Son Dakika
Antalya merkezli ASKEF Federasyonunun “ALBAYRAK’TAN GÖK BAYRAĞA – DOĞU TÜRKİSTAN’A ÖZGÜRLÜK ” sloganı ile 18-20 ocak 2019 tarihleri arasında düzenlediği Türk Dünyası Büyük Kurultayında Doğu Türkistan bir kez daha gündeme taşındı. Kurultaya Türk dünyasından temsilciler bilim insanları, şairler yazarlar ve Sanatçılar katıldı.Kurultay’da Doğu Türkistan başta Türk dünyasının sorunları ile Doğu Türkistan’daki mevcut dramatik durumu dile getirdiler.
Kısa adı ASKEF olan, Avrasya Sanat Kültür Edebiyat ve Bilim Dernekleri Federasyonu öncülüğünde Muratpaşa Belediyesi kültür salonunda tertip edilen forumda Doğu Türkistan, Kerkük, Bulgaristan, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve Yunanistan Türkleri adına konuşmacılar konuşmalar yaptı.
ASKEF genel başkanı Savaş Ünal katılımcılara ve Muratpaşa Belediye başkanı Ümit Uysal’a ve belediye personeline teşekkür eder mahiyetteki açılış konuşmasında,programı anlatıp konuşmacıları takdim etti. “Burada toplanmak, inanmışlık meselesidir, gönül meselesidir” dedi “Doğu Türkistan’a özgürlük, Kerkük Türk’tür. Türk kalacak, Azerbaycan bayrağını Karabağ’a dikeceğiz, ne mutlu Türk’üm diyene “ şeklinde alkışlanan cümleleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Çin’in Doğu Türkistan’daki Mezalimi Anlatıldı
Doğu Türkistan mezalimini anlatmak üzere kürsüye davet edilen Uygur Haber ve Araştırma Merkezi yayın yönetmeni Hamit Göktürk,” Çin devleti, Uygur Türklerinin yaşadıkları yerlere, iş yerlerine kameralar koyarak baskı altına aldı, daha sonra pasaportlarına el koydu. Ülke dışına gitmiş Uygurları gittikleri ülkelerden geri getirmek için yaptırımlar uyguladı, mallarına el koydu” dedi. 2016 yılında Doğu Türkistan da toplama kampları kurulduğundan bahsederek, “ toplama kamplarında öğretmen olarak çalışan bir Kazak Türk’ünün kaçarak dünyaya açıklaması sonrası bu zulüm kampları ortaya çıktı” dedi. Diğer ülkelerde yaşayan Uygurların ailesini ziyarete gittiklerinde tutuklandıklarını anlatan Hamit Göktürk, “ Birleşmiş Milletler konseyi 2017 yılında toplanarak elde edilen bilgiler doğrultusunda rapor hazırlayıp Çin hükümetine yolladı. Fakat Çin hükümeti bunu inkar etti ve kampların eğitim kampları olduğunu iddia etti. Birleşmiş Milletlerden müracaat eden heyeti de kabul etmedi” dedi. Evlerinden, ailelerinden ayrılan insanları bu kamplara koyduklarını ve birçok kişinin hayatını kaybettiğini söyleyen Göktürk, kamplarda yatacak yer dahi bulamadıklarını, tuvalet ihtiyacını dahi karşılamakta zorlandıklarını anlattı. “Kamplarda tutuklu kişilerin ve dışarıdaki ailelerinin akıbeti bilinmemektedir. Kamplara, uluslararası gözlemciler sokulmamaktadır” dedi ve anlatımını sonlandırdı.
Kerkük Ve Irak Türklerinin Sorunları
Kerkük Türkmenleri adına söz alan Yunus Bayatlı, Kuzey Irakta benzer problemlerin devam ettiğini izah ederek, adı konmasa da Türkmenlere baskıların devam ettiğini söyledi. ” 1980 lerin başında başlayan saldırılar ve sonrasında lider kadrolarımızın katledilişleri hafızalarımızdadır ” dedi. Kerkük Türkmenlerinden Necdet Koçak’ın yaşamından misaller vererek, Bağdat üniversitesinde profesör olarak görev yaptığı sırada Türkiye casusu suçlamasıyla tutuklandığını, bilgi vermesi için yapılan işkencelere direndiğini ve istenilenleri yapmadığı için Saddam tarafından idam edildiğini anlattı. Necdet Koçak’ın Irak makamlarına boyun eğmeyerek Türklük davasına bağlı kaldığını ve kendisinin şehit olmasının önemli olmadığını ‘ağaç budandıkça göreler’ sözünü söyleyerek davaya sahip çıkılmasını vasiyet ettiğini anlattı.
Bulgaristan Türkleri ve Sorunları
Bulgaristan Türkleri adına kürsüye gelen Doç. Dr. Nesrin Sipahi Kıratlı “doğduğum yer olan şarkın başkenti Filibe’den Bulgaristan Türklerinden Türk dünyasına selam olsun ” diyerek başladığı konuşmasında Bulgaristan Türklerinin Bulgar göçmeni olarak ifade edilmelerinin kendilerini üzdüğünü belirten Kıratlı, doğduğu Ustina köyünün İstanbul’un fethinden önce 1451 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Çandarlı Halil Paşaya verilen köy olduğunu söyledi.” biz Bulgaristan Türkleri öz Türkleriz ve gururla şerefle ne mutlu Türküm deriz” dedi. Bulgaristan’da ve batı Trakya’da çekilen acılara, göçlere, savaşlara dikkat çeken Dr. Nesrin Sipahi Kıratlı, “Türkler olmasaydı, dünya tarihi yazılamazdı. Balkan coğrafyasında Türkler olmasaydı Balkan tarihi yazılmazdı” dedi. “Bulgaristan tarihi, göçler ve hüzün tarihidir. Aynı zamanda bir Osmanlı tarihidir” diyerek, 14. y.y. son çeyreğinde Osmanlı hakimiyetine geçen Bulgaristan’ın, Balkan coğrafyasının en yoğun Türk nüfusuna sahip yeri olduğunu belirtti. Aynı zamanda Bulgaristan da yaşayan Türk bölgelerinin Müslüman Türk kültürü açısından zengin bir saha olduğunu anlatarak “biz Bulgaristan Türkleri, edebiyatımız ile, örf, adet ve geleneklerimiz ile Anadolu Türk kültürünün taşıyıcılarıyız.” dedi. “İsmail Gaspıralı’nın dilde,fikirde, işte birlik şiarıyla, bizim de ana dilimiz Türkçedir, ama şu an ana dilimiz can çekişiyor. Dil bilimcilerin tarifiyle, kişinin kendini en iyi ifade ettiği dil ana dilidir, maalesef artık gençlerimiz ve çocuklarımız artık kendilerini ana dillerinde ifade edemiyorlar” sözleriyle konuşmasını sürdürdü. “Tarihte hiçbir ülkede Türklerin adı değiştirilmedi, geçmiş tarihlere bakarak Oğuz Kaan dan başlayıp günümüze kadar Atatürk’e kadar ayakta kalmayı başardık. Bizim sorunlarımız ve diğer kardeşlerimizin sorunları tüm Türk dünyasının sorunlarıdır. Mustafa Kemal Atatürk, Türk dünyasında yaşanacakları biliyordu” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
ASKEF başkan ve yöneticileri, konuşmacılara birer katılım belgesi verdi, konuşmacılarda, yörelerini temsilen yanlarında getirdikleri hediyeleri Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal adına kültür müdürü Gülnur Karaaslan’a ve ASKEF başkanına hediyeler verdiler.
Kaynak : http://akdenizdespor.com/turk-dunyasi-antalyada- bulustu-16784 (Haber; Cengiz Savaşeri)
Etiketler: Çin » Dünya » Edebiyat » Eğitim » Genel » Gündem » Haber » Röportajlar » SanatBENZER HABERLER