logo

trugen jacn
10 Ağustos 2015

DOĞU TÜRKİSTAN ÜZERİNDEN KİRLİ SİYASET VE BAZI GERÇEKLER

Tam da bugünlerde ajan yapılanma-FETÖ ve işbirlikçileri tarafından Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın IŞİD destekçisi gibi gösterildiği ve bu yönde algı operasyonlarının son sürat devam ettiği, hatta Lahey´e şikayetlerde bulunulduğu sırada, Türkiye´den bu seslerin yükselmesi manidar bulunuyor.

hAKKI aKA

Hakkı Aka

Herkesin bildiği üzere Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde Çin´e ziyarette bulundu…

Ziyaret öncesi ve sonrası bir takım algı operasyonları ve kirli propaganda yapıldığı da herkesin malumu. Özellikle Doğu Türkistan üzerinden yapılanlar…

Doğu Türkistan´da bir işgal ve bu işgalden sonra hâlâ devam eden katliam, tecavüz, asimilasyon, işkence ve soykırım var…

Hiçbir reel-politik gerçek, herhangi bir anlaşma veya uluslararası dengeler bu hakikâti örtemez…

Bu hakikâti en başa alarak söylemeliyiz her söyleyeceğimizi…

Şu an bizim için ve tüm dünyanın kabul etmesi gereken gerçek Doğu Türkistan´ın Çin tarafından işgal edildiği ve işgal altındaki topraklarda bağımsızlık için mücadele edenlerin olduğu. Bu gerçeği başa aldıktan sonra, oradaki Çin varlığına karşı yapılan hiçbir eylem “terör” değil, bağımsızlık mücadelesinin bir parçasıdır…

Evet, Sayın Cumhurbaşkanının Çin´de söylediği sözler, bu hakikâte aykırı duruyor ve bu sözleri tevil etmeye de niyetimiz yok. Ama işte devletlerarası ilişkilerdir, uluslararası anlaşmalardır, bunların da bir hakikâti var, bunu da biliyoruz.

Buradan da ucuz siyaset yapacak değiliz…

Bizzat Doğu Türkistanlı Müslümanlardan duyduğumuz ise; hem Cumhurbaşkanlığı ve hem de Başbakanlık döneminde Recep Tayyip Erdoğan´ın Doğu Türkistan davasına yaptığı katkılar inkâr edilemez boyutta…

Cumhurbaşkanı Erdoğan Uygurları ve Doğu Türkistan davasını uluslararası kamuoyunun gündemine sokmuştur ve bu açıdan bakıldığında ise bu Doğu Türkistan için mühimdir…

Tam da bugünlerde ajan yapılanma-FETÖ ve işbirlikçileri tarafından Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın IŞİD destekçisi gibi gösterildiği ve bu yönde algı operasyonlarının son sürat devam ettiği, hatta Lahey´e şikayetlerde bulunulduğu sırada, Türkiye´den ve Cumhurbaşkanı Erdoğan´dan daha fazlasını beklemek herhalde pek de mantıklı değildir…

Çin ziyaretinde; Cumhurbaşkanının sözde ”Doğu Türkistan İslam Partisinin” terör faaliyetlerine ve her yerde teröre karşı olduğu yönündeki açıklaması oldu ve bu açıklama Doğu Türkistanlı Uygurlu kardeşlerimizi üzdü…

Bu yeni bir şey değildi, Doğu Türkistan İslâm Partisi, 11 Eylül´den sonra 2001´de Çin tarafından Terör örgütü olarak ilan edilen ve 2002 yılında ise ABD ve diğer NATO müttefikleri tarafından de terör örgütü olarak kabul edilmişti. Aynı yılda ise, NATO üyesi Türkiye´nin de listesinde yer almış ve 2003´te BM tarafından Terör Listesine alınmıştır. Pakistan´da yaşayan örgütün Lideri Hasan Mahdum ABD insansız hava araçlarının saldırısı sonucunda şehit edilmişti. Bundan sonra çözülüp dağıldığı ve varlığı ise, tartışmalı ve belirsiz hale gelen örgütün sonraki süreçlerini Suriye´de Esad´a karşı savaşan Türkistan İslam Partisi askeri komutanı İbrahim Mansur şöyle tanımlıyor:
”1996 yılının sonrası emirimiz Hasan Mahsum Rahimeullah rehberliğinde bir kısım mücahitlerle beraber Afganistan İslam İmaratı´na katıldı. 1997 yılında Cemaat Afganistan İslam Emirliği altında toparlandı. 2001 yılında kâfirler tarafından Afganistan İslam Emirliği´ne büyük saldırı başladıktan sonra cemaat Veziristan topraklarına çekildi. 2012 yılında cemaat Suriye´ye bir kısım mücahitleri göndererek cihada iştirak etti.”

Sonuçta şu an için de Doğu Türkistan İslâm Partisi´nin Doğu Türkistan´da öyle büyük çaplı eylemleri yok denecek kadar azdır.

İşgalci Çin rejimi ise en ufak olayda dahi Doğu Türkistanlı Müslümanları “terörist” ilan edip, katliam, tecavüz ve asimilasyona devam etmektedir…

İşgalci Çin rejimi için en basit insani ve İslâmî istekleri dahi “terör”le ilişkilendirip, Doğu Türkistan´da infazlarına ve Çin işkencelerine devam etmektedir. Uluslararası kamuoyunda da “terör faaliyetleri” argümanını çok iyi şekilde kullanmaktadır…

Ülkemizde ise yıllardır Doğu Türkistan´ı görmeyen gözler, duymayan kulaklar, ne hikmetse bir anda görmeye ve duymaya başladı. Gördüler ve duydular ama sırf Erdoğan düşmanlığı yapmak için gördüler ve duydular.

Öyle ki aynı medya Uygurlu Müslümanları “DAEŞ´li ve IŞİD´çi” diye tanıtırken, birden bire “Erdoğan Uygurlu Müslümanları terörist ilan etti” söylemine sarıldılar.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu diyeceğimiz bir durum. Yahu; siz değil miydiniz Uygurlu Müslümanlara terörist diyen?

Ne oldu da birden Doğu Türkistan davasını hatırladınız…

Samimi olmadığınız ve binlerce Doğu Türkistanlı Müslümanın kanı üzerinden pis ve kirli siyaset yaptığınız belli oluyor. Ne Türkiye´deki Doğu Türkistanlılar ne de Atayurttaki Uygurlu Müslümanlar size ve sizin gibilere prim vermeyecektir.

Doğu Türkistan davası planlı bir şekilde dünya gündemine taşınacak ve Filistin gibi uluslararası kamuoyunda da kabul görmeye başlayacaktır. Bunu da Türkiye´den başka çıkarsız ve menfaatsiz yapacak ülke yoktur.

Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimize sadece Allah Resulü´nün Hudeybiye Anlaşmasını hatırlatıyor ve yaşadığımız sürecin gün gelip onların lehine sonuçlanacağına inanıyoruz…

Kaynak : nabızhaber.com

Etiketler: » » » » » »
Share
1770 Kez Görüntülendi.