Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
G20 zirvesi dolayısıyle Rusya devlet başkanı Putin’in Çin ziyaretinin hemen akabinde, Rusya Federasyonlar Konseyi Başkanı Valentina Matviyenko (Валентиной Матвиенко) Çin ziyareti için Pekin’e gelmiştir. Patruşev Nikolay Platonoviç Matviyenko’nun Pekinden ayrıldığı gün, Rus Federal Güvenlik Servisi başkanı temaslarda bulunmak üzere Pekin’e gelmiştir.
Rusya’nın üst düzey yetkilileri Çin’de çok yoğun diplomatik temas ve trafiğinde iken, 7-8 Eylül 2016 Tarihlerinde Çeçenistan medyası, Çin’in terörle mücadele edecek özel kuvvetlerini Çeçenlerin eğiteceğini duyurdu. Çeçen özel kuvvetler eğitim merkezi başkan yardımcısı ve askeri birim başkanı Daniel Martynov, Çinli partnerlerinin büyük ilgisi ve ısrarlı talebi üzere, Çin’in terörle mücadele edecek özel kuvvetlerini eğitmek için, Çeçenistan’ın Gudermes dağlık bölgesinde 400 hektarlık bir alanda özel eğitim merkezi inşa ettiklerini, bu merkezin inşa masraflarının de Moskova tarafından karşılandığını açıkladı. Çin Komünist Partisi(ÇKP) Merkezi Komitesi Siyasi ve Hukuk Komisyonu Başkanı Mingjianju (孟建柱) 2016 yıl başında Çeçenista’a özel bir ziyarette bulunmuş ve Çeçenistan’ın “terörle mücadele” tecrübesinden sitayişle bahsetmiş ve bunun çok değerli olduğunu belirterek göklere yükseltmişti. Çin -Rus diplomatik trafiği bu günlerde adeta mekik gibi işliyor. G20 zirvesinden hemen sonra, Rus devlet başkanı Putin ile Çin devlet başkanı Şijinpeng (习近平) Laos’ta bir araya geldiler. Ekim ayında Hindistan’da açılacak Grup BRICS toplantısında Putin ile Şi’nin bir kez daha buluşacağı duyuruldu. 7 Kasım’da Çin başbakanı Likeçiang (李克强) Moskova’ya bir ziyarette bulanacaktır. Çin – Rusya arasındaki bu baş döndürücü mekik diplomasinin elbetteki bir sonucu olacaktır ve bizler bunun sonucunu ileride hep birlikte göreceğiz.
Çin’in Uygur Türkleri Endişesi ve Korkusu
Çin günden güne artan güvenlik endişesi üzerine bir taraftan Rusya’ya dört elle sarılırken, diğer taraftan Şangay İş Birliği Örgütü’ istihbarat şeflerinin Kazakistan’ın Almata şehrinde toplanmasını sağladı ve canlı intihar saldırılarının önlenmesi konusunun etraflıca ele alındığını açıkladı. Ayrıca,bu Toplantıda, Çin’i ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini strese sokacak açıklamayı Rus Federal Güvenlik Servisi başkan yardımcısı Smirnov yaptı. Smirnov, ŞİÖ ülkelerine yönelik intihar saldırısında bulanacak 69 örgütün 2 bin 500 elemanının isim listesinin ellerinde bulunduğunu bir sürpriz olarak duyurdu.
30 Ağustos 2016’da Çin’in Bişkek Büyükelçiliğine yapılan intihar saldırısından çok aşırı derecede endişe ve korkuya kapılan Çin, Rusya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri ile kendi ülkesini ve güvenliğini korumak için Doğu Türkistan’ın batı sınırlarına yeni bir Çin seddi inşa etmeye çalışmaktadır.
Çin’ in Uygur Türkleri endişesi ve telaşı , kendisinin büyük maddi bedeller ödemesine yol açmaktadır. Ancak, Pekin Müslüman Uygurları Çin devlet terörünü ve aşırı güç kullanarak ezmek için yapacağı insanlık dışı uygulamalarının, Rusya başta Uygur Türklerinin tarihi komşuları dindaş ve kardeşleri olan Türk Cumhuriyetleri yönetimlerinin bütün bunları görmemeleri ve susmaları için rüşvet kesesinin ağzını sonuna kadar kadar açmış bulunmaktadır.
Çinliler Çeçenleri Tanıyor mu?
Çeçenistan toprak büyüklüğü bakımından Doğu Türkistan’ın 1/95 ‘ı kadardır. Yanı Doğu Türkistan’ın yüz ölçümü 95 Çeçenista’a denk düşmektedir. Nüfus bakımından da Doğu Türkistan, Çeçenistan’dan 17 kat daha fazla nüfusa sahiptir.
Çeçenistan 1990’lı yıllarda yaklaşım 10 yıl süren çok kanlı savaştan çıkmıştır. Rusya ile yaptığı bu bağımsızlık savaşında kendisi bitkin düştüğü kadar, Rusya’yı da önemli oranda yıpratmıştır. Ayrıca, uluslar arası ilişkilerde Rusya’nın onurunu zedelemiş ve çok mahcup duruma düşürmüştür. En sonunda Başkan Putin, bu kanlı savaşı durdurmaları karşılığında Çeçenistan’a tarihte hiç bir topluma veya Özerk Cumhuriyeti’e vermediği ve benzerinin görülmediği büyük tavizleri vermek zorunda kalmıştır. Yeni Çeçen yönetimine oluk – oluk para akıtmış ve Çeçenistan’ın yaralarının sarılmasını sağlamıştır. Büyük bir yıkım ve harabeye dönüşen ülke tekrar yeniden inşa edilmiştir. Moskova, Çeçenistan’ın iç işlerine karışmaktan tamamen elini çekmiştir. Hatta Ruslara karşı yapılan bağımsızlık savaşında şehit düşen, ülkeyi terk etmek zorunda kalan ve Ruslar tarafından terörist ilan edilen Çeçen Mücahitler ile onların ailelerine aylık bağlamış, oturmaları için de onlara ev tesis etmiştir. Çeçenistan yönetiminin bütün bu icraatlarına Rusya Merkez hükümeti ses çıkarmamıştır. Bugünkü Çeçenistan Özerk Cumhuriyeti Rusya Federasyonu içerisinde şeklen ona bağlı,ancak gerçekte adeta devlet içindeki bir devlet statüsündedir. Bugün Çeçenistan’da mevcut dini özgürlükler dünyanın bir çok Müslüman ülkelri özendirecek derecede iyi durumda olduğu ifade edilmektedir.
Çeçenistan’daki mevcut yönetim, Moskova lehine değişmiştir. Ancak Çeçen ruhu, Çeçen milli karakteri asla değişmemiştir. Çeçenistan’ın bugünkü Cumhurbaşkanı Ramazan Kadirov birinci Çeçen – Rus savaşında babası Ahmet Kadirov ile beraber Ruslara karşı savaşmış bir savaşçi idi. Bugün elbette Rus kuklası olarak Çeçen halkına büyük zarar vermektedir.
Ahmet Kadirov ikinci Rus –Çeçen savaşı arafesinde, Arap Mücahit lider Hattab’ın Dağıstan’a saldırı teşebbüsüne karşı çıkmıştır. Karşı çıkma sebebi de , Ruslar ile barış anlaşması yürürlükte iken, antlaşmayı bozucu taraf olmamak için kesin tavır koymuştur. O,emrindeki Mücahit birlikleri ile birlikte Dağıstan savaşına katılmamış ve daha sonra yapılan barış görüşmelerinde Rusların karşısında Çeçenleri temsil eden bir Çeçen Mücahit ve komutanı olmuştur. Ahmet Kadirov 9 Mayıs 2004 tarihinde mücahit gurupların düzenlediği bir suikast sonucunda öldürülmüştür. Çeçen mücahitler tarafından “Vatan Haini ve İşbirlikçi” olarak ilan edilen Ahmet Kadirov bile mücahit kökenlidir. Bugün Ramazan Kdirov’un eli Çeçen halkının kanı ile boyanmıştır. Onun bir milli haine dönüştüğü bir gerçektir.
Çeçenistan.Çeçenlerin kendilerini ve ülkelerini yönettiği bir ülke konumundadır. Ancak, buna karşılık,Doğu Türkistan’da Uygur Türklerinin durumu tam tersinedir.Doğu Türkistan’ın en ıssız ve en ücra köşesindeki bir köyde bile, Köy’ün yönetimi etnik Han Çinlisi bir Çinli göçmenin elindedir. Bu köy’ün ÇKP genel sekreterliğine dahi etnik Çinli göçmenler atanmaktadır. Uygur Türklerinin arazilerinin ekilip ekilemeyeceği, tarlasına ne ekilip ne biçileceği, ibadetleri için Camiye kimin.ne zaman gideceği ve nasıl namaz kılacağı , Müslüman Uygur Türklerinin düğünlerinin ve cenazelerin nasil ve nerede yapılacağı dahi bu etnik Çinli göçmen ÇKP.Köy Teşkilatı genel Sekreteri’nin iki dudağı arasından ve onun keyfine göre çıkacak kelimelere göre icra edilmektedir. Uygurların dini vecibelerini yerine getirme,milli gelenek ve göreneklerini yaşatma ve örf ve adetlerini yerine getirmelerinin ÇKP.tüzüğüne Uygun olup olmadığı hususu ile bu faaliyetlerin parti tüzüğüne aykırı olup olmadığı veya yapılıp yapılamamasına kadar olan bütün kararlar, Doğu Türkistan’da daha birkaç hafta önce getirilen, Uygurları ilk defa gören ve dilini bilmeyen, ülkenin iklimini ve insanlarını tanımayan, İslam dinini ve Uygur örf –adetlerinden habersiz olan bu alelade Çinli genel Sekreter tarafından belirlenmekte ve karar verilmektedir. Günümüzde Çeçenistan huzur ve barışa, Doğu Türkistan ise,Çin’in soykırım ve Uygur Türklerini yok etme savaşına gebedir. Çeçenistan’da Rus-Çeçen savaşından sonra huzur ve barış dönemi başlamıştır, Doğu Türkistan’da ise, etnik İşgalci Çin ile Uygur Türkleri arasında din ve etnik temelli savaş başlamak üzeredir.
Çin’in, Çeçenistan’da Eğiteceği Özel Kuvvetler, Güvenliğini Sağlayabilecek mi?
Doğu Türkistan’dan çıkarılan zengin doğal gaz ve kaliteli ve çok miktardaki petrol,doğal gaz dünyanın en büyük ve uzun boru hatları ile Çin’e taşınmaktadır.Bu enerji kaynakları etnik Han Çinlilerinin refahı ve mutluluğu için akıtılmaktadır. Doğu Türkistan,Çin’in başta petrol, doğal gaz, kömür olmak üzere 1.5 milyar nüfuslu Çin’in enerji ihtiyacının % 35’ni karşılamaktadır. Yanı 500 milyon Çinli’nin iş,aş,ısınma ve diğer bütün ihtiyaçlarını Doğu Türkistan petrol ve doğal gazı ile karşılanmaktadır. Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden boru hatları ile gelen ve Doğu Türkistan üzerinden Çine akmakta olan petrol, doğal gazı de bu rakama eklersek, Çin’in toplam enerji ihtiyacının % 60’nı Büyük Türkistan karşılamaktadır. Türkmenistan’dan Hazar kıyılarından başlayarak doğu Türkistan’in içinden geçerek Çin’e uzanan boru hatlarının toplam uzunluğu 5 bin kilometreden fazladır.
Çin, kendisi için hayatı önem taşıyan bu enerji yollarının güvenliğini sağlamak ve korumak istiyor. Birde ona ilave olarak eklenen e “Yeni Bir Kuşak- Yeni bir Yol ” projesi ile eski ipek yolunu canlandırmak için Avrasya coğrafyasına dev uzunlukta hızlı tren demir yolları yatırımları yapmak ve Avrasya çoğrafyasını kindisine bağlamanın peşindedir. Çin, Batı ve Doğu Türkistan’dan geçen bu enerji ve ticaret yollarını bahane ederek ve yaldızlı Çin yalan ve sloganlarının arkasına gizlenerek , Müslüman Uygur Türklerinin Allah vergisi ve kendi topraklarından çıkan zenginliklerini zorla gasbederek, çalarak etnik Han Çinlilerinin huzur ve refahı için Çin’e taşımakta ve onları kendi tarihi vatanlarında dışlayarak,ayrımcılığa tabi tutarak Uygurlığın nimetlerinden mahrum bırakarak onları orta çağın karanlıklarına mahkum etmek ve bu suretmi tarih sahnesinden silerek yok etmek istemektedir. Çin, bu tarihi dünya’ya taşma ve yayılma emellerini Uygur Türklerini silah zoru ile susturarak, sindirerek ve devir dışı bırakarak gerçekleştirmenin kör cesareti içindedir. Bu yüzden Uygur Müslümanlarını imha etmek için Din kardeşleri olan Çeçen Müslümanlarının eline Müslüman Uygur kanı bulaştırmak istemektedir. Çeçen kelimesi Uygur Türkçesinde halen olumlu anlamda kullanılan bir kelimedir. Uygur lehçesinde “Çeçen = Zeki,çok akıllı ve ferasatlı kişi demektir. “Bu adam bek çeçen iken. – Bu adam çok zeki. Bu bala bek çeçen – bu çocuk çok zeki” sözleri hala sadece edebi dilde değil, avam halk arasında günlük konuşmalarda ve köylerde bile kullanılmaktadır. Uygurlar ile Çeçenlerin bağını koparmak kolay değildir.Uzun vadede Çinliler Çeçenleri Uygurlara karşı kullanabilecek mi? Bunu zaman zaman gösterecektir. Ancak, Doğu Türkistan’da 1863’te Osmanlı devletine tabi Doğu Türkistan İslam(Kaşgariya) devleti, 1933’te Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti 1944’de Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti olmak üzere 3 kez bağımsız devlet kurulmuştur. Bu 3 devletin ikisinin devlet başkanı Özbek Türküdür. Bağımsız 3 Doğu Türkistan devletiniden, ilkinin kurucusu ve Devlet başkanı Emirulmuminin Yakup Han Bedevlet Kokand Hanlığının bir subayı olan bir Özbek Türkü’dür. 1944’de Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuniyeti’nin Cumhurbaşkanı Mareşal Ali Han Töre de Tokmaklı bir Özbek Türkü’dür. Diğer 2 Cumhuriyetin genel kurmay başkanlarının biri Özbek, Biri Kırgız, Birisi ise, Kazak Türküdür. Batı ve Doğu Türkistan’ın özgürlük savaşlarında o devirde TÜRK adını taşıyan bu isimle anılan Türkistan halkı ile birlikte ve bağımısızlık savaşında omuz omuza mücadele etmişler ve hep birlikte hareket edegelmişlerdir.
Özbekistan devlet Başkanı İslam Kerimov’un ölümü ile batı Türkistan yeni bir sürece girmiştir. Bağımsızlığa kavuşmuş, ancak özgürlüklerine bir türlü kavuşamayan Türkistan Cumhuriyetleri özgürlüğe doğru adım attıkça, Doğu Türkistan’daki özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi de şiddetini artıracaktır. Çin’in milyar dolar harcayarak inşa ettiği devasa, en büyük ve en uzun Boru nakil hatları ile ulaşım ağlarının güvenliği, Batı ve Doğu Türkistan’da ve diğer komşu coğrafyalarda büsbütün tehlikeye düşecektir.
Çin, Müslüman Uygur Türklerini çağın gerisine iterek,onları yoksulluğa ve açlığa mahkum ederek,elindeki ve avucundaki bütün varlıklarını aldatıp gasbederek, silah zoru ile haydutça çalarak ve onları hayatın bütün sahalarından dışlayarak, devir dışı bırakarak eriterek yok etmek istemektedir. Çin işgal yönetimi, Çin ordusu ile zorla bu ülkeye getirip yerleştirdikleri Çinli göçmenlere dayanarak yanı etnik Çinlilere güvenerek enerji ve ulaşım yollarının güveliğini sağlamanın mümkün olmadığını eninde sonunda anlayacaktır.
Türkistan Türklerinin Çin’in bu gizli taşma,yayılma,parçalama ve daha sonra parçaları teker teker yutarak yok etme planını ve buna yönelik uygulamaları karşısında ödeyeceği bedel çok büyük olacaktır. Ancak, buna karşılık İşgalcı ve Yayılımacı Çin’in ödeyeceği fatura daha büyük miktarda olacaktır ve Çin ulusu için çok daha can yakıcı olacaktır.
Kaynaklar:
Etiketler: Çin » Dünya » Ekonomi » Genel » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz » Ordular ve Silahlar » Siyaset
BENZER HABERLER