UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İYİ Parti Konya eski Milletvekili Fahrettin Yokuş : ” Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik insan hakları ihlallerinin insanlığına karşı ve etnik soykırım suçları işlediği BM.İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin açıkladığı 31.08.2022 tarihli Uygur raporu ile kanıtlanmıştır. Buna göre Türk-İslam ülkeleri Doğu Türkistan konusunda sürdürdüğü sessizliğine derhal son vermelidir.” dedi.
Özgür Asya(rfa.org) Ankara temsilcisi E.Tarım’in haberine göre İYİ Parti Konya Eski milletvekili Sayın Fahrettin Yokuş bu ifadeleri Dünya Uygur Kurultayı Vakfı(DUKV) ile Uygur Akademisi Vakfı ile birlikte ortaklaşa düzenledikleri işgalci Çin’in 05 Nisan 1990 tarihinde Kaşgar’in Aktu (Aktağ)İlçesi Barın kasabasında masum sivil halka karşı Çin işgal Ordusunu kullanarak gerçekleştirdiği Barın Katliamının 34. yıl dönümünde düzenlediği anma toplantısında yaptığı konuşmasında dile getirdiği bildirildi.
İYİ Parti Konya eski Milletvekili Fahrettin Yokuş konuşmasında şunları söyledi :
“Doğu Türkistan meselesi 100 yıllık bir meseledir. Bu sorun bir milletin toptan soykırımla yok edilmesi meselesidir. Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz günümüzde öksüz ve yetim artık yetim durumdadır. Bugün Barın katliamının 34. yıl dönümünü anıyor olsak da bunlardan başka 05 Şubat 1997 Gulca ve 05 Temmuz 2009 Urumçi katlıamlarını da unutmamalıyız. Çin’in Doğu Türkistanlı Soydaşlarımıza yönelik bu katliamları çok üzücü trajedilerdir.
Doğu Türkistan Trajedisine Sessiz Kalan Batı Nihayet Dile geldi ve Eyleme Geçti
Sayın Fahrettin Yokuş İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve etnik soykırım uygulamalarına uzun süre sessiz kalan batılı bir çok en sonunda dile geldiğini ve bu konuda eyleme geçtiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü : ” Çin yönetimin 2017’de başlattığı “Terörcülerle ve Aşırıcılarla Savaş – Toplu Tutuklamalar- Çin Tipi Toplama Kampları ” kampanyasından sonra uluslararası toplumun Çin’e karşı baskıları her geçen gün artıyor. 2017 yılında kurulan toplama kamplarına milyonlarca masum Uygur hiç bir sebep olmadan topluca göz altına alınarak hapsedildi. Doğu Türkistan’in kadim tarihi, kültürü ve medeniyet eserleri ,Camiler, Medreseler ve diğer tarihi yerler yıkılarak yok edildi. Doğu Türkistanlı Kardeşlerimizin namaz, oruç başta tüm ve dini ritüelleri ve inançları kısıtlandı ve yasaklandı. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği 31.Ağustos 2022’de açıkladığı Uygur Raporu ile Çin’in Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere yönelik ağır insan hakları ihlallerinin “İnsanlık – ve Etnik Soykırım Suçu olduğunu” bildirdi. Bir çok batılı ülke de bu yönde kararlar alarak ilan etti. Bunlardan sonra Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki insanlık ve etnik soykırım cinayetleri dünyanın gündeminde yer almaya başladı.
Barın Katliamının Sorumluları Yargılanmalı ve Suçlular Cezalandırılmalı
Doğu Türkistan sorunu sadece Türk alemi ve İslam dünyasının sorunu değil, aynı zamanda insanlık dünyasının da sorunudur. Maalesef Türkiye başta Türkistan Cumhuriyetleri ve diğer Müslüman ülkeler bu rapordan yeterince yararlanamadı. Türk hükümeti ve diğer Müslüman ülkeler, BM’nin bu raporuna dayanarak Çin’e daha sert tepki verebilirdi. Türkiye son zamanlarda bu konudaki sessizliğini bozmuş olsa da bunu yeterli olarak görmüyoruz. Çin’in Barın Katliamında masum sivilleri ve özellikle çocukları katleden ÇKP Ordusunun sorumluları ile diğer yetkili işgal rejimi yetkileri hakkında soruşturma açılmalı ve bu sorumluluklardan hesap sorumlular ve suçlular cezalandırılmalıdır. ” şeklinde konuştu.
Çin’in Doğu Türkistan’daki İnsanlık Suçları Daha Etkin Şekilde Anlatılmalı
Daha sonra Kürsüye davet edilen Türk Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşe Filiz Yavuz Doğu Türkistan trajedisi başta Türk dünyasının bu tür trajedilerin artık farklı yöntemlerle kayıt altına alınması ve duyurulması gerektiğini belirterek başladığı konuşmasında şunları söyledi : ” Doğu Türkistan konusunda uzun yıllardır çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Benim bu konuda bir önerim var, o da şu : Çin’in Doğu Türkistan’daki insanlık ve etnik Soykırım suçlarını anlatan videolar yaparak sosyal medya üzerinden tüm dünyaya yayalım. Ayrıca bu videoları Türkiye’nin büyük şehirlerinin meydan ve sokaklarında gösterelim. Günümüzdeki modern bilgi çağında teknolojinin tüm imkanlarını aktif olarak kullanalım ve Türk Milletini bu konuda bilgilendirerek onları harekete geçirelim. Ben Türk halkını harekete geçirmek suraetiyle hükümeti büyük ölçüde etkileyebileceğimizi düşünüyorum.” şeklinde konuştu.