logo

trugen jacn
07 Kasım 2014

ÇİN’DEKİ UYGURLARA CİHAT ÇAĞIRISI

YAZARLAR   : Jeremy PAGE  – Led LEVİN (Wall Street Journal)

URUMÇİ, ÇİN – Geçtiğimiz ay internette Ortadoğu’daki cihat yanlısı grupların videolarına çok benzeyen yeni bir video yayınlandı. Videoda erkek olduğu tahmin edilen bir kişinin bir el çantası kullanarak bomba yaptığı ve Urumçi’deki kalabalık bir tren istasyonunda gerçekleşen patlamanın karıncalı bir görüntüsü gösteriliyor. Arkada ise insanları din savaşına teşvik eden Arapça bir ilahi çalıyor.

Ancak bu videonun amacı Irak veya Suriye’deki cihat takipçilerini bir araya getirmek değil. Videonun hedef kitlesi Çin’in kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan, çoğunluğu Müslüman olan ve içlerinden bazılarının yıllar boyunca Çin’in kendileri üzerindeki üstünlüğüne karşı gelmiş olduğu bir etnik grup.

İnternet ortamı, Ortadoğu’daki militanlar için temel bir propoganda aracı olma görevi taşıyor. Şu anda ise Müslüman dünyasının en uzak köşesine vahşi bir cihat harekatının ideolojisini ve taktiklerini yaymaya yardımcı oluyor gibi duruyor.

Bu video, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti olan Urumçi’deki tren istasyonunda gerçekleşen bıçaklı ve bombalı saldırıdan sonra yayıldı. Tren istasyonunda gerçekleşen saldırı Çin’in başka şehirlerde de gerçekleşen saldırılardan biriydi ve Ekim ayından bu yana Çin liderliği açısından en büyük yurt içi güvenlik sorununun ortaya çıkmasına sebep oldu.

Videoda Uygurlar adına konuşan kişi “Bu kutsal cihat harekatında, pek çok Çinli göçmen öldürüldü ve yaralandı. Geri kalanlar ise korkuyla doldu” diyerek tren istasyonunu bombalayanları kutladı. Çinli yetkililer, bunun gibi Uygur dilindeki videoların artmasının ve diğer radikal dindarların internet ortamında yaydıkları materyallerin son zamanlarda gerçekleşen olayların temel nedeni olduğunu vurguluyor. Çin bu tip materyallerin çoğunu sansürlüyor ancak Çinli yetkililer ile bazı Uygurlulara göre insanlar sansürü aşmanın yollarını bulabiliyor.

Geçtiğimiz Cuma günü Çin hükümeti internetteki terör yanlısı materyalleri yasaklama emri çıkarttı. Salı günü ise alışılmadık bir adım atarak devlet televizyonunda Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki militanlardan geldiği söylenilen cihat yanlısı videoların da içinde bulunduğu bir belgesel yayınladı.

Photo

 Çin polisiyle ortak bir biçimde üretilen belgesel filminin konusu, bu tip materyallerin son zamanlarda gerçekleşen bir kaç saldırıyı teşvik ettiği ve bu saldırıları yapan insanlar gibi kimliği bilinmeyen kişilerin yetişmesine neden olduğuydu. Bahsedilen saldırıların içinde, Uygurların daha önce neredeyse hiç kullanmadığı canlı bomba taktiğiyle, geçtiğimiz ay Urumçi’deki bir pazarda gerçekleşen 43 kişinin öldüğü saldırı da var.

Ayrıca belgeselin içinde anlatıcının Çin’de çekildiğini söylediği bir video da bulunuyor. Bu videoda askeri kamuflaj kıyafetleri ve siyah kar maskeleri giyen adamlar, anlatıcının söylediğine göre Gobi Çölü’nde kılıçlar taşıyor ve antrenman yapıyor.

Belgeselin içinde, yine anlatıcının söylediğine göre, üç tane Uygurlunun önceden kaydedilmiş bir görüntüsü de var. Görüntülerde bu üç Uygurlu arabalarını kalabalığın içine sürüyor ve Pekin’deki Yasak Şehir’in yakınlarında aracı ateşe veriyor. Geçtiğimiz Ekim ayında gerçekleşen bu olay üç Uygurlunun kendilerini ve diğer üç kişiyi öldürmeleriyle sonuçlanmıştı.

Videodaki saldırganların ABD ve Çin bayraklarını yaktığı görülüyor.Belgesel filmindeki videoların çoğu bölücü bir grup olan Doğu Türkistan İslami Hareketi’ne dayandırılıyor. Çin hükümeti, Doğu Türkistan İslami Hareketi’nin El-Kaide ile bir bağlantısı olduğunu söylüyor ve son zamanlardakiler de dahil olmak üzere gerçekleşen onlarca eylem konusunda bu grubu suçluyor.

Belgeseldeki verilere göre Doğu Türkistan İslami Hareketi, 2010 yılında internette yayınlamak için sekiz adet işitsel ve görsel materyal üretmiş lakin geçen sene bu sayı 109’a çıkmış. Ancak belgesel filminin içindeki videoların çoğu Türkistan İslam Cemaati isimli başka bir gruba ait. Türkistan İslam Cemaati’nin, Doğu Türkistan İslam Hareketi’nden farklı olarak bir internet sitesi bulunuyor. Çinli yetkililer bu iki grubun da birbirleriyle ortaklık içinde olduğunu ve merkezlerinin yüksek olasılıkla kuzey Pakistan’da olduğunu söylüyor.

Türkistan İslam Cemaati pazarda gerçekleşen saldırının sorumluluğunu internet üzerinden yaptığı bir yayında kabul etti ancak bunu kanıtlayacak herhangi bir kanıt yok. Ayrıca tren istasyonunda çekilen ve saldırının sorumluluğunu aldığını belirten bir videoyu da internet sitesinde yayınladı.

Dünyanın batısındaki hükümetler, akademisyenler ve yurt dışındaki Uygur aktivistleri, şu anki karışıklığın seküler bir bölücü müdahale veya belirli Çin politikalarına karşı bir direniş olarak çıkacağını önceden gündeme getirmişlerdi. Ancak bu karışıklığın dünya çapında cihatçı bir hedef olarak ortaya çıkacağı akıllarına gelmedi.

Bu insanların çoğu, Türkistan İslam Cemaati’nin veya Doğu Türkistan İslam Hareketi’nin El-Kaide’yle bağlantıları veya saldırı düzenlemek adına olanakları olduğundan şüphe ediyor. Aynı zamanda, polis gözetiminin Uygurluları, hatta göçmenleri bile dürüstçe konuşma konusunda isteksiz bir duruma sokması yüzünden vahşetin gerçekleştiği yerde bağımsız bir araştırma yapmanın da mümkün olmayacağını söylüyorlar.

Bağımsız bir Doğu Türkistan kurma kampanyasını şiddete başvurmadan çözme konusunda ipi çeken Washington merkezli aktivist grubun sözcüsü Alim Seytoff, Dünya Uygur Kurultayı’nın bu saldırıları görmezden geldiğini söyledi.

Ancak bazı Uygurluların dini kısıtlamalar ve Çin’in protestoculara karşı ölümcül polis kuvveti kullanımı yüzünden aşırılığa itildiğini söyleyen Seytoff, “Çin, dinin ve dindar insanların peşinden gitmeye devam ederse er ya da geç insanlar bu yolu seçecek. Bu büyük bir mesele,” dedi.

Bu ay, Dışişleri Bakanlığı’nın kadın bir sözcüsü “Çin’in anayasası din özgürlüğünü güvence altına alıyor ancak hiçbir din terörizmi desteklemek adına kullanılmamalıdır” diyerek Uygur karışıklığının din kısıtlamalarıyla ya da Çin politikalarıyla alakalı olduğunu reddetti.

Bazı Uygurlular ve yabancı bilim insanları da Pekin’e gösterilen direncin -özellikle de internette yayınlanan videoların – giderek daha fazla dini izler taşıdığı görüşünde.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne giden sıradan ziyaretçiler; kadınların peçe giymesi, erkeklerin uzun sakal bırakması ve devlet kampanyaları tam tersini söylese bile çocukların Kuran kurslarına gitmesi gibi muhafazakar İslam uygulamalarının gerçekleştiğini bildirdi.

Son zamanlarda Urumçi’den ve diğer iki Sincan Uygur Özerk Bölgesi şehrinden gelen ve röportaj yapılan bir kaç genç Uygurlu, güncel durumun geliştirilmiş internet erişimi ve içinde 18 yaşından küçük bireylerin camiye gitmesiyle ilgili bir yasaklama emri olan dini kısıtlamalara duyulan öfkeden kaynaklandığını söyledi.

Urumçi’de 1896 yılında inşa edilen Yang Hang camisinde,devlet tarafından yerleştirilen duyuru tahtası üzerinde dini toplanma yerlerinin kullanımı ve 26 tane yasa dışı dini davranış konularını da içeren 40 tane kural sıralanıyor. Polis kameraları bu alanı sürekli takip ediyor ve silahlı bir polis aracı hazır bulunduruluyor.

“İnternet, olaylara bakış açışımızı değiştirdi,” diyen Urumçi’deki genç Uygurlu, sosyal medyanın dini bilgileri paylaşma konusunda yaygın olarak kullanıldığını da söyledi ve ekledi: “Dünyada 1.6 milyar Müslüman olduğunu biliyoruz ve biz de onların arasındayız.”

Muhafazakar İslam uygulamaları şiddeti desteklemiyor. İnternette Uygur dilinde yazılan çoğu materyal, nasıl dini bütün bir Müslüman olunacağı konusunda bilgi veriyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndekilerle yapılan röportajlarda yer alan hiç kimse en son gerçekleşen saldırıyı desteklediklerini veya internette cihat yanlısı materyalleri okuduklarını söylemedi.

Başta Türkistan İslam Cemaati’ninkiler olmak üzere Uygur dilinde yazılan internet siteleri ve sosyal medya paylaşımları, hala cihatçılık ve cihat yanlısı videolar konusunda tartışmaya neden oluyor. Yurt dışında yaşayan Uygurluların bir kısmı ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi üzerine uzmanlaşmış kişiler ise bu tip materyallerin geçtiğimiz yıllarda ciddi bir biçimde arttığını söylüyor.

Bazı genç ve laik fikirli Uygurlular, özel hayatlarında ve sosyal medyada kendilerini dünya çapında bir cihat harekatının parçası ve şeriat kanunları ile Çinli “inançsızlara” karşı yapılan vahşi direnişin destekçisi olarak gören ülke içindeki ve ülke dışındaki diğer Uygarlılarla tartışmaya girdiklerini söyledi.

Radikal görüşü destekleyen materyaller internet erişimi sayesinde geniş kitlelere ulaştı. Bu internet erişimi beş yıl önce Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin sadece beş büyük şehrinde vardı ancak artık en fakir kırsal şehirlerde bile var. Yerel yönetimin ekonomik danışmanlarından biri olan Lai Xin, bu tip kırsal bölgelerde internete genellikle telefon aracılığıyla erişildiğini söyledi.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi hükümetinin Uygur kökenli başkan yardımcısı Erkin Tuniyaz “Tohumlar yurt dışından geliyor, ekilecek toprak Çin, internet ise pazar yeri” dedi.

Uygur karışıklığıyla ilgili giderek artan dini aktiviteler, Pekin’in interneti ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki dini eylemleri kontrol edememesinin altını çiziyor. Sincan Uygur Özerk Bölgesi gaz ve petrol konusunda zengin olan bir çöle sahip olmakla birlikte, Afganistan ve Pakistan sınırlarını çizen yüksek dağlardan ve vahalardan oluşuyor.

Afganistan’daki NATO liderliğindeki birliklerin geri çekilmesi hem bu ülkedeki hem de Pakistan’daki islami radikallerin militan fikirlerinin yayılma tehlikesini gündeme getirirken Türk dilini konuşan bazı genç Uygurlar da giderek radikalleşiyor.

Çin’in yeni devlet başkanı Xi Jinping, bir yıl boyunca sürecek olan terörle mücadele kampanyası sayesinde bu sorunu çözeceği vaadinde bulundu. Geçtiğimiz ay Çin medyasında çıkan bir habere göre Jinping, teröristleri yakalamak için “bakırdan ve çelikten yapılan duvarların” ve “göğe kadar uzanan ağların” gerektiğini söyledi.

Xinhua Haber Ajansı’nın bu hafta yaptığı bir haberde, kampanyanın başlamasından bu yana Çinli yetkililerin 380 şüpheliyi göz altına aldığı, bunlardan 315’inin suçlu bulunduğu ve 3,15 ton patlayıcıya el koyulduğu belirtildi.

Çin, büyük şehirlerinde de güvenliği sıkı tutmaya başladı. Polislere tabanca verildi, içlerinde komandoların bulunduğu zırhlı araçlarla 24 saat boyunca devriye gezilirken tren istasyonlarının giriş ve çıkışlarında da insanlar elle aranıyor.

Ayrıca Pekin yabancı hükümetleri de Çin’deki sunucularda bulunan cihat yanlısı materyallere göz açtırmamaları konusunda uyardı.

Batı dünyasındaki bazı hükümetler, Uygur’daki karışıklığı İslam yanlısı bir terörizm eylemi olarak görme konusunda uzun süredir devam eden isteksizliğini tekrar gözden geçiriyor. Yakın zamanda gerçekleşen bir saldırıyı “terörist eylem” olarak değerlendirmediği için Çin medyası tarafından eleştirilere maruz kalan ABD hükümeti, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde gerçekleşen bir diğer vahşeti tanımlamak adına “terörist eylem” sözcüklerini ilk defa kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı yapılan bu değişiklik konusunda yorum yapmayı reddetti.

Uygur dilinde yazılan cihat yanlısı materyallerin çoğu ilk olarak yabancı internet sitelerinde ortaya çıkıyor. Kısa zaman önce Facebook üzerinden Uygur dilinde yazılan bir gönderi, Urumçi’deki pazarın bombalanmasıyla ilgili övgüler içeriyor. Gönderide “Yüce Rabbimiz Çinli kafirlere daha büyük kayıplar yaşatırken Türkistan’daki mücahit kardeşlerimize zaferi tattırdı,” yazıyor. Diğer dillerde yazılan cihat yanlısı içeriklerin izini süren analistler, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ni daha büyük ve dünya çapında bir cihat eyleminin parçası olarak gören Arap ve Uygurlu olmayan militanların Türkistan ile ilgili daha sık paylaşım yaptığını belirtti. Singapur Nanyang Teknoloji Üniversitesi’nde terörizm uzmanı olan ve Türkçe ile Arapça konuşabilen Ahmed S. Hashim, “Bu olağandışı bir olay. İki ya da üç yıl önceye kadar Sincan Uygur Özerk Bölgesi cihad yanlılarının radar alanında değildi” dedi.

 Ayrıca Hashim, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde olanların Çeçenistan’da 1990’lı yıllarda cihat yanlısı bir ayaklanmaya dönüşüp Rus şehirlerinde saldırılar gerçekleştiren seküler ayrılıkçı hareketler ile benzerlik taşıdığını söyledi. Geleneksel olarak Uygurluların inandığı İslam, Sünni mezhebine aittir. Ancak tasavvuf öğretilerinin bir kaçını kabul ederek müziği, dansı ve mistik uygulamaların olduğu daha hafif bir Sünni mezhebi benimsemişlerdir. Uygurlara uygulanan dini kısıtlamalar 1990’da yaşanan ilk geniş çaplı ayrılıkçı olayların, 2001’de yaşanan 11 Eylül saldırılarının küresel terörizm endişelerini artırmasının ve 2009 yılında Urumçi’de yaşanan etnik ayaklanmanın ardından iyiden iyiye arttı. Bölgeyi ziyaret eden insanlar, bir çok Uygurlunun İslam dininin daha muhafazakar biçimlerini benimseyerek dini kimliklerini güçlendirdiklerini söylüyor. Söz konusu muhafazakar biçimlerden biri de Suudi Arabistan’da ortaya çıkan vahhabilik.

    Indiana Üniversitesi’nde Sincan Uygur Özerk Bölgesi üzerinde uzman olan ve Uygurca konuşabilen Gardner Bovingdon, “Geçtiğimiz on yılda hükümet, İslam dininin kuşaktan kuşağa geçmesini engelleme politikasını uygulamak için çok çabaladı. Hatta dinin üzerindeki bu baskı insanları daha muhalif bireylere çevirdi,” diye konuştu.  Bovingdon bir çok Uygurlunun yurt dışına kaçtığını ve özgürce ibadet edebildikleri için daha dindar olduklarını söyledi. Bazı Uygurlar islamı Pakistan’da ve Orta Doğu’da öğrenen kişilerin hem Sincan hem de diaspora içindeki etkinliğinin arttığını belirtti. Urumçi’de yaşayan ve otuzlu yaşlarda olan Uygurlu bir adam “Sıklıkla Arapça konuşuyorlar ve İslam dinini çok iyi biliyorlar” dedi.

Bazı Uygurlular ise bu muhafazakar trendi 2009 yılında Urumçi’de ortaya çıkan isyanlara bağlıyor. Bu isyanlardan sonra Çinli yetkililer Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insanların internete erişimini 10 ay boyunca engellemiş ve Çin’deki bir kaç Uygur dilinde olan internet sitesini kapatmıştı. Bu sitelerin bazıları açılmış olsa da, çoğu sert bir şekilde sansürlendi ve Uygurluları diğer ülkelerdeki içerikleri araştırmaya itti. Fransız Uygur akademisyeni Dilnur Reyhan, 2012 yılında yaptığı bir araştırmada, Çin’de Uygur diliyle yazılan ve dine odaklanan yalnızca bir büyük internet sitesi bulunduğunu ortaya çıkardı. “İslam bölgesindeki internet siteleri Suudi Arabistan ve Türkiye’de bulunuyor ki bu şaşırtıcı değil” diye yazan Reyhan, sorulara cevap vermedi.

Çinli yetkililer ve bazı Uygurlular, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki insanlarının sansürden etkilenmemek için sanal özel ağlar veya VPN’leri kullandığını söyledi. Çin medyası, Sincan Uygur Özerk Bölgesi Komünist Partisi Başkanı Zhang Chunxian’ın Mart ayında Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki teröristlerin %90’ının VPN kullandığını söylediğini yazmıştı.

Çinli yetkililer ve bazı Uygurlular, yasaklanan materyallerin flash belleklerle ve mesajlarla özel gruplarda paylaşılması yüzünden sansürlemenin daha zor olduğu WeChat programı gibi sosyal medya servisleriyle yayıldığını söylüyor.

Çinli yetkililer geçtiğimiz ay Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Hotan şehrinde WeChat ve benzeri anlık mesajlaşma programlarına erişimi yasakladı. Hotan’da yaşayan insanların söylediklerine göre kısa süre önce şehirde bir kaç tane saldırı gerçekleşti. Pek çok yabancı akademisyen ve Uygur aktivisti Çinli yetkililerin internette dolaşan fazla dindar ve radikal materyal sayısını abarttığını söylüyor. Çünkü Çinli yetkilililer din hakkındaki resmi kısıtlamaları ihlal eden her türlü materyali fazla dindar veya radikal olarak tanımlıyor.

Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki cihat eylemini en çok destekleyen grup Türkistan İslam Cemaati. Tren istasyonunda gerçekleşen olayın görüntüleri bu grubun yolladığı videolardan sadece biri. Uygur ve Arap dilinde yazılan ve işitsel olan diğer materyaller de bu grup tarafından yayınlandı. Türkistan İslam Cemaati’nin yayınladığı diğer videolar arasında ise cihat yanlılarına saldırılarını nasıl kaydedip yayınlayacakları gösteriliyor ve VPN’i nasıl kullanacakları öğretiliyor. Türkistan İslam Cemaati, kendi internet sitesinde bulunan e-mail adresine gönderilen sorulara cevap vermedi.

Çinli yetkililer Türkistan İslam Cemaati’nin seküler Dünya Uygur Kurultayı ile iş birliği içinde olduğunu söylüyor. Ancak Kurultay bu suçlamayı kabul etmedi.

Batılı bilim insanları ve devlet yetkilileri Türkistan İslam Cemaati’nin yalnızca bölücü eylemlerin liderliği için seküler grupları zorlamakla kalmayıp, aynı zamanda diğer ülkelerdeki militanlardan ekonomik ve operasyonel destek almaya çalıştığını söyledi.

—Bu habere Lingling Wei katkıda bulunmuştur.

Kaynak: http://www.wsj.com.tr/articles/SB10001424052702304287704579647913893231236      editorturkiye@wsj.com

 

Etiketler: » » » » » »
Share
2344 Kez Görüntülendi.