BULUTLAR AĞLIYOR,DOĞU TÜRKİSTAN’DA !

Gülay SORMAGEÇ

Rahmetullah bebek! Yüreğimizi yaktın geçtin. İnsanlık suçunun tescilli mührü oldu senin ölümün ve senin gibi nice bebeklerin!

“İlgilendiriyor mu sizi?

Ne fark eder oğul, kızı?

Yüreğinde var mı sızı?

Rahmetullah bebek için!”

(Şairce)

Nehirde donarak öldü Rahmetullah bebek. İnsanlığın sükut ettiği, zorla susturulduğu, merhametin uyutulduğu yer, Doğu Türkistan. Hoten İl´i, Kakakaş ilçesine bağlı Zava Köyü…

“Bostan Gül Toplama Kampı” bu adı unutmayınız. Adı gül ama zakkum ağacı ve zehirli dikenlerin kol gezdiği bir yer… İnsan yutan, insanlığı yutan, balaları kimsesiz ve minicik bedenlerini toprağa koyan “Çin Zulmü” nün adıdır Bostan Gül Toplama Kampı!

Toplama kampı nedir? İnsanların topluca tutulduğu, imha edildiği, insanlık dışı işkencelere maruz bırakıldığı, akıbetlerinden haber alınamadığı vahşet yerine toplama kampı deniyor.

2018´in son haftasına damgasını vuran Uygur Türk´ü Rahmetullah bebeğin anne ve babası toplama kampına götürülenlerden. Bir yılı aşkın süredir orada tutuluyorlar. Doğu Türkistan´ın sesi olan Sincan Gazetesi bu haberlerle dolup taşmakta…

Zava köyüne ansızın baskın yapılmış ve Rahmetullah; 72 yaşında dedesi Metnuri Mansur ve 68 yaşında ninesi Mahdumhan Tursin ile kalmaktadır. İki ihtiyar torunlarının bakımıyla ilgilenmişler. 20 defadan fazla bebeğin annesini görmesi için götürmüşler fakat asla görüştürülmemiştir. Nihayet, takvim 24 Aralık 2018´ i gösterdiği gün 2 yaşında bebeğin donmuş bedeni nehirde bulunmuştu. Donan insanlık mı? Kıyas yapmıyorum. Bu bir bebek….Günahsız masum…Neydi ki çilesi bunu hak etti(!)? Ey insanlık neredesin? Filistin´li, Suriye´li, Uygur Türk´ü ne fark eder. Onlar çocuk ve masum…Masumiyet katlediliyor ve masum olmayanlar dilleri tutulmuş, insafları kurumuş!

Yapılanların haberi geldikçe yüreğimiz kan ağlıyor. Aydınlar tutuklanıyor ve yok ediliyor. Gazeteci, Yazar, Akademisyen, Aktör, Oyuncu, Doktor, Şarkıcı, Fotoğrafçı, Editörler, Öğretmen, Yönetmen vs. kim varsa tutuklanıyor. Türklerin evlerine “Akrabalar Haftası” adı altında 1 milyon 120 bin Çin´li zorla yerleştirildi. Yatılı kalıyorlar. Asimülasyon politikası ve insanlık suçu işleniyor.

İpek yoluna geçit veren Türkistan tarihi süreçte hep önemli olmuş ve önemli kalmıştır. Zenginlikleri dolayısıyla iştah kabartmaktadır. Bunun zulümle ve insanların hayat hakkına, kutsiyetine, evine, saldırmak ve sindirmekle gerçekleşiyor olması yüz karasıdır, utançtır!

Hoten; 300.000 nüfuslu bir il. Nüfusun % 95 Uygur Türk´üdür. Bilmem anlatabiliyor muyuz? Rahmetullah bebeğin akıbetinin bu durumla bir bağlantısı olabilir mi?

Bizim öz be öz kardeşlerimiz Türkistan´da yaşayanlar. Yanıp, tutuşuyorlar Türkiye için ve bizim onların sesine ses vermemiz için…Hoten, Sayram, Turfan, Beşbalık, Hami (komi),Kulça bunlar Türk şehirleri, aklımızda kalmalı mı?

Rahmetullah bebek için yazılmış bir şiirden dörtlük paylaşarak yazımı bitiriyorum:

HOŞ ANA

“Rahmetullah´dır ismim unutmayın;

İki yaşlıdır kaderim unutmayın,

Kapkaradır kısmetim unutmayın,

Hoş ana deyemedim , özür istedim

Cennette ben annemden özür istedim;

Gelince yırtılar “Ah Rahmetim” deyi,

Beni var eden, vardan yok eden,

Allah´ım! Annemi sana tapsırdım.(emanet ettim)

Allah´ım! Atamı sana tapsırdım.”

(R.K)

Şair adını bile yazamıyor bakınız, sadece ad ve soyadının baş harflerini yazabilmiş. Çünkü korkuyorlar…

Türkistan Ata yurdumuz;

Hoten ve Rahmetullah bebek tarihin kara sayfasında hiç unutulmayacak!