Son Dakika
Ferit ATMACA(ilksayfagazetesi@gmail.com)
Çin Hükümeti ve Çinliler, korona için “Çin virüsü” denilmesine alınıyor hatta çok kızıyor.
Amerikan Başkanı Trump’ın da koronadan “Çin virüsü” diye bahsetmesinin altında başka hesaplar yatıyor olabilir elbette.
Amma ve lakin bu, koronanın Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktığı ve bu nedenle Çin virüsü olarak tanımlanmasının gayet normal olduğu gerçeğini değiştirmez.
Daha önce de yazdım ve her fırsatta yazmaya devam edeceğim:
Şimdiye kadar yediğini, içtiğini, temizliğini, taptığını, Uygur Türklerine yaptığını sorgulamadan “çok çalışkanlar”, “süper güç oldular”, “onu da üretmişler, bunu da icat etmişler” diye hayran hayran övüp durduğumuz Çin’lilerin iğrenç alışkanlıklarından insana bulaşmış bir virüs değil mi korona?
Bu yalan mı, yanlış mı?
Ama Çin ne yapıyor?
Amerika üzerinden bu gerçeği perdeleme stratejisi yürütüyor.
“Çin virüsü” tanımını Amerika ile olan rekabetlerinin bir sonucuymuş gibi göstermeye çalışıyor.
South China Morning Post gazetesinde yer alan habere göre, Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Gıng Şuang, düzenlediği basın toplantısında, Çin virüsü tanımını kullanan bir tek ABD Başkanı Trump’mış gibi, ABD Başkanı Donald Trump’ın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla ilgili Twitter paylaşımında “Çin Virüsü” ifadesini kullanmasına tepki gösterdi.
Sözcü, “ABD’de bazı politikacılar koronavirüsü Çin’le ilişkilendirerek Çin’i karalamaya çalışıyor. Buna öfkeyle karşı çıkıyoruz, ABD’yi Çin’i suçlamaya son vermeye çağırıyoruz. Uluslararası toplumun birinci önceliği virüsle mücadele için uluslararası iş birliğidir. ABD kendi önceliğine odaklanarak sağlık güvenliği konusunda uluslararası iş birliği için yapıcı rol oynamaya çalışmalı.” dedi.
Oysa Çin, sadece Amerikan Başkanı bu ifadeyi kullanıyormuş gibi yapıp, meseleyi başka tarafa çekmeye çalışarak üste çıkmaya çalışacağına özeleştiride bulunmalı ve çıkıp tüm dünyadan özür dilemeli önce.
Bunu yapmıyor/yapamıyorsa da en azından bir mahcubiyet içinde olmalı.
Bilim insanlarının tespitlerine göre, bu virüs insanlara “yarasalardan” geçti.
Dünyanın herhangi bir yerindeki yarasalardan değil, Çin’deki yarasalardan.
Neden?
Çünkü Çinliler yarasaları çorba yapıp yiyebiliyor…
Tüysüz ördek ve tavuk embriyoları yedikleri gibi…
Canlı bebek fareler yedikleri gibi…
Domuz ve değişik böcekler yedikleri gibi…
Kurbağa yavrusu ve tavuk ayağı yedikleri gibi…
Nitekim Vuhan’da Çinlilerin yedikleri bu hayvan ve böceklerden Çinlilere bulaşmış, oradan da tüm dünyaya yayılmış bir salgın korona.
Ekonomi, teknoloji ve askeri bakımlardan dünyanın en büyük ilk üç ülkesinden biri olarak gösterilen Çin, elindeki imkanları seferber ederek, virüsle mücadelede epey yol almışa benziyor.
“Çin’de 24 saatte tek bir yeni vaka çıkmadı” haberleri yer alıyor medyada.
Peki imkanları bu kadar olmayan ülkeler ne yapacak?
Neticede demem o ki, Çin dünyadan özür dilemelidir, yeme içme alışkanlıklarını gözden geçirmelidir.
Madem kendi sınırları içinde virüsü kontrol altına almayı başarmak üzere, oluşmuş tecrübesi ile özellikle koronadan en çok etkilenen ve ihtiyaç duyan ülkelere maddi ve tıbbi yardımlar ulaştırmalı.
Ve Çin’in Türkiye’deki gayri resmi temsilcileri “Çin çözüyor dünya uğraşıyor” gibi reklam filmi çekip-oynatmayı artık bırakıp, dostlarını insaflı ve temiz olmaya çağırmalı.
Kaynak : http://www.gazeteilksayfa.com/cinin-ozur-dilemesi-gerekmez-mi-4199yy.htm?fbclid=
Etiketler: Çevre Sağlık » Çin » Dünya » Genel » Görüş Yorum » Gündem » insan hakları » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SoykırımBENZER HABERLER