Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
“ÖĞRENCİYKEN TUTUKLANDIM, CEZAEVİNDE AĞIR İŞKENCE GÖRDÜM”
Altı yıldır ailesinden haber alamayan Paraç, yaşadığı zorlu süreci şöyle anlatıyor ; “Üniversitede öğrenciyken, Çin yetkilileri tarafından tutuklandım. 1998/2001 seneleri arasında Çin’deki hapishanelerde kaldım. İşkence gördüm. Bizi tren yolları, taş işlerinde günde 15/16 saat çalıştırıyorlar, belirli bir görev veriyorlar, o görevi tamamlamamız halinde ağır işkencelere maruz bırakıyorlardı. Yemek vermiyor, uykusuz bırakıyorlardı.
Doğu Türkistan’da Kaşgar’da yaşıyordum. 2001 yılında cezam dolunca beni bıraktılar. Bir sene sonra evlendim. Bu evlilikten bir yıl sonra bir kız çocuğum, bir buçuk sene aralarla dört erkek çocuğum oldu. En küçüğü 2012 doğumluydu. Ben evden ayrılırken 10 aylıktı. En büyüğü 11 yaşındaydı. Onları bir daha ne görebildim ne de haber alabildim. Altı senedir hiç bir haber alamıyorum. Dünyada benim gibi ailesinden haber alamayan başka biri var mı, bilmiyorum?
“EŞİM VE KARDEŞLERİM TUTUKLANMIŞ”
2013 yılı Ağustos ayında Malezya’ya geçtim. Bir sene orada yaşadım. Daha sonra 2014 yılı Ağustos ayında Türkiye’ye geldim. 2016 yılında Doğu Türkistan’dan bir tanıdığım Türkiye’ye geldi. Ondan iki erkek kardeşimin, ablamın ve eşimin tutuklandığını öğrendim. Eşime yedi yıl hapis cezası vermişler. Çocuklarıma muhtemelen anne babam bakıyormuş.
“TÜRKİYE’DE OTURUM İZNİ ALAMADIM”
Bu arada Türkiye’de Yabancılar Şubesi tarafından 2017 yılında gözaltına alınıp tutuklandım. 7 aydan fazla süre hapiste kaldım. Sonra serbest kaldım. Aradan çok uzun bir zaman geçmeden oturum izni alamadığım için tekrar tutuklandım. Türkiye’den hakkımda iade edilmeme yönelik karar çıkarıldı. Çin, benim suçlu olduğuma dair bir dosya göndermiş. İade kararı da bu dosyaya göre çıkarılmış. Bizim vatanımız işgal edildiğinden, bizi Çin’e, Pekin’e gönderiyorlar! Vatanımız varken, vatansız olmanın zorluğunu yaşıyoruz. Avukat tuttum ve yeniden ikamete başvurdum. Mülteciler Derneği’nden bir avukat yardımcı oldu. Ama aradan seneler geçmesine rağmen hala sonuç alamadım.
“ALDIĞIM HABERE GÖRE ÇOCUĞUMU POLİS ARACI EZMİŞ”
Bu arada Arabistan’da yaşayan Doğu Türkistanlı bir tanıdığımın Mayıs-Haziran arası Türkistan’a gideceğini öğrendim. Bir şekilde telefonunu bulup, ailemi görmesini ve bana haber getirmesini istedim. Bu kişi 2017 yılında Haziran ayında beni aradı. Anne babamın siyasi suçlu olarak görüldüğünden polis gözetiminde olduğunu, görüşme izni alamadığını söyledi. Ancak yaptığı araştırmalarda, çocuklarımın anne babamla kaldığını, ikisine sokakta oynarken polis aracının çarptığını öğrendiğini söyledi. Çocuklarımdan biri orada ölmüş, diğeri ağır yaralı olarak kurtulmuş. Hangi çocuğumun öldüğünü bilmiyorum. Hangi çocuğum hayatta onu da bilmiyorum. Yalnız o dönemde Carullah isimli oğlumu rüyamda görmüştüm. Hayatını kaybedenin o olduğunu sanıyorum.
“BİZE YAPILANLAR NORMAL DEĞİL”
Dünyada bizim yaşadığımız zulmü yaşayan bir başka millet var mı bilmiyorum? Sanmıyorum da! Çocuklarından haber alamayan kaç insan vardır benim gibi, altı yıldır hiç bir iletişim kuramadım. Böyle bir acının yaşandığını da sanmıyorum. Bize yapılanlar normal şeyler değil, fakat acılarımız normal, kayıplarımız önemsiz görünüyor.
“İKİ KİTAP YAZDIM, İŞKENCEYİ ANLATTIM”
Türkiye’de kendi dilimizde iki kitap yayınladım. Biri Doğu Türkistan’da yapılanları diğeri de hapishanelerde yapılan işkenceleri anlatıyordu. Bu kitapların yayınlanmasından sonra tekrar kısa süre tutuklandım. Ömrüm hapishanelerde geçti. Şimdi Türkçe olarak da kaçak olarak çıktığım yollarda yaşadıklarımı yazıyorum. İCORN ile irtibata geçtim.
“ÇOCUKLARIM VARKEN, EVLATSIZ YAŞIYORUM”
Çok fazla kapı çaldım ama hiç sonuç alamadım. Ne ailemden haber alabildim ne de Türkiye’deki durumuma çözüm bulabildim. Çocuklarımın resimlerinin dışında elimde geçmişime ait tek bir şey yok. Eşim, annem, babam, kardeşlerim ne halde bilmiyorum. Adı olmayan bir ülkenin, adı olmayan insanlarıyız! Ülkemiz gibi acılarımız da tanınmıyor!
İstanbul da yaşıyorum. Ama nasıl yaşadığımı ben de bilmiyorum! En son üç ay önce twitterdan durumuma dair açıklamalarda, paylaşımlarda bulundum. Türkiye’deki Çin Konsolosluğu’ndan beni aradılar. Aileme dair bilgileri vermem halinde yardımcı olacaklarını söylediler. Ben de onlara bilgileri verdim. Üç aydır ne telefonlarıma ne de maillerime cevap veriyorlar. Hiç bir dönüş yapılmıyor. Çaresizliği gerçek anlamıyla yaşıyorum. Çocuklarımı, ailemi istiyorum. Vatan varken vatansız, çocuklarım varken evlatsız, ailem varken ailesiz olmaktan yoruldum.”
Kaynak : https://multecimedyasi.org.dogu-turkistanli-multeci-baba-hangi-cocugum-hayatta-bilmiyorum/ (Raportaj : Arzu Yıldız Gazete Duvar)
BENZER HABERLER