DOĞU TÜRKİSTAN DAVASI VE KAFA KARIŞTIRAN HUSUSLAR VE ALGI OPERASYONLARI
Doç.Dr.Erdem Özdemir
Doğu Türkistan davası ile bu ülkedeki gelişmeler konusunda bilgi kirliliği ve sulandırılmasından kaynaklanan bir çok sorunlar ve kafa karışıklıkları var. Konunun içinde olan birisi olarak bu kirlilikleri ile kafa karışıklıklarını tesbit etmeye ve gidermenin yollarını anlatmaya çalışacağım.
- Ç Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında “bir milyondan fazla ya da iki milyona yakın” şeklinde tahmin ettiğimiz bu muazzam sayı Çin devletinin bu kampları bizzat görmek ve araştırma yapmak için BM.dahil resmi veya STK.bazında hiç bir kuruluş temsilcisinin ülkeyi ziyaret etmelerine izin vermemesinden dolayıdır. 1-2 milyon arasında yuvarlayarak ifade ettiğimiz bu korkunç sayıdaki Türklerin bu kamplarda olduğunu inkar etmiyor.
- Çin yönetimi bu Toplama kamplarının varlığını ve tutulan insanları İnkar etse bile bu kampların sayısını yüzlerle ifade ediyor. Ayrıca ülkemizce ve hatta dünya çapında tanınan bir çok ünlü bilim,din,kültür, politika, sanat ve kültür insanı Uygur Türkünden aylardır haber alınamaması bu inkarın ne kadar gerçek dışı ve saçma olduğunu kanıtlamaktadır.
- Anne,baba,kardeş, amca,dayı ve diğer bir çok yakınlarının Çin’in bu kamplara hapsetmiş olduğunu onlara daha fazla zarar gelmemesi için dillendirmeyen,gizleyen ve bu yüzden sesini duyamayan, arasa ulaşamayan, Türk milleti ve devletinin engin gönlüne sığınmış yüzlerce Uygur öğrenci içimizde yaşamaktadır. Yöremizde, bu Nazi Kamplarının varlığının en somut belgesi Doğu Türkistanlı bu öğrencilerdir. Ayrıca, bu öğrencilerinin ülkelerine geri dönmeleri için aileleri üzerinden kendisilerine baskı,tehdit ve şantaj yapmaları de bir gerçektir. Doğu TÜrkistan’daki Çin Nazi Kamplarının varlığına hala inanmayan varsa özelden bana yazarlarsa ben bu kişileri bu öğrencilerle bizzat görüştürebilirim.
- ABD.,AB başta Doğu Türkistan’daki Çin baskı zulmü ile Çin Nazı Kamplarını dillendiren ve kamu oyuna taşıyarak Çin’i sıkıştıran ülkelerin Çin yönetimine karşı çıkarları Doğu Türkistan davası ile birebir örtüştüğü bir vakıadır. Bu ülkelerin Uygur davasını dile getirmesi ve desteklemesi ile örtüşüyor olması bunun yalan ve gerçek olmadığını göstermez. Ayrıca,bunun somut kanıtları veya çıktıları da yoktur, Uygur Türkleri kendi davalarını yürütürken,Çin’in soykırım uygulamalarını dillendirirken, onları ABD.&ye yamayarak iftıra atmak veya bu ülke ile işbirliği yapan veya lehine çalışan kişiler olarak göstermek tam bir ahlaksızlıktır. Uygurlar şu an bağımsızlık veya otonom veya siyasi hakları için değil veya sosyal kültürel ana dil, din özgürlüğü için değil Tanrının tüm canlılara bahşettiği yaşama hakkı için bir silahlı değil barışçıl ve sözlü ifade etme bağlamında fikri mücadele vermektedir. Kimler veya hangi ülkeler hangi gerekçeyle bu mücadelenin haksızlığını iddia edebilir ?
- Radikal veya aşırı uç örgütlerine Uygurların katılımasını eleştirmek ayrı konudur. Marjinal bazı Uygur gurupların bu durumunu öne sürerek ve gerekçe göstererek Çin’in milyonlarla ifade edilen suçsuz insanı kamplarda tutmak ve insanları işkencelerden geçirmesini haklı ve makul görmek asla insanı ve adil bir tutum değildir. Bu iki konuyu bir birlerine karıştırmak kabul edilemez. Ayrıca CİA başta olmak üzere tüm emperyal güçler tarafından domine edilmeye çalışılan Irak ve Suriye’deki bu Terör örgütlerine Türkiye’den, İngiltere’den, Almanya’dan hatta etnik Çinli Militanların dahi katıldıkları bir gerçektir. Çin yönetiminin bu terör örgütlerine katılan marjinal sayıdaki bir kaç Uygur Türkünü bahane ederek işgali altında bulundurdukları Doğu Türkistan’da milyonlarca insanı kamplara kapatması asla kabul edilemez ve bu durum bu insanlara baskı ve işkence yapılması için asla gerekçe olamaz ! Üniversal hukuk sisteminde Suç ve ceza kişiseldir.
- Bazı “karanlık” yayınların yalanlarına kapılıp soydaşı, dindaşı olduğumuz en azından türdeşimiz yani insan olan bu kardeşlerimiz suçlanmamalı ve onlara haksızlık yapılmamalıdır. Doğu Türkistan’daki insanı soruna ve bu insanların davasına bir katkınız olamıyarsa da bu ve benzeri Çin’in ortaya attığı ve yaydığı yalan yanlış haberlere inanarak kafaları bulandırmayın. Zulmü yok saymayın, alkışlamayın, sessiz kalmayın. Bizler insanız ve her zaman onurlu birer İnsan olarak kalalım.
- Şu buzlar içinde donmuş Uygur balasının fotoğrafı üzerinden bile bilgi kirliliği yapıp, insanlara yas tutturmadınız. O fotoğrafa inanmasanız bile milyon tane anne babanın kampta olduğu ülkede yavrular ne yapmakta, haberi olan var mı ?
- Araştırma konusu Uygur ya da Doğu Türkistan olup, Çin ile ilişkilerinin bozulmasından, vize alamamaktan ye da bir şekilde oraya gidememekten korkan bilim ve sanat insanlarına da asla ve kat’a anlayış gösteremiyorum ve onların bu konudaki iyi niyetlerinden şüphe ruyuyorum maalesef. Bu belki bana göre duygusal bir hüküm. Bu kapı, bir Uygur araştırmacısı olarak artık bana da kapandı. İsimlerini burada ifşa etmek istemediğim bir İngiliz bir de Amerika’lı Uygur müziği araştırmacı dostlarım, bu zulme sessiz kalamadıkları için yıllarca alan araştırması yaptıkları Uygur yurduna artık gidememektedirler. Ben onlarla bu konuyu konuştuğumuzda hiç bir pişmanlık duymadıklarını bana s ifade ettiler.
- Aziz Türk Milletini, özellikle aydınlarımızı,bilim insanlarımızı velhasıl tüm Türk Vatandaşlarını kendilerine en çok yakışan ve genlerinde mevcut olan bir tutuma, yanı adalete,şafkata merhamete ve empati yapmalarına Türdeşleri ,Kardeşleri ve soydaşları olan Doğu Türkistan Türklerini en azından gönül birliği noktasında anlamalarına davet ediyorum.
Etiketler:
Çin »
Dünya »
Eğitim »
Genel »
Görüş Yorum »
kÖŞE YAZARLARI »
Makale Analiz »
Röportajlar »
Siyaset