logo

trugen jacn
17 Ağustos 2019

ÇİN DOĞU TÜRKİSTAN’DA TÜRKLERİ “ SOSYAL MÜHENDİSLİK ” İLE DÖNÜŞTÜRMEK İSTİYOR

Çin yönetimi   Uygur bölgesinde kurduğu yüzlerce Toplama Kamplarına  Müslüman Türkleri kitlesel olarak hapsetmektedir. Bu kamplara katılım zorunlu olup, kamplarda  eğitimin yanında mecburi çalışma da vardır. Kamplarda insanlar ailece kapatılmakta  ebeveyn-çocuk ayrımı yapılmamaktadıır. Bunlar, Çin’in Uygur  bölgesindeki Uygur Müslümanları için  günlük yaşam gerçeklerinden sadece bir kaçıdır. Çin yönetimi Müslüman Türkleri Çin tipi Sosyal Mühendislik ile etnik olarak dönüştürmek istiyor

Kaşgar’da kadim bir Sokak (Ekim-2017 Fotoğraf /David Stanly)

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Bilim adamı ve Araştırmacı Darren Byler anlatıyor.

2017 yılının sonlarında ve sonraki yıllarda Çin yönetiminin en kuzey batı bölgesinde yer alan Uygur bölgesinde Eğitim Merkezi adı ile Toplama kampları kurduğunu  dünya dehşet içinde öğrendi ve gördü. Bu toplama kampları sanki bir takım adalar serisi gibi idiler.  Bu kampların içinde, yüz binlerce etnik azınlık Müslüman insan – çoğunlukla Uygurlar, aynı zamanda etnik Kazaklar, Kırgızlar ve diğerleri hukuksuz olarak tutuluyordu. Bu  kampta kalanlar dini inançlarını reddetmek, Çince öğrenmek ve devlete bağlılık yemin etmek zorunda  bırakıldılar.  Çin bölgedeki bu uygulamaları dünyanın daha önce hiç görmediği bir ölçekte ve ileri düzeyde teknolojik bir sofistike ile desteklenen yüksek seviyeli ve aynı zaman etnik içerikli hakaret,ırkı aşağılama ve küfürler içeren  kitlesel bir  asimilasyon programıydı.

Ağustos 2018’de  bu kamaplardan kurtulabilen  çok sayıda görgü tanığı, bu kamplarda yüzlerce gazeteci, dinadamları ile   bilim  insanlarınıın  ve Çin’in Müslümanlar için “Reform Eğitim Kampları” adını verdiği bu toplama kamplarında tutulduklarını iffşa ettiler. Ayrıca Çin yönetiminin varlığını inkar ettiği bu kamplar çok sayıda görgü tanığı, gazeteci, bilgin ve  Çin hükümetine  ait kamplarla ilgili  çeşitli  alım  belgeleri ile de kanıtlandı. Bir çok bilim adamı da bu kampların yerine  uydu görüntülerinden elde edilen  kanıtlarla  belgelediler. 

Elde edilen kanıtlara göre bu Gözaltı tesisleri( toplama kampı  tanımına uyuyor, Yayınlanan raporlarda,  bu kamapların çevresinin dikenli tellerle çevrildiği bu kamapların  arkasına kilitlenenlerin büyçük çoğunluğunun bölgede yaşayan  dini ve kültürel azınlığa mensup oldukları da belirtildi.  Bu  kamplarda tutulanlar hakkında hiçbir iddianame hazırlanmadığı  veya adil yargılanmaya tabi tutulmadan  hukukdışı  tutuldukları de açıklandı. Çin yönetiminin siyasi köntrolü mekanızması ve resmi ideolojilerinin bu insanlar üzerinde daha fazla dayatmak ve  açıkça pekiştirmek için tasarlanmış koşullara tabi olduklarına işaret ettiği belirtiliyor

Alman bilim adamı ve Araştırmacı Dr.Adrian Zenz’a göre bu kamplarda yaklaşık 1,5 milyon kişi gözaltına alındı 

Son zamanlarda, Pekin yönetimi  Uygur bölgesindeki   asimilasyon programında bir değişiklik olduğunu veya en azından bunlar  hakkında konuşma biçiminde bir kayma olduğunu işaret etti. 

Geçtiğimiz ay  Çin yönetimi Pekin’de bir Beyaz Kitap yayınlayarak  Uygur halkının Türk halkıyla  ortak olarak paylaştığı  etnik bağlantıları reddettiğini belirten bir rapor yayınladı. Hükümet yetkilileri ayrıca , tutuklananların çoğunun, hatta  tamamınıın çoğunun “yeterli Eğitim Verildikten sonra “  evlerine ve  “topluma geri döndüğünü” de ileri sürdü.  Kampa kapatıların içinde  “Öğrencilerin sayısı  büyük miktarda olduğu,Çünkü  onlar    şüpheli olmalarına rağmen, tekrar eğitilerek  kendilerine  “ uygun iş – İstihdam imkanı de sağlanmış olduğu iddia edildi.

 Kampta Tutuklular Zorunlu olarak Çalıştırılıyor

Uygur bölgesindeki bu  kamplarla ilgili olarak yayınlanan bir çok raporlarda kamplarda tutulanların haksız olarak çeşitli fabrita ve üretim tesislerinde haksız olarak çalııştırıldıkları bu raporlarda özellikle belirtiliyor. Bütün bunlara rağmen,bölge’de gerçekten ne olup bittiği ve  bölge’de yaşayan Uygurlar başta diğer Müslüman Türk halkların durumu hakkında sağlıklı bir bilgi bulunmuyor. Günümüzde bölge’de yaşayan  Uygur halkının ve dünya için ne anlama geldiğini araştırmak için Darren Byler ile konuştum. Washington Üniversitesi Antropoloji Bölümünde Uygurca konuşan ve Uygur kültürünü yoğun bir şekilde araştıran bir öğretim görevlisi de  bu konude özel olarak yazsılar yazdı. 

 Biz Araştırımacılar Uygur bölgesi ile ilgili olarak şu konulara özellikle odaklanmalıyız ;

  1. Sincan’daki mevcut duruma yol açan sebepler nelerdir ?
  2. Mevcut durumu tanımlamanın en iyi yolu  nedir? 
  3. Bbölgede yaşayan Müslüman Türklere yönelik uygulamalar  için “Kültürel soykırım”  tanımı doğru bir terim midir?
  4. Uygur ailelerin parçalanması ,onların çocuklarınıdan zorla koparılması (ebeveyn-çocuk ayrımı) uygulaması  ne kadar yaygındır? 
  5. Kamplarda tutulanların zorla çalıştırılmaları ne kadar yaygındır ?
  6.  Gözaltına alınan  ve bu kamplarda Eğitilenlen “  Uygurların  aslında eski yaşamlarına  veya ona yakın şartlara  tekrar  geri dönebildi mi?
  7.  Uygur bölgesindeki bu dramatik duruma Müslüman ülkeler neden sessiz kaldılar?
  8. Müslüman Ülkeler   Pekin’in bölgedeki basakı,zulüm ve soykırım politikalarına neden   destek veriyorlar ?
  9. Bölgedeki Toplama Kamplarında hangi gözetim teknolojileri kullanılıyor ve  bu teknolojileri hangi Batılı şirketler ve kurumlar Çin yönetimine temin ediyorlar ?
  10. ABD. Uygur bölgesinideki  bu insan hakları kriziyle ilgili ne yapabilir veya neler  yapmalıdır?

Araştırmacı ve bilim insanı Dr. Darren Byler bu soruların sayısını çoğaltmak veya genişletmenin her zaman mümkün olduğunu belirtmektedir.

Bu soruların   cevabını  bulmak için lütfen zihinlerinizi çalıştırın ve bu soruları lütfen cevaplayınız. Sizlere şimdiden  teşekkürler  

Kaynak :  https://signal.supchina.com/chinas-social-re-engineering-of-uyghurs-explained-by-darren-byler (Editör :Lucas Niewenhuis – 15.08. 2019)

Etiketler: » » » » »
Share
2011 Kez Görüntülendi.