Kamp tanıkları: “Uygur kadınları soykırıma hedef alınıyor”
2025.03.07
Kaliforniya merkezli Uygur Vakfı’nın desteğiyle Uygur Federasyonu Amerika, kamp tanıklarıyla birlikte üniversitelerde ve İslam merkezlerinde “Çin’in Uygurlara yönelik soykırımını yayınlamak” için bir kampanya başlattı. Ocak 2023, Washington.
Çin Komünist Partisi, kurulduğu günden bu yana kadın ve erkeklerin eşit güçte olduğu ve Çin’de kadın haklarının korunduğu fikrini savunuyor. Bu yıl, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Çin’de yapılan basın açıklamalarında, kadın haklarının tam olarak güvence altına alındığı yaygın bir şekilde duyuruldu.
Mart 2025’in başlarında, Xinhua Haber Ajansı, Halkın Günlüğü ve Merkez Televizyonu gibi Çin devlet medyasında, Çin’de kadınların mümkün olan en iyi şekilde korunduğu gerçeğini vurgulayan haberler arttı. Uygur Özerk Bölgesi hükümetinin propaganda organı Tengritag, Sincan Gazetesi ve Sincan Televizyonu’nun 6 ve 7 Mart tarihli sayılarında, aralarında diğerlerinin de bulunduğu, sözde “Sincan’daki tüm etnik grupların kadınlarının haklarının korunması”, çeşitli alanlarda iş imkânı elde eden, toplumsal kalkınmaya katkıda bulunan ve ekonomik kazançlar yaratan sözde “azınlık kadınları”, iş yerlerinde kendi alanlarında başarı elde eden “girişimci kadınlar” ve “ulusal birliğin modelleri” olarak kabul edilen kadınlar ve Çin Komünist Partisi’nin Çinlileştirme politikasını savunduğu için propaganda konusu olan ve 5 Mart’tan bu yana Pekin’de düzenlenen “Halk Kongresi” ve “Siyasi Konsey” toplantılarının temsilcisi olan dansçı Dilnara Abdullah gibi sözde “örnek kadınlar” hakkında övgü dolu haberler yer aldı.
Aslanka Radyo, sürgün kampı tanıkları olan ABD’li Bayan Iskanay Ziauddin, Hollandalı Bayan Zumrat Daud ve Hollandalı Bayan Qurbanur Siddiq ile röportaj yaptı. İkili, Çin hükümetinin kadın hakları konusunda yürüttüğü propagandanın “en büyük yalan” olduğunu ve Çin yönetimi altında yaşayan kadınların haklarının sürekli ihlal edildiğini, özellikle de Uygur kadınlarının, Çin hükümetinin Uygurları hedef alan “etnik temizlik” politikasının en ciddi kurbanları olduğunu söyledi.
İskanbay Ziauddin Hanım, 8 Mart’ta kampta tutuklanarak gözaltına alındığını söyledi. Bu nedenle Çin hükümetinin toplama kampında hayatının en ağır baskı ve aşağılanmalarını yaşadı, dolayısıyla “8 Mart Kadınlar Günü” onun için en karanlık gün oldu.
Kendisi gibi ezilen Uygur kadınlarının Çin hükümetinin “kadın haklarını koruduğu” yönündeki yalan propagandasına asla inanmayacağını vurguladı.
Hollandalı Qurbanur Siddiq, 2017-2018 yıllarında Urumçi’deki bir kadın kampında öğretmen olarak çalışırken Uygur kadınlarının maruz kaldığı aşağılanma ve baskıyı anlattı, hatta kampta işkence sonucu ölen Uygur kadınlarının bedenlerinin Çin polisi gözetiminde götürüldüğüne tanık oldu.
Kubrinur Siddiq Hanım, 2017 yılında dünyaya duyurulan Uygurları hedef alan büyük ölçekli toplama kamplarından bu yana Uygur halkının bir soykırım politikasına maruz kaldığını ve Uygur kadınlarının en temel insan haklarının ihlal edildiğini söyledi. Soykırımla karşı karşıya kalan Uygurlar için, Uygur kadınları bu baskıda en ağır bedeli ödeyen kurbanlardır.
ABD’deki kamp tanıklarından Zumrat Daud’a göre, 2017-2018 yıllarında Uygur topraklarında kurulan büyük ölçekli “yeniden eğitim merkezleri”nde hapsedilen Uygur kadınların büyük çoğunluğu, çok fazla çocuk sahibi oldukları için para cezası ödeyen, namaz kılan ve çocuklarına din eğitimi veren, sözde aile planlaması kurallarını ihlal eden kişilerdi. Hatta bazıları evlenip başka bir ülkeye taşındıkları ve asıl ikamet yerlerinde yaşamadıkları bahanesiyle kaçırıldı.
Zumrat Daud Hanım ayrıca Çin’in Douyin adlı videosu gibi sosyal medyadan kopyaladığı videolara da atıfta bulundu. Bu videolarda Uygur kadınlarının Çinli erkeklerle zorla evlendirildiği, Uygur kadınlarının ailelerinden ve çocuklarından ayrılarak Çin fabrikalarında çalışmaya zorlandığı ve hatta dünyanın dört bir yanındaki Müslümanların oruç tuttuğu Ramazan ayında kocalarıyla birlikte hendek kazma, tarla ve sera temizleme gibi ağır fiziksel işler yapmaya zorlandığı görülüyordu. Uygur kadınlarının haklarının Çin propagandasında iddia edildiği gibi korunmadığını, aksine en ağır baskı, zulüm ve aşağılanmalarla karşı karşıya kalmaya devam ettiğini vurguladı.
ABD’de Uygurların maruz kaldığı soykırımı yakından izleyen uluslararası insan hakları örgütü Komünizm Mağdurları Anıt Vakfı’nda araştırmacı olarak çalışan Adrian Zenz gibi uzmanlar, Uygur durumuna ilişkin hazırladıkları raporlarda ve insan hakları örgütlerine verdikleri ifadelerde, Çin’in yıllardır Uygurlara karşı uyguladığı soykırımda en ağır bedeli Uygur kadınlarının ödediğini defalarca vurguluyor.
Detayları yukarıdaki ses bağlantısından dinleyebilirsiniz.