Son Dakika
Elnur PAŞA
Belli ki bu bela gündemi uzun süre meşgul edecek. Artan vaka ve ölü sayıları, bazı yerlerde insanların hâlâ durumu ciddiye almaması, dışarıya çıkmaları üzüntülü bir durumdur. Özellikle böyle durumlarda devlet ne kadar sıkı tedbir alırsa alsın, iş yine de bireylerin davranış ve sorumluluklarında biter.
Virüsün çıkma noktası Çin olsa da artık bu küresel bir sorun haline geldi. İlk başlarda virüsü saklama ve hatta inkârına kadar uzanan bir yol izlense de artan hasta ve ölü sayısı sosyal medya sayesinde dünyaya malûm oldu. Çin, virüsü inkâr etmekten vazgeçti, fakat diğer paylaşılan verilerin doğruluğu konusunda dünya halen kuşkulu.
Tüm bunlarla birlikte bir başka mesele de şudur ki, bazıları buna ‘Çin virüsü’ dediğinde bir başka bazılarının zoruna gitmektedir. Neden Çin virüsü diye sorulduğunda, dünyaya yayılma yeri Çin olduğu için ve Çin’in başlarda bunu saklamak cinayetinden ötürü olduğu cevabı verilmektedir. Bu gibi cevaplar da güzelim Çinseverlerin zoruna gitmiş olacak ki, ‘Efendim hastalığın memleket kökeni mi olur? Bu resmen ırkçılıktır’ diye veryansın ediyorlar. Kelimelere aldırmadan içerik ve tutuma baktığımızda, Avrupa’da koronavirüse yakalanan Çin vatandaşlarının virüsü bulunduğu çevrelere bulaştırmak için yaptıkları iğrenç hareketlerin görüntüleri hepimizi şaşırtmıştır. Bazı kaynaklar bunların Çin ajanı olduğunu iddia etmekteler. Tamam biz de Çinseverler gibi saf ayağına yatıp empati yapalım – hastalık psikolojisinden dolayı davranışlarına hâkim olamayan vaka diyelim. Peki bunu savunanlara ne gibi vaka teşhisi koyabiliriz? Bence bu virüsün tedavisi bulunacak ama Çinseverlerin tedavisi biraz zor.
Bize gelince ister koronavirüs denilsin, ister Çin virüsü fark etmez. Biz zaten Uygurlardan dolayı Çin’in yaptıklarını insanlık dışı bulmakta, yapanları ve göz yumanları olduğu kadar, bu tavır ve tutumların hoşgörücülerini-şakşakçılarını uzun yıllardır tarihi bir hastalığa sahip olarak görmekteyiz.
Şimdi gelelim bu virüsü bir millete bağlamayı ırkçılık diye nitelendiren malum tayfaya. Nedense İran’ın resmi haber ajanslarından bu virüs için Türk yağması sözünü kullandığında suspus oldular. Farslar bir şeyin kötü ilerilemesine kendilerince Türklerin vahşice saldırısı gibidir (Torktazi) derler, yani Türk yağması. İran resmi haber ajansı olan İRNA ve Fars News koronavirüsle ilgili verdiği haberlerde Kovid -19 için virüs değil, Türk yağması olarak yazdılar.
Bu şimdi ırkçılık değil mi? Doğrudur, bölgedeki Türklerin artan tepkisi sayesinde haberin içeriği değişse de kelimelere aldırmadan içerik ve tutuma baktığımızda hakim olan Türk karşıtı zihniyet ne yazık ki devam ediyor.
Farslar genelde Türkleri aşağılamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bölgede Türklere hakaret olarak ‘eşek Türk’ (Torke xer – رکت خر ) söylenilmesinin altında, korkularından doğan kin yatmaktadır. Irkçı ve ayrımcı politikalarıyla Güney Azerbaycan Türklerini yıldırmaya çalışmaları hep hüsrana uğramıştır. 2016’nın 12 Mayıs tarihinde İran resmi gazetesinin Türkleri hamam böceği olarak görmesi, Güney Azerbaycan’ın 50’den fazla şehrinde ayaklanmalara yol açtı. Tutuklananlar ve ölenler oldu, yine bu malûm tayfa bu yapılan ırkçılığı görmezden geldi.
Bazı ülkelere karşı ‘sevgilerinden’ dolayı onlara toz kondurmayıp söylediğimiz her şeyi ırkçılık olarak değerlendiren bu ‘duyarlı’ kesim her ne hikmetse Türkler aşağılandığında ve en vahimi soykırıma uğradığında başlarını kuma gömer, kör ve sağır taklidine girişirler.
Kaynak : https://www.turkgun.com/koronavirus-irkciligi-turk-yagmasi-makale-119450?fbclid=Iw
Etiketler: Çevre Sağlık » Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » insan hakları » kÖŞE YAZARLARI » Siyaset » SoykırımBENZER HABERLER