Son Dakika
Hamit Göktürk
Doğu Türkistan’ın Taklamakan çölünde Tarım Nehrinin küçük kollarından Kiçikderya(Küçükırmak) ırmağı kıyısında yer alan eski Uygur mezarlığından dünyanın en eski peynirinin keşfedildiği açıklandı.
Cihan Haber Ajansı Haberlercom. sitesinde yer alan haberde, Arkeolojik Bilim Dergisi’nde(Journal Of Archaeolojical Science) yayınlanan bir araştırmada eski Uygur mezarlığında keşfedilen Peynirin günümüzden 3 bin 600 yıl öncesine ait olduğunun tesbit edildiği bilgisine yer verildi.Bulunan bu peynirin dünyanın en eski peyniri olduğu belirtilen yazıda o dönemde peynir üretimi ile ilgili kanıtların de elde edildiği kaydedildi.
Newyork Haber sitesinin 27 Şubat tarihli açıklamasına göre; peynirin Avrupalılara özgü bir gıda olduğu iddia edilirken,Doğu Türkistan’dan bulunması bilim adamlarını şaşırttı.Tarım bölgesinde bulunan bu peynir parçaları, 1934 yılında İsveç’lı araştırmacı ve Kaşif Folke Bergma tarafından bulunan ünlü Köl(Göl) Melikesine ait Mumyanın çene ve göğüs kısımlarına dağınık şekilde konulmuş olup,bu peynir parçaları binlerce yıldan beri kuruyarak ağaç yaprağı şeklini almış durumda. Bilim adamları bu peynir parçalarının Mumyanın yemesi için konulduğunu tahmin ediyorlar. Peynir normal şartlarda çok çabuk eriyen bir yiyecek olmasına karşılık, bu peynir parçalarının erimemiş olmasının nedeninin Mumyanın konulduğu ceset sandığının çok iyi şekilde izole edilmiş olması ve Mumyanın hava almayacak şekilde derine yerleştirilmesine bağlıyorlar.Ayrıca, havanın çok kurak ve toprağın de tuzlu ve çorak olmasının de büyük etkisinin olduğu ifade ediliyor.Bu Mumya’ya Göl Melikesi denilmesinin sebebi de Mumya’nın 1934’da Orunköl Harabelerine yakın bir yerde bulunmuş olmasıdır. Folke Bergma Mumya’yı keşfetmiş, ancak,o zamanki otoritelerin baskısı ile inceme yapmadan bölgeden ayrılmıştı.Daha sonra bu Mezarlık kumlan altında kaybolmuştu.2000 yılında Çinli Arkeologlar Folke Bergma’nın keşfinden yola çıkarak uydu aracılığı ile tekrar bu mezarlığı bulmuştu.
Araştırmayı Alman bilim adamı Andrej Shevchenko ile Çin Bilimler Akademisi Bilim ve Teknoloji Tarihi ve Bilimsel Arkeoloji Bölümü’nden Doç.Dr. Yang Yimin ve Profesör Wang Changsui yaptı. Bilim insanlarının, mezara gömülü insanların buraya ne zaman geldikleri, konuştukları diller ve hangi halka ait olduklarının bilinmediğini ve bu konuda araştırmaların sürdürüldüğü belirtildi.
19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren Talamakan Çölünde Japon,İsveç,Fransız ve İngiliz bilim adamlarınca arkeolojik araştırmalar yapılmış olup, bulunan bir çok eserin arkeologlarca ülkelerine beraberinde götürüldüğü biliniyor. 8.yüzyıldaki Uygur devletinin başkenti Duanghuang’da Alman arkeologlarıca Berlin’e götürülen ve Uygur Textleri olarak anılan buda dinine ait ,eski Uygur yazısı ile yazılan binlerce eser 2.dünya savaşı sırasında müttefiklerin bombardımanında yok olmuş.küçük bir kısmı ise kurtulmuştu.
Çin işgalinden sonra ise, Doğu Türkistan’da arkeolaglarca Lolan Güzeli adı verilen eski çağlarda yaşamış bir Uygur prensesine ait hiç bozulmamış mumya başta yüzlerce mumya,iskeletler,eşyalar duvar ve kaya resimleri ile mağara yazıtları keşfedilmişti. Ancak,Çin yönetimi bulunan bu eserleri ilim dünyasına açıklamaktan sürekli kaçınmakta.
Etiketler: Genel » Kültür Sanat
BENZER HABERLER