Son Dakika
Avustralya Yahudi Birliği (AJA) Başkanı Dr. David Adler, Yahudilerin 2.Dünya Savaşı sonrasında Nazilerin Toplama toplama kamplarından kurtarılmasıyla, Holokost’un dehşetinin tam olarak ortaya çıktığını belirterek :” Topluluğumuzun üyelerinden kritik Bir Deneyim dersi belirlemelerini isterseniz, mutlaka verecekleri cevap “Bir Daha Asla” olacaktır. Bu cevap ise, en azından günümüzde Uygur soykırımına sessiz kalmamak, geçmişe değil, bu trajediye odaklanmak anlamına gelecektir. Ancak cevap aynı zamanda Uygurların büyük bir etnik veya dini zulümle karşı karşıya kaldığı günümüzde bu soykırıma kayıtsız kalmamak ve tepki göstermek ve müdahale etmek anlamına de gelir.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Yahudi halkının tarihi göz önüne alındığında, Uygurları için konuşmamız ahlaki bir zorunluluktur. Bu amaçla, Avustralya Yahudi Derneği (AJA), 2 Aralık’ta, zeki ve cesur bir kadın olan Avustralya Uygur Tangritagh Kadınlar Derneği’nin başkanı Ramile Canişev ile sanal bir etkinlik düzenledi.
ÇKP. Yönetimi Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Eyaleti olarak da bilinen kuzeybatı bölgesinde 1.5 milyonden fazla Uygur’un “Yeniden eğitim, gözaltı veya toplama kamplarına hapsettiği biliniyor.
Yahudi soykırımı(Holokost) doğası ve büyüklüğü bakımından tek başına ortada iken, bugün Uygurların başına gelenler Holokost’u anımsatan bazı rahatsız edici özellikler ve benzerlikler taşımaktadır.
Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI), uydu görüntülerinin analizi de dahil olmak üzere kanıtlara dayanarak, Eylül 2020’de Uygur bölgesinde 380 kadar şüpheli gözaltı tesisi olduğunu belirlemiştir.
Temmuz/2020’de, ABD Gümrük ve Sınır Koruma Teşkilatı, Uygurlardan toplanan insan saçından yapıldığından şüphelenilen ürünlerin Çin’den 13 tonluk bir sevkiyatını durdurdu. Bir CNN araştırmacısı, Çin’de açıkça Uygur saçı satan bir web sitesinin varlığının bilgisine de ulaştığını açıkladı.
ABD’nin Uluslararası Din Özgürlüğü Komitesi Komiseri Nury Turkel, Eylül/2020’de yaptığı açıklamada Çin yönetiminin “Uygurların etnik-ulusal kimliğini ortadan kaldırmak” için uyguladığı resmi bir Çin politikasından bahsetti. Uygur aile üyelerinin bir birlerinden zorla ayrıldığı, Camilerinin, kültür ve topluma ait tesislerinin tahrip edildiği ve Uygur çocukların zorla Çince öğrenmeye ve sadece Çince odaklı eğitim veren Çin okullarına gönderildiğini bildirdi.
Araştırmacı gazeteciler, Çin komünist liderlerine ve rejimine sadakat sloganları söyleyen ve Çince Komünist marşlar söyleyen Uygur çocuklarının videolarını yayınladılar. , Çinli yetkililerin zorlamaları sonucunda Uygur kadınlarının kısırlaştırıldığını, kabul etmeyenlerin ise toplama kamplarına kapatıldığını bildiriyor. Çin’in Uygur bölgesine ait açıkladığı resmi rakamları Çin’in bu zoraki kısırlaştırma tedbirleri sonucunda Uygurlarda doğum oranında kesin düşüşler olduğunu gösteriyor.
Toplama/Gözaltı merkezlerinden bir şekilde kurulan/kurtarılanların, genellikle Kazakistan veya Türkiye vatandaşları olduğu bildiriliyor. Ayrıca, kamplardan kurtarılan bu çifte vatandaşların bazıları bu Toplama kamplarındaki çok kötü ve insanı dehşete düşüren ifadeler ile gerçekleri anlatıyor. Ailelerin bir birlerinden zorla koparılarak dağıtılması, Köle/İşçi olarak çalıştırılmaları yeniden eğitim(Toplama Kampı) deneyimlerini ve başlarından geçenleri aktardılar.
Çin bölgede yaşayan Türk halklarının Türk dili ve Uygur kültürü yasaklanmıştır ve yerine ise,Han Çinlilerinin dili ve kültürü öğretilmektedir ve ÇKP’ne sadakatini yerine getirici uygulamalara onları zorlamaktadır. Gözaltına alınan Uygurlara tecavüz ve işkence de dahil olmak üzere çok kötü ve insanlık dışı muameleler yapıldığına dair ilk elden bilgiler ve haberler vermektedir.
Çin’de ayrıca Uygurlardan canlı organ toplama endüstrisinin çok geliştiğine dair iddialar de vardır. Bu iddialar ve buna ait kanıtları özellikle tüyler ürpertici mahiyettedir. Özgür Asya radyosu (Radio Free Asia) Çin’in Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Aksu’daki bir hastanenin gözaltı tesisine dönüştürüldüğünü ayrıntılı olarak bildirdi. Görüntülerin analizi, alınan canlı organların Aksu havaalanında merkezi Çin’e hızlı şekilde nakli için bir “yeşil koridor” adında özel bir yol-geçiş inşa edildiğini bunun yanı sıra Toplama Kampının yakınlarında bir krematoryum ve mezarlık de olduğunu göstermektedir.
2019’un ortalarında Londra’da oturan bağımsız bir mahkeme, Çin’de organ nakli nedeniyle tutukluların öldürüldüğü sonucuna vardı. Eski Yugoslavya uluslararası ceza mahkemesinde savcı olan Sir Geoffrey Nice QC başkanlığındaki Mahkeme, Çin’in zorla organ topladığı konusunda oybirliğiyle karar verdi. Mahkeme Falun Gong müritleri ile ve eski Uygur mahkmları, tekrarlanan bir çok tıbbi testlerden geçtiklerine dair tanıkları dinlediler. Mahkeme, Çin’deki hastanelerin organ alınması ve nakil için bekleme sürelerinin olağanüstü derecede kısa olduğunu, dönürlerin genellikle sadece birkaç hafta bekletildiklerini kaydetti.
Uygurlar, ağırlıklı olarak Müslüman olmasına rağmen, tek bir İslam ülkesi Çin’deki kardeşlerine sığınma hakkı vermedi. Neden? Aldığımız tek açıklama, Avustralya’nın yaşadığı gibi, Çin’in önemli bir ekonomik güce sahip olduğu ve bunu agresif bir şekilde kullanmakta olduğu kesin.
Gözaltı tesislerinin çoğu, ürünlerin Batılı tüketicilere ihraç edilmek üzere üretildiği büyük üretim tesislerinin yakınında yer almaktadır. Bir İş ve İnsan Hakları Kaynak Merkezi raporu, Sincan’da zorla çalıştırma kullanımına karışan 83 büyük marka tespit etti. İlgili endüstriler arasında giyim ve moda, ayakkabı, elektronik, motorlu taşıt parçaları ve diğerleri bulunur.
Bu mesele, Avustralyalı yasa koyucular için bir sorun haline geldi. Senatör Rex Patrick’in öncülüğünü yaptığı taslak yasa, Uygur köle işçiliği tarafından yapılan ürünleri yasaklayacaktı. 10 Aralık’ta Senato, 2020 tarihli Gümrük Değişikliği (Uygur Zorla Çalıştırma Tarafından Üretilen Malların Yasaklanması) Yasa Tasarısını, soruşturma için Senato Dışişleri, Savunma ve Ticaret Mevzuatı Komitesi’ne havale etti. AJA, başvuruda bulunan tek Yahudi örgütüdür.
AJA etkinliği 2 Aralık’ta yapıldığında, “Zoom-bomb” tekniklerinden biri ile saldırıya uğradı. Etkinlik sırasında yüzlerce müstehcen, küfürlü mesaj aldık. Bunu kim yapacak? Yerel “ChiCom’ların” çok aktif ve kaynaklara sahip olduğu ve Avustralya’daki ÇKP’ye sadık insanların, üniversite kampüslerimizden herhangi birinde Hong Kong demokrasisini destekleyen bir gösteriyi bozabilecek muhtemel suçlular olduğu bize bildirildi.
Avustralya’daki Uygur toplumu temsilcileriyle yakın bir şekilde çalışmaya devam ediyoruz ve 21 Mart’ta Adelaide’de düzenlenen büyük yıllık Türk yeni yılı (Nevruz) etkinliğine davet edildik ve bu davete icabet ederek destek ve katkı taahhüdümüzü kamuya açık bir şekilde ortaya koyduk. AJA aynı zamanda parlamenterlere de müracaat ederek Uygurlar konusunda bir şeyler yapmalarını talep ediyoruz.
Çin yönetiminin Uygur toplumuna olan baskı,zulüm ve soykırım icraatları tek yönle olmayıp bir kaç sahada ve çok yönlü olarak devam ediyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni açıkça ihlal eden ve uygulamaları ile insanlığa karşı suç işleyen Çin’in 14 Ekim 2020’de Çin’in BM İnsan Hakları Konseyi’ne yeniden seçilmesi de utanç verici bir olaydır.
Kaynak : AJA.Org.
BENZER HABERLER