Son Dakika
İşgalci Çin’in Rol Model olarak lanse ettiği işbirlikçi bir Uygur ailenin iyi eğitim görmüş kızı olan Kalbinur Sıddık Doğu TÜrkistan’daki bir Çin tipi Nazi Kampındaki Uygur tutuklulara Çince öğretmesi için görevlendirildi. Çinli İşgalcıların Kamptaki tutuklulara yönelik baskı,zulüm ve sistematik işkencelerine bizzat şahit olduve bütün bunlara dayanamadı. Eşi ve çocuklarını rehin bırakarak pasaport almayı başardı ve 2019 yılında yurt dışına çıktı ve Hollanda’ya iltica etti. Bir süre Çin Nazi Kamplarında gördüklerini anlatma konusunda eşi ve çocuklarını düşünerek tereddütler yaşadı.Ancak, en sonunda vicdanının sesini dinledi ve Çin işgal yönetiminin akıl almaz ve sistematik baskı,zulüm ve işkence ve soykırım uygulamalarını,Uygur kadınlara Çinli asker ve polislerin rutin olarak nasıl taciz ve tecavüz ettiklerini ve diğer insanlık dışı ÇKP cinayetlerini dünya medyasına anlattı. ÇKP Faşizminin insanlık dışı acımasız ve vahşi uygulamalarını ise, bu kez Washington merkezli Özgür Asya radyosu Uygurca servisi ile yaptığı bir seri raportajinda açıkladı.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Doğu Türkistan’da İşgalci Çin’in açtığı bir Çin tipi Nazi Kampında Çince öğretmeni iken,eşi ve çocuklarını rehin bırakarak pasaport almayı başaran eski Çin toplama kampı öğretmeni 2019’da Hollanda’ya iltica etti. Çin Nazi Kamplarında Uygur tutuklarara yapılan baskı,zulüm ve işkencelere şahit olan Kalbinur Siddik gördüklerini dünya medyasına ifşa etmeyi sürdürüyor.
Doğu Türkistan’in başkenti Urumçi dışındaki Sangfanguo bölgesindeki bir Çin Tipi Toplama Kampında üç yıl boyunca Çince dil öğretmeni olarak çalıştığını belirterek “Benim ve diğer görgü tanıklarının Çin’in bu toplama kampları ile ilgili olarak anlattıkları ve kamp hakkında önceden bilinen bazı gerçekler aslında anlatılanlardan birkaç kat daha ağır,ciddi, çok vahşi ve çok acımasızdı.” çarpıcı sözleri ile ÇKP Faşizminin Uygur ve diğer Türklere yönelik soykırım ve yok etme cinayetlerine dikkati çekti.
Uygur Tutuklular Yapılan İşkenceler Sonucu Akli Melekelerini kaybediyor ve Ölüyorlardı
Özgür Asya radyosu ” Diplomat web” sitesinde 17 Ağustos’ta yayınlanan ayrıntılı bir rapora dayanarak verdiği habere göre, eski kamp öğretmeni Kalbinur, başkent Urumçi başta Doğu Türkistan’in diğer bölgelerindeki siyasi durumun, özellikle Chen Chuanguo’nun 2016 yılı Ağustos ayında Eyalet Bölgesel ÇKP.Genel Sekreteri olarak atanmasından sonra çok belirgin olarak kötü yönde değiştiğini ve kendisinin de ilk elden bu uygulamalara şahit olduğunu açıkladı. Kalbinur Sıddık toplama kamplarındaki tutuklular hakkında ise şöyle konuştu : ” Toplama kamplarındaki tutuklu Uygurlar arasında sık sık ölümler yaşanıyordu. Yaşanan bu ölümler, onlara yapılan fiziksel işkenceler,yeterli yemek verilmemesi(yeterli olmayan kötü beslenme) hijyenik ortamın hiç olmaması ve hayal edilemeyecek kadar kötü yaşam koşulları sebep idi. Toplama kampında tutuklu Uygurların kendilerine yapılan sistematik çeşitli işkenceler sonucunda bir kısmının sakat kaldığını bir bölümünün ise akli melekelerini yitirerek deliye dönüştüğünü bu işkenceler sonunda sakat kalan,akli melekesini yitiren ve bu işkenceler sonucu ölen yüzlerce kişiyi bizzat gördüm.Bu dayanılmaz facialara şahit olduğumda adeta Kalbim kırılıyor ve kamptaki tutuklu Kardeşlerimden daha fazla acı ve istırap çekiyordum. Kampta bulunanlardan daha kötü ve daha da harap oluyordum. Bunlara dayanacak gücüm kalmamıştı.En sonunda yurt dışında bulunan kızımı ziyaret bahanesiyle eşim ve çocuklarımı rehin bırakarak pasaport almayı başardım. Hollanda’ya geldikten sonra Çince öğretmeni olarak çalıştığım bu Çin tipi Toplama kampında tanık olduğum gerçekleri açıklamaya karar verdim. ” ifadelerini kullandı
Kamplarda Hiç Etnik Çinli Tutuklu Yoktu.Kamp Uygulaması Sadece Uygurlara idi
Kalbinur Sıddık,kenidisinin dikkatini çeken en önemli şeyin, kamplarda tutuklu hiç bir etnik Çinli olmaması olduğunu belirterek şöyle anlattı; ” Çin Toplama kamplarında tutsakların tamamı Uygur’lardı. Bunların büyük çoğunluğu yetişkinler, Uygur iş adamları ve normal dini inançlara bağlı sıradan Müslüman genç erkek ve kızlardı. On binlerce Uygur kadınının hapsedildiği büyük kamplardaki tutukluların % 60’ndan fazlası yaşlı insanlardı ve hepsinin saçı sıfır olarak traş edilmişlerdi. Geri kalanlar tamamen güzel ve genç kızlar ve evli gelinlerdi. Bu genç kadın ve kızlar da zorunlu kısırlık önlemlerini kabul etmeyen ve anne olmak isteyen kurbanlardı. Bir Çinli Kamp polisinin kendisine tutsak kızların geceleri kaldıkları koğuşlardan alınmasının (kaçırılmasının) sürpriz olmadığını ve onların cinsel organlarına elektrikli cop takarak işkenceler yapılmasının neredeyse günlük olarak yapılan rutin bir işkence olayı olduğunu anlattığını de belirtti.
BENZER HABERLER