Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletlerin 79. Genel Kurulunda Doğu Türkistan’ı Uygur Türkleri söylemi ile gündeme taşıması ve Uygur Türklerinin hak ve özgürlüklerinin korunması ve öz ana yurtlarına temel insanı haklarına sahip olarak huzur içinde yaşayabilmeleri için Çin yönetimi ile diyalog içinde oldukları yolundaki tarihi açıklamaları diasporada yaşayan Doğu Türkistanlı Aydınlar tarafından olumlu ve memnuniyetle karşılanmıştır. Doğu Türkistanlı aydınlar Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın konuşmasında doğrudan Çin’den söz etmemesi ve Doğu Türkistan’da işlediği insan hakları ihlalleri konusunu gündeme getirmemesine rağmen BM Genel Kurulu’nda Uygur Türklerinden ve onların temel insanı hakları konusunda yaptığı vurgunun önemli ve değerli olduğunu belittiler. Bununla birlikte Çin ile ilişkilerde ve işgalindeki Doğu Türkistan’da işlediği insanlık dışı uygulamalarına karşı belirlenecek yol, yöntem ve politikaların tesbitinde Uygur bilim insanları, akademisyenler ve Aydınların tecrübe ve fikirlerinden yararlanılması gerektiği hususunda görüşlerini ifade ettiler.
Washington merkezli Özgür Asya(rfa.org/Uyghur) radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’ın Cumhurbaşkanı Sayın Erdğan’ın BM.genel Kurulunda yaptığı konuşmasındaki Uygur çıkışı hakkındaki sorularını cevaplandıran Uygur aydınlarını değerlendirmeleri şöyle ;
Erkin Alptekin : Kıdemli Uygur Aktivist ve Dünya Uygur Kurultayı Eski Başkanı- Almanya
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan, son yıllarda dünyanın en büyük bir Kamusal ve etkili Kuruluşu olan BM.lerdeki konuşmalarında Uygur Türkleri ile ortak değerler ve tarihi bağlara sahip olduklarını dillendirmesi ve onların temel insanı haklarından söz etmesi biz Doğu Türkistan Türklerini mutlu etmektedir. Ayrıca, Türkiye’nin Uygur meselesini en üst seviyede gündeme getirmesi Doğu Türkistan meselesinin uluslararası topluma ve dünyaya tanınması için büyük katkılar sağlayacaktır.
Prof.Dr.Abdurreşit Celil Karluk Ankara HBV.Ü. Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM 79.genel Kurulunda yaptığı konuşmasında Uygur Türkleri ile Türkiye Türklerinin aynı inanç ve kültürel değerlere ve ortak tarihe sahip olduklarını dile getirmesi ve onların insanı haklarından söz etmesi elbette ki çok önemli ve değerlidir. Ayrıca, konuşmasında Çin’in toprak bütünlüğü, egemenliği vurgusu ile Uygurların durumunu dile getirmiş olması, bölgede yaşanan soykırım konusunda iyi derecede bilgi sahibi olduğunu ve bu durumdan üzüntü ve istirap duyduğunu göstermektedir. Ülkemiz yetkililerinin Çin ile Uygurların durumu üzerine görüşmeleri nasıl ve ne şekilde yürüttükleri, neleri dile getirdikleri, Türk tarafındaki heyettekilerin Uygur sorunu konusuna ne derece bilgi sahibi olduğu hakkında bir bilgimiz yoktur. Yıllarca Çin’de öğrenim gören, Çin’de Üniversitelerde öğretim üyesi olarak ve araştırma kuruluşlarında çalışan Çin ve Uygur Türkleri sorunu hakkında bilgi, fikir ve deneyim sahibi T.C. Vatandaşı Uygur Türkleri ile iletişimde olup olunup olunmadığını bilemiyoruz. Devletimizin ilgili Kurumları en azından benim gibi bölgeden son 10 yıl içinde ayrılmış, Çin’i ve Doğu Türkistan bölgesini iyi bilen ve en önemlisi bu sorun hakkında deneyimli, fikir ve görüş sahibi Uygur Türkü Akademisyen ve Aydınların Çin politikalarının belirlenmesinde görüşlerinden yararlanması gerektiğini düşünüyorum.
Hamit Göktürk Doğu Türkistan Vakfı eski Başkanı Araştırmacı-Yazar Uyhurnet.org Sitesi Yönetmeni
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar katıldığı BM.Genel Kurulunda yaptığı konuşmalarında Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri ile tarihi ve kültürel bağları olduğunu onlarla aynı dini ve kültürel değerleri paylaştıklarını ve en önemlisi onların temel insanı haklarından söz etmesi elbette ki çok önemlidir. İnsanlığın tarihteki en büyük ve etkili bir ortak platformu olan BM.Genel Kurulunda gündeme getirilmesi çok değerlidir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan BM.lerde üst üste son 4 yılda yaptığı konuşmasında ” Uygur Türkleri-Onların Temel İnsani Hakları ” sözü ile Doğu Türkistan’ı çok diplomatik dil ve yolla gündeme getirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu yılkı 79,dönemdeki konuşmasında Uygur Türkleri meselesini bir basamak daha yukarıya taşımıştır. Şöyle ki ; her yılki konuşmasından farklı olarak ” Uygur Türklerinin insani hakları konusunda Çin yönetimi ile görüşüyoruz ve bu konuda Çin ile diyalog halindeyiz. ” sözü çok önemlidir. Ayrıca, İşgalci Çin’in sözde Gazetecileri Doğu Türkistan’a götürerek hazırladıkları ÇKP Tiyatrosunu onlara seyrettirerek ve ağırlayarak onlara Türkiye’de Çin yalanlarını söyletmeleri ve sahte sosyal medya hesapları ile Çin’in insanlık suçları ile etnik soykırım uygulamalarını gizlemeye yönelik çalışmalarının hiç bir işe yaramadığı görülmektedir. Çin işgal rejimi Türkiye’deki insan hakları, demokrasi ve fikir ve basın özgürlüğünü istismar ederek kurduğu 4 Tv.kanalı 3 radyo ve bir kaç adet de CNGT ve CIR-Türk başta onlarca Haber Portalı, onlarca propaganda amaçlı sahte sosyal medya hesapları ile Ülkemizde yürüttüğü ÇKP Propagandası iflas etmiş ve bir işe yaramamıştır. Çin, bu konuda çok büyük bir hezimete uğramıştır. Ayrıca, Doğu Türkistan meselesi TBMM’de Sayın Milletvekillerimizce sürekli dillendirilmekte ve insan hakları ihlallerinin soykırım olarak tanınması için önerge dahi verilmiştir. Türk Milleti Çin’in bu yalanlarına asla inanmamış ve itibar etmemiştir. Sayın Cumhurbaşkanımızın son 4 yıldır, BM.Genel Kurulundaki konuşmasında Uygur Türkleri meselesini gündeme getirmesinde Türk Milletinin, Türk siyasetinin ve kamu oyunun duyarlığının çok önemli etkisinin olduğunu düşünüyorum. Aziz Türk Milleti 21.ytzyılda Doğu Türkistan davasına sahip çıkmış ve milli bir dava olarak benimsemiştir.
Ayrıca, yukarıda bu konudaki görüşlerini ifade eden Doğu Türkistanlı Bilimi adamı Prof.Dr.A.Celil Karluk’un sözlerinin önemli olduğunu düşünüyorum. Uygur Türklerinde ata sözü haline gelen bir deyim vardır : ” Uygurlar Hitayların(Çinlilerin) Aile Hekimidir” Çünkü Uygurlar kendilerine Çin’in uyguladığı her türlü sinsi aldatma,kandırma ve yalancılıklar saçan baskı ve zulümlerini çok iyi bilmekte ve bunlara karşı nasıl ve neler yapılabileceği konusunda uzmanlaşmıştır. Uygur bilim adamları ve aydınlarının görüş ve tecrübelerinden yararlanılması gerektiği düşünüyorum.
BENZER HABERLER