logo

trugen jacn

ÇİNLİ Lİ : UYGURLAR MUTLAKA ÇKP’İN ESARET, BASKI VE ZULMÜNE BAŞKALDIRACAKTIR !

ABD’de yaşayan Çinli Li Xiangkui ÇKP İşgal rejiminin Doğu Türkisan’a yerleştirdiği bir Han Çinlisi ailenin bu ülkede doğan bir üyesi.Kendisi daha sonra ABD’ye giderek yerleşiyor.Yıllar sonra Doğu TÜrkistan’da yaşayan ailesini ziyareet için bu ülkeye geliyor.ÇKP İşgal rejiminin esaret altındaki Doğu Türkistan Türklerine yönetil etnik ayırımcılık politikası ile baskı,zulüm ve işkenceci uygulamalarına şahit oluyor.ABD’ye döndükten sonra ÇKP rejimi karşıtı Çinli demokrat aydınların yayın organıı buxun.com.adlı bin internet sitesine şahit olduklarını kaleme alarak yayınlıyor. Han Çinli Li yazısını şu cümleler ile sonlandırıyor ; ” ÇKP Yönetiminin Doğu Türkistan’daki bu denli yüksek baskı politikasına isyan ediyorum. Bu baskılar bir gün kendilerine karşı geri tepecek ve mutlaka karşılığını bulacaktır. Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar bir gün bu ülkede yaşayan Çinliler ile birlikte ÇKP rejimine karşı bir gün mutlaka sokaklara dökülecek, özgürlüklerini talep edeceklerdir. ÇKP Rejiminin baskı,zulüm ve esaretine mutlaka baş kaldıracaklardır.”

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Son günlerde, bir arkadaşım akraba ziyareti için Sincan’a (Doğu Türkistan) a gitti ve Amerika’ya döndüğünde yemek toplantısı yaparken bize Sincan’nın şimdiki durumlarını, hükümetin yönetim metotlarını, oradaki insanların yaşam durumlarını anlattı. Ben de bazı durumlar hakkında bilgi edindim ve sizlerin de bilmeniz gerektiğini düşünerek bunları yazdım.

Arkadaşim Sincan’ın Kuzeyinde oturuyor ve oradan Sincan’ın eyalet başkenti olan Ürümçi’ye arabayla bir saat sürüyor. Kendisi Sincan’da doğdu ve büyüdü, yerli Han sayılır, daha sonra Amerika’ya göç etti ve hala burada. Bu onun Amerika’ya geldiğinden beri eşi ve çocuklarıyla akraba ziyareti için yıllar sonra ilk kez eve dönmesi oluyordu. Onun elinde şu an Çin pasaportu, Amerikan yeşil kartı var, eşi ve çocukları ise Amerika vatandaşı. Sincan’a geldiği gün ilk akşam arkadaşım akrabaları tarafından Ürümçi’de karşılanmış ve eve dönmek için güneye doğru yola çıkmış. Ürümçi ile onların yaşadığı bölge arasındaki otoban yolu üzerinde 24 saat çalışmakta olan nöbetçi kontrol noktasındaki polisler tarafından durdurulmuş. O gün çok gece ve hava çok soğuk olduğundan, eşi bir yaşındaki çocuğuyla arabanın içinde kalmış, arkadaşım kendisi yalnız arabadan inerek kimlik kontrolü için polislerin yanına gitmiş. Senelerdir yurt dışında olduğu için, nöbetçiler arkadaşımın kimlik bilgilerini sistemden bulamamış ve sorgulamaya başlamış, Mesela, nereye gittin, bunca senelerdir orada ne yaptın, neden hiç dönmedin…..gibi. Daha sonra onların izniyle evine dönebilmiş. Arkadaşım evine döndükten sonra başka akraba ve arkadaşlarını ziyaret etmeye, gezmeye başlamış. Eve döndükten yaklaşık on gün sonra onlar evinden ayrılarak diğer komşu bölgeye gitmiş ve döndüğünde yine kontrol polisleri ile karşılaşmış. Gündüz olduğundan, onun eşi ve çocuğu dahil herkesin arabadan inerek kayıt yaptırmaları gerekiyordu. Sıra eşi ve çocuğuna gelince, Amerika vatandaşı olduğundan nöbetçiler onların kaydını bulamamış. Nöbetçiler ne zaman geldiklerini ve kaç gün kaldıklarını sormuş. On gündür burada olduklarını öğrenince nöbetçiler çok endişelenmiş, nedeni ise yabancıların kayda alınmaması dolayısıyla kendilerini görevini yerine getirmemiş nöbetçi olarak cezalandırılması idi. Nöbetçiler hemen daha üst makamlara durumu anlatmış, üst makam durumu öğrenince onlara izin vermiş ve bir nöbetçine onların evlerine kadar eşlik etmesini buyurmuş. Daha sonra üst makamdan bir kaç kişi hemen onların evinde toplanmış, durumları tekrar incelemiş. Arkadaşımın anlattıklarına göre, Sincan’nın tüm bölgesel şehirleri ve ilçe düzeyindeki şehirlerine gelen yerel nüfusu sayılmayan (yurt içi ve dışından gelen) ziyaretçilerin, 24 saat içerisinde göç işleri idaresine giderek kayıt yaptırmaları gerekiyor ve aksi takdirde yasadışı ikametgah suçuyla cezaya uğrayacakmış. Kısa süre sonra, göç idaresinden bir kişi diğer bir yerel devlet güvenlik personeli ile onların evine gelmiş ve sorgulama yapmış. Beraber ve ayrı ayrı sorgulama aşamaları olmak üzere tüm sorgulama yaklaşık üç saat sürmüş, sorulduğu sorular ise aşağı yukarı şöyleymiş: “Amerika’da neler yaptın”, “ne zamandan beri oradasın”, “mesleğin ne”, “Amerika’da ne tür kişilerle buluştun”, “yurt dışındaki ayrılıkçı güçlerle hiç buluştun mu”, “herhangi bir inanca sahip misin”, “bu sefer buraya neden geldin”, “burada kaç gün kalacaksın”, “kimlerle buluşacaksın”, “nereye gideceksin”. Sorgulama bittikten sonra, eşi ve çocuğunun pasaportlarına el koymuşlar ve gidip nasıl karar vereceklerini konuşacaklarını, ondan sonra pasaportlarını geri vereceklerini söylemişler. Aradan yaklaşık on gün geçmiş, arkadaşım beklemiş ve onlardan hiç haber gelmemiş. Onun daha diğer bölgelere gidip akrabalarını ziyaret etmesi gerekiyordu, eşi ve çocuğu pasaporttan dolayı uçağa binemeyecek durumundaydı, bu yüzde arkadaşım soruşturmada bulunmuş. Yetkililerden haber gelmiş, yerel göç yönetim kurallarına ihmal etmesi nedeniyle onların pasaportlarına el koyduğu, ilk defa işlenen suç olması dikkate alınarak pasaportun geri verileceği, ama bir daha Sincan’a dönemeyeceği söylenmiş. Haberi duyunca, arkadaşım çok şaşırmış. Yaklaşık otuz sene kendi yurdunda yaşamasına rağmen, eşi ve çocuğu Amerika vatandaşı olması nedeniyle bir daha dönmesinin yasaklandığını aklına bile getirmemiş ti. Böylece, onlar Amerikaya dönene kadar yabanci bölgelerde oturmak zorunda kalmış.

Bundan başka kendi evinde kaldığı yaklaşık 20 gün içerisinde, arkadaşım herhangi bir yere (mesela, site, market, kulüp, lokanta gibi) gitmek için kimlik kartının yanında mutlaka bulunması gerektiğini, kimlik kartı olmadığı takdirde yüz tarama cihazıyla kimlik kontrolü yapılacağını öğrenmiş. Herkesin giriş çıkış faaliyetleri her zaman kaydediliyor muş. Çin hükümetinin kurmuş olduğu geniş çaplı sıkı yönetim sistemi altında, herkesin yaptık ettikleri ortaya çıkıyordu. Hükümetin yönetim sistemi, ırkçılık, demokrasi, özgürlük, din gibi herhangi konuyla alakalı konuşmalarda olan her kimse yeniden eğitim kampına götürülerek ideolojik eğitimde bulunacakmış. Sincan’ın her yerindeki camiler hiçbir nedensiz yıkılıyormuş. Yerel halklar herkes Uygur yada Han demeden boğulmuş, bastırılmış bir ortamda yaşıyormuş. Çin hükümetinin Sincan’da yürüttükleri bu denli yüksek baskı politikası mutlaka karşılığını bulacak, geri tepecek, Uygurlar yada Hanlar bir gün mutlaka sokaklara dökülecek, özgürlük çağrılarında bulunacak, Çin hükümetinin kendilerine yönelik esaret zulmüne başkaldıracaklardır.
Kaynak : boxun.com/news/gb/pubvp/2019/04/20190407 (Türkçesi Sinoturknews.org/lixiangku _ dogu-Turkistan’a- bir – daha- gitmesi- yasaklandı )


Etiketler: » » » » » » » » »
Share
1632 Kez Görüntülendi.