Son Dakika
Şakir TARIM
Bismillâhirrahmânirrahîm;
Çin Hükümeti, Doğu Türkistan’da insan olanın kanını donduracak bir vahşet sergiliyor. 5 milyon Müslüman toplama kamplarında. Özel hayattan mahrumlar. Onurları ayaklar altında. Tuvalette bile gözetim altındalar. Çin’i rahatsız eden en büyük sebep Doğu Türkistanlıların Müslüman olması!
Selçuklu ve Osmanlı, Türkistan’a özel bir ilgi gösterdi. Huzur diyarı haline getirdi. Osmanlı’nın kendi başının derdine düştüğü son dönemlerinde Rusya Doğu Türkistan’ı işgal etti. 70 senedir de Çin işgali altındalar. Son senelerde zulmün şiddeti arttı. Asimülasyon ve soykırım noktasına ulaştı. Osmanlı bâkiyesi Türkiye, İslâm dünyasını da uyararak Doğu Türkistan’a karşı tarihi görevini yerine getirmeli.
Çin, son senelerde ekonomide ciddi adımlar attı. Üretimini artırdı. Dış ticaret hacmini genişletti. ABD ile yarışacak noktaya geldi. Dünyaya açılma politikasında, bölgede Doğu Türkistan’ı büyük engel olarak görüyor. Onları yok etme, sindirme, etkisizleştirme politikası izliyor. Zulmünü artırmasının asıl sebebi bu!
Çin, doğrudan doğruya Doğu Türkistan’ın dînî ve millî kimliğine hedef alıyor. Kur’an okumayı, namaz kılmayı, sakal bırakmayı, hanımların tesettüre uymasını yasaklıyor. Toplama kamplarında Müslümanlara “zorla” domuz eti yediriyor. Aileleri kamplarda olan çocukları yetimhanelere alıyor, Çin kültürüyle yetiştiriyor. Dinlerinden, kimliklerinden uzaklaştırıyor.
Çinliler Doğu Türkistan’da bir ilki gerçekleştiriyorlar. Kardeş Aile Projesi (!) diyerek Doğu Türkistanlı her aileye bir Komünist partisi üyesi veriyor. Kutsal aile anlayışını yıkmaya çalışıyor.
BU ZULME CAN DAYANMAZ
DOĞU Türkistanlılara zulmün her çeşidi uygulanıyor. Müslümanları dünyadan tecrit etmeye çalışıyorlar. Kapalı bir toplum haline getiriyorlar. Medya çağında haber alma kaynakları kurutuluyor. Bilgi akışı yok. Gazete, internet yasak! Google çalışmıyor. WhattsApp ile mesajlaşmayı önlüyorlar. Yalnız kendi denetimlerindeki WeChat sistemi kullanılıyor.
Polisler cep telefonlarına kadar müdahale ediyor. Yolda giden birinin telefonunu alıyor. Çin’de üretilen aparat aracılığıyla, silinen verilere kadar inceliyorlar. İslamî, millî mesajlar varsa, hemen kişiyi tutukluyorlar.
Doğu Türkistan ve İsa Yusuf Alptekin Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Abdullah Oğuz, Millî Gazete’ye verdiği mülâkatta, toplama kamplarında Müslümanlara yapılan insanlık dışı uygulamaları anlattı:
“5 milyon insan toplama kamplarında. Kamplar hapishane gibi. Yüksek duvarlar, dikenli tel örgüler, gözetleme kuleleri. Kamp içerisi 24 saat izleniyor. Tuvaletlerde bile kamera var. Doğu Türkistanlılar uykusuz ve aç bırakılıyor. Küçük hücrelerde 30–40 kişi kalıyor. Ne olduğu belli olmayan ilâçlar veriliyor, iğneler yapılıyor. Komünist marşlar ve şarkıları zorla söyletiyorlar. Bir de işkenceler var. Kaplan sandalyesine oturtuyorlar. Kımıldadığınız anda elektrik veriliyor.” (20.01.2019)
Doğu Türkistan’da çok açık ve dünyanın gözü önünde insanlık suçu işleniyor. İnsan hakları ayaklar altında. Din ve vicdan hürriyetinin adı bile yok. Dünya bu zulme daha ne kadar ilgisiz kalacak? İnsanlık öldü mü yoksa?
ZULÜM SONA ERMELİ
ERBAKAN Hoca, Doğu Türkistan dramını ilk Meclis’e taşıyan liderdir. Yaşanan zulme duyarlılığıyla bilinen 29 yaşındaki Uygur Türk’ü Habibe Hoca Hanım Saadet Partisi’ne gelerek destek istedi. Kamplarda tutulan ailesinden haber alamadığını, hayatlarından endişe ettiğini anlattı.
Ziyarette konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Türkiye’nin tutarlı bir Doğu Türkistan politikası izlemesi gerektiğini belirtti: “Yaşananlar, binlerce insanın topraklarını terk ettirdi. Bölgeye huzur gelmesi ciddi politikalar izlenmesine bağlı.” (07.02.2017)
İHH’nın öncülüğünde bazı insan hakları kuruluşları, Doğu Türkistan’daki zulme dikkat çekmeye çalıştılar. Bölgede yaşanan vahşeti anlattılar. İHH Başkanı Bülent Yıldırım İslâm dünyasının Çin’e ticarî yaptırımlar uygulamasını istedi:
“İslâm dünyası Çin’e şunu demelidir: Eğer Doğu Türkistan’a zulmetmezsen, seninle ticarî işbirliğine varız. Değilse, biz yokuz! Müslüman liderlere de sesleniyorum: Doğu Türkistanlı Müslüman bir çocuğun gözyaşı, Çin’in size verdiği paradan bin kat daha değerlidir. Sakın bunu unutmayın!” (19.01.2019)
Doğu Türkistan’da, Çin vahşeti karşısında çaresiz kalmış bir toplum var. Eğer, bugün bu vahşet durdurulmazsa, ihracat ağını genişleten, hızla yeni pazarlara açılan Çin, dünyanın başına daha büyük belâlar açabilir. BM daimî üyesi de olan Çin’in, zulmünü daha da yaygınlaştırması uzak ihtimal değil.
İKÖ ve D-8’lerin dönem başkanlığını yapan Türkiye, tarihî misyonunun etkisiyle İslâm dünyasını harekete geçirebilecek potansiyele sahiptir. Çin’de ve dünyada zulmün bitirilmesi bu potansiyelin aktifliğine bağlıdır.
Kaynak : //www.milligazete.com.tr/makale/1793651/sakir-tarim/cin-vahsetine-seyirci-kalinamaz
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER