Son Dakika
23 Aralık 1998 tarihinde dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz imzası ile yayınlanan 36 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Türkiye”deki Doğu Türkistanlıların faaliyetlerine kısıtlama getirilmiş!..
Peki, sebep ne?.. Sebep şu: 1997 Şubat ayında Doğu Türkistanlılar hükümete karşı ayaklanınca Çin, protestoları kanlı bir şekilde bastırmıştı.
O dönem, Türkiye”de Çin”e karşı protestolar yapılıyor, Çin bayrakları yakılıyordu. Bundan rahatsız olan Çin, Türkiye”de sürgünde Doğu Türkistan hükümeti kurulacağı duyumlarını da alınca Ankara”yı uyarmıştı!
Söz konusu “gizli genelge” yayınlanmadan önce yani 29 Mayıs-6 Haziran 1998 tarihleri arasında; o günlerde “Başbakan Yardımcısı” olan Bülent Ecevit, Çin”de temaslarda bulunuyordu!..
Çinliler; “Doğu Türkistan konusunda hassasız” deyince, Ecevit demişti ki;
“Son derece hassaslar. Bu konu siyasi sorun olmaya devam ederse, tavırları sertleşebilir. Türkiye”deki gösterileri gözlerinde büyütmemeleri gerektiğini, Türk halkı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin Çin”in bütünlüğüne çok büyük önem verdiğini belirttim. Eğer, siyasi sorun olmaya devam ederse, tavırları başka türlü olabilir, sertleşebilirler. Onun için bu konuda Çinlilerin hassasiyetini de göz önünde tutmak gerekir. Aksi halde dediğim gibi Uygurların kendileri daha güç durumda kalırlar.”
İşte “Mesut Yılmaz imzalı 23 Aralık 1998 tarihli genelge”nin yayınlanması, “Bülent Ecevit”in Çin”e yaptığı bu ziyaretten sonra”dır!..
ÇİN”İ RENCİDE ETMEYİN!.. İMZA: YILMAZ!
“Genelge süreci”ni izah ettiğimize göre, gelelim “genelgenin maddeleri”ne…
Efendim, 23 Aralık 1998″de Başbakan Mesut Yılmaz tarafından 1998/36 numarasıyla yayınlanan “gizli ibareli genelge”de deniliyordu ki;
¥ Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti”ni (ÇHC), Çin”in tek hukuki temsilcisi olarak 5 Ağustos 1971″de tanımıştır. Şincan-Uygur Özerk Besölgi”nden göç ederek Türkiye”ye yerleşen soydaşlarımızın faaliyetleri Türkiye ile ÇHC siyasi ilişkilerinde hassas bir noktayı oluşturmaktadır.
¥ Doğu Türkistan vakıf ve derneklerinin faaliyetlerinin yasal sınırlar içinde kalması önem arz etmektedir.
¥ BM Güvenlik Konseyi”nin 5 daimi üyesinden biri olan ve 1 milyar nüfusu ve rekor düzeydeki kalkınma hızıyla Türkiye için büyük bir potansiyel pazar teşkil eden ÇHC ile siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz son yıllarda hızlı bir gelişme göstermektedir.
¥ Anılan vakıf ve derneklerce düzenlenecek toplantılara bakanlarımız dahil kamu görevlilerimizin katılmamaları ve kutlama mesajları göndermemeleri…
¥ Toplantılarda Doğu Türkistan bayrağı ve ÇHC”yi rencide eden pankartlar kullanılmaması.
¥ Çin misyonları önünde Çin bayrağının yakılmasının ve Çin”i rencide edici pankartların kullanılmasının engellenmesi.
Yukarıda belirtilen hususlara uyulması hususunda bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.
Mesut YILMAZ
Ata yurdu Doğu Türkistan’ı Çin toprağının bir parçası olarak kabul ve ilan eden her türlü ifade ve yaklaşımlar bizleri yaraladığı gibi ecdadımızın kemiklerini de sızlatmaktadır. Tarihin Türkistan adıyla yurt olarak tapusunu verdiği toprakları bir başkasına aitmiş gibi göstermek Türk adını unutturmak, Türk varlığını kimliksiz vatansız bırakmak sinsi Çin siyasetinin işini kolaylaştırmaktadır. Toprakları işgal edilen, yıllarca iliklerine kadar sömürülen, yüzlerce genci kurşuna dizilen, nükleer denemelerle genlerinden dahi intikam alınan Doğu Türkistanlı soydaşlarımızın imdat çığlıkları kulaklarımızda çınlamaktadır. Atatürk’ün mazlum milletler hakkındaki duyarlılığını benimseyen kişilerin bu çığlıkları, bu çağrıları artık duymalarını, milletimizin onayından geçmeyen ve geçmeyecek, devletimizin elini kolunu bağlayacak belgeler yayınlamamalarını istiyoruz. Doğu Türkistan, Türk Dünyasının ayrılmaz bir parçasıdır. O coğrafyada yaşayan Uygur ve Kazak Türkleri, Türk Milleti’nin çilekeş evlatlarıdır. Komünizmin pençesinde inleyen bu Türk kardeşlerimiz elbet bir gün hürriyetlerine kavuşacaklardır.
Kaynak : radikalblog.com.tr
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER