Son Dakika
1989’da Çin’in başkenti Pekin’in ünlü Tienenmin meydanında Çinli,Uygur ve diğer Çinli olmayan Milletlere mensup öğrencilerin demokrasi ve daha fazla özgürlük talebi ile başlattıkları Öğrenci Hareketinin Öğrenci Liderlerinden Uygur Türkü Örkeş Devleti’nin küresel düzeyde faaliyet yürüten Uygur Hareketi Platformu Onursal Başkanlığına getirildiği açıklandı.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
ABD. merkezli bir insan hakları savunucusu olan Uygur Hareketi Platformu 1989’da Pekin’in Tienenmin meydanında Çin’de yaşayan Çinli,Uygur ve diğer uluslara mensup öğrencilerin demokrasi ve daha fazla özgürlük talebi ile başlattıkları Öğrenci Hareketinin önde gelen Liderlerinden Uygur Türkü Örkeş Devleti’yı küresel çapta faaliyet yürüten bu hareketin Onursal Başkanlığına getirildiği açıklandı.
Örkeş Devleti : Onursal Başkanlığa Layık Görülmem Benim İçin Şeref
Uygur Hareketi Onursal Başkanlığına getirilmesinden sonra açıklamalarda Örkeş Devleti şunları ifade etti; ” Küresel düzeyde faaliyetler gerçekleştiren Uygur Hareketi Onursal Başkanı seçilmekten büyük onur duyuyorum. Bu örgüt, Çin ‘de ′′ Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi ′′ olarak bilinen Doğu Türkistan’ ın Uygur, Kazak ve diğer Türk halklarına yönelik sistematik insan hakları ihlallerine ve kültürel soykırımlara ışık tutmak gündeme getirerek kamu oyu oluşturmak için yorulmadan usanmadan kampanyalar tertip ediyor ve aktiviteler gerçekleştiriyor. Bu hareketin üyesi ve aktivistleri Uygur arkadaşlarımız ülkemizdeki İnsan Hakları ihlalleri konsunda büyük mücadelelir veriyor. Diasporada yaşayan Doğu Türkistanlı hanım-Kızlarımızı birleştirerek ve onlarla güç birliği yaparak geçtiğimiz yılın .aşlarında dünyanın dört bir tarafında yaşayan Uygur Hanım kızlarımız aynı gün ve saatte ” Bir Kadem – Bir Avaz = Ortak Adım-Ortak Ses ” adı ile bir etkinlik gerçekleştirdi. Mücadeleci vatansever çalışkan Hanım-Kızlarımızın bu faaliyetleri çok önemli ve aynı zamanda benim için büyük bir ayrıcalıktır. Uygur Hareketi (CFU.)’nin özellikle kadınlar ve ve gençliğe odaklanan bu çalışmalarından özellikle etkilendim. Çünkü Hanım-Kızlarımız ile gençlerimizi oluşturan bu gurup Çin rejiminin baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarından en çok mağdur olan ve etkilenen ve en çok acı çeken bir kesimdir.
Çin’in Uygurlara Yönelik Soykırım Uygulamaları Nazi Almanyasıını Hatırlatıyor.
Uygur Hareketi Onursal Başkanı Örkeş Deveti günümüzde Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan genelinde açtığı Çin tipi Toplama kamplarında en az Bir milyondan fazla Uygur, Kazak ve diğer etnik Türk grupları, haksız ve hukuksuz olarak hapsetmiş olduğunu hatırlatarak sözlerini şöyle sürdürdü ; ” Çin’in günümüzde Doğu Türkistan’da Müslüman Türklere yönelik baskı zulüm ve soykırımları, belki de insanlık tarihinin en acımasız ve en ağır bir etnik yok etme uygulamasıdır. İnsanlık tarihinin gördüğü 1940’lı yıllardaki etnik soykırımdan bu yana en görülen büyük kitlesel tutuklama ve hapsedilmesi olayıdır. Ayrıca, modern çağımızın en ciddi devam eden insan hakları ihlallerinden biridir.” dedi,
Birlikten Kuvvet Doğar
Dünya Uygur Kongresi(Almanya) , Uygur İnsan Hakları Projesi (ABD) İlham Tohti Enstitüsü (ABD) ve Uygur Hareketi Platformu(ABD) önderleri ; Dolkun İsa, Nury Turkel, Ömer Kanat,Enver Can ve Ruşen Abbas gibi aktivistlerin gür sesli ve etkin çalışmalarından dolayı Uygur Türkleri sorunu günümüzde uluslar arası bir sorun olarak dünyanın gündemine gelmiş bulunmakatadır. Uygur Hareketi(CFU )nın Önderi (Yönetici/Müdürü) Ruşen Abbass’ in yanı sıra, dünyanın dört bir yanındaki üye ve aktivistlerinın cesur tutumlar, küfürden şaşkınlığa, şaşkınlıktan öfkeye ve öfkeden öfkeye yönelik olarak yavaş yavaş dönüşüm süreci geçirmekte ve kendi doğal mecrasına oturmaktadır. Bu hareketin çalışmaları bu öfke sonunda dünyayı zor ama gerekli bir soruya yöneltti. Çin Komünist Partisi, dünyanın dört bir yanındaki insanların hakları, sadece yüzyıllarca süren insan ilerlemesinin sonucu ortaya çıkan haklar için varoluşsal bir tehdit oluşturuyor mu?
Dünya ÇKP Yönetimi Konusundaki Yaklaşımlarını Yeniden Gözder Geçirmeli
Dünyanın dört bir yanındaki demokratik toplumlar, Çin ‘ e olan yaklaşımlarını gözden geçirme gereğini artık fark ediyorlar. Bir zamanlar, ekonomik etkileşimin Çin’i yavaş yavaş daha açık ve demokratik bir topluma dönüştürmesine yardımcı olacağını, insan hakları ve demokrasinin evrensel değerlerini kucaklayan bir toplum haline geleceğini umuyordu. Ne yazık ki, bütün bu iyi niyet ve umutlara rağmen, bu yaklaşımın pek de olumlu sonuç getirmediği ve meyve vermediği görülmüştür. Çin ile ilgili bu olumsuz sonuçlardan sonra , dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin Çin’in bu olumsuz icraatlarına ve insan hakları ihlallerine karşı tepki göstermek ve tavır almak için yeni politikalar geliştirmeleri ve Çin’e uygularacak ortak yaptırımlar ve baskılar konusunda demokratik değerlere bağlı ülkerin birleşerek ortak hareket etmeleri kritik öneme sahip bir zaruret haline gelmiştir. Çin’in demokratık ülkelerin bu taleplerini reddetmek yerine demokratik değerlerimizi paylaştığı, onları baltalamak yerine insan haklarını korumak için çalıştığı, yok etmek için çalışmak yerine ifade özgürlüğünü kutsadığı bir dünyaya doğru ilerleme kaydetmek ancak birlikte çalışarak mümkün olabilecektir.
Eğer kombine çabalarımızla bu değişim gerçekleşirse, belki de Uygur toplumunun ve onların ailelerinin ve dostlarımızın bu konudati calışmaları ve fedakarlıkları boşa gitmemiş olacaktır, diye düşünüyorum.
Kaynak https://campaignforuyghurs.org/cfu-welcomes-our-new-honorary-chairman/
Etiketler: Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » insan hakları » SiyasetBENZER HABERLER