logo

trugen jacn

TÜRKİYE, “ÇİN’İN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ” DEĞİL, ONUN İŞGALCİLİĞİNİ KONU ETMELİDİR!

TÜRK DEVLETLERİ BİRLİĞİ ve T.C TÜRK DÜNYASI BAKANLIĞI | SinoTürk

Osman OKTAY

TÜRKİYE’MİZDEKİ YETKİLİLERİN AĞIZLARINDA BİR SAKIZ VAR ;” ÇİN’İN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE SAYGILIYIZ!.. İYİ DE KİMİN HANGİ TOPRAĞININ BÜTÜNLÜĞÜ ?… ”

Büyük Türkistan, 1800’lü yılların sonlarına doğru Ruslarla Çinliler arasında paylaşılmaya çalışılıyordu. 1944 yılında, devletler tarihi için daha dün gibi yakın olan bir zamanda ilan edilen Doğu Türkistan Cumhuriyeti, Rusların ayak oyunları ve askeri müdahaleleri sonunda dağılınca Ocak 1949’da yani 71 yıl önce Çin tarafından işgal edildi.

Kısacası, Batı Türkistan Sovyet Rusya’nın, Doğu Türkistan da Çin’in işgali altında idi ve aralarında paylaşmışlardı. Çinliler, halis muhlis Türk Uygur bölgesi olan Doğu Türkistan’a “Yeni Bölge” anlamına gelen “Xinjiang” (Sincan) adını vererek Türk adını silmek istediler. Yeni Bölge, yani gasp edilmiş, işgal edilmiş bölge!

İyice anlaşılması için açık ve net olarak yazıyorum ki, bugün gündemde olan Azerbaycan toprağı Dağlık Karabağ ve çevresi nasıl 30 yıla yakın bir süreden beri Ermenistan’ın işgali altında idi ise Doğu Türkistan’ın durumu da aynıdır. Yani Doğu Türkistan Uygur Türklerinin vatanıdır ve Çin devleti 71 yıl önce işgal ederek “Yeni/Alınmış, işgal edilmiş bölge” anlamına gelen “Sincan Özerk Bölgesi” diye uyduruk bir ad vermiştir.

“Özerklik” ise yalnızca lafta kalmış, yaklaşık 40 milyon nüfusa sahip olan Uygur Türkü kardeşimize yönetim ve denetimde hiçbir hak tanınmadığı gibi artık dayanılmaz bir hal alan ve Türk İslam dünyasından başka diğer dünya milletlerini isyan ettiren boyutlara ulaşmıştır.

Yazımızın girişinde de işaret ettiğimiz gibi Türkiye’deki yetkililerimiz ise bu konunun her gündeme gelişinde “Çin’in toprak bütünlüğüne saygılıyız” demekten geri durmamış, daha da ileri giderek oradaki kardeşlerimizi “terörist” olarak nitelendirebilmişlerdir.

28 – 30 Temmuz 2015 tarihinde Çin’e ziyarette bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Çin’in toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını” ifade ettikten sonra sözü Ortadoğu’daki IŞİD terör örgütüne getirmiş, o vahşi örgütün yaptıklarını anlatarak “Terör orada da olsa burada da olsa terördür” diyerek, -doğrudan ifade etmese de- bir bakıma kardeşlerimizin “terörist”olarak nitelendirilmesine yol açan ifadeler kullanmıştır.

Haziran 2018’de, eşi ile birlikte Çin ziyaretinde bulunan ve Çin Seddi’nde dalgalanan Komünist Çin bayrağı altında poz veren “Son Başbakan”Binali Yıldırım da oralarda yaptığı açıklamalarda ve Youtube üzerinden yayın yapan Babala Tv’de Oğuzhan Uğur’un sorusuna cevap verirken şunları söylüyordu;

“Doğu Türkistan konusu çok hassas bir konu. Bizim bu konuda düşüncemiz çok açık ve net. Çin’in egemenliği, toprak bütünlüğü bizim için çok önemli. Doğu Türkistan’da soydaşlarımız, kardeşlerimiz var ama teröre bulaşırlarsa, toprak bütünlüğü, egemenlik haklarına açıkça karşı çıkarlarsa biz onlara olumlu bakmayız.”

Yani yine terör ve terörist vurgusu!

29 Eylül 2020 günü ise AKP Merkez Yönetim Kurulu toplantısından sonra her zaman olduğu gibi tam da akşam haberleri sırasında kameraların karşısına geçen AK parti sözcüsü Ömer Çelik yine benzer ifadelere yer verdikten sonra kamuoyunu tatmin etmek için de “Oradaki Uygurların haklarını korumak için her türlü çalışma yapılmaktadır” gibi ifadeler kullandı.

Bir türlü anlatamadığımız ve anlamak istemedikleri şu: Çin’in “Toprak bütünlüğünü” bozan Uygurlar ya da Doğu Türkistan Bölgesi değil. Bizatihi Doğu Türkistan’ın toprak bütünlüğünü bozan işgalci Çin Devletidir.

Azıcık tarih bilgisi olan ya da merak edip okuyarak, sorarak araştıran bunu öğrenir ve bilir.

Devlet yetkililerimiz ve siyasilerimizin Türkiye’de Çin’in beslemesi olan Doğu Perinçek’in doğrultusunda konuşmaları doğru değildir.Bazı siyasi ve uluslararası konularda Rusya’nın tavrı netleşmeden açıklama yapmaktan çekinen Orta Asya Türk Cumhuriyetleri gibi Türkiye başta olmak üzere “İslam ülkesi” diye anılan devletlerin “Çin’i darıltmayalım” diyerek 40 milyon Müslümana yaşatılan zulme karşı tavır almamaları anlaşılır gibi değildir.

En son 39 ülke, toplama kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerinin serbest bırakılması için Çin yönetimine çağrı yaptı. 39 ülkenin imzaladığı mektuptaki imzacılar arasında Bosna-Hersek ve Arnavutluk dışında Türk ya da Müslüman ülke olarak nitelendirilebilecek bir isim yok ve ne yazık ki Türkiye de yok!..

Birleşmiş Milletler’in Almanya misyonunun yazdığı mektuba imza koyan ülkeler şöyle: ABD, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Kanada, Hırvatistan, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Haiti, Honduras, İzlanda, İrlanda, İtalya, Japonya, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Marshall Adaları Cumhuriyeti, Monaco, Nauru, Hollanda, Yeni Zelanda, Kuzey Makedonya, Norveç, Palau, Polonya, Slovakya, Slovenya, İspanya , İsveç, İsviçre ve İngiltere.

39 ülkenin imza koyduğu ortak mektup özetle şöyle:

“Bize ulaşan güvenilir raporlara göre Doğu Türkistan’da bir milyondan fazla insan keyfi olarak, ‘siyasi eğitim’ kamplarında gözaltında tutuluyor.”“Bölgede giderek artan ağır insan hakları ihlali raporlarını gördük. Uygur kültürünün yanı sıra din veya inanç özgürlüğü, serbest dolaşım, dernek kurma ve ifade özgürlükleri ile ilgili çok ciddi kısıtlamalar var. Pekin, yaygın gözetleme ve orantısız bir şekilde Uygurları ve diğer azınlıkları hedef almaya devam ediyor. Ayrıca zorla çalıştırma ve kısırlaştırma dâhil, zorunlu doğum kontrolü hakkında çeşitli raporlar var.””Doğu Türkistan’daki insan hakları durumunu ele alarak, hiçbir ülkenin buradan gelen sığınmacıları geri göndermemelerini istiyoruz.”

Bu konuda yetkililerimizin daha duyarlı olmalarını, Bilge Kağan’ın asırlar önce kulaklarımıza küpe olması ve dünya durdukça unutulmaması için taşa kazıdıkları sözleri, ikazları unutmamalarını diliyoruz ;

“Çin Milleti’nin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp konduktan sonra KÖTÜ ŞEYLERİ O ZAMAN DÜŞÜNÜRMÜŞ!..”“…Türk milleti! Çin’in tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok, çok öldün. Türk Milleti! Öldün, öleceksin!..” (Orhun Abideleri, Muharrem Ergin, 1000 Temel Eser. 1970, syf. 2)

Bilge Kağan bundan tam 1350 yıl önce bu ikazları yapıyor ve unutulmayıp nesilden nesile aktarılsın diye de taşlara kazıttırıyor. O abide taşlar Moğolistan coğrafyasında hâlâ dimdik ayakta ve Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz tarafından da yolları yapılmış durumda. Moğolistan’ın ulaşımı en kolay olan yerinde bulunuyorlar. İş odur ki, yollarını yapmakla kalmayıp ikazlarına da dikkat edilmeli.

Çünkü:Çin’in “Tatlı sözü” bugün de geçerliliğini koruyor. “Yumuşak ipek kumaşı” yine var ama onun yerine teknolojisini ve kredilerini de koyduğumuz zaman değişen hiçbir şeyin olmadığını görürüz.

Bu vesile ile Türklüğün ilk yazılı Anayasası’nı taşa kazıyan Bilge Kağan ve Kültigin kardeşlerle Bilge Tonyukuk’u rahmetle anıyorum. Evet, RAHMETLE anıyorum ve bu ifadeyi bilerek kullandım.

Türkiye’deki bütün yetkililerin, siyasilerin, bürokratların ve akademisyenlerin “Çin’in toprak bütünlüğü”nü bozanın Doğu Türkistan meselesi olmadığını, aksine Doğu Türkistan’ın toprak bütünlüğünün Çin tarafından bozulduğunu idrak edip açıkça ifade etmeleri dileğiyle…

Kaynak : Sayın Osman Oktay Hocamızın Sosyal medya (facebook) paylaşımı

Share
376 Kez Görüntülendi.