Son Dakika
Kırgizistan’ın Türkiye -Kırgizistan Manas Üniversitesi’nde görevli iken,bir araştırma ve saha çalışması projesi kapsamında Doğu Türkistan’ı ziyarete eden Gazi Üniversitesi öğretim Üyesi ve Doğu Türkistan gönüllüsü Sayın Ekrem Barakoğlu’ Hocamızın geçen yıl başlattığı İşgalcı Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve soykırım uygulamalarını günedeme getiren seri konferanslarını bu yıl de başarı ile sürdürüyor. Sayın Prof.Dr.Arıkoğlu Hocamız bir önceki hafta Kastamonu Üniversitesi’ndeki Doğu Türkistan Konferansından sonra geçtiğimiz 16 Kasım 2017 Perşembe Eskişehir Türk Ocağı’nda vermiştir. Eskişehir Türk Ocağımı’mızın Türk dünyası sevdalısı çok değerli Prof. Dr. Nedim Ünal Hocamızın gayretleri ve girişimi ile verdiği bu konferans Türk Ocaklılılarımız tarafından yoğun ilgi ile karşılanmış ve büyük alaka ile takip edilmiştir. Doğu Türkistan Türklerinin dahilde ve diaspora’da çok büyük sıkıntılar ile karşı karşıya bulunduğu günümüzde bu ve benzeri Konferanslar ve etkinlikler çok önem kazanmış ve çok değerli kabul edilmektedir. Bu Konferansı düzenleyen Eskişehir Türk Ocağımızın değerli Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal Hocamız başta olmak üzere çalışma arkadaşlarına ve bu konferansı veren Prof.Dr.Ekrem Baratoğlu Hovcamıza minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. Allah kendilerinden razı olsun. Amin. ( UYHAM)
Eskişehir Türk Ocağı’nın bu haftaki Perşembe Sohbetimizde “Doğu Türkistan’ın Feryadı” konusuyla Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ekrem Barak Arıkoğlu bizlerle oldu. Sayın Barak konuşmasında özetle şunları söyledi;
DOĞU TÜRKİSTAN’IN FERYADI
En son 1949 yılında Çin tarafından işgal edilen Doğu Türkistan topraklarının esareti devam ediyor.
O zamandan bu güne demografik yapısı değiştirilen Doğu Türkistan’da günümüzde Çinli ve Uygur Türkü oranı ( %45 ) eşitlenmiş durumda. Oysa bu oran 1940 lı yıllarda % 90 Uygur Türkleri lehineydi.
Her geçen yıl yeni göçlerle bu oran değiştirilmektedir ve Çin nüfusu artırılmaya devam ettirilmektedir.
Günümüzde Doğu Türkistan’da en temel insan hakları bulunmamaktadır. Seyahat özgürlüğü, ana dilde eğitim özgürlüğü, ibadet özgürlüğü başta olmak üzere hemen bütün temel insan hakları kısıtlı durumdadır. İnsanlar 18 yaşına kadar camilere gidememekte, 18 yaşından büyüklerin devlet memuru olmak için komünist partiye üye olmaları gerekmektedir. Komünist partiye üye olan Uygurların oruç tutması, namaz kılması yasaklanmaktadır.
Her isteyen Uygur’a pasaport verilmemektedir. Pasaport verilen Uygurlar dışarı çıktıklarında ya ülkelerine yeniden dönemiyorlar veya döndüklerinde çeşitli suçlamalarla cezaevine atılıyorlar.
Uygur çocukları küçük yaşlarda alınarak Çin’in iç bölgelerine yatılı okullara gönderiliyor. Gittikleri bölgelerde ana dillerini kullanmaları yasaklanmaktadır. İç bölgelere gönderilmeyenler de kendi yaşadıkları yerlerde yatılı okullara alınmaktadırlar. Hafta sonları izinleri öğretilen Çinceyi unutuyorlar bahanesiyle iptal edilmektedir.
Çin’in en temel insan haklarını ihlal ettiği bütün dünyada gündeme getirilmeli dünyada kamuoyu oluşturulmalıdır. Bütün dünyayla ticari ilişkilerini geliştirme arzusunda olan Çin hükumeti dünya üzerinde imajının zedelenmesinden çok korkmaktadır. Çin eğer imajının düzgün olmasını istiyorsa gerek Uygur Türklerine gerek başka azınlıklara ve hatta Çinlilere karşı uyguladığı insan hakları ihlallerinden bir an önce vaz geçmelidir. Türkiye Cumhuriyeti devleti de Çin’den ülkesinde yaşayan her ırktan insanlara karşı insan hakları ihlallerine son vermeye çağırabilecek siyasi cesareti göstermelidir.
Kaynak : https://www.facebook.com/eskisehirturkocagi/
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Edebiyat » Eğitim » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » Kültür Sanat » Röportajlar » SiyasetBENZER HABERLER