırılıp Doğu Türkistan’ın eskisi gibi bağımsız, hür bir Türk devleti olarak kalmasıdır.
Bizim bu tepkimizi, Mao Komünistliğinden hâlâ kurtulamamış bazı vatandaşlar, hemen Amerika’nın Çin’i bölme, parçalama ve Doğu Türkistan’ı sömürge yapma tezgâhlarına taşeron olmakla suçluyorlar. Bir defa biz Çin’i bölüp parçalamıyoruz. Çin tarafından bölünen, Doğu ve Batı Türkistan diye ikiye ayrılan tek Türkistan’ın yeniden birleştirilmesini, gaspedilmiş hakkın iade edilmesini istiyoruz. Doğu Türkistan toprakları Çin’in kendi meşru toprakları değildir ki biz onu bölmüş olalım.
Bir başka husus, biz Doğu Türkistan’ı Çin işgalinden kurtarıp Amerika’nın sömürgesi haline getirmek gibi bir çabanın içinde değiliz. Bizim için ha Çin işgal etmiş, ha Amerika, fark etmez. Biz Çin işgaline de, Amerika işgaline karşıyız. Biz hür ve bağımsız bir Doğu Türkistan derdindeyiz. Bu bağlamda Rabia Kadir gibi istiklal başçılarının Amerika’ya sığınmak zorunda bırakılması da bizim ayıbımızdır. Rabia Kadir’in bürosunda Amerikan bayrağını bulundurmasını, CIA ile birlikte hareket etmesini hiçbir şekilde kabul etmemiz mümkün değildir.
Biz, Çin, Amerika, Rusya, Avrupa dahil her türlü emperyalizme karşıyız. Çin emperyalizmi ile Amerikan emperyalizmi arasında bizim için bir fark yoktur. Dünya Uygur Kurultayı eski Başkanı Rabia Kadir ile şimdiki Başkan Dolkun İsa’nın Türkiye’yi ziyaret etmesine izin verilmediği ve geldikleri hava alanında geri çevrildiği bilinmektedir. Bu nedenle diasporadaki Doğu Türkistan Milli hareketinin organları ve onun Liderleri ABD’de ve Almanya’da yaşamak zorunda kalmışlardır. gelmesine kabul etmediği için, sadece Amerika kabul ettiği için şimdi maalesef Amerika’dadır. Eğer DUK Başkanları Rabia Kadir ile Dolkun İsa’yı Türkiye kabul etseydi bugün bürosunda Amerikan bayrağı değil, Doğu Türkistan bayrağının yanında kardeşi Türk bayağı görülüyor olacaktı. Kabahat Rabia Kadir’de değil, onu kardeşlerinin yurdu olan Türkiye’ye kabul etmeyen “Türkiyeli!” siyasetçilerindir.
Meseleyi tek taraflı olarak sadece Amerikan emperyalizmine tepkiye şartlanmış, ama Çin emperyalizmini görmezden gelen bazı arkadaşlar, maalesef yanlış bir terminoloji kullanıyorlar.
Yazılarında meseleyi Amerika’nın Doğu Türkistan’da etnik kalkışmayı kışkırtması olarak sunuyorlar. Önce terimleri doğru kullanalım. Doğu Türkistanlılar “etnik grup” değil, ülkesi işgal edilmiş bağımsız bir millet ve devlettir. Onların mücadelesi ”etnik kalkışma” değil, bağımsız ve hür bir milletin haklı istiklal mücadelesidir. Onların yaptığı iş, “mikro milliyetçilik” değil, son derece insani, haklı ve meşru bir milliyetçiliktir, şerefli, haysiyetli, onurlu bir milletin yapması gereken şeydir. Bu da abes değildir, son derecede normaldir.
Vatandaşlar, bu söylemleriyle Çin’in Doğu Türkistan’ı 1949’dan beri haksız yere, zalimce, saldırganca, vahşice işgalini meşru, yasal ve normal; ama Doğu Türkistan Türklüğünün haklı istiklal mücadelesini de kanun dışı, gayr-i meşru ve terörizm olarak görmüş oluyorlar.
Amerika’nın kendi emperyal amaçları için bazı kişileri ve grupları kullanıyor, hatta yardım ediyor olabilir. Bu konuyla ilgili önümüzde bir örnek var: Atatürk, Millî Mücadele’de Rusya’dan yardım aldığı halde sonra devletini Rusya’nın kölesi ve sömürgesi olan komünist bir rejime bağlamamıştır. Bağımsız, hür, millî bir Türk devleti kurmuştur. Mesele, sizin iradenizi nasıl kullandığınızdadır.
Biz, Türkiye’mizdeki var olan kendi sorunlarımızla ilgilenelim, Doğu Türkistan’la ilgilenmek bizim neyimize diyen ” Türklerden ” değiliz.
Biz, Türkiye’de de, Doğu Türkistan’da da, Irak Türkmeneli bölgesinde de, Suriye Türkmen bölgesinde de zulme, katliama, soykırıma, aşağılanmaya, yurtlarından sürülmeye maruz kalan bütün Türklerin haklarını savunuyoruz. Uygurların da, Güney Azerbaycanlıların da haklarını savunuruz. Kendi ülkemizde ‘Türküm’ demek yasaklanırken öylece bakmayız, ona da en sert tepkiyi koyarız, koymuşuzdur. Bu Türk soydaşlarımızın haklarını korumak için sonuna kadar her türlü mücadeleyi yürütürüz.
Doğu Türkistan istiklal mücadelesini yanlış okuyan arkadaşlara sorulması gereken sorular şunlardır:
Çin’de köpek yeme festivalinde köpek hakları için ayağa kalkan hümanist, komünist, liberal, o bu nice güruh, Çinliler tarafından her gün Türkleri yeme, öldürme, etnik temizlik yapma, soykırıma uğratma festivali düzenlenirken neden sesleri çıkmaz? Yoksa insan Türk olunca köpek kadar değeri yok mu?…
Kaynak : millidüşünce.com
BENZER HABERLER