Son Dakika
Ferhat Muhammedi
(DUK.Enformasyon Merkezi Müdürü-Almanya)
Doğu Türkistan’in güney bölgelerini oluşturan ve Uygur Türklerinin “ALTI ŞEHER” olarak adlandırdıkları Tarım Nehri ve kollarının suladı Tarım Havzası’nın yüz ölçümü yaklaşık 530 bin Km2. olup, Doğu Türkistan topraklarının yaklaşık 1/3’nu oluşturur. Tarım havzası Uygur Türklerinin en kadim yerleştitkleri bir bölge olmasının yanında dini,milli, siyasi,ekonomik ve kültür ve medeniyetinin teşekkül ettiği ve binlerce yıldan beri bu değerlerin korunduğu, geliştirildiği ve yaşatıldığı çok önemli bir merkez konumundadır. Tarım Havzası’nda yaşayan Uygur Türkü Kardeşlerimiz, günümüzde de bu değerlerini korumak ve sürdürmek için büyük bir mücadele vermektedirler.
Tarım Nehrinin suladığı verimli topraklar bu bölgede yaşayan Uygur Türklerinin ekonomilerinin temelini oluşturur. Ayrıca , ecdatlarımız çalışkanlığı ve üstün zekası sayesinde bu havzayı kendi elleri ile bir yer yüzü cenneti haline getirmiştir. Tarım Vadisi insan eli ile oluşturulan en önemli bostanlıklardandır.
Günümüzde ise bu Havza, Çin genelinde huzur ve istıkrarın olmadığı en tehlikeli, bir yer haline gelmiştir.Tarım Bölgesindeki Milli Ayaklanmalar, protestolar ve karşı koyma hareketleri bir biri ardından hiç durmadan vuku bulmaktadır.
Bunun yanında, Tarım Havzasında bir birleri ile yarışırcasına göğe uzanan sayısız Petrol kuyuları, Doğalgaz ve ,endüstriyel tesisler, madenler,Ocaklar ve üretim tesislerini sayılarının artmasına paralel olarak ,bu Vadi’nin tarihi ve asıl sakinleri olan Müslüman Uygurların protesto ve isyan sedaları günden güne artmakta ve Uygurların ah-u figanlarına karışan yüksek protestolar hür dünya’da yankılanmaktadır.
Son yıllarda Petrol ve doğal gaz’in merkezi Korla’dan güney’deki Şehidane Hoten ilimize kadar uzanan bu bölgenin genelinde Çin işgal yönetimine karşı milli isyanların meydana gelmediği bir tek Yıza(Köy) gösterilemez. Örneğin; 2014’te Hoten Vilayetinde : Hanırik Olayı, Guma Vakası, Yarkent / İlişku katliamı, Maralbaşi/Sırıkbuya olayı.Uçturfan Hadisesi, 2015’nin Şubat ayında Aksu Vilayetinin Bay Nahiyesinde ve 17 Uygur’un yargısız infaz yapılarak katiam yapılması ile sonuçlanan olaylar ve diğerleri…. Bu isyanların ve şiddet olaylarının örnekleri daha da çoğaltılabilir.
Öyle ise, Tarım Havzasında günden güne şiddetlenen Milli Mücadele ateşinin kıvılcımları nelerin habercisidir ?
Doğu Türkistan’in bu güney Vilayetlerini ziyaret eden bir çok yabancı gezgin, Araştırmacı ve medya mensuplarının ortak görüşü şu merkezda örtüşmektedir ; bu bölgede Çin idaresine karşı yükselen isyan ateşinin nedenleri hakkında fazla kafa yormak ve düşünmek gereksizdir.Çünkü,bu bölge’nin genel durumu halkların yaşantısı ve basit gözlemler, bu soruların hemen hemen hepsine tez zamanda çok iyi bir cevap olabilecektir.
Örneğin,bugün bu bölgede günden güne sayıları artan Petrol kuyuları,Doğal gaz dolum ve nakletme tesisleri ,kömür madenleri o kadar fazladır ki, bunlar aynen gökteki yıldızları andırmaktadır yanı sayıları gökteki yıldızlar kadar çoktur. Petrol ve doğal gaz nakil boruları bütün bölgeyi bir yılan boğumu misalı kıvrım kıvrım kaplamaktadır.Korla’dan başlayıp Hoten’e kadar devam eden ve bütün yerleşim bölgelerinde büyüklü küçüklü yüzlerce petre-Kimya tesisleri kurulmuştur.Bunları korumak için ise, Çin işgal Ordusu, Petrol Bölgelerini Kontrol ve Koruma Askeri Karargahları nın Komuta Merkezlerini bu bölgeye kurmuşlardır. Bütün bu tesislerin üzerinde sözde Urumçi’deki Özerk Bölge yönetiminin hiçbir kontrolü ve yetkisi yoktur. Bu tesisler bölgeden yaklaşık 5 bin km.uzaklıktakı Pekin’deki Merkezi yönetime direkt bağlıdır.Bu tesislerde çalışan 100 binlerce işçi,mühendis ve elemanların tamamı ise, merkezi Çin’den getirilen etnik Çinlilerden oluşmaktadır.Bu tesislerde çalışan Çinlilerin barınmaları için için ise,modern konutlar ve özel yerleşim bölgeleri inşa edilmiştir.
Bu tesislerde çalışan bir Çinli işçinin aylık ücreti 10 bin Yen’den(1.525 $)başlamaktadır.Bu rakam, bu Çinli göçmen işçilerle aynı bölgede yaşayan ve sadece tarımla uğraşmalarına müsaade edilen bir bir Uygur’un birkaç yıllık geliri ile eşdeğerdir.
Çinli Petro-kimya işçilerinin üzerilerinde dünya markası kıyafetler, altında son model arabalar ile bölgenin esas sahipleri Müslüman Uygurlara hava atmakta. Bu etnik Çinli göçmenler en pahalı et,yağ ve şaraptan ibaret lüks gıda maddeleri ile beslenmektedirler. Onların evleri bedava olup,Uygurlar gibi çalı çırpı ve odun ile yemek pişirmiyor ve ısınmıyorlar.Onların evleri çok modern sistemelerle donatılmış ve Uygurların topraklarından çıkan doğal gazla ısıtılmaktadır.Su,elektrik ,gaz Vb.her şey parasız ve bedavadır. Çünkü onlar işgaliyetçi etnik Çinlilere mensupturlar.
Çinlilerin sıkılmadan keyif sürdüğü aynı bölgede yaşayan Müslüman Uygurların durumlarına bir göz atalım ; Evleri topraktan yapılmıştır. Alt yapıdan yoksun basit geleneksel eski konutlarda otururlar. Onların kendi topraklarındaki bu modern tesislerde çalışma hakları bulunmamaktadır. Onların genç kızları ve oğulları zorunlu olarak merkezi Çin’deki endüsriyel tesislerde ucuz ve köle işçi olarak gönderilmektedir.Çocukların hasretine dayanamayan anne babaların ahu zarı ve göz yaşları günden güne artmakta ve giderek göğe yükselmektedir.
Uygurlara yemek pişirmek ve ısınmak için doğal gaz ve kömür dahi verilmiyor veya tahsis edilmiyor. .Bütün çarşı ve pazarları dökük ve pejmürde kıyafetli Uygur dilenciler kaplamış durumda. Buralarda yaşayan Uygur gençlerinin çoğu işsiz ve güçsüz ve boş oturmaya mahkum edilmişlerdir. Sokaklarda sürekli siren çalarak halka korku salan ve tehdit eden Polis ve asker araçları dolaşmakta.Ülkenin yerli halkı Uygurların gözleri korku dolu. Kalpleri ise kin ve nefret ile dolmuş olup,sürekli gergindirler.
Tarımla uğraşan Uygur çiftçilerin üretim araçları yine 100 yıl öncesindeki gibi teknoljiden yoksun ve ilkeldir.
Bu bölgeye Çinli işgalciler tarafından zorla getirilen etnik Çinli göçmenler ile bölgenin tarihi sakinleri ve gerçek sahipleri olan Uygurlar arasındaki bu hayat şartları dahi her şeyi açık ve net olarak ortaya koymaktadır.Nitekim bu durumu ortaya koyan ve işleyen yüzlerce haber ve yorum ile onlarca Tv.programları yabancı basında zaman zaman yer almaktadır.
Bu yabancı medya’nın gözlemlerine göre ,Çin işgal yönetiminin Müslüman Uygurlara karşı icra etmekte olduğu sömürgeci,baskı ve zulüm politikalarına tepki gösteren ve karşı çıkanları aşırı güç ve şiddet kullanarak bastırmaya çalışması,Uygurları “Sert Darbeler Vurmak”la tehdit etmesi ve sindirmeye yönelik icraatları bu bölgedeki milli isyan ve genel ayaklanmaların temel sebepleridir.
Günümüzde Tarım Havzası işgalcı Komünist Çin yönetiminin enerji, endüstri ve üretim için gerekli en önemli ham madde deposu konumundadır.
Çin yönetiminin kontrölündeki medyada yer alan bilgilere göre Tarım Havzasında keşfedilen petrol rezervi 1,730 milyor tondur.Bu bölge’den yılda üretilen petrol miktarı ise, 50 milyor Ton’u geçmektedir.
Doğu Türkistan’da üretilen doğal gazın hemen hemen tamamı bu bölgeden çıkarılmaktadır.
Aksu Vilayetinin Bay İlçesi ile Hoten’in Buya kentinde bulunan kömür maden ocakları bölgenin en büyük kömür üretim tesisleridir. Ayakkabı Ustasının ayakkabısız ve yalınayak dolaştığı gibi,bu bölgelerdeki Uygur Çiftçilerin evlerinde hala kömür yoktur. UYgurlar halen,geçen yüzyıldan beri yapageldikleri gibi, Canggal( Teklemakan çölündeki Toğrak Ormanlarından= Çöl Kavağı Ormanlarından)’dan odun taşıyarak pişirme ve ısınma ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.
Kaşgar’ın 250 Km.güneyinde yer alan ve eskiden Yarkent Vilayetine bağlı olan Poskam ilçesi’nde 1988’de kurulan dev Petro-Kimya tesisleri Çin’in önemli komplekslerinden olup,bu tesislerde üretilen benzin,mazot,kimyevi maddeler ve en önemlisi tarım için çok gerekli kimyasal gübre, en önemli üretimler olarak merkezi Çin’in büyük bir bölümünü besleyen hayat kaynağı ve can damarı olarak bilinmektedir.
Ya Poskam’da yaşayan Müslüman Uygurlar ?
Her yerinden doğal olarak petrol fışkıran bu İlçe, bu Petro-Kimya Tesislerinin mutlak sahibi olan Çin işgal yönetimi tarafından bölgenin en geri kalmış ve fakir bölgesi olarak ilan edilmiştir.Tarımla uğraşan Müslüman Türk halkı ilkel tarım aletleri, bilek gücü ve hayvan kullanarak tarım yapmaktadır.Poskam’da su pek kısıtlı ve tarım alanları ise çok az ve yetersizdir.Bir Uygur Çiftçi’nin yıllık ortalama geliri 2 bin Yer(335 $)dır,Burada yaşayan Uygur Türkleri Çin yönetiminin sağladığı sözde sosyal yardımlarla ancak hayatını sürdürebilmektedir. Çini işgal yönetimi eğer Poskam ilçesindeki 10 binilerce işçinin çalıştığı bu dev Tesislerde üretilen kimyasal gübreden ve imal edilen traktör ve benzeri tarım aletlerinden cüz’i bir miktarını bu bölgenin tarihi sahipleri Uygur Çiftçilere vermiş olsa idi, Poskam ‘da modern tarım yapılabilecek ve üretim birkaç kat artacak ve üretimin artmasına paralel olarak yerli halkın hayat standartları de yükselmiş olurdu.
En acı olanı şudur ki ; Poskam İlçesi Çin’e gönderilen işçi kızların sayı olarak en fazla olduğu ilçelerden biridir.
Bazı istatistik rakamlara göre 2004 yılından buyana yanı son 10 yıl içerisinde Çin’in güneyindeki Şendong eyaletine bu ilçeden gönderilen İşçi kızların sayısı m 5 bin kişidir.
Kaşgar’ın 230 Km.güneyinde yer alan Kergalık İlçesi’nin Kökyar kentinde 1997’de tesbit edilen Petrol rezervi ,Tarım bölgesinin en büyük petrol rezervi olarak kabul edilmektedir.Bu bölge’de üretilen Petrol 30 yıldan beri Çin’i en önemli miktardaki petrol ihtiyacını karşılamaktadır.
İşte ,her karış toprağından zenginlik fışkıran Tarım Havzasında yaşayan ve bu toprakların eses sahipleri olan Müslüman Uygurların acıklı durumu ..!
Çin işgal yönetiminin bu ve benzeri adaletsizlikleri ve acımasız sömürgecilik yöntemleri bölge’de bu derece ağır derecede mevcut iken,bölge’de istikrar ve güvenlik’ten söz etmek mümkün müdür ?
BENZER HABERLER