TRUMP VE PUTİN’İN SON AÇIKLAMALARI VE DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN MUHTEMEL SONUÇLARI

Mehmet Emin HAZRET
25 Nisan 2020’de Rusya yönetiminin resmi devlet haber ajansı Sputnik, “Putin ve Trump’ın Elbe’deki iki ordu toplantısının yıl dönümünde ortak bir açıklama yaptığını” bildirdi.
Kremlin’den yapılan açıklamada, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Donald Trump, Sovyetler Birliği ile ABD ordusu arasında 2.dünya savaşının sonunda Elba Nehri kıyısında yapılan toplantının 75. yıldönümü vesilesiyle ortak bir açıklama yaptı.Açıklamada ” Bu olay, Nazi rejiminin başarısızlığının bir sembolüdür.” denildi. Ayrıca bu ortak açıklamaya ek olarak “İttifakın ruhu, Rusya ve ABD için çatışmayı bir kenara koyup ortak bir hedef için güven ve işbirliği inşa etmek için bir model olabilir” Bugün, 21. yüzyılın en ciddi zorlukları karşısında faşizmi yenenlerin cesaretine saygı gösteriyoruz. Kahramanlıkları asla unutulmayacak. ” ifadeleri dikkati çekti.

“Elba Ruhu” ne demektir?

Elbe Nehri, Çek Cumhuriyeti’nden Almanya’nın kuzeydoğusuna uzanan ve Kuzey Denizi’ne akan 1.112 kilometrelik bir nehrin adıdır. Aynı zamanda Nisan 1945’de Londra, Washington ve Moskova’da Hitler’in ordusuna tam bir ortak baskı yapılması çağrısında bulunan bir bildiri yayınlandı. On gün sonra, 7 Mayıs’ta Nazi Alman birlikleri koşulsuz teslim olduklarını açıkladı.

Elbe Köprüsü’ndeki iki ordu arasındaki bir toplantıdan bir sahne

Bu İki Devlet Başkanı’nın bu ortak açıklamaları ve ortak arzuları 21. yüzyılın en ciddi zorluklarının yaşandığı günümüzde çok önem taşıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Rusya ve ABD arasındaki çatışmayı bir kenara bırakıp ortak bir hedef için güven ve işbirliği inşa etme ruhu” nu vurgulamalarına nelerin sebep olduğuna bir göz atalım ;
Dünya çapında 3 milyondan fazla kişiye Çin virüsü bulaştı, 200.000’den fazla kişi Çin virüsünden öldü ve dünyadaki 190 ülke Çinvirüsü belası ile baş etmeye çalışıyor. Dünya Çinvirüsü nedeniyle eşi görülmemiş bir kriz altında olduğu bir durumda, Trump ve Putin arasında “Elbe ruhu” ve “ortak bir amaç için güven ve işbirliği inşa etme” konusunda bir açıklama yayınlandı.

“Ortak hedef” nedir? oratak hedef Çindir. “İşbirliği” kime karşı? Çin’e karşı.

21. Yüzyılın Ruhu Nedir ?

ABD, Rus ordusunun Pekin’de buluşma ruhudur?
II. Dünya Savaşı’nda Amerika Birleşik Devletleri ile birlikte, doğrudan Hitler tehdidi altında olan Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkeleri vardı. Bugün ABD NATO üyesi 30 ülkenin askeri ittifakına liderlik ediyor. NATO ve Rus birlikleri güçlerini birleştirirse, Asya haritasının yeniden çizilmesi tamamen mümkün olabilecektir.
İki liderin ortak girişimini destekleyen bir açıklama 26 Nisan’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’dan geldi. Lavrov, Uluslararası İlişkiler Okulu’ndaki öğrencilere bir video konferans konuşmasında şunları söyledi: ” Putin ve Trump’ın ortak açıklaması, iki ülkenin ortak bir hedefe ulaşabileceğinin bir işaretidir.”
ABD ve Sovyet orduları Elbe Nehri boyunda bir araya geldiğinde, iki ülke temelde birbirine zıt olan iki sisteme sahipti. Sistem ve ideoloji açısından kıyamet gününün düşmanlarından biriydiler. Ortak çıkar onları ortak bir düşmana karşı birleşmeye zorlamıştı. Rusya’nın Komünist sistemi terk etmesinin üzerinden yaklaşık 30 yıl geçti. 21. yüzyılın Hitler’i Rusyanın güneydoğusundaki komşusu Çin’de doğuyor. Mantıksal olarak düşünen herkes, Çin’in ABD için% 10 ve Rusya için% 90 tehdit olduğunu biliyor. Fırsatlar ortaya çıktığında, Xi Jinping’in Çin ordusuna ABD’yi değil Sibirya ve Orta Asya’yı işgal etmesini emredeceğinden hiç şüphe yoktur. Bu noktayı zaten anlayan Kremlin, Rus ordusunun yaklaşık % 70’ini Çin sınırında konuşlandırmış bulunuyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’nın “ortak bir amaç için güvenle” el ele çalışması, dünya tarihinde, özellikle Doğu Türkistan’in tarihinde bir dönüm noktası olabilicektir.
Geçen yıl Türkçe ve Uygurca yazdığım bir makaledeki Rusya’ya yönelik kısmında, bağımsız bir Doğu Türkistan’ın dünya barışına ve refahına Rusya’ya katkısı hakkındaki açıklamalarının yararına Sibirya’nın petrol ve doğal gaz boru hattı Doğu Türkistan ve Doğu Türkistan üzerinden Doğru Hindistan’a taşıyacak bir koridor olacağını. Doğü Türkistan’ın Yeraltı kaynaklarının çıkarılmasında ve dünya pazarına getirilmesinde Rusya, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya gibi Batı ülkeleri ile güçlü işbirliğine hazır olduğunu ifade etmiştim. Çin Komünist Partisi var olduğu sürece, yaklaşan Dünya Savaşı korkusundan kaçınmak mümkün değildir. Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve diğer Batı ülkelerinde Çin virüsü ve bu virüsü dünyanın önde gelen çocuğu yapan Çin’e karşı hesap verebilirlikle mücadelede unutulmaması gereken en önemli konu, Doğu Türkistan için bir koruma çemberinin oluşturulması ve buna paralel olarak Uygur Türklerine kendilerini savunma imkanı tanınmasıdır. Uygurlara bu fırsat ve gücü en kısa zamanda vermek, Pekin göklerinde “Elbe ruhu” canlı tutmak için büyük fedakarlıklarla yapabilecek gücü korumak anlamına gelir.
Demokrasinin ölümcül zaafları ise seferberliğin gücünün dağınık, karar alma mekanizmalarının çok yavaş işlemesi olduğudur. Batı işbirliğindeki bu zafiyetin farkında olan Çin’in erken ve aniden savaşa başlatma ihtimalı muhtemeldir.
27 Mayıs’ta Çin Komünist Partisi’nin resmi gazetesi olan People’s Daily (人民日报 Halkın Günlüğü) [3] gazetesi “Mike Pompeo’nun Çin siyasi virüsü her yöne yaydı, Suçundan asla kaçamaz, başılıklı bir makale yayımladı. aynı gün Çin devlet televizyonu CCTV akşam haber bülteninde ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun [4] “insanlığın ortak düşmanı” olmakla suçladı. İnsanlığın ortak düşmanı Xi Jinping,ÇKP yönetimindeki propaganda medyasının vahşiliğini ve Çin hükümetinin niyetlerinin sinsi ve acımassızlığını ortaya çıkardı. Çin aslında Başkan Trump’a, ABD hükümetine ve Amerikan halkına hakaret etti. Ağzını bu kadar erken bozmasının amacı, Çin’in savaş planını uygulamaya başladığının bir işareti idi.

ABD Dışişleri bakanı Pompeo, Çin Lideri Xi Jinping gibi okumamış bir kara cahil değildir. Pompeo, başarılı bir İstihbaratçı ve sıkı çalışması nedeniyle ABD’nun ünlü West Point Askeri Akademesinden birincilikle mezun olmuştur. Ordu’da kıt’a hizmetini Batı Almanya’nın ön cephelerinde geçirmiştir. Askerlik görevini tamamladıktan sonra Harvard Üniversitesi’nde hukuk okudu ve bir süre serbest avukat olarak çalışmıştır. Aynı zamanda sorumluluk duygusu ve başarılı çalışmaları ile ülkesine ve halkına hizmet etmeye çalışmıştır. Devlet kadamelerinde ise bütün basamakları geçerek devletinin zirvesine ulaşmış bir devlet adamıdır. Pompeo’nun görüntüsü Uygur milletinin kalbinde derinlemesine yerleşmiştir. Çünkü Pompeo, Uygur halkının soykırıma maruz kaldığı trajedisini neredeyse her gün dünya toplumuna anlatan ve dile getiren mazlum Uygurların bir saygıdeğer dostudur.
Pompeo, Çin gibi ağzını bozup konuşanlardan değil, medeni bir ülkenin ahlaki değerlerine bağlı liderlerinden biridir [5] 29 Nisan’da yaptığı açıklamasında Çinvirüsünün Çin’in laboratuvarlarında üretildiği konusunda hala endişeli olduğunu belirtmiş ve bu virüsün çıkış noktası konusunda ABD’nin ve tüm dünyanın öğrenme ve bilme hakkına sahip olduğunu de tekrarlamıştır. Pompeo Çin medyasının bu ağır hakaret içeren sözlerini sarfettiği günlerde ABD’nin Çin medyasının hakaret ve hakaretin eşiğinde olduğu bu günlerde Çin virüs salgınının kaynağını belirlemek için Wuhan’a bağımsız bir uzman ekibin araştırma yapamasına izin vermesini talep ediyor ve Çin’i buna zorlamaktadır.
Çin, Pompeo’ya karşı acımasız hakaret ve küfüründe bir kargaşa halindedir.

Amerika Birleşik Devletleri ve Batı, Çine karşı ne yapılacağına karar vermek için aylar, yıllar sürecek konferans, tartışmalar içinde zaman kaybederken,bu fırsatı ganimet bilen Çin, Japonya veya Sibirya, Orta Asya’ya karşı nükleer silahlar da dahil olmak üzere çok yönlü bir saldırı başlatabilir.

Bugün, Çin-Rus ilişkileri dostluğun ötesinde ve stratejik ortak zemin düzeyindedir. Pek çok analist, Çin ve Rusya’nın ABD’ye karşı güçlü bir ittifak kuracağına inanıyor. Çin’in sosyalist bir devletten pasifist bir devlete geçişinin doğasını unutmamalıyız. II. Dünya Savaşı sırasında, Alman-Sovyet dostluğu dünyada dostluk ve işbirliğine örnek oldu. 23 Ağustos 1939’da [6] Moskova’da Alman-Sovyet Saldırmazlık Anlaşması imzalandı. Ancak, Hitler ve Stalin Polanya’nın işgalinde işbirliği yaptılar. Anlaşmanın gizli kalan kısmı ise, Finlandiya, Estonya, Litvanya ve Litvanya’nın nasıl bölüneceğini içeriyordu. (Bu iki ülke arasında, bu komşu ülkler ve azınlık halklar çok kolay harcandı.)

Molotov, Ribentrop Anlaşmasını imzalayan taraflar.

Hitler’in isteği üzerine Stalin, Moskova’da sığınma talebinde bulunan Alman Komünist Partisi liderlerinden Hermann Schubert , Heinz Neumann, Hermann Remmele, Fritz Schulte…leri 1938’de ölüme mahkum etti. Ve Hitler’in güvenine kavuştuğundan gurur duyuyordu.

Almanya ile Sovyetler Birliği arasında Küçük Devletlerin Ayrılması Antlaşması’nın son iki bölümü

Almanya, 22 Haziran 1941’de 3 milyonluk bir ordu ile Sovyetler Birliği’ne sürpriz ve kapsamlı bir saldırı başlattığında, Alman dostu bir heyet Moskova’yı ziyarette bulunuyordu ve Hitlerin Stalin’e yolladığı dostluk mektubu sundu. Hitler tarafından gönderilen yüzlerce Alman mühendis, Sovyet Ordusunun silahlanmalarını ve diğer endüstrileri modernize etmek için ülkede gece gündüz çalışıyorlardı. Sovyetler Birliği’nde Almanya’nın Sovyetlere saldıracağı fikrine inanan kimse yoktu. Bu bağlamda Hitler Sovyetler Birliği’ne saldırdı. Bu yüzden Alman ordusu Sovyet sınırından yüzlerce kilometre içeri girdikten ve yüz binlerce Sovyet askeri esir aldıktan sonra bile Stalin, Almanların Sovyetler Birliği’ni işgal ettiğine inanmadı. Neden bu geçmişleri kaydettim? Hitler faşistti. Xi Jinping de aynı şekilde bir faşist. Tıpkı Rusların II. Dünya Savaşı’nda Hitler’den yediği gibi, II1. Dünya Savaşı’nda daha trajik bir rakip Xi Jinping’den darbe yemeyeceğini söylemek imkansızdır.

Çin Komünist Partisi Lideri Xi’nin tahtının, koronavirüsten dolayı bir hayli tehlikiye düştüğü açıktır. Xi Jinping ve Çin Komünist Partisi, siyasi yaşamlarını uzatmak için Çin halkını ateş denizine götürmekten çekinmiyor. Bu noktada, Çin’in dağılması kaçınılmaz olarak gerçek olacaktır. Dünya ve ulusları arası toplum bağımsızlığa ve özgürlüğe en çok layık olan Uygur halkının bağımsızlığına geçmiişte yaptıkları büyük engelin farkındadır ve bu hatayı bir daha tekrarlamayacağı kaçınılmazdır. Ancak şafaktan önceki karanlık ve ilkbahardaki kasırga Doğu Türkistan Türklerine ciddi zararlar verebilir. Bu nedenle, savaşın başlamasından önce Uygur halkını Çin soykırımından korumak için askeri eylemde bulunmanın ABD ve ABD liderliğindeki NATO’nun ahlaki görevleri olduğuna inanıyorum. Durumun nasıl geliştiğine bakılmaksızın, Trump ve Putin tarafından 25 Nisan’da yayınlanan ortak bir bildiri, Doğu Türkistan’ın ulusal kurtuluş tarihinde bir dönüm noktası olacağını düşünüyorum.

Doğu Türkistan Türkleri her zaman ve her şart ve ortamda umudunu korumalı ve daima uyanık olmalıdır !

2020.yyly. 30. Nisan

Kaynaklar:

1. 普京和特朗普特朗普易北河易北河军队会合纪念日之之时联合