ÇİN’DEN , YARKENT’TE KATLİAMDAN SONRA, TAAHHÜTNAME ZULMÜ…!

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin işgal yönetiminin binlerce Müslüman Uyguru öldürerek soykırım yaptığı ve insanlık suçu işlediği Yarkent-İlişku’da bu kez halka zorla “Milli Bölücülüğe Karşı Koyma Taahhütnamesi” imzalatma kampanyası başlattığı bildiriliyor.
Bu uygulamanın Yarkent’in İlişku,Hangdi,Çarek kentleri ile diğer bağlı köy ve bölgelerinde uygulandığı ve şimdiye kadar toplam 840 bin Müslüman Uygur Türkü’ne bu belgelerin zorla imzalatıldığı ifade ediliyor.
Çin’in resmi “Yer Küresi” gazatesi’nde 4 Kasım tarihinde yayınlanan bir haberde Hoten merkezli Terörle Savaş ve Sert Darbe Vurma operasyonları kapsamında bölgede sıkıyönetim halininin sürdürüldüğü, Çin işgal güçlerinin sürekli tayakküz halinde ve arda arda arama ve ele geçirme(tutuklama) operasyonlarına devam etmekte oldukları belirtildi.

Haber’de ayrıca, Yarkent ve bağlı yereleşim bölgelerinde “Güvenlik ve İstikrarın Sağlanmasına Yönelik “ tedbirlerinin en üst düzeyde devam ettirildiği Yerel Hükümet ile İlçe Komünist Partisi yönetiminin ortaklaşa aldığı karar ve uygulamalar sonucunda Yarkent-İlişku ve bağlı kent,köy ve Yerleşim bölgelerinde “Milletler İttifakı = Müslüman Uygurlar ve etnik Çinli’ göçmenlerin Birlik ve Beraberliği” propagandasınin etkili ve güçlü icra edildiği ve “Milli Bölücülüğe Karşı Koyme Taahhütnamesi”’nın bölge’de yaşayan bütün herkese imzalatıldığı belirtildi.
Hatırlanacağı gibi, geçen 28 Temmuz’da Yarkent’in İlişku,Hangdi kentleri ile diğer Köylerinde yaşayan Müslüman Uygur Türkleri Çin işgal yönetiminin oruç ve Ramazan ibadetlerinin yasaklaması, dini ve etnik temelli baskı ve yasadışı engellemelere karşı barışçıl gösteriler yapmıştı. Çin işgal yönetimi bölge halkı ile görüşerek sorunu dialog ve barışçıl yollarla çözmek yerine ağır silahlı özel birliklerini bölgenin sivil halkının üzerine sevkderek masum sivil Müslüman halkı kanlı bir şekilde bastırmış ve masum sivili katletmişti.
Çin işgal yönetimi olaylardan günler sonra bir açıklama yapmış ve bu olaylarda toplam 97 kişinin hayatını kaybettiğini açıklamıştı.Ölenlerden 62 kişinin sivil halktan ve 35 kişinin ise,Çinli asker ,Polis ve görevlilerden oluştuğunu da iddia de etmişti.
Daha sonra olaylarla ilgili tutuklanan 250 Müslüman Uygur’dan 57’sının 13 Ekim’de Kaşgar Orta Halk Mahkemesi’nde yargılanmasının tamamalandığını 27 kişinin idam cezasına 9 kişinin ise ömür boyu hapis ve kalan 21 kişinin ise 4-12 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığını açıklamıştı.
Ancak Dünya Uygur Kurultayı Yarkent-İlişku’da Çin işgal Ordusu’nun gerçekleştirdiği katliamda en az 2 bin Müslüman Uygur’un öldürüldüğünü bildirmiş ve uluslar arası bağımsız Gözlemcilerin bölge’de inceleme yapmasını de talep etmişti.
Olaylardan sonra, bizzat Çin ordusunun denetimindeki haberleşme(İnternet) sansür duvarını aşarak Yarkent-İlişku katliamında duyduklarının hür dünya’ya duyurmayı başaran ve haber Sitemizde yayınlanan Ebubekir Rahim’in mektubu ile olay bölgesinde yaşayan ve daha sonra yurt dışına çıkan bir bölge sakininin mektup ve açıklamalarına göre Yarkent-İlişku’da her birinde 600-750 hane’nin yaşadığı 3 Kent’in(15-16 ve 17.Kentler) Çin işgal Ordusuna bağlı Birliklerce ağır silahlar ve savaş uçakları ile bombalanarak haritadan silindiği haberi yer almıştı. Buna göre bu köylerde 3000- 4000 kişi arasında insan yaşadığı ve bu insanların yarısının Çin saldırılarında hayatını kaybetmiş olduğu düşünülürse,Yarkent’te en az 3000-5000 arasında Müslüman Uygur Türkü’nün katledilmiş olduğu tahmin edilmiş olabileceği bildirilmişti.
Çin işgal yönetimi uluslar arası toplum ve insan hakları ve hukuk kuruluşların bütün ısrarlarına rağmen,Yarkent – İlişku katliamı hakkındak suskunluğunu koruyor ve hiçbir bilgiyi kamu oyu paylaşmıyor.
Geçen ay Yarkent’ı ziyaret eden ABD.merkezli Los Angles Times gazetesi Muhabiri July Maccaine kendisinin ziyareti esnasında sürekli Çinli polisler tarafından izlendikilerini,şehir’de tuhaf bir havanın hakim olduğunu ifade etmiş ve izlenimlerini “ Çin’in Yarkent-İlişku’da ve katliam yaptığı diğer bölgelerde dünya’dan ısrarla gizlediği bir şeyin mutlaka olduğunu tahmin edebiliyorum.” tarzında dikkat çekici bir tesbitini kamu oyu ile paylaşmıştı.

Kaynak  : rfa.org.uighur/Kişilik Hokuk/ 4.11.2014