logo

trugen jacn
04 Ağustos 2017

HELAL GIDA DİNİ RADİKALİZMİN KAYNAĞI MIDIR?

Mehmet Emin HAZRET

3 Ağustos 2007  günü, Doğu Türkistan’daki Çin medyasında “Radikalizm yemekten başlar” (去极端化,从吃饭开始- çuy jiduvenhua song chifen keyshi) başlıklı bir makale yayınlandı. Makalede, Doğu Türkistan’daki “Helal gıda” anlayışının bölücülük, radikalizmin kaynağı olduğu,  yasal yol ile ortadan kaldırılmasının  şart olduğu ileri sürüldü. Gerekçe olarak, Ateist olan Çin Komünist Partisi üyesi olan ve  Çin devletinden maaş alan Uygur Memurlar, Çin devletinden burs alarak okuyan Uygur öğrenciler, Çin devletinden emekli maaşı alan,  sosyal(geçim) yardım vebenezeri devletin sosyal yardımlarından yararlanan  Uygurlar, işte, toplantılarda, sosyal faaliyetlerde Çinliler ile beraber ve iç  içe yaşarlarken, Ancak, yemek saatleri geldiğinde “ Biz Müslümanız” diyorlar ve toplu halde ayrı lokantaya gidiyorlar yada kendileri bir top olup kümeleşirler. Asıl bölücülüğün, İslami radikalizmin kaynağı helal gıda anlayışıdır.” Diyor ve “helal gıda” anlayışını çürütmek amacı ile Doğu Türkistan çapında başlatılan kampanyalara ait 21 adet propaganda  afişi (fotoğrafı) yazıya eklemiştir.

Son zamanlarda Çin, resmi genelge ile İslam peygamberinin ismi olan Muhammed  adını yeni doğan Uygur çocuklara verilmesini yasakladı. Müslüman dünyası ses çıkarmadı. Ardından Çin, Doğu Türkistan’da Cuma namazlarında okunacak ezan, tekbir, hutbenin Uygurca olarak yapılmasına, Allah’a değil, Çin Komünist Partisine  teşekkür ve dua  edilmesi emredildi.  Cami imamları   işlerine sor verilmesinden korktukları için bu emre uymak zorunda  kaldılar.  Çin’in bütün bu  insan havlasının sınırlarını ve haddini aşan bu uygulamalarına bütün dünya sustu. Namazdan sonraki duada Çin devlet başkanı Xijinpeng’in sağlığına, verdiği nimetlere şükretmeye yönelik özel metin dağıtıldı. Bu metinler Camilerde aynen okunmakta ve bu genelge   aynen uygulamaktadır. İslam dünyasından   Uygur Müslümanları dehşete düşürecek derecede yine tik yok ve hiç bir tepki verilmedi. Çinliler, Dünya Müslümanlarının  İslam dinine yönelik saldırıları, hakaret ve  aşağılamalarına  pek ilgi ve tepki  göstermediği kanaatine tam vardıktan sonra, bu defa “helal gıda” yı “dini radikalizmin, terörün kaynağı”  ilan ederek, Uygurları  kendileri gibi domuz, köpek, eşek,kedi ve  benzeri hayvanların etlerini  yemeye   mecbur edecektir. Ayrıca, tüm helal sertifikası olan Müslüman lokantalarını  kapatmaya  içkiyi yasaklayan lokantaların ruhsatlarını iptal ederek faaliyetlerine son veremeye  başlayacaklardır.Ayrıca,bu  iş yerlerinin   sahipleri hakkında yasal işlem başlatacaklarından ve onları  karakollara götürerek baskı,zulüm ve işkencelere tabi tutmasından  ciddi şekilde  çok endişe edilmektedir. Doğu Türkistan’da yaşayan   Müslüman Uygur Türklerinin kahir ekseriyeti   Çin işgal yönetiminin etnik dışlama ve ekonomik ayırımcılık uygulamaları sonucu hala   orta çağın ekonomik faaliyetleri olan    çiftçilik ve  hayvancılık ile geçiniyorlar. Şehirlerde ise,  sadece helal gıda sektöründe iş yapabiliyor. Çinlilerin gözü şimdi Uygurların elindeki helal gıdaya dikilmiş bulunuyor.  Çin yönetiminin bu uygulamalardan esas amacının   Uygurların elinde tek bir geçim kaynağı olarak kalan bu sektörü de  ele geçirerek  onlara şantaj ve tehdit salarak   Müslüman Uygurları ya  islam dininden çıkmaya yada toptan intihar etmeye zorlamak olarak açıklanabilir.

Çinlilerin insan aklını zorlayacak, Müslüman Uygur toplumunu  toptan  şoka ve genel   depresyona sokan bu uygulamalar hakkında eleştiri yazmaya hazırlanırken, haber ajansları Çin dış işleri bakanı Wangyi ile Türkiye  dış işleri bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Pekin’de görüştüklerini   ve  “Uygur teröristler”e karşı ortak tavır aldıkları ”   haberi servis yapmaya başladı.

Bunlardan ingiliz haber ajansı Reuters’ın haberinde şu bilgiler  yer almaktadır ; “Bakan Çavuşoğlu, “Türkiye’de Çin’i hedef alan ya da Çine karşı herhangi bir faaliyet yapmaya kesinlikle izin vermeyeceğiz, ayrıca Çin’i hedef alan her türlü medya raporlarının  ortadan kaldırılması için gerekli  tedbirleri alacağız”

Eğer bu haber doğruysa, benim yazmaktan vazgeçip  susmam mı gerekiyor? Ben, buna Hayır diyorum. Türkiye bir demokratik ülkedir. Hür bir ülkede yaşayan Doğu Türkistanlı Türk vatandaşı olarak Çin’in Müslüman Uygur  halkıma yaptıkları insanlık dışı zulmüne karşı susarsam  bir  dilsiz şeytan düşmüş olurum.  Çin, Türkiye ile iyi geçinmek istiyorsa, Anadolu Türkünün güvenini ve gönlünü kazanmak istiyorsa, İslam’a  ve Müslüman Türklere  karşı bu iğrenç saldırılarını durdurmalıdır.  Böyle tehdit,şantaj yolunu kullanarak  Doğu Türkistan’ın tarihi ve asil sakinleri  Müslüman Türklerle sonradan bu ülkeye getirerek iskan ettikleri Etnik Han Çinlisi göçmenler   arasına kin ve nefret tohumları ekmekten vazgeçmelidir.

Çin yönetimi,  işgali altındaki Doğu Türkistan’da  baskı,zulüm,dini ve etnik aşağılama ve  soykırımlarını   devam ettirdiği sürece  Kimse bizden susmamızı beklememelidir ! 

Kaynaklar :

  1. 去极端化,从吃饭开始誓言空洞? 土耳其承诺将在国内媒体中消除反华报道
  2. Turkey promises to eliminate anti-China media reports
  3.  Çavuşoğlu Çin’e güvence verdi (DW.Türkçe)
Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
1636 Kez Görüntülendi.