logo

trugen jacn

İNSAN HAKLARI ÖRGÜTÜ : ÇİN,UYGURLARA KARŞI İNSANLIK SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDİYOR !

 ABD Temsilciler Meclisi Çin İşleri Komitesi'nin yıllık raporunda Çin'in "soykırım"la suçlanması çağrısında bulunuldu.

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

ABD. merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü(Human Right Watch =HRW)  yayınladığı raporunda : “Çin yönetiminin işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar başta olmak üzeri diğer  Türk halklarına karşı  karşı insanlık suçu işlemeye devam  ettiğini” açıkladı.

 Dünyanın önde gelen  İnsan hakları örgütü İnsan Hakları Gözlemevi  yayınladığı   2025 yılı  insan hakları ihlalleri raporunda Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri ile işlediği insanlık suçlarına  ayrıntılı olarak yer verdi. Örgüt  bu raporunda,  100’den fazla ülkenin son bir yılda insan hakları durumunu da değerlendirdi.

HRW. Örgütü 16 Ocak 2025’de yayınlanan  yıllık insan hakları raporunda Çin’in  işgalindeki doğu Türkistan’da yaşayan  Uygurlar başta diğer Türk halkları ile  Çinli olmayan diğer  halkına yönelik insan hakları ihlalleri ile özel ve özet bölümünde  de  Çin’in   Uygur halkına karşı işlediği insanlık suçlarının devam ettiği vurgulandı.

2025-İnsan Hakları  Raporunun Çin ve  Doğu Türkistan ile ilgili bölümü ana başlıkları ile şöyle ;

  1. “Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in iktidarda olduğu on yıl boyunca gücü merkezileştirme çabalarının  sonucu olarak Çin genelinde baskıyı yoğunlaştırılmıştır.  Çin’de mevcut bağımsız kuruluşlar engellenenerek yasaklanmıştır.
  2. Çin vatandaşlarının  ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlükleri elinden alınmıştır.
  3.  İfade ve dini özgürlükleri ile insan hakları  savunucuları ve ÇKP yönetiminin icraatlarını   eleştirenler baskı zulüm  ve hapsedilme gibi çeşitli cazalara çarptırılmıştır.
  4.  Çin hükümeti,  Uygurlar başta bölgede yaşayan  Çinli olmayan halkların etnik ve kültürel  özelliklerini tehdit olarak görmeye devam etmiştir. Bu bağlamda  Uygurlar ve Tibetlilere yönelik baskılarını  daha da yoğunlaştırmıştır.
  5. Çin yönetiminin Uygur Bölgesinde  yaşayan Uygurlar başta diğer Türklere karşı devam eden insanlığa karşı suçlar kapsamında yüz binlerce Uygur hâlâ cezaevinde esir olarak tutulmaya devam etmektedir.
  6.   Yapılan anlaşmalar gereğince Çin’e bağlı özel  yönetime sahip bin bölge olan Hong Kong Özel Bölgesinde anlaşmalardan doğan  özel uygulamalar  ortadan kaldırılmış ve  sivil özgürlükler  tamamen yok edilmiştir.
  7. Çin hükümetinin  günden güne kötüleşen insan hakları sicili dünya çapında geniş çapta kabul edilse de, çeşitli hükümetlerin Çin ile yaptıkları görüşmelerde insan hakları konularına öncelik vermemeleri, bu tür ihlallerin devam etmesine neden olmuştur.
  8. Bu nedenle  İnsan Hakları Gözlemevi  bu yılki raporunda, küresel insan hakları krizinin, hükümetlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ndeki sorumluluklarını yerine getirmeleri ve hesap verebilirliği teşvik etmeleri açısından belirleyici bir rol oynayacağını vurgulmıştır.
  9.  Çin hükümeti, sözde ” Aşırılık ve terörizme karşı  Savaş”  olarak tanımladığı  ÇKP.devlet  terörünün icra edilmesi  kapsamında Uygurlara ve diğer Türk halklarına karşı insanlık suçları işlemeye devam ediyor. Bu suçlar arasında  Uygurların  keyfi olarak gizlice veya açıkça toptan tutuklanması, Çin tipi toplama kamplarına esir olarak kapatma, Uygurların  Köle/İşçi olarak zorla çalıştırılması,  Ailelerin zorla parçalanarak yok edilmesi,  7/24 süre ile  bütün gündelik yaşamlarının  izlenmesi. etnik, kültürel ve dini baskılar ve engellemelerÇin hükümeti Ocak 2024’te Birleşmiş Milletler İnsan Hakları  Yüksek Konseyinin yıllık Periyodik İncelemesi sonucunda  Uygur konusunda  kendisine yapılan nde konuyla ilgili olarak Çin’e yapılan tavsiyelerin uygulanması konusunda başarısız olmuştur.
  10. Çin yönetimi BM. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin  31.08.2022 tarihli Uygur İnsan hakları raporunu  reddetmiş ve bu raporun  “Gerçeklerden yoksun, Yasadışı ve Geçersiz” olarak  ilan etmiştir.
  11. Çin yönetimi aralarında  Prof. Rahile Davut(Sosyal Antropolog) Dr.Gülşen Abbas gibi bilim insanları, Farhat Saif, Adil Tuniyaz, Yalkun  Ruzi başta onlarca yazar ve eğitimci, Serbest  Gazeteci ve Blogger Ekber Esat,  tanınmış ve sevilen Sanatçıler ve  Sporcular  ile toplumun her kesiminden önde gelen binlerce aydınları keyfi olarak tutuklamıştır. Bunlardan  esat ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.
  12. Çin yönetiminin ülke genelinde açtığı   Çin tipi Toplama kamplarında şu anda en az 500 bin(yarım milyon)kişi  esir olarak tutulmaktadır.
  13. Çin yönetimi  geçtiğimiz 2024  yılı  boyunca Uygurların  normal günlük yaşamı ve  faaliyetlerine karşı “Terörizm ve Aşırılıkçılık” suçu olarak ayrımcılık yapmaya devam etmiştir.
  14. Mayıs 2024’te  ÇKP Merkez Komitesi Politbüro üyesi ve Siyasi-Hukuk Komitesi sekreteri Chen Wenqing,  Urumçi’ye yaptığı sürpriz bir ziyarette  bölgesel yönetimin “Terörizm ve Aşırılıkla Savaş” uygulamasının  yeniden  “düzenlenmesi” ve “Bu uygulamanın normalleştirilmesi” çağrısında bulunmuştur.
  15. Çin Yönetimi, geçtiğimiz 2024  yılının Şubat ayında, Uygur Özerk Bölgesi Halk Kongresi Daimi Komitesi, “Uygur Özerk Bölgesi Din İşleri Yönetmeliği”ni değiştirmiştir. Bu yeni yönetmeliğe  göre  bölgedeki dini  mekanların sayısı, konumu, büyüklüğü ve  görünümü ve diğer  ilgili konular üzerindeki kontrol ve kısıtlamaları daha da sıklaştırmıştır. Bölgede yaşayan Müslüman Uygur Türklerinin  yanı sıra diğer dini gurupların dini faaliyetleri üzerindeki kontrol ve kısıtlamalar daha da güçlendirilmiştir.

Maya Wang 王松蓮 on X: "Beijing welcomes you, again! But not ...

Çin, Uygurlara Yönelik Baskıcı Politikalarını  İnkar Etse de   Kanıtlar  Etnik Soykırımın Devam Ettiğini  Göstermektedir.

İnsan Hakları İzleme Örgütü(HRW)’nün 2024 yılı insan hakları raporunun duyurulması  ile ilgili olarak   açıklamalarda bulunan  şunları söyledi : ” Çin İşleri Direktör Yardımcısı Maya Wang, Çin hükümeti Uygur bölgesindeki insan hakları ihlallerini her ne kadar inkar etmiş olsa da  elde edilen  kanıtlar  Uygur bölgesinde şu anda en az 500 Bin( yarım milyon) Uygur’un  keyfi olarak toplu gözaltına alındığı ve bunların hâlâ  toplama kamplarında uzun süreli hapis cezasıyla hapishanelerde  tutulduğu ve Uygurlara yönelik etnik soykırımın halen devam ettiği  bilinmektedir. Buna ek olarak  keyfi ve  toplu  gözaltılar, kitlesel gözetleme, etnik ve dini kimliklerin ifadesine yönelik kısıtlamalar ve zorla çalıştırma gibi politikaların  halen sürdürüldüğü kanıtlanmıştır.” şeklinde konuştu.

Uygurların Normal Yaşam ve Faaliyetleri  Yasadışı Ve Suç olarak Tanımlanıyor  

HRW Asya işleri direktörü Maya Wang açıklamasını şu sözlerle  sonlandırdı : ” Çin hükümeti Uygurların günlük  normal yaşam ve faaliyetlerini “yasadışılaştırmayı” yoğunlaştırdığı  bu süreçte  karşılaşılan  acil zorluklardan birisi de  bölgedeki yaşayan Çinli olmayan halklara  kendisinin dayattığı yeni  durumu normalleştirme çabası içinde bulunmasıdır. Çin bu anormal ve sıra dışı  bu yeni dayatmasını  her sahada yoğun bir şekilde propagandalar ile  teşvik etmek olduğuna dikkat çekicidir. Uygurların yurt dışındaki yakınları ile bir telefon görüşmesi dahi bir suçtur.  Çin hükümetinin Uygurlara yönelik  bu dışlayıcı ve düşmanca politikaları yalnızca  Uygur bölgesi ile sınırlı değildir. Çin’in sınır ötesi  baskıları  diasporada yaşayan Uygurlara karşı de yoğun şekilde sürmektedir. Şu anda  11 yıldır, sığındıkları Tayland’da tutuklu olan 48 Uygur Çin’in baskısı ve talebi ile Çin’e teslim edilme tehlikesi ile karşı karşıyadır.  Çin hükümeti  Uygur bölgesindeki durumun normale döndüğü propagandasını yoğun olarak sürdürse de şu anda  yarım milyon kişi cezaevi ve toplama Kamplarında hapiste tutulmaktadır. Çin  yönetimi her ne kadar tipi Toplama  kampların kapatıldığı   iddia  etse  bunun Uygur bölgesindeki  gerçeklerde bir karşılığı bulunmuyor.  Çin Yönetiminin  bu gerçekdışı iddia ve propagandalarına  boşa çıkarmak için BM. başta Ülkeler  ve  hükümetler Çin üzerindeki baskıyı asla gevşetmemelidir.” dedi.

 

Share
71 Kez Görüntülendi.