Son Dakika
Metin Gürcan (Al-Monitör ) 14 Eylül 2018
Geçtiğimiz birkaç hafta boyunca Çin’in Doğu Türkistan (Sincan) bölgesinde yaşayan 1 milyon Uygur ve Kazak Türk’ünü Çin’in Eğitim Merkezleri adını verdiği Topluma Kamplarında çok kötü şartlarda tutmakta olduğu bilgisi uluslar arası medya’yanın gündemine geldi. Bu kamplarda tutulan Müslüman Türklerin sistemli bir şekilde baskı,zulüm ve işkenceye tabi tutulduklarına dair inandırıcı bilgi ve kanıtlara dayanan raporlar da yayınlandı. Çin’in bölgenin kadim sakinleri olan Uygurlar,Kazaklar ve diğer Müslüman etnik azınlık mensuplarını Aşırılıklarına karşı onları eğittiği yolundaki iddiaları da basında yer aldı.
Birçok ülkede akademisyenler, gazeteciler ve kanaat önderleri meseleyi sosyal medyada sık sık gündeme getiriyorlar. Ancak Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklerin bu dramatik durumunun anlaşılamaz ve garip bir şekilde, Türk hükümeti, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve onun müttefiki olan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)’nin göz ardı ettiği açıkça görünüyor. Ayrıca, bu soruna Türk medyasının da sağır ve dilsiz bir görüntü sergilediği apaçık görünüyor.
Türkiye, şimdiye kadar Doğu Türkistan olarak da bilinen Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşayan 22 milyon büyük çoğunluğu Uygurlar olmak üzere Müslüman Türklere karşı Çin’in baskıcı politikalara karşı her zaman duyarlı olmuştur. Çin’in Doğu Türkistan’daki sert ve acımasız uygulamaları geçmişte, Türkiye’nin bütün kentlerinin sokaklarında protestolar ile karşılanıyor ve Uygur Kardeşlerine destek gösterileri yapılıyordu. Türkiye’deki Çin diplomatik misyonları önüne de tepki olarak protestocular tarafından siyah çelenkler de bırakılıyordu. Ancak günümüzde geçmişte Doğu Türkistan’da yaşayan Türkler için yapılan bu destek gösterileri ile Çin’i protesto eylemlerine ait hiçbir örnek yok ve eylemleri yapanlar da ortalarda görünmüyor.
Uluslar arası toplum Türkiye’de milliyetçi duyguların tavan yaparak hız kazandığı bir dönemde Uygurlara karşı bu sessizliğin nedenini merak ediyor.
Ankara’nın Çin yönetiminin Uygurlara karşı yaptıkları baskı ve soykırım uygulamalarına karşı suskunluğu ve tepkisizliği için şu üç ana sebep öne sürülüyor. (veya ihtimal olduğu tahmin ediliyor.) ;
Türkiye 2023 yılına kadar, ülkedeki mevcut depolama tesislerinde toplamda 10 milyar M3. doğal gaz depolaya bilecektir ki, bu da – Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketiminin yaklaşık% 20’sine tekabül ediyor.
Çin, Türkiye ile imzaladığı bu enerji depolama projeleri ile Türkiye’nin kaynaklarını çeşitlendirmesine ve Rusya ve İran’a olan bağımlılığını azaltmasına yardımcı oluyor.
Türk Medyasının Tutumu
Türk medya kuruluşlarının Çin’in baskısını görmezden gelmesinin nedeni ise, hükümetin medyaya getirdiği kısıtlamaların sonucu olduğu ileri sürülüyor. Ancak Türkiye’nin Doğu Türkistan’daki mevcut dramatik ve acil durum ile ilgili olarak ister hükümet yanlısı veya ister hükümet karşıtı muhalif medya olsun,hiçbir medya organının tepki vermediği ve konuyu gündeme getirmediği açık olarak görülüyor. Ayrıca bu konuyu hiç kimsenin bir ciddi sorun olarak ele almadığı açık ve net olarak ortada duruyor.
Sessiziliğin Gerçek Nedeni
Türkiye’de Uygur sorununa karşı takınılan sessizliğin gerçek nedeninin ise Uygur Türkleri sorununu ABD’nin bir manipülasyonu olarak görüldüğü iddiası olarak öne çıkıyor. ABD’de ve batı’da Uygurlar’a olan ilginin ani bir patlama yaptığı ve bunun da bu konudaki iddiaların ve şüphelerin artmasına sebep olduğunu düşünenlerin de mevcut olduğudur. Bu şüpheci teoriye göre, ABD Türkiye-Çin yakınlaşmasını istemiyor ve Uygur konusunu ön ve merkezi şekilde bilinçli olarak elinde tutmak istiyor. Bu teoriye göre Türkiye’nin Uygur Türkleri konusu ile ilgili olarak Çin’i eleştirmesi ABD’nin çıkarlarına hizmet edecektir.
Türkiye’de Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskı ve soykırım uygulamaları ile Eğitim Merkezleri adı altında ülke genelinde yaygınlaştırdığı Toplu Ceza Kamplarına karşı ilk ve tek siyasi tepki, Kürt yanlısı Halkın Demokrasi Partisini (HDP) temsil eden Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’ndan geldi. Gergerlioğlu, BM. Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Komitesi tarafından yayınlanan bir rapora işaret ederek, Çin’i haklı olarak eleştiren ve halkın oyları ile seçilen tek Parlamenter oldu. Dr.Gergerlioğlu,Türk Parlamentosuna (TBMM) verdiği önergede Çin hükümetinin Uygur Türklerini kamplara hapsettiğini ve onlara işkence ettiğini iddia ediliyordu. Verilen önergede Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Doğu Türkistan’daki bu durum hakkında Parlamento’ya bilgi vermesi ve kamu oyunu aydınlatması isteniyordu.
Türk Dışişleri bakanı Çavuşoğlu verilen önergedeki sorulara eğer cevap verirse Ankara’nın Uygur Türklerinin bu acil ve ciddi sorununa neden bu kadar sessiz kaldığının ve olumsuz bir tavır takındığının sebeplerini daha iyi anlayabiliriz.
Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan yönetimindeki yeni yürütme ve politik sistemde, bakanların artık meclisten gelen soruları yanıtlamalarına gerek olmadığını de unutmayalım !
Metin Gürcan Kimdir ?
Al-Monitor’un Türkiye Nabzı için köşe yazarı. 2002-2008 yılları arasında Afganistan, Kazakistan, Kırgızistan ve Irak’ta bir Türk askeri danışmanı olarak görev yapmıştır. Askerlikten istifa ettikten sonra İstanbul merkezli bağımsız bir bilimsel Güvenlik Merkezinde Analisti olarak bir süre çalışmıştır. Metin Gürcan, doktorasını 2016 yılında ” Türk ordusunun Son on Yıldaki değişimleri Üzerine ” başlıklı bir tez çalışmasıyla tamamlamıştır. Kendisinin “Afganistan’da Ne Gitti: Aşiret, Kırsal Ve Müslüman Ortamlarda Kontrgerillaların Anlaşılması” adlı kitabı Ağustos 2016’da yayınlandı. Kendisinin Türk ve yabancı akademik dergilerde yoğun bir şekilde araştırma yazıları yayınlanmaktadır. Twitter’da: Metin4020
Kaynak : Al Monitör.com 14.09.2018
Etiketler: Çin » Dünya » Ekonomi » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER