Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
Çin yönetimi ,HDP den 18 kişilik bir heyeti Çine davet etti. 29 Haziran başlayan ziyaretın 10 Temmuz’a kadar devam edeceği söyleniyor.Heyetin özellikle Doğu Türkistan’da Ramazan engel ve yasaklarının sıkı şekilde uygulandığı ve dini ve etnik gerginliklerin tavan yaptığı bir sırada başkent Urumçi’ye davet edilmelerini de çok anlamlı buluyorum.
HDP seçim bildirisi ve seçim propaganda kampanyasında “Ezilenlerin sesi ” söylemi öne çıkan bir genel sloganı idi. HDP,bu sloganla seçim barajından aşarak 80 Milletvekili ile parlamentoya girdi. Günümüzde Doğu Türkistan’da Çin işgalı altında varlık mücadelesi vermekte olan Uygur Türkleri dünyada ezilen toplumlar içinde en mağdur ve mazlum olanlardan biridir. Bu sebeple Çin’de ziyarette bulunan HDP Heyeti’nin Çin’in demir yumruğu altında ezilen Müslüman Uygurlara sahip çıkacağını, en azından onların yaşamlarını ve sorunlarını bizzat yerinde göreceklerdir. Türkiye’de demokratik ortam’da yetişen, ifade hakkı ve özgürlüğünü sorunsuzca kullanan sayın Parlamenterlerin gördüklerini ve Müslüman Uygurların dramatik durumlarının iyileştirilmesi için Çin’e bir şeyler ifade edeceğini beklemek en azından Vatandaşlık ve kardeşlik ve insanlık hakkımız olduğunu düşünüyoruz. ” Mazlumların Sesi ve Hamisi” olduğunu her fırsatta ifade eden sayın Milletvekillerimiz bu önerilerimizi yerine getirebildikleri takdirde mazlum Uygur Türklerini sevindirecek ve hayır dualarını almış olacaklardır. sempatisini kazanacaktır.
1.- Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi şehri’nin nüfusu resmi rakamlara göre 3.5 milyon kişidir. Çin resmi kaynaklarında Urumçi nüfusuna kayıtlı Uygur sayısının 450-500 bin kişi civarında olduğu söyleniyor. Sözde Uygur özerk bölgesinin başkenti olan Urumçi’de neden Uygur nüfusunun bu denli az olmasının nedenlerini lütfen bir araştırınız. Eğer mümkünse Çinli, yetkililerden bunun nedenlerini lütfen bir sorunuz ve izahat talep ediniz. Mensubu olduğunuz HDP. genel seçiminde Diyarbakır’dan 10, Milletvekili ve 12 milyon insanın yaşadığı İstanbul’dan ise, 11 millet vekili çıkartmıştır. Anlaşılıyor ki, Türk kökenli vatandaşlar Kürt kökenli vatandaşların yoğunlukla yaşadığı güney doğuya değil, Kürt kökenli vatandaşlar Türk kökenli vatandaşların yoğun yaşadığı batıya göç etmişlerdir. Urumçi’de ise bu şehirde doğup, büyüyen, Urumçi nüfusuna kayıtlı olamadan bu şehirden sürülerek kırsallarda hayatını kaybeden yüz binlerce Uygur Türkü mevcuttur.Şu Ramazan öncesi bile Urumçi nüfusuna kayıtlı olamayan Müslüman Uygur Türkleri Çin Polislerince zorla ve cebri olarak kamyon, Trenlere,Otobüs ve ne bulurlarsa o nakil araçlarına doldurularak doğup büyüdükleri memleketleri olan Urumçi’den uzaklaştırıldılar. Bunlar, ülkemizde Suriye’den Irak’tan ve Kobani’den gelen mülteci kardeşlerimiz gibi kendi vatanlarında evsiz, barksız,işsiz ve ekmeksiz olarak yokluğa ve sefalete mahkum edildiler. Uygurlar için Urumçi nüfusuna kayıtlı olmak için, anne-babası’nın, kendinin Urumçi’de doğmuş olması ve yaşaması bile kafi değildir. Urumçi’de yaşamak için Çin yönetiminden ABD,’deki Yeşil Kart gibi bir belge almak mecburiyetindedir. Uygurlar için bu belgeye sahip olmak ve Urumçi nüfusuna kayıt olabilmek, ABD.’nın her yıl küresel çapta dağıttığı Greencard(Yeşil kart) almaktan daha zordur.
2.- 1949 yılının sonunda Çin’de iktidara gelen Mao Liderlilğindeki ÇKP.yönetiminin sözde”Çin Halk Kurtuluş Ordusu” Doğu Türkistan’a ayak bastığında, Urumçi’nin 150 kilometre batısındaki Manas İlçesi dahil ,Sovyet sınırına kadar olan tüm batı bölgesi Gulca merkezli Doğu Türkistan Cumhuriyeti hükümeti tarafından kurtarılmış idi ve bağımsız Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti tarafından yönetiliyordu. O bölgelerde yerleşik etnik Çinliler çok azdı. Şu anda Doğu Türkistan’ın batı bölgelerinde nüfusu bir milyondan aşan onlarca Çin (Uygurların yaşamadığı ,alınmadığı ve yaşamasına izin verilmediği ) özel Çin şehirleri inşa edilmiştir. Türkiye’nin Kürt kökenli Kardeşlerimizin yaşadığı Türkiye’nin Güneydoğu bölgelerinde Kürt Kardeşlerimiz ,Uygur Kardeşlerimiz gibi, yurtlarından çıkarıp Kürt’ süz Türk etnik şehirleri kurulmadığına göre ve bu düşünce de kimsenin aklından geçmediğine göre Sayın HDP’lı TBMM.Üyeleri Parlamenterlerimiz Türkiye’yi örnek göstererek bu uygulamanın niçin yapıldığını ve nedenlerini sormalarının Uygur Türkü Kardeşlerimiz açısından çok önemli addediyorum.
3.Şu anda Urumçi ceza evinde, müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş bir Uygur aydını çile doldurmaktadır. Dr. İlham Tohtı Pekin Milletler Üniversitesi öğretim üyesi ve Uygurlaine(Uygurbiz) web.sitesinin sahibi ve sorumlusu idi. Bu Uygur Aydınını Çin yönetiminden talebi şu idi ;
– Çin Halk Cumhuriyeti’nin yürürlükteki anayası ve Uygur Özerk Bölgesi yasalarında Uygur Türklerine verilen hakların uygulamalarda verilmesi
– Bu talepler doğrultusunda medya’ya demeçler verdiği ve dile getirdiği ve kendi sitesinde yazılar yazarak yanı Çin yasalarında ,Çin Vatandaşlarına tanınan ifade özgürlüğü kapsamında Uygur Türklerini kağıt üzerinde belirtilen etnik, dini ve kültürel haklarının pratikte de uygulanmasını istiyordu.
– Bu taleplerini yazdığı yazılar ile dile getiriyor ve medya organlarına de yansıtıyordu. Çin devletinin kendi çıkardığı Çin Ana yasası ve Özerk yasasının uygulanması hakkında görüşlerini açıkladığı ve beyanlarda bulundu.
– Bu sorunları gündeme getiren yazılar yazdığı için 15 Ocak 2014’de Pekin’deki evinde tedavi için Doğu Türkistan’dan yanına gelen 70 yaşındaki hasta Annesi Nasiphan Hanım ile birlikite eşi ve küçük çocuklarının gözü önün tartaklandı ve insani olmayan bir şekilde ve onur kırıcı bir tarzda yere yatırılarak elleri arkadan kelepçelenerek tutuklandı.
– Urumçi’ye getirelen Dr.Tohtı 18-23 eylül tarihinde Urumçi mahkemesince “ Vatanı parçalamak ve Bölücülük “ suçlaması ile müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
– Bugün Türkiye’de ifade, söz ve yazılarından dolayı her hangi bir Kürt aydını ceza evinde değildir. HDP heyeti İlham Tohti konusunu dile getirirse “ Ezilenlerin Hamisi” olduğunu bir kez daha kanıtlamış ve Uygur Türklerinin sempatisini ve minnet duygularına mazhar olacaktır. Çünkü, Dr. İlham Tohti, aşağılanan,horlanan ve ezilen Müslüman Uygur Türklerinin Çin’deki yegane sesi olmuştur. Bu hizmetlerinden dolayı bir çok uluslar arası sivil toplum kuruluşlarının ödülüne layık görülmüştür.
4.Uygurlara reva görülen baskıları,etnik ayırımcılık ve dışlanmışlığını bir kaç cümleyle twitter de dile getiren Çinli aydın ve insan hakları savunucusu avukat Fu ji Çiang (浦志强) bölücülükle suçlanarak Mayıs /2014’den beri tutukludur ve Mahkemesi sürmeketedir. Bu Çinli aydın,Uygur Türklerinin hakkını ve insanı meselelerine parmak bastığı için 10 yıl belki daha fazala süreli hapis cezasına çarptırılacağı söyleniyor. Çin’in uzun geçmişinde ve tarihinde ve bugünkü 1.5 milyar Çinli içinde “Uygur bölücülerle aynı safta olduğu” iddiası ile tutuklanarak yargılanan tek Çinlidir F ujiçiang. Türkiye’de ise, bazı Kürt örgütlerini kuran ve bu oluşumların beyin takımı içinde yer alan ancak,Kürtçe bilmeyen onlarca Kürt aktivistleri bulunmaktadır. Bugün HDP de kürtçe bilmeyen ve etnik olarak Kürt kökenli olmadıklarını ifade eden bir çok Türk kökenli ancak, Kürtlerin haklarını savunduğunu belirten Türk aydınları de vardır. Bu parlamenterelerimizin bu ifadelere Türk halkı tarafından normal ve insanı olarak karşılanmaktadır. Dışlananve dışlanan Uygurlar için bir vicdan sahibi Çinli Avukat çıkıp iki cümle söz söylemesi Çin devletini neden bu kadar korkutuyor? Bunun nedenlerinin öğrenilmesini çok önemsiyorum.
5.Doğu Türkistan’da Ramazan ayında Çin yönetimi özel bir genelge ile Devlet memurları,aileleri ve yakınları ile Öğrenciler, Öğretmenler ve devletten maaş alarak çalışan tüm Müslümanların oruç tutması yasaklanmıştır. Hoten Vilayetine bağlı Niye İlçesinde Ramazan’ın ilk gününde Uygurlar arasında zorla içki(Bira) içme yarışması düzenlenmıştır. Bütün bu organizasyona ait resim ve görüntüler Çin’ in resmi “Tengritağ “ internet portalında yayınlanarak İslam dini aleyhinde propaganda malzemesi olarak kullanılmıştır. Lop İlçesinde şu Ramazan günlerinde Polis’ten Cami’ye giriş belgesi almayanlar ibadet için Cami’ye sokulmamaktadırlar. Aksu İli’ne bağlı Kumbas kenetinde izinsiz doğan bebeklerin ailelerinden 50-80 bin Yuan(8,5- 13,5 bin $) arasında para cezası tahsil edilmektedir. Bu para cezasını ödeyemeyen ailelerin evlerine ve sahip oldukları bütün taşınmazlarına el konulmaktadır. Buna karşılık Doğu Türkistan’a Çin’in içlerinden, on binlerce Çinli göçmen getirilip yerleştirilmektedir. Yanı Müslüman Uygurların çoğalması engellenirken,Uygurların tarihi topraklarına etnik Çinli göçmeneler yerleştirilerek demografik assimilabyon ve acık bir ifade ile soykırım uygulanmaktadır. Kuçar ve Kargalık İlçelerinde Ramazan ayında hacca gitmiş mütedeyyin ve takva sahibi Müslüman Uygur Bakkallara zorla içki ve sigara sattırılmaktadır.
Ben Çin yönetiminin günümüzde Doğu Türkistan’da uyguladığı hak ve hukuk ihlallerinden birkaç örnek sunmak istedim.Çin yönetimi elbette ki bütün bu uygulamalarını sizlerden özenle gizleyip saklayacaktır .Bu konularda sizlerin bilgi sahibi olmanızı önemsedim ve bunları öneri şeklinde bilgilerinize sunmaya çalıştım.
Mümkün olduğu taktirde görüşmelerinizde bu konuları bir insanlık,kardeşlik ve dindaşlık hak ve hukuku açısından sizi misafir olarak ağırlayan Çinli yetkililere hatırlatma imkanı bulursanız ve bu insanı sorunlara eğilebilirseniz biz mazlüm Uygur Türkleri olarak çok sevinmiş olacağız ve sizlere de ebediyen teşekkür edeceğiz.
Şunu da hatırlatmak istiyorum ki, Çin’deki mevcut rejim,sosyalıst bir rejim hiç değildir.Şimdiki rejim,sosyalist maskesinin altına gizlenmiş,Han şövenizmi ile Hitler Faşisizmine rahmet okutacak derecede insanlık dişi bir dikta ve karanlık rejimdir.Çin’deki mevcut sistem, yolsuzluk, rüşvet Ve baskı, zulümle ayakta kalabilen bir sistemdir. Çin yönetimi Rüşveti sadece Çin sınırları içinde değil, uluslar arası diplomaside de kullanmaktadır. HDP Heyetine de aşırı “ konuk severlik” ile yaklaşacağı kesindir. Hiç tahmin edilmeyen çeşitli ikramlar ve hediyelerle karşılaşabilirsiniz. Bu gönül kazanma girişiminin arkasında çok iğrenç amaçların yattığını Çin tarihini, Çin devlet yapısı ve yönetim stratejisini bilmeyenlerin anlayabilmesi çok zordur.Bu konuda çok dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum.
Siz değerli Vekillerimizin Çin ziyareti’nin sağlıklı ve başarılı geçmesini diliyorum.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » Genel » Görüş Yorum » Gündem » Haber » İlham Tohti » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER