Son Dakika
Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlı Uygur Türkü Melikezat Habibul,Babası,Ağabeyleri ve Ablalarının Çin Komünist Partisi Üyesi ve aynı zamanda yıllarca Çin’e sadık devlet memuru olmalarına rağmen sırf Uygur Türkü olmalarından dolayı Çin Nazi Kaplarına hapsedilmekten Kurtulamadıklarını açıkladı.
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)
Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere yönelik baskı,zulüm uygulamaları ile toplu şekilde tutuklayarak Çin Zindanları ile Çin Nazi Kampalarına kapatarak soykırım uygulamaları uluslar arası toplum,BM. Ve Tük-İslam dünyasının gözü önünde şiddetini artırarak devam ediyor.
Çin’in tüm insanlığa karşı işlediği bir inisanlık dışı bir cinayet niteliği taşıyan bu ırkı kıyımı BM.’nin tanımladığı Etnik Soykırım tanımlamasına tam tamına uyuyor.01 Nisan 2017’de sözde kukla Bölgesel Halk Kurultayı’ndan geçirdiği “Aşırılık ve Terörizmle Savaş Yasası”’nda bu yasanın sadece bölgede yaşayan ve azınlık olarak adlandırdığı Müslüman Türklere uygulanacağı bilgisi de yer alıyor.Çin işgal yönetimi günümüzde sadece suç işleyenleri değil,etnik Uygurları sadece Han Çinlisi olmadıkları Nazi Kamplarına hapsediyor.Bunun son örneği ise geçtiğimiz aylarda ömür boyu hapisle cezalandırılan sözde Özerk Yönetiminin işbirlikçi Vatan ve Millet haini Nur Bekri’nın ÇKP’nın emerindeki Çin Yargısındaki yargılama aşamasındaki ağlayan görüntüleri ibret verici bulunuyor.
ÇKP Üyesi ve Polis Memuru idi,Ancak Uygur olduğu için Toplama Kampına Atılmaktan Kurtulamadı
Halen İstanbul’da yaşayan Doğu Türkistan’ın Turfan şehrinden olan Melike Habibul Haziran 2017’den itibaren Turfan’da yaşayan Anne- Baba,kardeşleri ve yakınlarından onlarca kişinin topluca tutuklanarak Çin tıpı Toplama kampı ile Çin Hapishanelerine kapatıldığını açıkladı.
Özgür Asya radyosuna konuşan Melike Habibul Tutuklanan ailesi ve yakınları ile ile ilgili şunları söyledi ; “Ağustos 2017’den itibaren Turfan’da yaşayan Ailem ve yakınlarım ile telefon ve sosyal medya üzerinden yapılan iletişimim tamamen kesilmiş durumda.Ancak ben değişik kanalları kullanarak ailem hakkında bazı bilgilere erişebildim.
Annem Meryem Han Tursun 2017’de Babam Habibul Abdullah ise 2018’de toplama kamplarına hapsedilmiş.Annem ve Babam ben Mısır’da iken ve daha sonra Türkiye’ye geldikten sonra 2014 yılının sonlarında Turfan’da bir Sigorta şirketinde çalışan Ağabeyim Mehmet Habibul ile birlikte bizleri ziyaret etmiş ve Ocak 2015’de hep birlikte Turfan’a dönmüştü.
Ağabeyim Alim Habibul Çin yönetimi için önemli bir görevde bulunduğu için onların yurt dışına çıkmalarını yasaklamıştı.
Diğer ablam Mihray ve Bahargul Habibul ile ile en son Ağustos 2017’de telefonla görüşmüştüm.Daha sonra onların tutuklanarak Toplama kamplarına kapatıldığı bilgisine ulaştım.Ben bu haberleri duyunca Turfan’a dönmek istemedim ve Türkiye’de kaldım.Ailem ve tutuklanan tüm yakınlarım benim Türkiye’da yaşamam ve Annem Babam ve bir Ağabeyimin Türkiye’de yaşayan beni ziyaret ettiklerinden dolayı tutuklandıklarını öğrendim.” şeklinde konuştu.
Habibul Ailesinden Toplama Kamplarına Hapsedilenler
1. Babam Habibul Abdullah 1940 doğumlu Turfan-Çatkal’da 30 yıl polis olarak çalıştı. Şimdi Emekli
2. Annesi Meryemhan Tursun 1945 doğumlu
3. Ablası Aygül Habibul öğretmen
4. Ağabeyi Mehmet Habibul
5. Ağabeyi Alim Habibul 1978 doğumlu Turfan Şingzen Hapishanesinde infaz Koruma Memuru
6. Ablam Mihray Habibul 1980 doğumlu Turfan İdikut Polis Merkezi’nde Polis Memuru 3 yıl hapse çarptırılmış
7. Ablası Bahargül Habibul 1984 doğumlu Demiryolları Telgrafhanesinde memur 5 yıl hapse mahkum edilmiş
Babam ve Ağabey ve Ablalarım ÇKP Üyesi ve Çin’e Sadaketle Bağlı idi
Babam başta olmak üzere Ağabeylerim ve Ablalarımın tamamı uzun yıllar öncesinden beri Çin Komünist Partisi üyesi idiler ve hayatları boyunca Çin işgal yönetimine sıkı bağlı kalarak sadaketle hizmet ettiler.Hepsi de devlet memuru idiler.Zaten Komünist Partisi üyesi olmasalar bu görevlere gelemezlerdi.
Tutuklanan ailem üyelerinden 2 kişinin cezaları belli olmuş.Diğerleri ise halen Hapishane ve Toplama kamplarında tutuluyorlar.Nerede ve niçin tutuldukları ve ne ile suçlandıkları hakkında hiç bir bilgiye sahip değilim.
Onları Düşünerek Sustum,Ancak Hiçbir Faydası Olmadı
Ana Babam Ağabey ve Ablalarım benim yüzünden tutuklandıkları için çok vicdan azabı çekiyor ve onların daha fazla baskı ve cezaya uğramaması için 2 yıldır susuyordum. Ancak , bu suskunlğun hiç bir işe yaramadığını gördüm.Ben de Turfan’a dönse idim,takdirim yine onlar gibi olurdu.
Ancak. 09 Aralık 2019’da sözde Özerk Bölgenin Kukla Başkanı Şöhrek Zakir “Kamplarda tutulanların eğitimlerini tamamladılar ve tamamı serbest bırakıldı.” Açıklamasını yaptı. Ben bu Kukla Başkanın bu açıklamalarının büyük bir yalan ve kandırmacadan ibaret olduğunu kanıtlamak için ailem hakkındaki bu bilgileri radyonuz aracılığı ile kamu oyuna açıklayarak Çin yönetiminin ve Sözde Bölgesel Kukla Başkanın yalanlarını Türkiye ve uluslar arası toplumu yanıltmaya yönelik bu aldatmaca ve yalanlarını ifşa etmek ve yüzlerine vurmak istedim.Ana Baba ve diğer aile bireylerimin akibetlerini öğrenebilmek ve sunaçta onların Hapishane ve Kamplardan kurtularak özgürlüğüne kavuşmması için mücadelemi sürdürmeye karar verdim.”şeklinde konuştu.
Etiketler: Çin » Dünya » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » insan hakları » Siyaset » Soykırım
BENZER HABERLER