logo

trugen jacn

AVRUPA PARLAMENTOSUNDA ” UYGURLARI NEDEN KONUŞMUYORUZ ? “


Anna Fotyga

Anna FOTYGA (AP, Milletvekili, ECR Partisi Başkan Yardımcısı ve Polanya Eski Dışişleri Bakanı )

Bu hafta, Avrupa Muhafazakarlar ve Reformistler Partisi ‘Uygurlar için Konuşun’ sloganı ile Avrupa Parlamentosu’na yüz maskeleri dağıttı ve aynı zamanda Avrupa Komisyonu’na açık bir mektup gönderdi. Mektubumuz Avrupa Birliği’ni son birkaç yıldır vahşice baskıların kurbanı olan Müslüman Uygur nüfusunun savunmasında Çin’e karşı daha güçlü bir yol izlemeye çağırdı.

Bazıları geçen yıl İlham Tohti’ye Sakharov Ödülü verdiğimizi göstererek AB’nin kaydını savunabilir,ancak bu yeterli değil. Uygur halkı için daha fazlasını yapmalıyız, özellikle AB’nin özgürlük ve adaleti destekleyen bir örgüt olarak dünya sahnesinde ciddiye alınmasını istiyorsak.

Avrupa Parlamentosu meslektaşlarımın birçoğuyla birlikte, Avrupa Birliği’ni, Çin Komünist Partisi’nde Uygur eyaletinde meydana gelen insan hakları ihlallerinden sorumlu olan kişilere karşı hedefli yaptırımlar uygulamaya çağırıyorum.

Uygur bölgesi’ndaki durum korkunç. Çin,bölgede açtığı toplama kamplarında en az iki milyon Uygur Müslümanları toplama kamplarında tutuluyor. Çin Komünist Partisi, bunların sadece ‘eğitim tesisleri’ olduğu konusunda ısrar ediyor, ancak resimler, yüksek güvenlikli ve telli çitlere ve silahlı korumalara sahip bu yerlerin daha çok hapishanelere benzediklerini gösterdi.

This image has an empty alt attribute; its file name is h_55730285-1068x712.jpg

Uygurların bu dramatik durumuna Müdahale edilmez ise Uygurlar için hayat normalden uzakta kalacaktır. Uygurların kendi dillerini konuşmaları yasaklanmış, dini ve milli gelenekleri düğün törenleri yasaklanmış, dua edebilmeleri dahi engellenmiştir. Kendi yemeklerini yemeleri zdahi yasaklanmış ve ülkenin başka bir yerine gitmeleri ve seyahat etmeleri dahi yasaklanmıştır. Bunun da ötesinde, bölgede yaşayan Uygurların 7/4 her hareketleri izlenmekte ve diğer insanlarla etkileşimleri izlenerek sürekli gözetim altında tutulmaktadır. Bu baskı ve zulümlerin en dramatik ve kötü olanı ise, Uygur çocuklarının ebeveynlerinden zorla alındığı ve Komünist Partine sadık birer Çinli olarak dönüştürelerek yetiştirilmek istenemesidir.Bu konuda belge ve kanıtlara dayanan raporlar bulunmaktadır.

Belki de en kötüsü, Uygur nüfusunun devamını ve çoğalmasını önlemek ve denemek amacıyla Komünist Parti hakkında zorla kısırlaştırma programı başlatıldığına dain bölgeden gelen son raporlar çok dikkat çekicidir. Böyle bir eylem insanlık dışıdır ve daha önce gördüğümüz gibi bireysel özgürlüklere yapılan bir saldırıdır.

Çin’in bölgede yaşayan Uygurları yönelik uygulamaları ve bu kontrol seviyesi, Sovyetler Birliği’nin bile sadece hayal edebileceği bir şeydir, ancak Çin Komünist Partisi, Avrupa Birliği’nden yaptıkları bu insanlık dışı cinayet ve eylemler için yeterli cezalandırılmadı. Bunun tersine AB, Pekin’deki Komünist rejimle ilişkileri normalleştirmeye çalıştığı görünüyor.

Bir kadın Çin’in Uygur azınlığını destekleyen bir mitinge katılıyor. Çin’in Uygur eyaletindeki yaklaşık bir milyon etnik Uygur toplama kamplarında tutuluyor ve sistematik olarak işkenceye maruz kalıyor.Onların kaderi Çin hükümeti tarafından ‘yeniden eğitim kamplarına’ gönderildikten sonra asla bilinmiyordu. EPA-EFE // HOTLI SIMANJUNTAK

Bu durumun yeterince iyi ve olumlu olduğunu düşünmüyoruz. Avrupa Parlamentosu üyelerini, Avrupa Komisyonu’na Çin Komünist Partinin bu insanlık dışı uygulama ve eylemlerini kınayan ve insan onuruna karşı bu suçlardan sorumlu olanlara yönelik yaptırımlar getiren ortak bir açık mektup hazırlamaya ve bunu imzalamaya ve açıklamaya çağırdım.  Avrupa Birliği’nin, bu ayın başlarında Çin’e karşı olabilecek en katı yaptırımları getirecek olan ‘Uygur İnsan Hakları Yasası’ nın geçişinde ABD tarafından belirlenen örneği izlemesini istiyoruz.

Avrupa Birliği’nin Çin’i eylemlerinden sorumlu tutmak için ABD, Yeni Zelanda, Avustralya, Tayvan ve İngiltere’deki demokratik müttefiklerin yanında durması gerekiyor. Arkanıza yaslanıp hiçbir şey yapmazsak, insan hakları savunucuları olarak asla ciddiye alınmayacağız. AB, Çin ile olan ilişkilerine daha ölçülü bir yaklaşım izlemeli ve dış politikaya ‘ Benim Yolum Bu ” yaklaşımı uğruna insan haklarından vazgeçmemelidir.

Ben ve Avrupa Parlamentosu’nun diğer üyeleri, Avrupa Komisyonu’nu, çağrılarımızı ciddiye almaya çağırıyoruz. Böylece Uygur bölgesinde sesleri kısılan ve temel ve insanı hakları gasbedilen, normal hayatları engellenen ve söz sahibi olmaları yasaklanan Uygurlar için konuşmuş olacağız.

Kaynak : https://www.neweurope.eu/article/why-we-are-speaking-up-for-the-uyghurs/?fbclid=

Share
478 Kez Görüntülendi.