logo

trugen jacn

UYGUR KADINLARI İNSANİ HAKLARI İÇİN İŞGALCİ ÇİN İLE ÖN SAFLARD MÜCADELE EDİYORLAR !

Uygur Akademisi Vakfı ve

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan Türklerinin temel insani hakları için küresel çapta mücadele eden Uygur Hareketi İcra Kurulu  Başkanı Ruşen Abbas 08 Mart Dünya Uygur Kadınlar Gününde  : ” Uygur  kadınları  Çin’in gasbettiği temel insanı haklarını elde edebilmek için  ön saflarda savaşmalarının yanı sıra   Çin zulmüne  karşı  koymak ve kendilerini savunmak ve  Çin’in  soykırım uygulamalarına  karşı, dinimizi, dilimizi, kültürümüzü  kahramanca korumaktadır. ”  açıklamasında bulundu. 

Uygur Hareketi Başkanı Abbas bu ifadeleri Uygur Akademisi Vakfı ve Ulusalararası Genç Bilimci, Girişimci ve Mentörleri Ağı tarafından ortaklaşa 08 Mart 2024’de Ankara’da  15-17 saatleri arasında Ankara’da Milli Kütüphane, Yunus Emre Salonu’nda düzenlenen  ve Doğu Türkistanlı kadınların meselelerinin konuşulup tartışıldığı  “Doğu Türkistan’da Kadın Olmak” konulu video-konferans(çevrimdışı)  panelde dile getirdiği bildirildi.

Uygur Hareketi başkanı Ruşen Abbas panelde “ Doğu Türkistan’da Uygur kadını olmak, zulme karşı dimdik  ayakta durmak,  dinimizi dilimizi, geleneklerimizi ve kültürümüzü Çin’in soykırımına karşı korumak demektir. Uygur Kadınları  Uygur kimliğimizin  koruyucusudur. en önemlisi ise  bizim yaşadığımız ev ve ana vatanımızdır.” sözleri ile başladığı konuşmasında şunları söyledi : ”   Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da devam eden  baskı, zulüm, işkenceler ve Uygur soykırımından en çok etkilenen Doğu Türkistanlı kadınlardır. Bugün  sadece  dünyanın dört bir yanındaki kadınların ilerleme ve başarılarını konuştuğumuz bir gün değildir. Bugün Çin’in acımasız ve vahşice sürdürdüğü  etnik soykırım cinayetlerine karşı Uygur kadınlarının sarsılmaz  azmini ve gücünü  de  konuşacağız ve   uluslararası toplumun dikkat çekmek için de bir araya gelmiş bulunuyoruz. Muhteşem ve  Zengin Uygur kültürünün güzelliği ve milletimizin gücünün merkezinde, milletimizin kültürünün,  dininin dilinin, töresinin devamının sağlanmasında en ön cephelerde cesurca   mücadele edenler  Uygur kadınlarıdır.  Zaten tam da bu yüzden dilimizde vatan, “Ana”dır; Ana da vatandır.

Uygur  Kadınları Doğu Türkistan Özgürlük Mücadelesinde  Ön Cephelerde !    

ÇKP İşgal yönetiminin   Doğu Türkistan’da yaşayan   Türklere karşı topyekün  yok etme savaşının merkezinde  ve bu Savaşının savunma hatlarının en önlerinde Uygur kadınları mücadele etmektedir. Bugün bir Uygur kadını olmak, halkımızın  özgür, bağımsız  ve  insanlık onuruna uygun bir şekilde yaşayacağı bir gelecek için  cesurca mücadele etmek ve bitmeyen bir umudu yaşatmaktır.

Peki, Günümüzde Uygur Kadınlarımız  Hangi zorluklar karşısında Nasıl Mücadele Veriyorlar ?

  •   Bugün Kız kardeşlerimiz, annelerimiz, kızlarımız, kadınlarımız ve eşlerimiz  Çin’in asimilasyon ve soykırım   cinayetlerini bir an önce tamamlayabilmek için onları etnik Han Çinlisi erkeklerle evlenmeye  zorlamasına karşı kendi kimliklerini  ve insanı haklarını korumak için verilen amansız bir mücadelenin ön saflarında bulmaktadır.
  • Çin’in Uygur kadınlarını   Çinli erkeklerle  zorla evlendirilmesinin amacı, sizin de çok iyi bildiğiniz gibi; ÇKP Lideri Xi Jingping’in   sızdırılan ” Kaşgar Kona Şehir ve Karakaş gizli belgelerindeki  ”  Uygurların soyunu kırmak –  Köklerini Kurutmak-Uygurları ana dili başta tüm etnik kimliklerinden ebedi Olarak koparmak.” şeklindeki talimatlarını harfiyen uygulamak içindir.
  • Uygur kadınları  günümüzde İşgalci Çin’in  milli kimliğimizi, kişiliğimizi,  tarihi mirasımızı silmek  ve asimilasyon ve soykırımı   suçlarını   kesin  olarak  durdurmak   için  cesurca ve   olağanüstü ve bir direniş sergilemektedir.
  •  Çin’in tüm dünyaya “Kardeş Aile Akrabalık Programı”  adı ile  pazarladığı bir diğer baskı uygulaması şöyle; Kocaların sudan sebeplerle tutuklanarak  Çin toplama kamplarına hapsedilen  Uygur ailelerin evlerine işgal yönetimi eliyle  etnik Çinli devlet memurları   yardım kisvesi altında  yerleştirilmekte  ve böylece kutsal  aile mahremiyeti ihlal edilmektedir.
  • Etnik Çinler zorla yerleştirildikleri Uygur  evlerindeki  kadınlar, çocuklar ve aile bireylerini sürekli gözeterek kontrol etmektedir.   Uygur kadınları    Çinlilerin istismarına maruz kalmaktadır.
  • Uygur kadınları  etnik Çinlilerin bu  alçakça  ve sistematik saldırılarına maruz kalmakta  kendi hanesinde yaşadığı bu psikolojik ve fiziksel işkenceden dolayı travama yaşamaktadırlar.

Çin Uygur Aileleri Zorla Dağıtarak  yok Ediyor 

Çinli işgalciler Toplumun temel kurumu olan  aileleri zorla dağıtıyor. Evin  ebeveyinlerini çeşitli bahanelerle toplama kamplarına kapatıyor. Geleceğimizin teminatı  ve canlarımız olan ve ortada kalan   yavrularımızı bizden  zorla koparıyor. Onları merkezi Çin’e kaçırarak  Çinli ailelerine evlatlık olarak veriliyor. Ana ve babaları  yaşayan ve sağ olan   Uygur çocukları   Çinli ailelerinin yanında  tam bir Çinli gibi yetiştirilmek için yurtlara yerleştiriliyor. Yani hem ailelerinden koparılıyorlar. Bir daha asla  çıkamayacakları   ÇKP, hapishanelerinde  dinleri, dilleri ve kültürlerinden koparılarak Çinli gibi büyütülüyorlar.  ÇKP Uygur kadınlarına bu en büyük acıyı  yaşatıyor.

Uygur kadınlarının karşı karşıya kaldığı   bütün bu baskı ve zulmü dışında Keyfi gözaltılarla tutuklanarak Toplama kampları  ve hapishanelere kapatılıyorlar .Zorla Köle/İşçi olarak zorla çalıştırılıyorlar. Cinsel taciz ve tecavüz, zorla kısırlaştırma, tıbbi deneylere tabi tutuluyorlar.  Özetli Uygur kadınları 21’inci yüzyılda insanlık değerlerinden  dışlanarak  insanlık ailesinin üyeliğinden tan çıkarılmaya  çalışılıyor.

Peki, bütün bu baskı ve zulümler altında iken,  Uygur kadını olmak ne  sizce demektir ?

  • Bu zorluklar karşısında Uygur kadını olmak, zulme karşı dimdik durmak, geleneklerimizi ve kültürümüzü Çin’in soykırımına karşı korumak demektir.
  • Uygur kadını, Uygur  dini ve milli kimliğinin koruyucusudur.
  • Uygur kadını,  dinimizin, dilimizin ve vatanımızın yaşadığı bir evdir.
  • Uygur kadını,  kendisine karşı uygulanan baskı, zulüm, haksızlık ve ahlaksızlığa karşı boyun eğmeyen  Müslüman  Uygur Türklerinin milli direncidir, köküdür ve temelidir.

Bizler Bu toplantımızda Uygur kadınlarının direncini ve cesaretini onurlandırmak için bir araya gelmiş bulunuyoruz.

Uygur kadınlarının mücadelesi hepimizin mücadelesidir.

Hepinize sormak isterim: Uygur kadını yoksa, Uygur milleti var olabilir mi?

Bu yüzden Uygur kadınların sesini yükseltmek, onların sevinçlerini ve acılarını dünyayla paylaşmak,  onurlu ve özgürce yaşamak için verdikleri mücadeleye destek olmak hepimizin görevidir.

Dilerim ki bu gün, yani Dünya Kadınlar Günü, her bir Uygur kadının içinde yatan daha  onurlu, özgür ve daha parlak bir gelecekte yaşama mücadelesine ilham versin.

Birlikte, kararlılık ve umutla birleşerek, Uygur kadınlarının cesaretinden güç alarak geleceğimiz  için mücadelemize  devam edelim.

Onların ışığı bize yol gösteriyor,  bu ışık, tüm  mazlumlar ve Uygurlar için özgürlük ve adalete giden yolu aydınlatıyor.

Bugün  buradaki tüm  misafirlerimiz:   bize desteklerinizle bizlerle dayanışmanız içinde olmanızı ; acımızı ve umudumuzu paylaştığınız için sizlere gönülden teşekkür ediyorum.

Uygur Türkü Kardeşlerim: Bir Uygur kadınıyla karşılaştığınızda veya konuştuğunuzda, Uygur kadınlarının derin acılarını ve dik durmak için gösterdikleri inanılmaz cesareti hatırlamanızı ve unutmamanızı rica ediyorum.

Unutmayın, Uygur kadınları yoksa Uygur  Türkleri  var Olabilir mi ?

Uygur Türkü  Kızkardeşlerim: Ben dahil bu toplantıdaki birisi size ne kadar teşekkür etse azdır. Mücadelemizi zarafet ve azimle yürüten Uygur kadınlarının cesareti bizim umudumuzdur, yolumuzu aydınlatan ışığımızdır.

İnşallah hep birlikte Uygur Türklerinin hakkı olan  bir geleceğe, kadınlarımızın mücadelesiyle, ulaşacağız.

Katkılarınız katılımlarınız için hepinize teşekkür ederim.”

Share
519 Kez Görüntülendi.