logo

trugen jacn
05 Ağustos 2015

DOĞU TÜRKİSTAN’DA ” UYGUR TERÖRİST” YOKTUR,ÇİN DEVLET TERÖRÜ VARDIR

mehmet-emin-.-1

Mehmet Emin HAZRET

Türkiye’nin İyi Niyeti,Çin Tarafından İstismar Edilmiştir. 

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan’in  Çin ziyaretine 2 hafta kala,Türk kamu oyu ve medyasında Uygur Türklerine karşı protesto eylemleri ile ulumsuz tepki  rüzgarları esmeye başlamıştı. Çin yanlısı kişiler ile medya organları  Doğu Türkistan’daki Ramazan yasakları ile dini engellemelere ait haber ve görüntülerin yalan olduğunu iddia ederek  Çin’in bu insanlık dışı uygulamalarını inkar etmeye kalkıştılar.Çin  Türkiye’deki taraftarları ile yanlı medyasının  çalışmalarını kafi görmemeş olacak ki, İstanbul’da faaliyet gösteren Sinosteel adlı bir Çin demir-Çelik şirketi’nin Çinli Müdürü  Song Li imzası ile bir Türkçe  açık mektup hazırlayarak kişi.kurum, kuruluşlar ile medya’ya servis etti ve Çin yönetiminin bu insanlık dışı yasaklama ve aşağılık hakaretlerini inkar etmeye yeltendi. Bazı medya organlarımız de bu mektubu yayınlayarak  Çin yalanlarına ortak olmuş oldular.Daha sonra ise, Türkiye’deki bu kamu oyu tepkisine   resmi ağızlardan  yapılan söylemlerle müdahale edildi. Ramazanda Doğu Türkistan’da dini yasaklamalara ait haber ve görüntülerin  “aslı olmayan ve yalan tertiplereden ibaret olduğu” ileri sürüldü. Bir kısım Türk medyası ise,Filistin’deki zulmün gerçek,Doğu Türkistan’daki zulmün gerçek dışı olduğunu konusunda haber ve yorumları arttırarak devam ettirdiler.  Resmi makamlar  ve bir kısım  medya Ramazan ayında Türkiye’de   yükselen genel tepkiyi ve  dolayisiyle Türk-Çin  gerginliği gidermeye çalışıyordu. Böylelikle, Türkiye Çin’e iyi niyet mesajları göndermiş oldu. Ancak Çin,  her zaman olduğu gibi,Türkiye’nin bu  iyi niyetini istismar etti ve  esmekte olan olumlu rüzgarları kendi değirmenini döndürmek için enerji kaynağı olarak kullandı.

Dünyadaki Uygur toplumu  bu durumdan çok müteessir  oldu ve nefesini tutarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretinin sonucunu  büyük bir umut ve biraz da  tedirgin olarak beklemeye başladı. Uygur diasporası ,Sayın Erdoğan’ın Çin ziyaretinin mazlum Uygur Türkleri için bir şeylere başlangıç olacağını Doğu Türkistan Türklerinin az da olsa  yararına geçeceği umudunu taşıyordu. Sayın Cumhurbaşkanı’nın “Uygur Türkleri Sorunu en üst düzeyde gündeme getirilecektir.” sözünden çok büyük umut ve medet umuyordu.Sayın Erdoğan’ın Uygur Türklerine yapılan baskılar konusunda Çin’e uyarıcı mesajlar vereceği beklentisi içinde idiler.

Cumhurbaşkanı’nın Pekin ziyaretinin çok  olumlu ve verimli geçtiği ifade edildi.  Ekonomik anlaşmalar ve ticaret hacmının  100 milyar dolara çıkartma hedefi,Füze savunma sistemi alımı,Kars-Edirne demir yolu hattı ve 3.nükleer santral yapımı gibi projeler için  Çin sermayesinin Türkiye’ye yatırım arayışları  bakımından Türkiye  ileriye dönük (eğer gerçekleşirse)  büyük ve dev yatırımlardahayli kazançlı çıkacağı ifade edildi.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Çin devlet başkanı  Şi ile resmi görüşmelerinde , Çin’in toprak bütünlüğüne saygılı olduğu, Türkiye’de Çin’e yönelik bölücülük faaliyetlerine izin verilmeyeceği konusundaki demeçleri normal ve olağan  diplomatik söylemeler ve karşılıklı nezaketin gereği olarak kabul edildi. Çin’de zaten Türkiye Cumhurbaşkanı’ndan zaten bu ifadeleri sarfetmelerini  özellikle arzu ediyor  ve bu ifadelerin dillendirilmesini  talep ediyordu.  Çin’de ziyarette bulunan Türkiye cumhurbaşkanları Kenan Evren,Süleyman Demirel’den tutun tüm devlet ve Hükümet  yetkilileri  Çin’in  çok arzu ettiği ve ısrarcı olduğu benzer ve  aynı demeçleri vermişlerdir.Sayın Erdoğan’ın “Doğu Türkistan İslamı Hareketi=DTİH”  adında bir örgüt bulunduğu ve bu örgütün 2002’den beri Türkiye’nin terör örgütleri listesinde olduğu”  (A.A.ajansı.Hürriyet  30temmuz.2015) açıklaması Çin’in eline etkili bir silah olarak geçti.Çin işgal yönetimi  eline geçen bu “Azrail’in keskin kılıcını”   Doğu Türkistan’da   Müslüman Uygur Türkleri üzerinde büyük bir iştahla ve rastgele  sallanmaya başladı.Aslında “Doğu Türkistan İslam Hareketi” diye bir örgütün olduğunu biz Doğu Türkistanlılar olarak bilmiyoruz. Bu hayalı örgüt 11 Eylul saldırılarından sonra Müslüman UYgur Türklerini mahkum ettirmek ve ezerek yok etmek için Çin tarafından uydurulan “Hayalı Bir Örgüt”tür. Çin, yarattığı bu “hayalı örgüt”‘e üye  olduğu gerekçesi ile   Doğu Türkistan’da bir sürek avı başlatmıştır. Bu sürek avında tutuklanan ve binbir çeşit Çin işkencelerinden geçirilen ve bu işkenecelere dayanabilen ve   hayatta kalan 200 bin masum müslüman Uygur Türkü halen  Çin zindanlarında ölümü beklemektedirler.   Şimdi bizi kaygılandıran Çin uydurması sanal  “Doğu Türkistan İslam Hareketi” değil,böyle bir teşkilatla ilişkilendirmek sureti ile ceza evinde yatmakta olan o Uygur siyasi tutukluların  hayatlarından  ve yeni tutuklama ve yok etme furyasının başlamasından ciddi olarak endişe etmekteyiz. .Türkiye’nin Çin’e karşı iyi niyetini anlıyoruz.Ancak Çin bu iyi niyeti istismar etmekte ve ÇKP.emrindeki bütün Çin  medya kanallarını seferber ederek    Uygur Türklerinin  Allah Taala’dan sonra dünya’daki  yegane  manevi güç, ilham,ümit ve istinatgahı olan Türkiye’mize sonsuz, sarsılmaz güven ve inancını yok etmeye çalışmaktadır.  Doğu Türkistan Türklerinin  manevi güç aldıkları Türkiyeli Kardeşlerine olan saygı ve sevgisini söndürmeye, bunun yerine nefret ve kin duyguları oluşuturmaya ve  uyandırmaya   var gücü ile gayret göstermektedir.

Uygurlar Öfkeye Yenik düşme Sendromundan Kurtulmalı

Bir haftadır sosyal medyada  diaspora Uygurlarının  Cumhurbaşakanımızın Çin gezisi esnasında sarfettiği ifadelerden dolayı hayal kırıklığı yaşadığı ve bu nedenle bir az kızgın ve  çok de öfkeli olduğu görülmektedir. 5 Temmuz 2009  Urumçi  katliamı  sonrası Sayın Erdoğan’ Başbakan olarak 09 Temmuz 2009’da Roma’da  bir ilk’e imza atarak dillendirdiği  “Çinin yaptığı adeta soy kırımdır”  ifadesi,  mazlum ve mağdur Doğu Türkistanlılarca minnet ve sevinç göz yaşları ve dualarla karşılanmıştı.  “Yaşasın Türkiye- Yaşasın  Erdoğan.” diyerek büyük bir heyecan  ile haftalarca slogan atan Uygur toplumu biz değilmiydik ? Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin’ı  hayatta iken ziyaret eden, vefatında  evine teziye ziyaretine gelerek Kur’an-i Kerim okuyan,  yoğun seçim çalışmalarını bırakarak cenazesinde saf tutan, evine gelip ailesine baş sağlığı dileyen, Nezir yemeğine katılarak konuşma yapan, Sultan Ahmet meydanında “İsa Yusuf Alptekin parkı” ‘nin açılışına bizzat katılan ve açılmasına  vesile olan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayip Erdoğan değilmiydi? Belediye Başkanı iken,Umre için gittiği Suudi Arabistan’da Mekke ve Cidde’de Doğu Türkistanlı  Muhacirleri kabul ederek onlara teselli ve moral veren ve birlikte hatira fotoğrafı çektiren de yine  şimdiki Cumhurbaşkanımız sayın  Recep Tayyip Erdoğan değilmiydi ?

2014 yılından itibaren  Doğu Türkistan’daki  Çin mezaliminden kaçarak Güney Asya başta olmak üzere değişik ülkelerin mülteci kamplarında perişan halde yatan binlerce Uygur’a kapısını açan Türkiye Cumhuriyeti  devleti değilmi? 1.5 yıldır Tayland tutuklu evinde kalan 173 Uygur’u  30 haziran 2015.tarihinde uçakla Türkiye’ye getiren Türkiye Cumhuriyeti devleti değilmidir? Şu anda Kayseri’de Devletimizin  himayesinde 1000 den fazla mülteci Uygur barınmakta ve  huzur içinde yaşıyorlar. Diğer belediyeler ve sivil toplum kuruluşları mülteci Uygurlar için elinden gelen her iyiliği yapmak için yarış içindeler.Uygurlara karşı dünyanın başka ülkelerinde böyle bir  hemdertlik, sevgi,şefkat ve  yardım gördünüz mü?

Değerli kardeşlerim.Sosyal medyada yazdığınız  “Biz Uygurlar  para karşılığı Çine satıldık.”  anlamındaki yakışıksız,çirkin bu  iftiraları  derhal siliniz!. Bu kelimeler, Hami’miz yegani ümit ve istinatgahımız Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Anadolu’nun bağrı geniş, merhameti bol  ve Ensar ruhlu   Kardeşlerimiz için  ve onlar hakkında  biz Uygur Türklerinin düşüneceği ve ağzından çıkaracağı  kelimeler  asla değildir.

Devletin  açıktan söyleyeceği sözler vardır, söylemeden yapacağı işler vardır.Devlet öfkelenmez.Türkiye devleti Cumhurbaşkanı,Çin’de Uygurlar hakkında olumsuz mesaj verdiği medyaya yansımıştır.Ya olumlu mesajlardan,  medyaya yansımamış olanlara ne dersiniz ? Ya da şimdilik kaydı ile  gizli kalmışsa  veya açıklanmamışsa ? Sayın Cumhurbaşkanının Çin’deki Uygur sorununu bilmemesi ve  Uygur Kardeşleri ile ilgilenmemesini hayale getirmek  mümkün değildir. Kapalı kapılar ardında Uygur sorunu ile ilgili  kanıtlar ile  dolu bir dosyayı Çin devlet başkanı Şi’ye vermiş olamaz mı?!

Hemen öfkelenmek yerine düşünmeliyiz ve sabırla  beklemeliyiz. Türkiye’nin  Mazlumlar ve mağdurlar ve özellikle biz Uygur Türkleri konusunda yaptıkları ve geçmişi ,bizim geleceğimizin  garantisidir.

Biz Uygurlar esaret boyunduruğu altına mahkum olduğumuz 130 yıldan beri ne tür  hata yaptı isek, öfkemize yenik düştüğümüzden dolayı yaptık. Kaybettiğimiz her şeyin altında öfke vardır. Ramazanda Çin zulmüne karşı protesto yürüyüşü yaptık,on binlerce Türk kardeşlerimiz  bize katıldı.Çekik gözlü turistleri gördük Çinli zan edip  darp etmeye çalıştık. öfkemize  yenildik, Çin’in ekmeğine yağ sürdük.Çin, Tayland’dan 109 Uygur kardeşimizi aldı,götürdü.Biz Çine protesto edeceğimiz yerde,Tayland’ın İstanbul Fahri Baş konsolosluğuna saldırdık.Haftalarca medyanın ağzında sakız olduk.Yine Çin’in ekmeğine yağ sürdük.Bizim halimize  üzülen Türkiyeli  kardeşlerimizi üzdük. Çin zulmünden kaçıp Türkiye’ye gelen takva sahibi , ama öfkeli Uygur kardeşlerimiz, takva sahibi gibi  görünen kimliği belirsiz kimselerin eline düştü. “Senin öfkeni boşaltacak, Allah yolunda cihat yapacak yere götüreyim” dediler. O kardeşlerimize biz yalvardık “gitme” diye.Bizi dinlemedi,kimliği belirsiz o “takvalı”ların arkasından gitti.Arapça konuşan sarıklı,sakallı “Mücahitler” in arasında kendini buldu.Suriye’ye  götürenlere “Allah razı olsun” diye sevinçlerini izhar ettiler.O masum Uygur kardeşlerimiz kendinin İŞİD ve DAEŞ  denilen   örgütlerin  içinde olduğunu öğrendiğinde iş işten geçmişti.Onların görüntüleri çekildi,Çin’in eline  teslim edildi. Çin bu kanıtları hem Türkiye’ye karşı şantaj olarak kullandı, hem Birleşmiş milletlerde “uluslar arası terör mağduru Çin” diye bu “kanıt”ları delil olarak  sundu…

Öfkemizden  kaybederken, daha da  hiddetleniyoruz; “bizi o kullanmış”, “bu satmış”, “aldatıldık”. Akıllı olan , aklı daha az olanı   kullanır,parası olan tüccar para kazanmak için sürüleri alır,satar.Uygur toplumu kalbi çok temiz,saf bir toplumdur.Çine köle düşmemizde milli karakterimizdeki saflığın payı büyüktür.Biz Uygurlar sürü olmaktan çıkmalıyız.Allah’ın  bize verdiği akıl,ferasat ve iz’anı  öfkemiz uğruna harcamamalıyız. Düşmana olan öfkeyi dost üzerine boşaltmak  sadece akıl sağlığında sorun olan kişilerde olabilecek durumdur.Batı ülkelerinde yüksek tahsil görmüş aydın dediğimiz arkadaşlarımızın de bir gecede öfkeye yenik düşerek öfkeler yumağı içinde aklını kaybetmesi çok üzücüdür.Kısa,orta,uzun vadeli çıkarlarımızı gözeterek düşünmeliyiz.

Biz Uygur toplumu, eğer özgürlük mücadelesi yapmak ve insan gibi hür yaşamak yolunda ilerlemek istiyorsak, öfkeye yenilme sendromundan kurtulmamız şart. Şunu bilmeliyiz ki; öfkeye yenilmek, seviyesi çok  düşük bir  kültürün belirtisidir.Biz Uygur Türkleri ise,   Türk milletinin en köklü,kadim ve soylu bir boyundan geliyoruz.Asıl kanımızda  ve karakterimizde olgunluk vardır.Çektiğimiz acı,ıstıraplar öfkeye dönüşmüş,bizi esir almıştır.Bu kontrol edilemeyen Öfkemiz en çok kendimize zarar vermektedir.

Türkiye Urumçi’de Basın bürosu Açmalı

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın şu sözlerini basından öğreniyoruz; “Çin, bazı Uygurların DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerine katılmalarından, Çin’in birlik ve bütünlüğüne kasteden terör faaliyetlerinden tabii ki rahatsız. Bazı Uygurların DEAŞ’a katıldıklarını bizler de biliyoruz, bunu da açıkça söylemek durumundayım. Pekin’de Çin İslam Cemiyeti mensuplarıyla görüştüm. Onlar “Çin’de 35 bin cami, 40 bin din görevlisi var” dediler. Ben de “Çin şu anda dünyada ikinci sırada. Sizler böylesine güçlü bir ülkenin vatandaşı konumundasınız. Birlik ve beraberlik içinde olmaya, Çin içerisinde konumunuzu sağlamlaştırmaya önem vermelisiniz dedim.Bu görüşlerimiz, Çin yetkilileri tarafından da memnuniyetle karşılandı.” .” ( Nihal Bengisu KARACA.Habertürk Gazetesi.03.ağustos 2015)

Sayın Cumhurbaşkanı,başbakan iken,İsmet İnönü döneminde Türkiye’de çok büyük dini kısıtlamalar olduğunu,bu yüzden halkın ıstırap ve sıkıntılar çektiğini sık sık dile getiriyordu. İnönü döneminde de Türkiye’de 80 bin cami vardı, yeterince din görevlisi vardı. Ama Müslüman toplum  cami’ye serbestçe gidemiyor ve ibadet edemiyordu.Türkiye’de Müslümanların o devirde büyük sıkıntılar  çektiği bir gerçekti.

 Çin , ateist olan komünist parti tarafından yönetilen bir ülkedir. Uygurlar Müslüman bir toplumdur. 66 Senedir rejim Doğu Türkistan Müslümanlığına hançer gibi saplanmış durumdadır.Uygur Türkleri çok büyük kan kaybetti ve kaybetmeye davam ediyor. 35 Bin cami,40 bin din görevlisinin olması dini özgürlüğün serbest olduğu anlamına ve bunu  kanıtlamaya yetmez. 35 bin camiye giriş izni olan kaç Müslüman vardır? 40 bin din görevlisi içinde kaç kişi ehliyetli din görevlisi, kaç kişi Çin istihbaratının sakallı, cüppeli cami görevlileri? Bunları ayrıt etmek zordur.  Doğu Türkistan’daki en büyük sıkıntı, Müslüman toplumun Allah ile Komünist parti arasında tercih yapmaya zorlanmasıdır. Doğu Türkistan Ceza evlerindeki 200 binden fazla Uygurun mutlak çoğunluğu  din ile ilgili suçlardan tutuklanmıştır.

Madem Çin Türkiye’ye, Türkiye Çin’e güveniyor. Her iki taraf Kültürel ilişkileri geliştirmek istiyor. Sayın Cumhurbaşkanından ricamız şu; Türkiye Cumhuriyeti Urumçide bir basın bürosu açsın.Madem,Doğu Türkistan’da din serbest ve eşit vatandaşlık hakları var.Türk gazetecilerin Doğu Türkistan’da serbest dolaşmasına izin versinler. İsrail bile işgalı altındaki  Filistin ve Gazze’yi dünya basınına her zaman açık tutuyor. Çin’in  bundan bir  endişesi ve korkusu yoksa buna mutlaka  izin verecektir. Türkiye demokratik bir ülke olduğu için, Çin isterse Türkiye’nin her hangi bir bölgesine gazeteci gönderme ve uzun süreli kalma özgürlüğüne sahiptir. Biz, sayın  Cumhurbaşkanı’mızdan   biz Uygurlar için hem Çin-Türkiye arasındaki  iletişimi geliştirmek amacı doğrultusunda  bunu düşüneceğini  ve  bu taleplerimizi dikkate alacağına  yürekten  inanıyor ve  umutla  bekliyoruz.

                   Meselemizi Türkiye’ye Israrla Anlatmaya Devam Etmeliyiz

Kardeşler arasında da menfaat çatışmaları, anlaşmazlıklar olabiliyor. Kan bağı birleştirici faktördür. Merhum liderlerimiz Mehmet emin Buğra ve İsa Yusuf Alptekin 1950.lerden beri Türkiye’de Doğu Türkistan davasını anlatarak gelmiştir. Biz anlatmaya devam ediyoruz.Doğu Türkistan’ın geçmişi ve bugününü,Uygur Türklerinin sıkıntılarını en iyi anlayan toplum Türk toplumudur.Sesimize en büyük yankıyı Türkiye’de bulabiliyoruz.

Türkiye’de sokaktaki bir insan, bir öğretmen,bir esnaf,işçi,memur,akademisyen,millet vekili,bakan,baş bakan,Cumhur başkanı… her kes, Uygur Türklerinin Çinin elinde eriyip yok olmasını kesinlikle istemez.Cumhur başkanı sayın RecepTayip Erdoğan,Başbakan Ahmet Davutoğlu,11.Cumhur başkanı Abdullah Gül Doğu Türkistan topraklarına ayak basmış,Uygurlar ile el sıkışmış,Uygurların gözlerindeki umutla bakışlarını,sessiz,ama yüz ifadelerindeki yalvarış duygularını gözlemlemiş devlet adamlarıdır.Devletler çıkar gereği her devletle her çeşit ilişkiye girebilir.Ancak millet vicdan sahibidir.Cumhur başkanı da,baş bakanda birer vicdan sahibidir.

Türkiye’nin gündemi yoğun, çözüm bekleyen problemleri çok, iş temposu hızlı. Uygur Sorununu Türkiye’de gündemde tutması geren ve sorumluluğu olan insanlar biz Türkiye’de yaşayan Doğu Türkistanlılarız. Meselemizi Türkiye’de ısrarla anlatmaya devam etmeliyiz.

Doğu Türkistan’da terörist devlet vardır, terörist Uygur yoktur. Kitlesel imha ile karşı karşıya kalmış Uygur toplumu vardır. Çin, bu konuda ortaya konulan delillerin yalan olduğunu iddia etmektedir. Bizi yalanlamanın basit bir yolu vardır;Doğu Türkistan’ı dünya medyasına açmak.Çinin bu jesti yaparak bizi yalanlamasını istiyoruz.Hodri meydan diyoruz.

 

Kaynak:

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ndan Çin’e ‘Uygur’ mesajı- Hürriyet

’90’lı yıllara dönüldüğünü söyleyenler belki de o dönemlere özlem duyuyorlar’- Nihal Bengisu Karaca

ÇİN İLE TÜRKİYE ARASINDA REAL POLİTİK –Sami KOHEN (milliyet.com.tr)

近平晤土耳其总统 土方承

 中国和土耳其将共同合作打恐怖主

中国和土耳其:利益交、关系微

媒:土耳其购红9是最佳选择 价格比美便宜30%

徐子:埃多安访华

Etiketler: » » » » »
Share
2751 Kez Görüntülendi.