ÇİN’İN ETNİK SOYKIRIMLA YOK ETMEK İSTEDİĞİ KADİM TÜRK-İSLAM YURDU DOĞU TÜRKİSTAN

Doğu Türkistan;  dünyanın özellikle Müslüman geçinen Arap ülkelerinin ve Türkiye’nin siyasi çıkarlar uğruna görmezden gelinip Kızıl yani Komünist Çin’in zulmüne feda edilen ülkenin adı.

Dininden, milli ve kültürel köklerinden kopartılmak istenen tutsaklar ülkesi Doğu Türkistanlı Müslümanlar Kur’ an okudukları için dayak yiyor; hapse atılıyor. Çocukları daha doğmadan yasak ve zulümlerle  karşılaşıyorlar. Eğer Çin devleti tarafından “Fazlalık” olarak görülürlerse hamile kadınların karınlarından bebekleri zorla alınıyor.Kendi dillerini, tarihlerini öğrenme hakları bulunmuyor. İstedikleri üniversiteye girmek, istedikleri işte çalışmak onlar için sadece bir hayal oluyor. Hayatlarının her aşamasında kimlikleri soruluyor; aidiyetleri sorgulanıyor. Hak talebinde bulunmaları halinde bedeli ağır oluyor. Hesapsızca işkence görüyor; hapislerde ölüme terk ediliyorlar. Hapisten ve işkenceden evlerine Psikolojik ve Fizyolojik sorunlarla döndüklerinden normal hayatlarına bir daha yaşayamıyorlar.

1.828.418 km2 toprağa sahip olan bu ülkenin zengin yeraltı kaynakları ve stratejik konumu ile Çin’in siyasi ve ekonomik olarak kendi nüfuzu altına almaya çalıştığı bir ülkedir Doğu Türkistan.

Çin devleti, Doğu Türkistan’ da yaşayan ve azınlık olarak tanımladığı  Müslüman Türk halklarını planlı doğum  vebenzeri  zulümlerle kontrolü altında büyük-küçük demeden öldürmektedir. Doğu Türkistanlı kadınlar planlama dışında hamile kaldıkları tespit edildiğinde mecburi kürtaja tabi tutuyorlar. Çocuklarını gizli olarak doğuranlara ise yüksek maddi cezalara tabi tutuyorlar. Doğum yapan kadının eşi memur ise işine son veriliyor. Bu uygulama Çin Devletinin kanunlarında açık olarak yer almaktadır. Bu ülkede hayati tehlike günlük yaşamın bir parçasıdır. Sebepsiz yere tutuklanıp bilinmeyen yerlerde çürüyüp gitmek an meselesidir. Tutuklananların geride kalanlarının yaşamları perişan haldedir. Bu kişilere yardım edenler alenen suç işlemiş sayılmaktadır.

Doğu Türkistan’ da düşünce, ifade ve din hürriyeti yoktur. Devlet memurlarının, işçilerin ve öğrencilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadetle meşgul olmaları yasaklanmıştır. İbadet yaptığı tespit edilen kişiler işten ve okuldan atılıyor. Bu kişiler keyfi olarak gözetim altına alınıyor para cezasına çarptırılıyor. Evlerde dini kitap bulundurulamıyor. Ramazan ayında devlet kademelerinde ve bütün eğitim kurumlarında oruç tutmak yasaktır. Halka önder olabilecek aydınlar zehirlenerek öldürülüyor.

Avrupa, ABD ve Rusya gibi büyük devletler burada yaşayan insanların uğradığı zulme karşı duyarsız. Burada yaşayan insanlar Hristiyan veya Yahudi olsalardı dünya ayağa kalkardı.

Doğu Türkistan, hem Türk hem Müslüman ülke olduğuna göre siz hiç bugüne kadar bu ülkenin mazlum ve yalnız halkının hakkını savunan, uğradıkları zulmü gerek Birleşmiş Milletler gerek İnsan Hakları platformlarında savunan lider gördünüz mü?

Bu mazlum ve kimsesiz halkın uğradıkları zulmü medya dünyasında tartışıldığını gördünüz mü?

Hani Müslüman Müslüman’ın kardeşiydi?

Bu nasıl kardeşlik? Ya biz Müslüman değiliz ya da onlar Müslüman değil. Ya da Müslüman Müslüman’ın kardeşi değil.

Kendine Müslüman olmayı bırakıp çevrendeki Müslümanlara da bakmak gerekir. Peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’in “ Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir.” sözü yanında Doğu Türkistan Müslümanlarının yaşadıkları aç kalmaktan çok ileride bir zulüm. Bu zulme siyasi çıkarlar yüzünden görmezden gelenler Allah’ a nasıl hesap verecek.

KAYNAK : https://www.tunagazete.com/makale/23587775/eyup-ozdumanlar/ dogu-turkistan