DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN MODERN MİLAT: 11 EYLÜL SALDIRILARI

Recep KONALGA (Gazi Üniveresitesi Doktora Öğrencisi-Tarih)

11 Eylül saldırıları, görünürde ABD, ama arka planda küresel güçlerin Orta Doğu’yu ve dünyayı yeniden işgal ve dizayn planının iyi bir gerekçesi olmuştu. Büyük bir planın önemli bir parçası ve kıvılcımı olan Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan saldırı ile küresel güçlerin silahlı kuvvetleri tekrar sahaya inmiş ve demokrasi dağıtım süreci (!) ile yeniden ekonomik ve siyasi dizayn projesi hayata geçirilmişti.
Bu saldırılardan sonra bizim gündemimize pek gelmeyen gelişmeler de yaşandı. Mesela Çin’in Doğu Türkistan’a dönük söylem ve politikaları değişti. 11 Eylül saldırılarından sonra teröre karşı (!) küresel çapta savaş başlatan ABD’nin yanı sıra Çin için de Doğu Türkistan’a dönük politikasını değiştirmek için büyük bir fırsat yakalanmış oldu.
Çin yönetimi 11 Eylül saldırılarından önce Doğu Türkistanlıları “Milliyetçi, Ayrılıkçı, bölücü vebenzeri ” gibi ifadelerle tanımlar ve suçlarken, değişen Bünya şartları çerçevesinde söylem değişikliğine gitmiştir. Artık Doğu Türkistanlılar “milliyetçi, ayrılıkçı, bölücü” olmaktan çıkmış ve tek bir ifade ile “Terörist” olmuşlardır. Daha önce böyle bir tanımlama ve suçlama yoluna gitmeyen Çin yönetimi, 11 Eylül saldırıları sonrasında ABD öncülüğünde başlayan terörizmle mücadeleye (!) katılmış ve Doğu Türkistanlıları ve özellikle Uygur Türklerini  toptan  “Dong’to Teröristleri” ilan etmiştir.
Genelde kağıt üzerinde  ve delik deşik olmuş olan uluslararası hukuka göre terör nedir, terörist kimdir bellidir. Doğu Türkistanlıları terörist ilan etmenin akla ziyan bir durum olmasının yanı sıra uluslararası hukuka da aykırıdır. Ancak bu durum kimin umrunda ki…

Çin yönetimi terörizme karşı küresel çaptaki mücadeleye desteğe hazır olduğunu bildirdi ve Doğu Türkistanlıları terörist ilan etti  ve hedefine de ulaşmış oldu. Bu kadar!

Doğu Türkistan’daki Çin zulmünden, insan hakları ihlallerinden, katliamlardan kime ne!
Bunun yanı sıra Çin, üyesi olduğu Şangay İşbirliği Örgütü üyeleri ile de anlaşmalar yapıp terörizme karşı işbirliği yaptı. Üye ülkelerdeki Doğu Türkistanlıların ihsanı hak ve hukuku ile ifade özgürlüğü kısıtlanıp yasakalandı. Türkistan Cumhuriyetleri yönetimleri Çin’in takibinden kaçarak kendilerine sığınan Uygur Kardeşlerini düşmanları Çin’e iade etti.Sosyal ve kültürel etkinlikleri yasaklandı. Bu ve ebenzer  faaliyetlerinin yasaklanması gibi hususları içeren anlaşmalar ile Doğu Türkistan iyice kuşatmaya alındı.
Biz biliyoruz ki zulüm ile payidar olunmaz. Zulüm ile abat olanın sonu berbat olur. İnşaallah bir gün bu zulüm son bulacak ve sadece Doğu Türkistanlılar değil, diğer bütün mazlumlar da kurtuluşa ereceklerdir.
Hasbünallahu ve ni’mel vekil, ni’mel mevlâ ve ni’mennasîr.