RABİA ANA DÜNYA’YA SESLENDİ : BANA YARDIM EDİN,ÇİN OĞLUMU GÖRMEME İZİN VERSİN !

Geçtiğimiz 01 Şubat’ta Çin Polisi tarafından Pasaportuna el konulan 82 yaşındaki Kahraman Uygur Rabia Ana  tüm Dünya’ya  ve  Uluslar arası topluma Seslendi ; Lütfen bana Yardım Edin ! Çin Oğlumu görebilmem için Pasaportumu Geri Versin !

Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)

İşgal Çin’in pasaportuna el koyduğu için Norveç’te yaşayan oğlunu ve torunlarını göremeyen ve bunun için yanıp tutuşan  82 yaşındaki  Doğu Türkistanlı Kahraman Uygur Türkü Rabia Ana pasaportunu geri almak ve evlatlarını görebilmek için geri adım atmıyor.  Rabia Ana  büyük bir cesaretle mücadelesini sürdürüyor.Kahraman Rabia Ana bu kez  bütün dünya’ya ve uluslar arası topluma seslendi. Pasaportunun geri verilmesini ve kendisinin de Norveç Vatandaşı oğlu ve torunlarını görebilmesine yardımcı olmalarını  istedi.

ABD.merkezli Hür Asya radyosuna konuşan  82 yaşındaki Kahraman Uygur Rabia  Ana şunları ifade etti : Ben 82 yaşında yaşlı bir kadın’ım. Gençliğimden beri  Çin’ hükümetine çalıştım.Bütün gençliğim  devlete çalışmakla geçti. Şimdi ise,çok yaşlı ve çok da yorgunum. Ben Börötala’da yetkililere durumunu izah ettim. Hayatımın son demlerinde 7 yıldır göremediğim oğlumu ve torunlarını görebilmek için el konulan pasaportumun geri verilmesini istedim.Yetkililere bu son arzumun gerçekleşebilmesi için çok yalvardım.Kendilerine duacı olduğumu ve bundan sonra da dua edeceğimi beyan ettim.
Ancak.bu yalvarma ve yakarmalarımın hiçbir sonucunu alamadım.Bu konuda bana taminkar cevap verebilecek bir muhatap  da bulamadım. Kimse bu konuda beni dinlemedi ve yardımcı de olmadı.

Emniyet Müdürü Dilşat, Beni Cezalandırmakla Tehdit Etti

Bunun üzerine Börötala’ya Özerk İl Merkezi’ne giderek Bölge Emniyet Müdürü Dilşat ile görüşmek istedim.Beni kabul etmedi.Cep telefonunun numarasını bularak kendisine telefonda tekrar rica ettim ve çok yalvardım.Her toplum ve ülke’de Yaşlılara saygı gösterildiğini ve bu nedenle onların ömrürlerinin son demlerinde rica ve arzularının yerine getirildiğini anlattım.ANcak,bana sizin pabaportunuzu veremeyiz.Boşuna uğraşmayın  diye cevap verdi.Bunun üzerine ben de kendisine  o zaman ben bu durumu dünya’ya anlatacağım ve uluslar arası toplum’dan benim Pasaportumun geri verilmesini sağlamak için onlardan yardım ve destek talep edeceğim,dedim. Müdür Dilşat bu sözlerime cevaben ” Böyle bir işe kalkışırsanız,sonuç iyi olmaz.Sizin yaşınıza başınıza bakmayız. Yasalarda yazılı cezaya çarptırırız.dedi.Ben de bunun üzerine Çin kanunlarında  82 yaşındaki yaşlı bir Ana Pasaportunun iadesini talep ettiği için cezalandırılır,diye bir yasa var mı ? diye sordum.Farketmez,cezalandırırız,diye kabaca cevap verdi.Ben de ben bu haksız ve hukuksuz durumu dünya’ya anlatacağım.İsterseniz beni hapsedin.Akibetime razıyım.Ben ölmeden önce oğlumu görmek için her şeyi göze aldım dedim.
Artık,Korkmuyorum ve Uygurlardan ve Uluslar arası Toplumdan Yardım Bekliyorum.

Benim   ümidim kesildi.  Sözümü ve talebimi dinleyen olmadı.Artık Kokmuyorum

Bu ülke’de benim durumumda olan yüzlerce kalbi benim gibi dertli ve gözü yaşlı evlat acısı çeken müstarip Anneler de var.Ben onlar adına da buradan seslenmek istiyorum.Yurt içi ve dışında yaşayan bütün Uygur Kardeşlerime ve uluslar arası topluma sesleniyorum.Ben bir cefakeş anneyim.Bütün ömrüm Hükümete çalışmakla geçti.Benim artık dayanacak gücüm kalmadı.Çin hükümetine ricada ve çağrıda bulunsunlar.Evlat özlemi ve onun görememenin acısı çok kötü bir acı imiş. Allah hiç kimseye benim gibi evlat hasreti çektirmesin ve evlat acısı göstermesin.Gece uyuyamıyorum. Yüreğim yanıyor ve bütün vücudum ateşler içinde kalıyor.Kalkıp buz gibi soğuk su içiyorum ve başıma soğuk su döküyorum.Yurt içi ve dışında yaşayan ve devlette çalışan bütün Uygur Kardeşlerime sesleniyorum.Benim pasaportumun geri verilmesi için bir şeyler yapın.Yönetime telefon edin,mektup yazın. Eliniziden ne gelirse onu yapın.  Benim pasaportumun geri verilmesini ve oğlumu görebilimeme yardım edeniz lütfen. Bizim Hükümetimize Halk Hükümeti deniyor.Benim sözümü ve talebimi dinileyen olmadı. Belki de  siz halkın sözünü dinler,diye düşünüyorum. Benim artık dayanacak gücüm ve takatım kalmadı.

Burada Adeta Kapan Kısılmış Durumdayım
Evimde adeta bir mahpus ve kapana kısılmış durumdayım.Bütün hal ve hareketim gözetleniyor.Telefonlarım dinleniyor.Dışarı çıktığımda sürekli takip altındayım  ve sürekli izleniyorum.Ben 82 yaşında yaşlı bir kadınım.Ben devletin aleyhine na yapabilirim ki ? Beni bu kadar takip ediyorlar ? Anlayamıyorum. Bu konuda ben çok dertliyim ve de Çok zor durumdayım.
Hükümetten benim talebim ve isteğim çok basit.Hayatımın son anlarında oğlumu ve torunlarımı bir göreyim ve ondan sonra ölsem de gam yemem.Pasaportumu versinler.Oğlumu ve torunları görüp hasret giderdikten sonra geri gelip pasaportumu kendilerine teslim edeceğim.

Yaradanımız Allah’ıma da çok yalvardım.Her gün erken saatlerde kalkıp namazlarımı kıldıktan sonra bildiğim bütün duaları okuyorum.  Cenab-i Allah’tan Ölmeden önce oğlumu ve  torunlarımı görebilmemi nasip etmesini diliyorum.

Siz,  Müslüman Kardeşlerim ve Evlatlarım,sizlere seseleniyorum.  Allah Taala’ya benim son arzuma beni kavuşturması ve oğlum ile torunlarımı görebilmeyi nasip etmesi için dua edeniz Lütfen.