ÇKP İşgal rejimi 1949’dan beri Doğu Türkistan’ın tüm zenginliklerini sömürme, talan etme ve gasbederek batılı sömürgecilerden onlarca kat daha acımasız ve vahşi bir şekilde merkezi Çin’e kaçırmaya devam ediyor. Özellikle Çin’in taşma, yayılma ve Doğu Türkistan üzerinden dünyaya hakim olma tarihi ve milli emperyalist bir projesi olan “Bir Kuşak-Bir Yol” ile bu ülkeyi önemli bir üretim, ticaret, ve stratejik enerji üssüne dönüştürmeye yönelik planları bir bir gerçekleştiriyor. Çin işgal rejiminin son projesi ise “yüksek kaliteli madencilik gelişimini teşvik etmek için çeşitli önlemler” olarak açıklamış bulunuyor.
ÇKP Rejiminin resmi “Halk” haber sitesinde 27 Eylül’de yayınlanan haberde Çin yönetiminin “yeşil enerji keşfini güçlendirmek, jeolojik araştırmaları destekleme çabalarını artırmak, maden kaynaklarının araştırılmasını ve geliştirilmesini teşvik etmek ve metan gazı kaynaklarını Keşif ve geliştirmeyi hızlandırın, madencilik haklarının devrine ilişkin iş kurallarını iyileştirin ve bilimsel ve teknolojik yenilikleri güçlendirmek ve diğer Sömürme yöntemlerinin daha uygulamaya konulacağına dair açıklamalar yer alıyor. Ayrıca yukarıda belirtilen “önlemler” sayesinde madenciliğinde yeni bir aşamaya ulaşılacağı ve Uygur bölgesinin ülkenin önemli enerji üssüne dönüştürülebileceği ve bu zengin kaynakların çıkarılması ve güvenliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynayacağı vurgulanıyor. Çin’in son yıllarda Uygur bölgesini Çin’in stratejik enerji üssü haline getirmek için çaba gösterdiği, kömür, petrol, doğalgaz ve çeşitli değerli maden kaynaklarının daha da genişleterek Çin’in enerji kaynaklarının önemli ir üssü yapmaya çalıştığı biliniyor.
Çin, Ekonomik Krizi Aşmak İçin Doğu Türkistan’in Zengin Enerji Kaynaklarına Göz Dikmiş bulunuyor
ABD merkezli Rand Politika Araştırma Merkezi’nden Çin araştırmacısı Dr. Raymond Ko şu anda Çin’in büyük bir ekonomik kriz ile karşı karşıya olduğunu belirterek bu son durumu şöyle değerlendiriyor : ” Çin, son zamanlarda emlak ve inşaat sektörlerinde ciddi bir kriz yaşanmaktadır. Çin yönetimi Bu krizi aşmak için , gözünü başka sektörlere çevirerek ekonomisini canlandırmaya çalışıyor. Bunlar arasında ihracat en önemli endüstrilerden biri ve Çin’in ihracat pazarına mineraller ve nadir metaller gibi hammaddeler tedarik etmesi gerekiyor. Bilindiği gibi kritik hammaddeler artık elektronik ürünlerin yapımında kullanılan nadir elementler haline geldi. Çin bu sektördeki pazarı ele geçiremezse ekonomik toparlanma stratejisi tamamen çökecektir. baltalanacak. Çin’in şu anda dünyadaki en büyük nadir mineraller ve kritik mineraller üreticisi ve bu nadir kaynakların elde edildiği yer ise, Uygur bölgesidir. Ancak, bu değerli ve az bulunan minerallerinin çıkarılması ve işletilmesi çevreyi ciddi şekilde kirletmekte ve tahrip etmektedir. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında Çin, bu madenleri çıkarmak için ciddi çevre kirliliğini kabul etmek ve/veya bu kaynakların çıkarılmasından vazgeçmek ikilemiyle karşı karşıya kalmaktadır. Ancak Çin hükümetinin bu konuda bir çevre koruma düzenlemeleri yoktur. Çin hükümeti artık bu sektördeki Çin’e ekonomik avantajlar sağlayan birçok ürünü kontrol ediyor. Uygur bölgesindeki yeraltı kaynaklarının çıkarılması söz konusu olduğunda Çin, bölgeden daha fazla doğal kaynak çıkararak daha geniş bir pazar elde edebilir ve bu suretle ekonomik krizden çıkabilir. Çin işgali altındaki Uygur bölgesinin zengin maden kaynakları, bugün Çin’in ekonomik direği haline gelmiş ve Çin’in amacı tek başına dünya hakimiyeti olan “Çin Rüyası”nın gerçekleşmesinde önemli bir rol oynayabilir. ” sözleri ile yorumluyor.
Dr. Berdaş : Çin Doğu Türkistan’ı Acımasız ve Vahşice Sömürüyor
Japonya’da doğal coğrafya doktorası yapan Dr. Gülmire Berdaş Doğu Türkistan’in dünyanın en zengin enerji ve nadir maden kaynaklarına sahip bir ülke olduğunu belirterek şunları söyledi : ” Çin işgal yönetimi son yıllarda Çin’in ekonomik krizini çözmek için Doğu Türkistan’in zengin kaynaklarını sömürmeye ve bu zenginlikleri talan ederek Çin’e taşımaya devam ediyor. Bunun için de bu enerji ve nadir maden kaynaklarını çıkarmak ve işlemek için büyük sermaye ve teknolojiyle kullanıyor.
Çin’in resmi istatistiki açıklamalarına göre 2023 yılında Uygur bölgesinde petrol üretimi 32.701 milyon ton, doğal gaz üretiminin ise 2022 yılına göre %6 artışla 41.73 milyar metreküp olmuştur. Ayrıca “Bölgenin Kömürünün ve Elektrik’in merkezi Çin’e Taşınması” planına göre Çin Doğu Türkistan’da ürettiği 120 milyon ton kömür ele 126,3 milyar Kwh. elektrik enerjisini merkezi Çin’e taşımıştır. Bu rakamlar ile 2022 yılına göre yüzde 26,7 artış göstermiştir.
Dr.Henry Shajiwski : Çin İçin Uygur Bölgesinin Kaynakları Stratejik Öneme Sahiptir
Uygur İnsan Hakları Projesi Direktörü Henry Shajiwski, Çin’in Uygur bölgesindeki maden kaynaklarının geliştirilmesinin stratejik ekonomisi açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak şöyle konuştu :” Uygur bölgesi yenilenebilir enerji için gerekli olan kritik minerallere sahip. Artık bu endüstri ve sektör sürekli gelişerek dünya ekonomisinin stratejik bir parçası haline gelmiş bulunuyor. Bu açıdan bakıldığında Uygur bölgesinde bulunan bu maden kaynakları sadece Çin’in ekonomik kalkınmasına değil, aynı zamanda küresel ekonominin kalkınmasına da katkıda bulunacaktır. Çin’in artık dünya pazarından daha fazla pay alması da önemli, bu da Uygur bölgesindeki bu kaynakları stratejik olarak kontrol edebileceği anlamına geliyor. Öte yandan diğer ülkeler de bu önemli mineralleri kullanarak yenilenebilir enerjiye erişmeye çalışıyor. Bu nedenle Çin ekonomisi için stratejik öneme sahiptir ve Çin’in gelecekte dünya ekonomisini kontrol etmesini sağlayabilecektir. Çin Komünist Partisinin Uygur halkının maden kaynakları üzerinde aniden harekete geçmesinin esas sebebi de, 2017’den bu yana Uygurlara yönelik geniş çaplı baskının ve etnik soykırım uygulamalarının devreye sokmuştur.
Çin Doğu Türkistan’in bu Ekonomik Kaynaklarına Erişim İçin Uygurlara Karşı İnsanlık ve Soykırım Suçu İşliyor
Uygur İnsan Hakları Projesi Direktörü Henry Shajiwski, Çin’in stratejik ekonomik planının Uygur bölgesindeki maden kaynaklarına güvenerek uyguladığını düşünüyorum.
Çünkü, Çin’in Uygur bölgesinde insanlığa karşı ve etnik soykırım suçları işlemesinin nedenlerinden temel sebeplerinden biridir. Çünkü Çin’in bölgedeki işgali, askeri, ve siyası olmanın yanı sıra ekonomik ve bölge halkını Köle/İşçi olarak işgücü olarak kullanmaktır. Bu insanlık dışı uygulamaları aynı zamanda bu toprakların mülkiyeti yanı Çin’in bölgeye tamamen ve ebedi olarak sahip olmak hedefi ile yakından ilgilidir. Çin, bölgeye tamamen hakim olabilmek ve Çinlileştirerek Çin ana karasına katmak için Bölgenin kadim ve esas sahipleri olan Uygurlar başta diğer Türk halklarını etnik asimilasyon ve esoykırım uygulamaları ile insanlık tarihinin çok önemli bir kültürel katmanı yok etmeleri. Uygur bölgesindeki halkın baskı altına alınmasının sebepleri bu faktörlerdir ve sebeplerden birinin de maden kaynakları olduğuna inanıyorum.
Uzmanlar, Çin hükümetinin Uygurları enerji üssü haline getirmeye yönelik “önlemleri” aslında iç ve dış hedeflerine ulaşmada daha yüksek bir seviyeye ulaştıklarını gösteriyor. Yeni açıklanan sözde “çeşitli tedbirlerin” yalnızca Çin ekonomisi açısından stratejik öneme sahip olmadığını, aynı zamanda son yıllarda Uygur bölgesinde insanlığa karşı suç işlenmesinin ana nedenlerinden biri olduğunu savunuyor.