Son Dakika
Doğu Türkistan Milli Hareketinin günümüzde diasporadaki en yetkili ve üst şemsiye organı Almanya merkezli Dünya Uygur Kurultayı İstanbul’da Türk Medyası için bilgilendirme toplantısı düzenledi.İstanbul Point Otel’de yapılan toplantı 09’da sabah kahvaltısı ile başladı ve çalışmalar saat 12’oo’de sona erdi.
Doğu Türkistan Liderleri Merhum Mehmet Emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin tarafından 1955 yılında tesis edilen Doğu Türkistan Milli Kurultayı ‘lı yıllarda Türkiye merkezli olarak başlatttığı ve 1992 yılında Doğu Türkisan Vakfı Başkanı E.General Mehmet Rıza Bekin ve Suudi Arabıstan’da Yaşayan Doğu Türkistanlı Cemaat ve Kanaat önderleri tarafından tekrar aynı adla ihya edilmiş
Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Erkin Ekrem, Taksim’de bir otelde gazetecilerle bir araya geldi. Toplantıda Ekrem, Çin’in Uygur Türklerine yönelik uygulamaları ve Uygur Türklerinin tarihsel süreç içerisinde karşılaştığı sorunlar hakkında bilgi verdi. Ekrem, “Müslümanların Doğu Türkistan sorununa ilgi duymaması bizleri üzmektedir. 23 Batılı devlet bizi destekliyor ama bu devletler arasında bir Müslüman ülke yok” dedi.
Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Erkin Ekrem, Taksim’de bir otelde gazetecilerle bir araya geldi.
“BU KAMPLAR 2014 YILINDA HAYATA GEÇTİ”
Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Erkin Ekrem, toplantıda yaptığı konuşmada bunları söyledi:
“Çin’in bu kampları 2014 yılında hayata geçirdiğini ve sayıları 90’a yakın olan kamplarda üç farklı uygulamanın söz konusu olduğunu anlatan Ekrem, “Birinci düzenleme, şüphe duyduğu kişileri aldığı kamplar. Bu kişiler hafta sonları aileleriyle telefonlaşabiliyor, kısmi olarak özgürlükleri var. Dini ve etnik anlamda söylemde bulunanları ise ikinci düzey kamplara alıyor. Bu kampların dışarıyla bir bağlantısı yok. Üçüncü düzeydekiler ise hapse atılıyor. Uluslararası kamuoyu henüz bu hapistekileri gündem yapmadı. Hapse atılanlara, 2 yıldan 22 yıla kadar cezalar verildi, bazılarına ise müebbet.”
“ÇOCUKLAR “MELEK OKULU” DENİLEN KAMPLARDA DEVLETİN İSTEDİĞİ ŞEKİLDE EĞİTİLİYOR”Ekrem, kamplara alınan ailelerin ortada kalan çocuklarının da “Melekler Okulu” denilen kamplarda devletin istediği şekilde eğitildiğini anlattı. Ekrem, “Bu soruna ilk ses çıkaran Fransa’dır. Daha sonra AB üyesi ülkelerin tümü, bu kamplar konusunda Çin’i eleştirmeye başladı. Tüm Avrupa itiraz ettikten sonra, ABD’den ses çıktı. Amerika’da çok üst düzey itiraz olunca haliyle herkesin dikkatini çekti.” dedi. Kazakistan ve Kırgızistan gibi ülkelerin vatandaşlarının da bu kamplara alındığını iddia eden Ekrem, bu iki ülkenin Çin’e gücü yetmediği bunu gündeme getiremediğini ve bu skandalın devam ettiğini savundu.
“OKUL, HASTANE VE SPOR TESİSLERİ KAMP OLARAK KULLANILIYOR”
Ekrem, kampların nerede olduğu bilindiği halde ne uluslararası ne de Türkiye’den giden gözlemcilerin kamplara alınmadığını ve kamplarda kalanların çok ciddi zorluklar yaşadığına söyledi. Çin’in okul, hastane ve spor tesislerini kamp olarak kullandığını anlattı. Ekrem, kamplara alınanlara “Gizlilik Sözleşmesi” diye bir belge imzalatıldığını bu kişilerin oralarda neler yaşandığını anlatamadıklarını, anlatmaları durumunda çok ciddi hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtti.
“CAMİLERDE ‘DEVLETİ SEVİYORUZ, PARTİYİ SEVİYORUZ’ TABELARI ASILDI”
Dini gruplara ciddi baskı uyguladığını anlatan Ekrem, camilere “Devleti seviyoruz, Partiyi seviyoru z” tabelalarının asıldığını ve “Çin İslamı” geliştirildiğini savundu
(Edda Sözmen-Anka)
BENZER HABERLER