logo

trugen jacn

9 BATILI ÜLKE’DEN İŞGALCİ ÇİN’E ÇAĞRI: UYGUR BÖLGESİNDEKİ ETNİK SOYKIRIMI DURDURUN !

bdt-mechele-taylor

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Birleşmiş Milletler üyesi  aralarında ABD’nin de bulunduğu  9 batılı ülke ortak bir bildiri yayınlayarak “İşgalindeki Uygur bölgesinde yaşayan  Uygurlar başta diğer tüm Türk halklarına yönelik insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarının derhal durdurulması” talep eden bir bildiri yayınladı.

BM İnsan Hakları Yüksek  Konseyi’nin Cenevre’de  devam eden 57.dönem toplantısında Amerika Birleşik Devletleri(ABD), Avustralya, Kanada, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Litvanya, Norveç, İsveç ve Birleşik Krallık(İngiltere)’nin de yer aldığı   9 ülke Temsilcilerinin ortak imzası ile  tarafından yayınlanan ortak bildiri şöyle ;

  1.  9 batılı ülke Temsilcileri  24 Eylül 2024’de bir araya gelerek  bir ortak  bildiri   kaleme alarak  bunu Çin yönetimi başta olmak üzere uluslararası topluma açıklamıış bulunuyoruz.
  2. Çin   Yönetimine Uygur bölgesinde  yaşayan Türk halklarına karşı insan hakları ihlalleri ile etnik soykırım uygulamalarının   derhal durdurulması için çağrıda bulunuyoruz.
  3. 31 Ağustos 2022’de zamanın BM. İnsan Hakları Yüksek Komiseri Sayın Micelle Bachlet  tarafından açıklanan İnsan Hakları  değerlendirme(Uygur) raporu ile gündeme getirilen Çin’in Uygur bölgesindeki  İnsan Hakları  durumunun tartışılacağı bir özel oturum düzenlenmesini  talep ediyoruz.
  4. BM.İnsan Hakları Yüksek Konseyi’nin Uygur bölgesindeki insan hakları durumu ile ilgili olarak açıklanan  Değerlendirme raporunda ” Bölgede yaşayan Uygurlara ve diğer Müslüman gruplara yönelik ayrımcı ve keyfi kaçırmaların insanlığa karşı suçlar da dahil olmak üzere uluslararası suçlar teşkil edebileceği” belirtilmiştir.
  5. Bu raporun yayınlanmasından sonra şimdiye kadar geçen son 2 yıl  içerisinde de Çin hükümeti  raporda  yer alan insan hakları ile ilgili bu endişeleri tam kanıtlara dayanarak doğru bir şekilde ele almak için birçok fırsata sahip olmasına rağmen, bu sorunu çözmek yerine  gerçekleri  sürekli reddetmiş BM. İnsan Hakları Yüksek Konseyi’nin talep ve tavsiyelerini göz ardı  etmiştir.
  6. Bütün bunların göz önünde bulundurarak Çin yönetimine şu çağrıda bulunuyoruz:  1-)  Çin yönetiminden BM. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği  raporunda yer alan  tavsiyelerine uygulamak için Birleşmiş Milletler ile  birlikte eşgüdüm içinde birlikte  çalışmaya çağırıyoruz. 2-) Çin yönetimine  bu konudaki sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmesini,  bunun için öncelikle  Uygur bölgesindeki  keyfi ve hukuka aykırı olarak toplu göz altılarla hapsedilen   yıllardan beri  Toplama Kampları ile Hapishanelerde esir tutulan /kaçırılan tüm rehinelerin derhal serbest bırakılması; 3-) Tutuklandıktan sonra haklarında hiç bir bilgi verilmeyen  ve Kayıp durumda olanların  akıbetlerinin ve  tutuldukları yerlerin  derhal açıklığa kavuşturulması ve aile üyeleriyle güvenli temas ve yeniden bir araya gelmenin sağlanması çağrısında bulunuyoruz.
  7. Ayrıca, bölgedeki insan hakları ihlallerini dile getiren ve bu  ihlallerin sona erdirilmesini yasal ve barışçıl yollarla dile getiren  ve bunun için hapsedilen  insan hakları savunucularının derhal serbest bırakılması
  8. Uygurların  Köle/İşçi olarak  zorla çalıştırılması, Kamp mağduru ve tanıklarının ve mağdur ailelerinin bu konuda devam eden çabalarını ve çalışmalarını  övgüyle karşılıyoruz. Bu konuda  İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ile Ofisine bu bağlamdaki  çalışmalarını sürdürmelerini talep ediyoruz.
  9. BM. Yüksek Komiserlığı  ve ofisinin bu  Uygur sorununa  sürekli ilgi göstermesini, bağımsız çalışmasını ve bu tür değerlendirmelere devam etmesini  memnuniyetle karşılıyor ve devam ettirilmesinin tüm insanların temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınması bağlamında  ve Uluslararası insan hakları sözleşmelerine uygun hareket etmenin tüm insanlığın ortak çıkarına ve hepimizin ortak sorumluluğu olduğunu  bir kez daha teyit  ve hatırlatıyoruz.

AB Temsilcisi Wagner : Çin’in Uygur Bölgesi ve Tibet’teki Ciddi İnsan Hakları İhlallerinden Derin Endişeliyiz

Avrupa Birliği Temsilcisi  Thomas Wagner  Ortak Bildirinin açıklanmasından sonra  yaptığı konuşmada şunları söyledi : “Çin hükümetinin Uygurlara yönelik vahşi ve acımasız uygulamalarını ve insan hakları ihlallerini  AB.ülkeleri olarak etinik soykırım ve insanlık suçu olarak tanımlıyoruz. Çin yönetiminin merkezi Çin’deki, özellikle de  Uygur Bölgesi  ve Tibet’teki çok ciddi insan hakları  ihlallerinden dolayı ciddi olarak endişe duyuyoruz. Çin hükümeti, BM.İnsan Hakları Yüksek  Komiseri’nin  2022 yılındaki Uygur raporunda yer alan tavsiyelerine ve Periyodik Gözden Geçirme Konferansı’nın  kararlarını kabul etmeli ve uyum göstermelidir. Ortak bildirinin  Uygur Türkleri ile ilgili  tam versiyonunda Uygurların  toplu olarak tutuklanması ve  Yeniden Eğitim Merkezleri olarak tanımlanan Çin tipi Toplama kamplarında yıllarca esir olarak tutulması , kitlesel keyfi kaçırma ve gözaltılar  kitlesel gözetimden, zulüm ve kontrol önlemlerinden, din ve inanç özgürlüğü gibi temel özgürlüklere yönelik kısıtlamalar ve buna dair örneklemeler yer almaktadır.  Çin’i, insan haklarını geliştirmek ve Uygurların, Tibetlilerin ve diğerlerinin haklarına saygı göstermek için BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, BM Irk Ayrımcılığı ve İşkenceye Karşı Komite gibi tüm insan hakları kurumlarıyla işbirliği yapmaya çağırıyoruz. Çin hapishanelerinde tutulan Uygurlar arasında bulunan “Dr.Gülşen Abbas, Ekber Eset, Rahile  Davut, Huştar İsa, Yalkun İsa,  Kamile Vahit, Taşpolat Tayyip ile  AP.Sakharov Ödülü sahibi  Doç.Dr.İlham Tohti  ve diğer tutuklu ve hükümlüleri bir kez dana anıyor ve bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyoruz,” şeklinde konuştu.

Çin’in Destekçisi Ülkeler ile Çin Zulmü Karşıtı Ülke Tesmilcileri Arasında Yoğun Tartışmalar ve Söz Düellosu Yaşandı

Cenevre’deki  57. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde Uygur Türkleri, Tibet ve merkezi Çin’deki etnik Çinlilerin temel insan hakları sorunlarının tartışıldığı  toplantıda Batılı Ülkeler başta diğer  demokratik ülkeler ile Çin ve onun  destekçileri olan ülkeler arasında  yoğun tartışmalar ve söz düellosu yaşandığı bildirildi.

Ortak Bildiriyi açıklayan ABD Temsilcisi Wagner bildirinin okunmasından sonra yaptığı açıklamasında Çin Komünist Partisi’nin  Uygurlara yönelik işlediği soykırımı ve insanlığa karşı suçlarını güçlü bir şekilde kınadığını, ayrıca Çin’in Tibet’e yönelik dilsel ve kültürel baskısını, Hong Kong’da vaat edilen özerkliğin kısıtlanmasını ve  Çin’in sınır ötesi  baskı ve zulmünü  ve diasporada yaşayan Çin zulmünün mağdurlarına ve insan hakları aktivistlerine yönelik  baskıları ile  onların susturulmasına  yönelik girişimlerini de güçlü şekilde kınıyoruz. şeklinde konuştu.  yoluyla yabancı seslerin susturulmasını da kınıyoruz.”

Litvanyalı temsilci, Uygurların insan hakları durumuna ilişkin endişelerini dile getirerek, diğer ülkelerin insan hakları sorunlarını gündeme getirmesinin Birleşmiş Milletler’in temel bir ilkesi olduğunu vurguladı ve şunları ekledi : ”  “İnsan Hakları Yüksek Komiseri geçtiğimiz günlerde  yaptığı açıklamada Çin yönetiminin  Uygurlar, Tibetliler ve diğer etnik azınlıklara yönelik kısıtlamaların devam ettiğini söyledi. Çin’i, Sincan, Tibet ve Hong Kong ile ilgili konularda İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin tavsiyelerine uymaya çağırıyoruz. Sayın Başkan, bazı ülkelerin insan hakları sorunlarına değinmek Birleşmiş Milletler’in kuruluş ilkelerinden  en başta gelen bir sorunudur. Başka ülkelerin iç işlerine karışmak değildir. Tüm ülkeleri Birleşmiş Milletler ilkelerine uymaya çağırıyoruz.”

Litvanya’nın yanı sıra Japonya, Finlandiya, Almanya, Hollanda, İrlanda, İsviçre, İsveç, Avustralya ve İngiltere’den temsilciler de Uygur meselesine ayrı ayrı değindiler. Açıklamada, Uygurların durumuna ilişkin endişelerin arttığını, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin Uygurlara ilişkin raporunun üzerinden iki yıl geçmesine rağmen konuyla ilgili spesifik bir takip faaliyeti yapılmadığını kaydettiler. Bu konuyu değerlendirdiler ve Çin hükümetini İnsan Hakları Yüksek Komiseri’nin tavsiyeleri doğrultusunda hareket etmeye çağırdılar.

Çin Temsilcisi ve Destekçileri  Ortak Açıklamayı Reddetti

Çin’in Konsey’deki temsilcisi Chen Xu,   9 batılı ülkelerin yukarıda belirtilen suçlamalarına, “Bu, Çin’in iç işlerine müdahaledir . Başka ülkelerin içişlerine karışmamak, Birleşmiş Milletler’in genel beyanıdır ve uluslararası ilişkilerin temel ilkesidir. Bu ortak açıklama  insan hakları meselelerinin siyasallaştırıldığını kanıtlayan bir bildiridir.

Küba temsilcisi de  söz alarak Çin’ı destekleyen bir konuşma yaptı. Kendisinin  Küba başta 80’den fazla ülke adına konuştuğunu, Sincan, Tibet ve Hong Kong meselelerinin Çin’in iç meselesi olduğunu, bu bahaneyle diğer ülkelerin iç işlerine karışmanın egemenlik haklarına saygısızlık sayılacağını iddia etti.

DUK Sözcüsü Erkin : BM.İnsan Hakları Konseyi’nin Tutumundan ve Açıklamalarında Mutluyuz

Toplantı sonrası İnsan Hakları Konseyi’nin tutumu ve yapılan açıklamaları değerlendiren DUK.Sözcüsü Zümretay Erkin şunları söyledi : ”  Dünya Uygur Kurultayı olarak  9 batılı  ülkenin ortak  açıklaması ile  ve Avrupa Birliği  ülkelerinin konuşmaları için teeşekkür ediyoruz. Bu konuşmalar bizleri sön derece  tatmin ve mutlu etmiştir. Bu açıklamalar, Çin’in insan hakları ihlallerinden  sorumlu olduğunu kabul ve bu sorunları ortadan kaldıracağına kabul edene kadar  uluslararası toplumun Uygurları asla unutmayacağına dair güçlü bir sinyal  olarak algılıyorum. ” dedi.

Share
272 Kez Görüntülendi.