Son Dakika
TANNER GREER
Uygurların vatanı Sincan’da bir kriz var. Detaylar ise çok korkunç.
Çin Komünist Partisi, Çin’in en batısındaki 12 milyon Uygur ve Kazak vatandaşını kontrol etmek için oluşturduğu geniş kapsamlı gözetim ve terör sisteminin iç işleyişini ortaya çıkarmaya çalışanlar için çok az fırsat ediyor. Parti perspektifinden bakıldığında , küresel spot ışığının ülkeden daha uzakta olması faaliyetlerin devamlılığı ve sorunsuz yürütülmesi açısından çok daha iyi sonuç verecektir.
Ama şimdi bölge halkına neler olduğuna dair kaba bir taslak-yorum var. Etnik Han Çinlisi göçmenler ile bölgenin yerli Uygur halkı arasındaki artan gerginliklere, Suriye iç savaşında savaşmak için Uygurların işe alınması ve Uygur ayrılıkçılarının düzenlediği çeşitli şiddet içerikli eylemlere tepki ve karşı koymak eylemleri olarak , ÇKP. yönetimi Şiddete karşı şiddet iddiası ile yeni bir bastırma kampanyası başlatmış bulunuyor. Bu kampanyanın İsmine rağmen, hedefleri teröristlerle sınırlı değil. Sincan’da yaşayan hiçbir Uygur partinin gölgesinden kaçamaz ve diğer etnik azınlıkların mensupları, özellikle de Kazaklar da bu kampanyanın hedefinde.
Bölgenin nüfusunu gözlemlemek ve zorlamak için kullanılan yöntemlerden bazıları, doğrudan distopik hayal gücüne dayanıyor: Parti, Uygurların DNA’nın, iris taramalarının ve azınlık nüfusun ses örneklerini dahi topladı, dijital cihazlarının içeriğini düzenli olarak tarayarak onları arşivledi. Dijital olarak hazırlanmış ve kodlanmış kimlik kartları Uygurların tüm hareketlerini takip etmek içindi. Güvenlik kameralarını onların evlerinde, sokaklarında ve pazar yerlerine dahi yerleştirdiler.
Çin tarihi hakkında bilgisi olanlar için Çin’in bu baskıcı uygulamaları ile sistemin diğer unsurları içgüdüsel olarak tanıdık geliyor. Kültür Devrimi sırasında uygulanan bazı yöntemler tekrar uygulamaya konuldu Uygurların kendileri ile mücadele (kendilerini kötülme-eleştirme) oturumları yeniden diriltildi. Uygurlar artık akrabalarını suçlamak ve kişisel olarak siyasi günahlarını alenen kabul etmek için halka açık toplantılarda bir araya getiriliyorlar. En çok endişe verici olanı, ana kültürüne fazla bağlı olan Uygurları “yeniden eğitmek” ve “yeniden eğitmek” için yaratılan geniş bir politik eğitim kampları ağıdır. Bu kamplarda 600 bin ile 1,2 milyon arasında bir Uygur kitlesi , yani yaklaşık toplam nüfusun % 12’si bu kamplarda tutuluyorlar.
Bu Kamplardan birinde Hapsedilmek için Hangi Sebepler İleri Sürülüyor ?
Bir Uygur veya Kazak’ın tutuklama emrini vermek için Uygur veya Kazak ne yapmalı? Bu ay İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Sincan’daki krizle ilgili 125 sayfalık bir rapor yayınladı. “İdeolojik Virüslerin Giderilmesi” başlıklı bu yazıda : Çin’in Sincan’daki Müslümanlara Karşı Bastırma Kampanyası ve uygulamaları yer alıyor.
Rapor, çoğunlukla, HRW araştırmacılarının dokuz ülkede yaşayan 58 etnik Uygur ve Kazak ile yaptığı görüşmelerden alınan alıntılardan oluşmaktadır. Bu rapor şimdiye kadar yayınlanmış türünün en büyük mülakata dayalı bir çalışmasıdır. Son iki yıl boyunca Çin’in baskıcı uygulamaları başarılı bir şekilde gizlene geldi. Ancak,son aylarda çeşitli şekilde bu kamplardan kurtulanlar Kazakistan ve komşu ülkelere çıkmayı başardılar. Mülakat yapılanların tamamı Çin’in siyasal eğitim kamplarında gözaltına alınanlar ya da aileleri ve yakınlarının en az birinin bu kamplarda olanlardan oluşmaktadır. Toplanan sonuçlar yabancıların Sincan’da olup bitenler hakkında sahip oldukları diğer bilgi akışlarından toplanan verileri de destekliyor. Bununla birlikte, HRW. görüşmelerini bu kadar değerli kılan şey, Strike Sert Kampanyasının Sincan’daki gündelik hayatın gidişatını değiştirmesinin son derece net bir görülmesine imkan ve izin vermeleridir.
Burada Uygurlar ve Kazakların olayları ifşa etmek için ifade verirlerken,kimliklerini gizlemeleri Çin’in güvenlik ajanlarının ilgisini çekmekten veya ailelerinin daha fazla baskı ve zulme uğrayacakları endişesinden ve korkusundan ileri gelmektedir.Ancak,son aylarda bu korku sendromundan büyük ölçüde kurtulduklarını görülmektedir.
Listedeki her bir madde, İKG görüşmecilerinden en az biri tarafından belirtilmiş ve bizzat ifade edilmiştir. Bunların her biri keyfi olarak tutuklanmış ve yargısız olarak süresiz gözaltında tutularak bu siyasi eğitim kampında hapsedilenlerdir.
Uygur Bölgesinde Gözaltına Alınmak İçin Kırmızı Çizgiler’den Bazıları (Sebepler)
Bu kampanyanın en önemli ve merkezi unsuru ise,sonu açık ve belirsizliklerle dolu olmasıdır. . Bu öğelerin her hangi birisi resmi politika olup ve yerel yetkililer tarafından yapılan geçici kararların sonucudur. Bu muhtemelen tasarım gereğidir.
Uygur bir görüşmeci, İnsan hakları Gözleme Örgütü’ne (HRW’ye) kendisinin bu cezalardan kurtulabilmek için akıllı telefonunu kullanmayı bıraktığını söyledi. Çünkü yönetim hangi web sitelerine izin verildiğini tam olarak halka söylemedi ve bu durum da onun suçlanmasına ve tutuklanmasına sebep olabilirdi.
İfade veren bir diğer Uygur ise, komşuları ve yabancılarla görüşmeyi ve konuşmayı nasıl bıraktığını anlattı. Çünkü kasıtlı olarak polisin kapısına getirebileceği bir şey söylemek istemiyordu.
Bu uygulamalar insanlarda korku doğuruyor. Korku ise, halkın Komünist Partisinin tüm talimat,uygulama ve benzeri kampanyalarına kayıtsız şartsız tabi tutulmasını kolaylaştırıyor ve sağlıyordu.
Yasaklanan faaliyetleri ve parti tarafından yasaklanan maddelere bakıldığında bunların Çin yönetiminin gerçek amacına ihanet ettiği görülecektir. Bu yasaklardan bazıları – ekstra bıçak ve kaynak ekipmanı yasağı gibi – makul şekilde terörist faaliyetlerle ilgili olabilir. Bununla birlikte, bu öğelerin çoğunun, etnik kimlik ya da dindarlıkla ilgili olmadığı ve daha az şiddete sebep olabileceği görülmektedir.
Uygurların içki içmelerini ve namaz kılmalarını yasaklamak, terörizmin sona ermesiyle ilgili değildir. Bu yasaklar Uygurların dini inançlarını ihlal etmeye zorlamakla ilgilidir.
Kazakları Çinlileri gibi yaşamaya ve Çinceyi kullanmaya zorlamak ve geleneksel festivalleri ve dini bayramları kutlamaktan alıkoymak, terörizmi sonlandırmak değil. Kazakları Han Çinlileri gibi davranmaya zorlamakla ilgilidir.
Bu aşırı ve Sert uygulama ve Kampanyasının amacı, Çin’in iddia ettiği gibi, yalnızca teröristleri yok etmek için değil, Müslüman azınlıkların dinini ve kimliğini tamamen yok etmek içindir. Uygurların yaşamlarının her bir sürecine yerleştirilen görünmez kırmızı çizgilerle salınan yasaklar ve engellemeler Uygur bölgesinde sürekli bir korku atmosferi yaratmıştır.
Çin yönetiminin ” Teröre karşı Tedbirler ve kampanyalar ” olarak tanımladığı bu uygulamalar aslında Çin’de bir terör devleti yaratmıştır.
Kaynak : Bu makale yazarın bloğunda daha önce yayınlanan bir yayından uyarlanmıştır.
http://turkistantimes.com/en/news-3425.html
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Haber » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER