UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MEERKEZİ(UYHAM)
Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan ve Tibet’te yaşayan yerel halklara baskı,zulüm ve işkenceler uyguladığı ve etnik soykırım suçu işlediği BM.’de bir kez daha diret olarak gündeme getirildi ve Çin’in inkar ve tepkisine ve katılımların Çin’e karşı güçlü itirazlarına ve tartışmalara neden olduğu açıklandı. ı
“Ticaratte Standard” gazetesinin haberine göre, bu oturum BM. “Azınlık Sorunları Özel Raportörü”nün hazırladığı yıllık raporunun görüşülmesiyle başladı. Oturumda Avrupa Güney Asya Araştırmaları Vakfı araştırmacısı Aaron Magunna söz alarak Çin hükümetini Doğu Türkistan ve Tibet’teki baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarınden dolayı şiddetle eleştirdi. Magunna Özel raportörün raporundan alıntılar yaptığı konuşmasında şunları söyledi :
” Azınlık Sorunları Özel Raportörünün sunduğu rapor, Çin’in yönetimindeki Uygurların ve Tibetlilerin içinde bulunduğu dramatik durumu bunu tam olarak ortaya koymuştur. Şimdi Çin yönetimi onların çocukları ailelerinden zorla koparıyor ve Çin yönetiminin kurduğu devlete ait okullara(Çocuk Toplama Kamplarına) etnik olarak dönüştürmek için yerleştiriliyor. Bu okullarda çocukların kendilerine özgü dil ve kültürel kimliklerinden mahrum bırakılmaktadırlar. Özel Rapora göre, Uygur ve Tibet toplumunun karşı karşıya olduğu gerçeğin ciddiyetini tam vurgulamaktadır. BM’nin Çin ile ilgili hazırladığı 2022 raporunda da bu hususlar ortaya konulmuştur. Bu rapora göre Çin yönetimi bölgenin esas halkını “Nüfus Optimizasyonu/Nüfus Kalitesinin yükseltilmesi” kisvesi ile altında Uygur bölgesinde yaşayan Müslüman Türk halkının kasıtlı olarak azaltmaya ve tedrici olarak da yok etmeyi amaçlamaktadır, Uygurlar sistematik olarak etnik aşağılama ve cinsel saldırılara uğratılmaktadır. Çin yönetimi Onları Köle/İşçi olarak zorunlu çalıştırmakta, Uygur kadınlarına sistematik cinsel istismar, kısırlaştırma ve mecburi kürtajla Uygurları bu ana topraklarından tedricen yok etmek isitemektedir.Buna karşılık bölgeye merkezi Çin’der Çinli nüfus transfer etmekte ve etnik Çinlilerin bölgeye yerleşmelerini ve bölgede etnik Çinililerin sayısını arttırmak iiçiin çeşitli siyasi, sosyal ve ekonomik ayrıcalıklarla teşvik etmektedir. Bölgedeki bu insanlık dışı uygulamaların tek sorumlusu Çin yönetimidir. Ancak,Çin yönetiminin bölgenin Çinli olmayan halklarına yönelik bu insanlık suçları ile etnik soykırım cinayetlerine karşı BM ve uluslararası toplumun kayıtsızlığı ve sessizliği üzüntü vericidir ve asla kabul edilemez bir tavırdır. ” Şeklinde konuştu.
Çin’in Temsilcisi ise söz alarak Araştırmacı Aaron’un sözlerini her zamanki gibi inkar ve reddederek :” Uygur ve Tibet halklarının kendi bölgelerinde ” huzurlu, müreffeh ve uyumlu bir şekilde yaşadıklarını ” iddia ettiği bildirildi.