Son Dakika
İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki bir Nazi Toplama Kampında öğretmen olarak çalışmakta iken ÇKP’lıİşkencecilerin Tutuklulara yaptıkları baskı.zulüm ve işkeencelere dayanamayarak Kazakistan’a kaçan ve bu ülkede de ÇKP baskısından dolayı İsveç’e Sığınan Doğu Türkistanlı Kazak Türkü Sayragül Savutbaykızı Çin’in Doğu Türkistan’daki varlığının Çinvirüsü Covid-19 salgınından daha tehlikeli ve kötü olduğunu açıkladı.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Çin’de Pekin hükümetinin koronavirüs salgınının kontrol altına alındığını açıklaması sonrası Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yeterli önlemler alınmadan normal hayata dönülmesi, Covid 19 tehlikesinin bölgede yeniden yayılması korkularına neden oldu.
Çoğunluğu Uygur Türkü ve Müslüman azınlıklardan oluşan 25 milyon nüfuslu Doğu Türkistan’da resmi rakamlara göre bugüne kadar 76 koronavirüs vakası açıklanmış ve üç kişi hayatını kaybetmişti.
Ülkede yayın yapan devlet kontrolündeki Halkın Gazetesi (Ren Min Wang), Sincan Özerk Bölgesi’nde 12 Mart tarihinden bu yana tüm inşaat alanları, petrol rafinerileri ve tekstil fabrikalarının tam kapasiteye yakın şekilde üretime yeniden döndüğü ve bölgedeki tüm okulların da yeniden eğitim faaliyetlerine başladığını yazdı.
Ancak bölgede yaşayanlar, toplama kamplarında, özel fabrikalarda ve bölgedeki günlük yaşantı içerisinde hiçbir şekilde önlem alınmadığını, hastalık yeniden ortaya çıkarsa sağlık ve iletişim imkanları kısıtlı bölgede büyük bir felaketin yaşanabileceğini ifade ediyor.
Bunun yanında bölgede karantina devam ederken Uygurların yiyecek ve içecek sıkıntısı çektiği ve sokağa çıkma yasağı sebebiyle birçok ailenin ellerindeki imkanlarla idare etmek zorunda kaldığına dair haberler çıkmış, sosyal medyada Çinli askerlerle Uygurların arasındaki konuşmalar viral olmuştu.
2018 yılında Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında birkaç aylığına Çince öğretmeni olarak çalışan Sayragül Sauytbay, New York Times’a verdiği röportajında toplama kamplarındaki soruna dikkat çekiyor. Bu yerlerde normal zamanlarda dahi hiçbir sağlık önleminin alınmadığını belirten Sauytbay, “Kişisel tecrübelerime dayanarak toplama kamplarında hasta olan hiçbir kişiye tıbbi yardım ya da ilaç tedavisi yapılmıyordu. Eğer koronavirüs kamplara yayılırsa, yine hiçbir kişi tedavi edilmeyecek.” açıklamasında bulundu.
Şu anda Türkiye’de yaşayan Jevlan Shirmemmet ise annesi Süriye Tursun’un 5 yıl ceza alarak Doğu Türkistan’daki toplama kamplarına alındığını ve buralarda salgın başlarsa virüsten korunmanın çok küçük bir ihtimal olduğunu ifade etti.
Öte yandan Çince yayın yapan Halkın Gazetesi, 20 Mart tarihinden itibaren Doğu Türkistan’ın fakir bölgelerinden yaklaşık 20 bin Uygur ve Müslüman azınlığın Hotan, Kaşgar ve Urumçi gibi şehirlerdeki fabrikalara getirildiği ve ay sonunda bu sayının 50 bin olacağını duyurdu.
Şubat ayında Çin’in doğusunda üç ayrı eyalette bulunan bazı hapishanelerde 500’ü aşkın mahkum ve gardiyanda koronavirüs vakası tespit edilmiş ancak resmi olarak can kaybı bildirilmemişti.
Doğu Türkitan’da ilk koronavirüs vakası 23 Ocak’ta görülmüş ve bölge karantina altına alınmıştı.
Doğu Türkistan genelinde bin 200’den fazla toplama kampı olduğu biliniyor. Çin hükümetinin ‘yeniden eğitim merkezi’ ya da mesleki eğitim merkezi’ olarak lanse ettiği merkezler, Birleşmiş Milletler ve diğer insan hakları örgütlerine göre “toplama kampı” olarak kabul ediliyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Doğu Türkistan genelindeki toplama kamplarında 1-3 milyon civarında çoğunluğu Uygur ve Kazak olmak üzere Müslüman azınlıklara mensup kişiler tutuluyor.
Kaynak : https://www.risalehaber.com/dogu-turkistanda-cin-koronavirusten-daha-zararli-375621h.htm (euronews- Türkçe’den alıntı)
Etiketler: Çevre Sağlık » Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » insan hakları » SoykırımBENZER HABERLER