UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Almanya Başbakanı Schulz, Çin’e yaptığı resmi gezisinde Pekin’de Çin Lideri Xi ile yaptığı görüşmelerde Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik insan hakları ihlallerini gündeme getirdiği ve bu ihlallerin sonlandırılması çağrısında bulunduğu bildirildi. Çin Lideri’nin Alman Başbakanının bu Uygur çağrısına her zaman olduğu gibi ” Çin’in iç sorunu” şeklinde itiraz etmediği ve sessiz kaldığı açıklandı.
Almanya’da yayınlanan ve Federal Başbakan Shultz’in Çin gezisini takip eden Süddeutsche Zeitung(Güney Almanya) gazetesinde 4 Kasım’da yayınlanan ” Başbakan Scholz: İnsan haklarını konuşmak, içişlerine karışmak değildir.” başlığı ile yayınlanan bir haber yorumda Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un Pekin’de Çin Başbakanı Li Keqiang ile birlikte düzenlediği basın toplantısında “Çin Liderlerine karşılıklı görüşmelerde, 31 Ağustos’ta yayınlanan BM Uygur raporunun dikkate alınarak Uygurlara karşı ciddi insan hakları ihlallerinin sonlandırılması ve Çin’e insan hakları konusunda yöneltilen uluslararası toplumun uyarılarının dikkate alınması yolunda çağrılarda bulunduğu ve “insan hakları konusunda her İki tarafın konuyu “tartışmaya devam etmek istediğini ” ortaya koydukları belirtiliyor.
Süddeutsche Zeitung(Güney Almanya) gazetesinde 4 Kasım’da yayınlanan yazı şöyle devam ediyor :
” Alman Başbakanı Scholz’un Çin gezisinde Pekin’deki görüşmelerde Uygur meselesiyle ilgili ne konuştuğu konusundaki bilgiler net ve açık değil. bahsettiği başka bir şey henüz rapor edilmedi. Xi Jinping ile görüşmesinde Uygurlardan bahsetti mi? Bu da tam olarak bilinmiyor. Scholz, Çin Lideri ile görüşmesinde Çin’i Rusya’yı desteklememesi için ikna etmeye çalıştığını, Rusya-Ukrayna savaşının bir an önce sona erdirilmesi için çaba gösterilmesi çağrısında bulunduğu belirtiliyor. Ayrıca, Tayvan sorununa barışçıl bir çözüm bulunmasını istediği ve Çin’in bu konuda sorumluluğu olan BMGK. Daimi Üyesi 5 ülkeden biri olarak dünya barışının korunmasında sorumlu bir ülke olduğunu hatırlattı. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Almanya ile Çin arasındaki ikili ilişkileri daha da geliştirilmesi arzusunu da dile getirdiği bildirildi. Başbakan Scholz’un kendisinin , Çin ziyaretini eleştirenlere, “Bugün Pekin’e gelmem benim için iyi ve doğru bir hareket olmuştur.” sözleri cevaplandırdığı ifade ediliyor.
Çarpıcı Olan Nokta : Çin’in Uygurlar ve Tayvan Konusuna İtiraz Etmemesi
Gazete, yazısında en çarpıcı noktanın Başbakan Olaf Scholz’un Uygurlar ve Tayvan ile ilgili açıklamalarına Çin tarafından herhangi bir itiraz veya cevabın gelmemesine dikkat çekerek şöyle devam ediyor : ” . Çin Başbakanı Li Keqiang, Scholz’un Uygurlar ve Tayvan konusundaki açıklamasını reddetmedi veya cevapsız kalarak geçirdi. Çin tarafı geçmişte olduğu gibi Uygurlar veya Tayvan meselesi gündeme getirildiğinde “Bu konu bizim iç meselemiz- “İçişlerimize karışmayın – Kimsenin içişlerimize karışmaya hakkı yok” sözleri ile hemen itiraz ederek hemen protesto etmedi.
Çin’in Olaf Scholz’un Uygurların İnsan Hakları söylemine sessiz kalması Ne anlama geliyor?
Diasporada faaliyet gösteren Uygur siyasi aktivistleri ve siyasi analistler Almanya-Çin resmi görüşmelerinde Çin’in Uygur sorununu Almanya tarafından dillendirilmesine sessiz kalması ve itiraz etmemesine farklı açılarından baktıkları görülüyor.
Gazetenin ziyaret ile ilgili olarak sorularının cevaplayan Almanya Merkezli Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa şöyle konuştu : ” Çin yönetiminin Uygurların çiğnenen insan hakları ve Tayvan konusunda sessiz kalmasının temel sebeplerinin şunlar olduğunu düşünüyorum :
- Çin, Uygur sorunu ve diğer bir çok tartışmalı konularda Batı’dan uzaklaşması sonucunda sadece siyasi imajının zedelenmesinden çekiniyor
- Çin, son yıllarda batı’nın ambargo ve yaptırımları sonucunda büyük ekonomik kayıplarla da karşı karşıya kalmıştır. Bu kayıpların daha fazla devam etmesinden endişe ediyor.
- Çin, Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar ve diğer Müslüman Türklere yönelik baskı, zulüm ve soykırımlarını gizlemek için her çareye baş vurması ve bu konuda büyük çabalar harcamasına rağmen, Doğu Türkistan ve Uygur meselesinin uluslararası bir mesele haline gelmesini engelleyememiştir. Çin, Uygur meselesinde biraz düşünmek ve doğru yolu seçmek yolunu seçmek istemiş olabilir.
- Çin, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısında Saldırgan Rusya’nın yanında yer almakla büyük bir diplomatik hata işlemiştir. Ekonomisi günden güne gerileyen ve düşmeye başlayan Çin’in Batı ile ilişkilerinde artık eskisi kadar gergin olamayacağı kesindir.
- Bütün bu nedenlerle Çin’in kendisini bu cahilce inat ve aldatma yolundan vaz geçme yolunu yanı doğru yolu seçmeyi tercih edebileceğini düşünmüş olabilir.