logo

trugen jacn

ÇİN İŞGALİNDEKİ DOĞU TÜRKİSTAN VE ACI GERÇEKLER

İlhan NAZOR

Bilinmesi Gereken acı gerçekleri ile Kadim bir Türk Vatanı : Doğu Türkistan

Dünya kamuoyu kronikleşen insan hakları ihlalleri ile Doğu Türkistan’ı bilmiyor ve tanımıyor.Bugün acıları ile başbaşa bırakılmış olan Doğu Türkistan pek hatırlanmasa da iki bin yıllık kadim tarihi ile insanlık tarihine bir çok kültürel tarihi zenginlik kurmuş bir coğrafyadır.

On İki asırlık bir süreçte İslam kültürü ile yoğrularak kadim bir medeniyet merkezi haline gelmiş olan Doğu Türkistan Kuzeyden Güneye , Doğudan Batıya Hunlarla başlayıp,Göktürklerin,Uygurların,Karahanlıların,Gaznelilerin,Harzemşah ve Selçukluların karış karış iz bıraktıkları beldeleri bağrında barındırarak eşine az rastlanır bir ilim merkezi niteliği taşıyor.

Ahmet Yesvi’den Şahı Nakşibendiye , imamı Buhari’den Tirmizi’ye,İbn’i Sina’dan Farabi’ye , El Biruni’den Harezmi’ye , Uluğ Bey’den Yusuf Has Hacib’e , Kaşgarlı Mahmut’tan Abdulkerim Saltuk Buğra Han’a ve daha yüzlerce ilim , irfan ve gönül sultanına ev sahipliği yapan bu bereketli topraklar dünyaya yayılmış ilmi değerlerin başlıca yurtlarından birisi olarak durmaktadır karşımızda.

Kaşgar,Urimçi,Hoten , Aksu ve Turfan gibi tarihi şehirleri ile insanlığın kültürel birikimine çok önemli ve büyük katkılar yapmış Doğu Türkistan bugün ne yazık ki adeta tersine bir süreç yaşıyor ve buyük tarihi birikimlerin yitirilmesine maruz kalıyor.Adeta ikinci bir Endülüs olma yolundadır.

Kültürel zenginliklerle bezeli tarihi ile ismi hep güzelliklerle anılan Türkistan toprakları son ikibuçuk asırlık süreçte ne yazık ki değerlerinden uzaklaştırılarak işgallerin,akıl ve mantık ötesi saldırı ve katliamların emsalsiz baskı süreçlerinin odağı oldu.Özbek,Kazak,Kırgız,Tacik,Türkmen ve Uygur’u ile tek bir parça olan kadim Türkistan topraklarının esaret dönemi ilk olarak Rus Çarlığı ve Çİn Mançu İmparatorluğunun işgalleri ile bölünüp parçalanması ile başladı.

İpek Yolu’nun sevgi ve ümidi bir arada taşıyan bereketli şehirleri işgallerle birlikte tek tek yerle bir edildi ve halklarına zulm edildi.Bu nedenle Türkistan coğrafyası işigal ve sömürü ile anılır hale geldi.Türkistan’ın batısı Rus işgaline girerken Doğu Türkistan bu dönemde Çin istilalarının merkezi haline geldi.Rusya batı Türkistan’ı Rus-Orta Asyası , Çin ise Doğu Türkistan’ı Yeni Kazanılmış topraklar anlamına gelen Sincan adıyla tanımlamıştı.

Ve bu stratejik coğrafya her iki devlet tarafından bu dönemden itibaren doğal nufüs alanları olarak görülmeye başlandı.Öyle ki; Çinli Lider Mao yaşadığı dönemde Doğu Türkistan’ı ikibin yıllık Çin toprağı olarak ilan etmişti.Batı Türkistan coğrafyası bir çok değerini kaybetmesine sebeb olan uzun esaret döneminin ardından soğuk savaş akabinde  bağımsızlığına kavuşabildi.

On Sekizici yüzyılın ikinci yarısından itibaren Çin istilaları ile karşılaşan Doğu Türkistan ise halen işgal altında bulunuyor.Çin’in Doğu Türkistan’da ki işgal yönetimi milyonlarca masum insanın katlini , yüzbinlercesinin esaretini beraberinde getirmiş durumda.İşgal bölgenin tarihi kodlarını asimile ediyor ve bölge halkının temel hak ve özgürlüklerini kısıtlıyor.Kendi vatanlarında etnik ve dini ayrımcılığa ve sistematik asimilasyon politikasına maruz kalan milyonlarca Doğu Türkistan’lı bu sebele kendisini göç yollarında buluyor.

Bir zamanalr dünyayı aydınlatan Doğu Türkistan şehir ve kasabalrı artık etnik ,dini,ekonomik ve toplumsal baskılarla hayatın giderek daha da çekilmez hale getirildiği , soykırımların yaşandığı beldelere dönüştürülmüş durumda.Çok katı doğum kontrol yöntemleri ile anne adaylarından çocukların çalınması , oruç tutmanın , camiye gitmenin yasaklanması , eğitim,istihdam,sağlık hizmetlerinin kısıtlanması gibi uygulamalar da Doğu Türkistan Halkı için işgal yönetimi tarafından günlük yaşamın bir parçası haline getirildi.

Genç Uygur kızlarının farklı Çin şehirlerinde ucuz işçi olarak çalıştırılması ve bir çoğunun fuhuş bataklığına sürüklenmesi de insan hakları ihlallerinin en çarpıcı örneği olarak duruyor karşımızda.Çin’in karartma politikalarıyla medya ve iletişim araçlarına sansür uygulaması sebebiyle de Doğu Türkistan’da yaşanan tüm bu hak ihlalleri hakkında dünya kamuoyu bilgisiz ve dolayısıyla ilgisiz kalmaktadır.

Bölgenin Suudi Arabistan ve İran ile kıyaslanan petrol ve doğal gaz rezevleri ,altın,gümüş madenleriyle Çin bölgedeki nufüsunu artırma gayretini sürdürüyor.Bu zengin bölge Uygur insanı için yaşanmaz hale getirilirken binlerce kilometreden bölgeye getirilerek iskan ettirilen Çinliler ise yönetim tarafından artık bölge zenginliklerinin yegane mirascısı kabul ediliyor.Değişen dengeler sebebi ile göçmenlerle bölgenin yerel halkı arasında ki gerilim ise gün geçtikce daha da gerilimli bir hal almaktadır Doğu Türkistan topraklarında.Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında taraflar arasındaki gerilimin doğurduğu çatışmada vyaşanan katliam taraflar arasında ki gerilimin geldiği noktayı gözler önüne sermeketedir.Söz konusu olaylar Çin yönetiminin karartma politikalarına rağmen dünya kamuoyuna yansıdı ve akıllarda sokaklarda dövülerek öldürülen Uygurların görüntüleri kaldı.

İşgal yönetiminin acımasız baskısı altında yönetilen Doğu Türkistan Halkı, soğuk savaş akabinde dünyanın bir çok noktasında bağımsızlığına kavuşan diğer halklar gibi Türkistan’ın kalbini , İpek Yolu’nun mümbit arazisi olan topraklarını özgürlüğüne kavuşturtmak istiyor.

Doğu Türkistanlılar topraklarında yaşanan haksızlıklara ve hak ihlallerini duyurmak için desteğe ihtiyaç duyuyorlar.

KAYNAK : https://barabellum.tr.gg/Ac%26%23305%3B-ger%E7ekleri-ile-Do%26%23287

Etiketler: » » » » » » » » » »
Share
540 Kez Görüntülendi.