Son Dakika
…. Ziya Samedi, Doğu Türkistan’daki “Demokratik Muhtariyetçiler” hakkındaki görüşlerini şöyle ifade ediyor ; “ Muhtariyetçiler veya Milli Muhtariyetçiler Doğu Türkistan’daki temel fikir tartışmalarının esaslı konularından biri olmuştur. Bu akım, Sömürülenler ile Sömürenler arasında yanı Hakim Millet ile Mahkum Millet arasında hiçbir zaman barışılmayan antagonistik bir temel mesele olarak kabul edilir. Bu nedenle demokratik prensip ve temellere göre Milli Muhtariyet gerçekleştiği takdirde bütün sorunlar ve bilinmeyenlerin kendiliğinden hallolacağı iddia ediliyordu. Demokrasi ve hürriyete susamış halkın teşna yüreklerinin susuzluğu bu yolla giderebilecekti. Böylece Uygur halkının hür ve erkin nefes almaları mümkün olacak ve özgürlüğe olan teşnalığı bir parça olsa de olsa, temin edilir ve bunun için de demokratik düzene geçilebilir diye tahmin ediliyordu. Bu nedenle sözde “Demokratik Milli Birlik ” hareketinin başında ise, büyük siyasi olaylardan ve deneyimlerden başarı ile geçmiş bir Önder olarak Ahmetcan Kasimi yere alıyordu.
Onun bu konudakı düşünceleri ayrıntıları ile ele alınacak olursa ;
Çin Komünist Partisi Çin’de başarı kazanıp iktidarı ele aldığı taktirde,bu devlet Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler(SSCB)Birliğini her yönü ile örnek alacak ve devleti ona göre şekillendirecekti.Hatta yeni kurulan Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi, Doğu Türkistan’ı de aynı Kazakistan ve diğer Orta Asya Cumhuriyetleri gibi Uyguristan Birlik (İttifakdaş) Cumhuriyeti gibi bir statü vereceğinin, mantığa daha Uygun ve yakın olacağını düşünüyordu. Ancak,Çin’in kendi ulusal özellikleri,iç ve dış faktörler ve stratejik ve coğrafi şartları dolayisiyle milli sorunlarını(Azınlıklar Meselesini) belki daha başka yöntmlerle çözüme kavuşturup halledecektir,diye tahmin yürütüyordu.
Fakat, Kasımı’nın bir diğer düşüncesi de Çin Komünist partisi ile yakınlaşarak işbirliği yapmak’tan da geri durmamaktı. Şimdilik “Üç Halk Prensibi= Sen Min Cui)” milli prensiplerine göre kurulan Çin Halk Partisi(Gou Mindang) iktidarı ile 1946’da imzaladığı “Barış Anlaşması = Tinçlik Bitimi” nin siyasi şartlarının ve programının tamamen gerçekleştirilip uygulanması ile meselenin çözülebileceğine inanıyordu.Bu suretle Uygurlar başta bütün bölge halklarının seferber edilerek toplumu demokratik dönüşüme hazırlamayı ve halkı bu yeni özgürlük ve demokratik haklardan yararlandırmak için birleşik Cephe(Birlik Saf = Halk-Yönetim-Asker ve bütün toplumun birliği) işlerini canlandırmanın gerekliliği ve zaruretine inanıyordu. Ahmetcan Kasimi, işte bu siyasi dalgalanmalar içinde çalışmalarını yürütmeye çalışmıştır.
Tarihi Bir Tablo(Soldan Sağa)
Hüseyin Karı İslam(S.Arabistan)-Abdurrauf Mahdum(Kazakistan) İsa Yusuf Alptekin(Türkiye) Ziya Samedi(Kazakistan) ve Turdi Yahya Türkistanı(S.Arabistan)
“……. Doğu Türkistan’da halk tarafından “ Üç Efendiler ” olarak adlandırılan Cenaplar (Muhteremler) ile aramızda fikir ayrılıklarımız olduğu açıktır. Onlar, Biz,Bu Yolla Hedefe daha çabum ve Doğru olarak İlerleyebiliriz. “ diyorlardi. Buna karşılık bizler ise, “ Hayır,biz bu yol ile Hedefe Tez Yoldan Ulaşırız.” Diyor idik. Ancak, onların ve bizim yanı her iki tarafın de “Vatan-Millet Söyleminde ve Bağımsızlık Noktasında ” ortak hedef birliğimiz mevcuttu.
Mesut Sabri (Baykuzu)ilim-irfan sahibi(Bilimlik Adem),Mehmet Emin Hazret(Buğra) Tarihçi-Alim ve İsa Efendi.( İsa Yusuf Alptekin) ise,ateşli bir Milliyetçi idiler. Milletperverlik ve vatanperverlik noktasında çeşitli kriterlerin onlardan öğrenilmesi gerekir. Çünkü, bunların her Üçü, dış ülkelerde bulunmuşlar, Vatan ve Millet davasını yürütmek için çok çile çekmişlerdi. ( Vaten davası üçün Çetellerde Sersan ve Sergerdan bolganlar) Ayrıca,onlar Çin’in genel durumunu ,Çin halkı ve Bürokratlarının huy,davranış ve psikolojisini çok iyi biliyorlardı. Bizim onlarla birlikte ortak bir hedef bulmamız gerekirdi .(Biz uler bilen birlikte ortak til tipişimiz kirek idi .) Bizleri kendi aramızda didişmeye ve kavgaya( Horaz Sokuşturuş= Horuz Dövüşüne) tutuşturmak istiyorlar. Bizler kendi aramızda didişip kavga ederken, onlar yükseğe çıkarak ellerini ovuştururup bizleri seyretmelerine meydan vermememiz ve bundan özellikle kaçınmamız gerekirdi. (Bizni tamaşa köridiganlerdin pehes bolışımız kerek.)
Merhum Ziya Samedi 1975’te Alma-Ata’da yayınlanan “Ahmet Efendim ” isimli eserinin 474.sayfasında İli(Gulca) İnkilapçıları ile Üç Efendiler arasındaki ilişkileri Konusunda, Doğu Türkistan’daki Çin Orduları Başkumandanı General Shung Shiliang‘ın şu sözleri ifade ettiğini yazmaktadır ;
“….Bunların(Uygurların ister siyahı,ister sarısı ve isterse kızıl, hepsi birdir.(Hemmesi Çentu=Çinliler Müslüman Uygurları Çince Çentu olarak adlandırırlar.) Ahmetcan, Mesut, Mehmet Emin ve İsa’dır. bunların yol, iş,hareket yöntemlerinde farklılıklar olsa da , Hedefleri aynıdır ve o da ülkelerinin tam Bağımsızlığıdır. Bu nedenle bunlara (Bu Çentu’lerge hiç bir vakit işenmeslik kerek.) hiçbir zaman güvenmemek gerekir. Eğer biz Doğu Türkistan’ın ilelebet idaremiz altında ve elimizde kalmasını istiyor isek,bunlar(Çentuler) arasındaki anlaşmazlıkları körüklememiz ve alevlendirmemiz lazımdır. Onların kendi aralarındaki birlik ve beraberliğini her fısatta bozmamız gerek.Özellikle zayıf iradeli Makam ve makam düşkünü(şöhretpeset) kişilerden azamı derecede istifade etmeliyiz. Bu tedbirlerin yanında onları korkutmak ve tehdit usullerini de kullanmamız ve Müslüman Uygurları sürekli baskı altında bulundurmamız gerekir. ”
Çin yönetimi geçmişte olduğu gibi, günümüzde de “ Uygurlarımızı Horoz Dövüşüne Tutuşturarak,kendileri yüksekten onları Seyretmeyi sürdürüyorlar.” (Bitti)
BENZER HABERLER