logo

trugen jacn

DÜNYA ÇKP’NİN SOYKIRIM TEHDİDİNDEKİ MÜSLÜMAN UYGURLAR İÇİN AYAĞA KALKMALIDIR

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Çin’in Uygur bölgesinde yaşayan Müslümanlar üzerindeki baskıları gün geçtikçe kötüleşiyor ve şiddeti de artıyor. Şu anda, Uygur bölgesinde Çin yönetimice tesis edilen yüzlerce Çin tipi toplama(Nazi)Kamplarında bir milyondan fazla Müslüman Uygur ,Kazak ve diğer Türk asıllı halklar zorla tutuluyor.

Orada mahkumlar, din ve kültürlerinden vazgeçip Çin Komünist Partisine (ÇKP) sarsılmaz bir biçimde ve tek ve geri dönülmez bir şekilde münhasır bağlılık yemini etmeleri için baskı,zulüm işkence, tecavüz, aşılama ve beyin yıkamaya maruz kalmaktadırlar. 

 Sosyal medya üzerinden Nawid Wardak tarafından başlatılan bir Change.org dilekçe kampanyası ile bölgedeki insani kriz  Birleşmiş Milletler Soykırım Önleme Bürosu, BM Genel Sekreteri António Guterres ve Uluslararası Af Örgütü’nü’ne iletildi ve ÇKP yönetimine Uygurları adına baskı kurulması ve tepki gösterilmesi talep ediliyor. Çin yönetiminin bölgedeki insanlık dışı uygulamalarına karşı müdahale edilmesi ve bu baskılarını sona erdirmek için uluslararası çabaların seferber etmek için ellerinden geleni yapmaları çağırısında bulunuluyor.

Çin’in idaresi altında yaşayan ve Çinli olmayan etnik azınlıklara yönelik sistematik asimilasyon uygulamaları özellikle baskın Han Çin kültüründe asimile olmayı reddeden ve ayrılıkçılar olarak görülen Müslüman Uygur ve Kazaklar -2000’li yılların başlarına dayanıyor. O zamanlar, genç Uygurları (çoğunlukla kadınlar başta olmak üzere) Merkezi Çin’deki fabrikalarda çalışmaya gitmeye zorlayan bir hükümet programı başlatıldı. Reddedenlen tehdit edilerek tutulandı.Kendilerine para cezaları verildi ve en önemlisi elelerindeki topraklarına el konularak bütün varlıklarına el konuldu.  

Çin’in bu Uygurları Çin’e zorla gönderme programı 2009 yılında durduruldu. Ancak Müslüman Türklerin İslam’ı hayatlarında uygulamaları ve bu dine uygun şekilde yaşamaları üzerindeki sert kısıtlamalar, Uygur ve Han Çinlileri arasında etnik çatışmalara sebep oldu. Sonuçta 05 Temmuz 2009 Urumçi Katliamı olarak tarihe geçen kanlı olaylarda resmi Çin açıklamalarına göre yüzlerce sivilin ölümü ve binlerecesinin yaralanması ile sonuçlandı.

Başkan Xi Jinping iktidara geldikten sonra, Uygurcların kendi kaderini tayin etme hakkını ortadan kaldırma ve Han Çinlisi olmayanların etnik kimlikleri yok etme programını birinci öncelik haline getirdi. Komünist Parti yetkililerinin başlangıçtaki gizli operasyonunda, hükümetin “terörizm, sızma ve ayrılıkçılığa karşı mücadele” olarak tanımladığı seriler toplamı uygulamalarının bir parçası olarak üç yıl önce bölgede “Eğitim Merkez” iddiası ile yüzlerce Çin tipi toplama kampları tesis edildi.

Ancak, New York Times  ve BBC gibi dünyanın önde gelen medya kuruluşlarına bağlı kaynakların yaptığı araştırmaların sonucunda ardından  ÇKP Üst Yönetim Kademesinin Uygurların nasıl toptan soykırım ile yok edileceğine ait 403 sayfalık gizli belgeler elde edilerek dünya medyasında ifşa edildi. Sızdırılan bu ÇKP gizli belgelerine göre bu kampların ÇKP yönetiminin iddia ettikleri gibi birer “Eğitim Merkezii/Kampa” olmadıkları bu merkezlerin Nazilerin Soykırım kamplarının birer benzerleri olan Toplama Kampları olduğu kanıtlandı. Bu gizli belgelerde ÇKP’nin liderlik sıralamasında yer alan tüm kadroların söylem ve icraatlarına ait belgeler bunu kanıtlıyordu. 

Uygur bölgesinin dört bir yanından tutuklanan Müslüman Uygurlar,Kazaklar ve diğer Müslüman azınlıklar Bu toplama kamplarında insanlık dışı şartlarda zorla tutuluyorlar ve her türlü baskı,zulüm,işkence ve hatta cinsel tecavüzlar dahi yapılıyordu. ÇKP Üst yönetiminin emir ve talimatlarını içeren ve sıdırılan bu gizli Hizmet içi belgelerde Çin tipi topolama kamplarında tutulan Müslüman Azınlıklar için “kesinlikle merhamet yok- Acımayın ve Derhal Gereğini Yapın!” cümlelerinin yer aldığı emirler yer alıyordu. Kamplarda hapsedilen Uygurlar işkenceye maruz kaldığı ve kadınların tecavüze uğradığı bildirildi. Ayrıca bu kamplarda tutulan Çinli olmayan Müslüman Türklerin Çin’in tıbbı deneylerinde i ve sterilizasyon uygulamalarında zorla kobay olarak kullanılıyondu.

Toplama Kamplarından bir şekilde kurtulmuş Tanıklar ve sızdırılmış bu belgeler, kampta tutulan Uygurların, kültürel ve dini değerlerinden ve uygulamalarından vazgeçmek ve baskın Han/Çin kültürünü tamamen ve kayıtsız şartsız kabul etmeye zorlanıyorlar. Bunun için etnik temelli kıyafet,saç sakal, beslenme ve en önemlisi kendi dillerinden vaz geçerek sadece Çince öğrenmeleri ve Konuşmaları gibi çağdışı ve sert aşılama(dönüştürme) programlarından geçtiğini ortaya koyuyor. 

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü (ASPI) tarafından yayınlanan bir raporda, Çin’in Uygur bölgesindeki bu toplama kamplarında zorla ttulanlardan serbest bırakılanların çoğunun Çin yönetimince işletilen işletme ve Fabrikalarda zorla köle işçi olarak çalııştırıldıkları bilgisi yer alıyor. Çin yönetiminin bu Müslüman Köle İşçiler için ” Sağlıklı ve güçlü kalmak için Sürekli Emek/Çalışma Yöntemini Öneririz.” sloganını sürekli kullandıkları bilgisi de bu raporda yer alıyor.

ASPI Enstitüsü ile Associated Press (AP) haber Ajansının konu ile ilgili raporlamalarında,Uygurların yıllarca bu fabrikalarda çalışmalarını kabul eden sözleşmeler imzalamaya zorlandıklarını aksi takdirde tekrar Toplama kamplara geri atılma riskini kabul ve aile bireylerinin hapsedilmelerini onayladıkları bildiriliyor.

 Fabrikalarda köle işiçi olarak çalıştırılan Bu Uygurların dua etmeleri yasaklanıyor, zorunlu ‘asimilasyon’ derslerine katılmaları gerekiyor ve sadece ayda iki kez bileşiklerden çıkmalarına izin veriliyor. 

Böyle bir fabrika Nanchang’da bulunmaktadır ve bu Fabrika küresel bir Firma olan OFILM için mal üretiyor ve bu şirketin tedarikçisi olarak çalışıyor. Arıca,  tutuklu Uygurlar, Apple, Lenovo ve Sony gibi elektronik şirketleri ile McDonald’s, Taco Bell ve Subway gibi fast-food zincirlerine kadar onlara üretim yapan Fabrikalarda bilgisayar ekranları, kameralar ve parmak izi tarayıcıları yapan işçiler arasında yer alıyor. Diğer fabrikaların ise, Adidas ve Nike gibi şirketler için spor giyim yaptıkları bildiriliyor. 

Ancak bu gibi hukuksuz tutuklamalar ve onların zorla köle olarak çalıştırılmaları ve dolayisiyle bunların emeklerinin sömürülmesi Çin’in Uygurlara yönelik zulüm ve baskıların sadece görünen ve bilinen bir yüzü. Bunun dışında kamplarında dışındaç yaşayan Milyonlar ile yurtdışında yaşayanlar dahil acımasızca gözetim ve baskı altında tutuluyor.Dini uygulamalarıa ilişkin kısıtlamalar sürekli artıyor ve Uygur toplumunda bireylerin aniden ortadan ” kaybolması ” uygulamaları Çin’in normal icraatlarının bir parçası haline geldi. 

Wardak’ın dilekçesinde belirtildiği gibi, “Kampların dışında yaşayan Uygurların telefonlarına bir casus yazılım uygulaması yüklenmiştir. Çin yönetimi böylece onların günlük hareket ve faaliyetlerini yakından izleyebilir, Müslüman kadınlar 45 yaşından sonrası için ancak başörtüsü takabiliyor. Uygurların Çince’den başka herhangi bir yabancı dil konuşmalarına izin verilmiyor.Uygurların evlerinde onların islam dini inançlarına uygun olmayan yiyeceklerin , domuz eti ve alkollu içkileri bulundurmaları zorunludur. Cami girişlerin ile ibadethanelerin içinde kamera ve yüz tanıma sistemleri ile ibadet için gelen izlenebiliyor.Buna uymayanlan ağır şekilde cezalandırılıyor.

Hollandalı Müslüman Öğrenci Nawid şunları ifade ediyor ; “Ben Nawid, Hollandalı bir Müslüman öğrenciyim. Sosyal medyada Uygur kriziyle ilgili karşılaştığım hikayeler beni etkiledi . Temel insan haklarına sahip bir insan olarak Müslüman UYgur Kardeşlerim için bir şey yapmanın benim için bir görev olduğunu hissettim, bu yüzden sosyal medya sayfamı bu konuda farkındalık yaratmak için bir platform olarak kullandım ve bu kampanyayı başlattım.” diyor.

Uluslararası toplum Çin’in Muslüman Uygurlara karşı yürüttüğü baskılar ve zulmüne büyük ölçüde sessiz kaldı.  Uygur bölgesindeki Toplama kamplar hakkında bazı derin ve dikkat çeken raporlar ortaya çıkmasına rağmen, Çin hükümetlerine Uygurlara yönelik iğrenç muamelelerini durdurmaları için baskı yapmak için çok az şeyler yapılmıştır. y

Wardak’ın  başlattığı imza kampanyası   şu ana kadar 765.000’den fazla kişi tarafındarn imzalandı. Lütfen sizler de bu kampanya adınızı eklemeyi düşünün ve 1.000.000 imza hedefine ulaşmasına yardımcı olun.

Bu Meşaleyi taşımak ve sesimizi Uygurlarla birlikte dayanışma içinde yükseltmek hepimiz için bir grev olarak kalmıştır. Seçilen yetkililerimizin bu konudaki tepkilerin çıtasını yükseltmek ve Uygurlara karşı uygulanmakta olan baskı,zulüm ve işkenceleri sona erdirmek için somut adımlar atmak için ellerinden geleni yapmalarını sağlamalıyız.

Kaynak : fairplanet.org/story/petition-stand-up-for-uyghur-muslims-in-china/? (Yair Oded Yazar, Proje Editörü, Yardımcı Editör)

Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1404 Kez Görüntülendi.