Son Dakika
İşgalci Çin’in Hollanda Büyükelçiliği Çin’in Bahar/Yeni yıl bayramını kutlamak için tamamen Çinlilerden kurulu bir Dans Ekibini Hollanda’nın Lahey kentine getirerek bu kentin Belediye Sarayında bir etkinlik düzenledi. 24 Şubat 2024 günü düzenlenen bu etkinlikte Çin Ekibi üyelerine Çince kıyafetler yerine Uygur Türkü çocukların kıyafetlerini giydirerek gösteriler yaptırdı. İşgalcı Çin Büyükelçiliğinin Çinli dans ekibine Uygurca kıyafetler giydirerek Uygurca dans ettirmelerinin amacı Uygurların serbestçe dış ülkelere seyahat edebildiklerini ve Çin yönetiminin onları güya Hollanda’ya getirdiklerini ve onların özgün kıyafetler giyerek serbestçe dans edebildikleri yalanına Hollandalılara inandırmak ve kamu oyunu yanıltmak içinde. Çin’in bu etkinliğini haber alan Hollanda’da yaşayan Uygur Türkleri 2018’den beri başkent Amsterdam’ın Dam meydanında İşgalci Çin’in İnsanlık suçları ile etnik soykırım cinayetlerini hafta sonları tek başına protesto eden Uygur Aktivist Abdurehim Gheni’nin önderliğinde gösteri yapılan Belediye binasının önünde toplandılar ve işgalci Çin’i protesto gösteriler yaparak tepkilerini ortaya koydular. Göstericiler arasında bulunan Abdurrahman Uygur adlı cesur genç gösteriler başlarken tek başına elinde Çin’in bu sahtekarlığını ifşa eden pankartla sahneye fırladı ve Çin’in Sahte Uygurlarının oyununu bozarak Çin’in sahtekarlıklarını yüzlerine çarptı.Sahnede bir süre itişi kakış yaşandı ve daha sonra Güverlikçilerin araya girmesi ile olay yatıştırıldı. Protesto olaylarının canlı tanığı Abdurrehim Gheni ” Lahey’de Gerçek Uygurlar Sahte Uygurlara Karşı : Tam olarak Neler Oldu ?” başlığı altında kaleme aldığı yazısını Roma merkezli Bitterwinter.org haber sitesinde İngilizce olarak yayınladı. Çinlilerin bu utanamaz ve arlanmaz uluslararası sahtekarlık skandalının hikayesini önemine binaen aşağıda bilgilerinize sunuyoruz.(UYHAM)
Abdurehim Gheni Uyghur ( Şair-Yazar ve Uygur İnsan Hakları Aktivisti-Hollanda)
Çin’in Hollanda’daki Bahar Bayramı Kutlaması Bahanesi İle Ortaya Koyduğu Rezillikler
” Çaldığın Direk ile Evinin Çürüyen Direğini Değiştirebilirsin!”
Çin’in 36 Tür Hile-Mekirleri Kıtabı
Çin hükümetinin büyüyen ekonomik gücü ile dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline geldiği yolundaki iddiaları onun Çin kültürünü kullanarak işgalindeki Doğu Türkistan’daki insanlık suçları ile etnik Soykırım cinayetlerinin üzerine örtmek ve dünyadan gizlemek ve Çin propagandası yapmak amacı ile dünyanın önemli merkezlerinde daha çok artan bir şekilde kültürel ve sanatsal etkinlikler düzenliyor. Çin’in bu soykırım suçlarına karşı çıkarak protesto edenleri ise sınır ötesi şantaj, tehdit başta olmak üzere çeşitli yöntemlerle engelleyerek durdurmaya çalışıyor.
24 Şubat 2024’te Çin’in Hollanda Büyükelçiliği Lahey kentinde yine böyle bir göz boyama ve propaganda amaçlı bir gösteri düzenledi. Çin yönetimi bu gösteride Çinli çocuklara Uygur Türkü çocuklarının geleneksel kıyafetlerini giydirerek Uygur dansı yaptırdı. Bu göz boyama ve sahtekarlığının amacı ise, Uygurların dış ülkelere serbestçe seyahat edebildiklerini hem de Çin İşgal yönetimince dış ülkelere götürüldüğü ve seyahat ettirildiği yalanına inandırmak içindi.
ÇKP dikta rejimi yanlısı Hollanda Çin Dernekleri Federasyonu’nun, Çin Büyükelçiliği’nin de katılımıyla, 24 Şubat 2024 Cumartesi günü Hollanda’nın siyasi başkenti Lahey’deki Belediye Binası’nda “Çin Yeni Yılı” adı altında bir Bahar Şenliği etkinliği düzenleyeceği haberini aldık. Bunun üzerine Doğu Türkistanlılar gibi Çin işgalinden kurtularak bağımsız devletlerini kurmak isteyen Kantonlu siyasi aktivist Liu Feilong ile temasa geçtik ve Çin’in bu göz boyama amaçlı propagandasına karşı tepkimizi birlikte ortaya koymak için fikir birliğine vardık. Daha sonra bu ülkede yaşayan Uygurlar, Tibetliler, Güney Moğolistanlılar, Kantonlular ve Hongkonglular birleşerek hep birlikte gösterilerin yapılacağı Lahey Belediye Binası önünde toplanarak Çin’in insanlık suçları ile soykırım cinayetleri ile birlikte bu göz boyama amaçlı gösterilerini protesto etmeye başladık. Daha sonra kürsüye gelen Doğu Türkistan Gençlik Kongresi Başkanı Erşat İslam, Çin hükümetinin suçları ve Batı ülkelerinde nasıl casusluk faaliyetleri yürüttüğü hakkında İngilizce bir konuşma yaptı.
Ortak Protesto eylemi saat 11:00’de gösterilerin yapılacağı Belediye Sarayı önünde başladı. Kantonlu aktivist ve ÇKP rejim muhalifi Liu Feilong bir konuşma yaparak bu ortak protesto eyleminin niçin yapıldığı ve esas amacı hakkında ayrıntılı bilgiler verdi.
Abdurehim Gheni’nin Konuşması
Onun ardından “Stichting Support Uyghurs” kuruluşunun başkanı olarak ben de “Neden bugün burada Çin hükümetini protesto etmek için toplandık? ” başlığı altında bir konuşma yaptım. Ben konuşmamda şunları ifade ettim : ” Bizler Doğu Türkistanlılar, Hongkong’lular, Güney Moğolistanlılar, Tibet ve Kanton’da yaşayan halklar Çin işgalinin başladığı 1949’dan beri 75 yıldır İşgalci Çin Komünist rejiminin baskı, zulüm ve işkenceleri ile son zamanlarda resmi olarak uygulanan etnik soykırım uygulamaları ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Hitler Faşizminin 1940’lı yollardaki Yahudi soykırımından sonra “Bir daha Asla!” sözleri ile ifade edilen dünyamızda bir daha benzer bir etnik soykırımın olamayacağı yolundaki söylemler günümüzde anlamını yitirmiştir.21.yüzyılın ilk çeyreğinde Doğu Türkistan’da bugün Yahudi soykırımından kat kat beter bir etnik soykırım ve bir insanlık trajedisi yeniden yaşanmaktadır. Günümüzde Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da açtığı yüzlerce Çin tipi Nazi Toplama Kamplarında 1-3 milyon arasında olduğu tahmin edilen Uygurlar,Kazaklar başta Türk halkları esir olarak tutulmaktadır. Toplama kamplarında ve hapishanelerde esir tutulanlara akıl almaz baskı, zulüm ve işkenceler yapılmakta kadınlara sistematik taciz ve saldırılar yapılmakta.doğum yaşındaki Uygur kadınları zorla kısırlaştırılmaktadır. Bugün Doğu Türkistan’da tarihte eşi benzeri görülmemiş bir insanlık dışı acımasız zulümler uygulanmaktadır. Yurtdışında yaşayan Doğu Türkistanlılar ülkelerinde yaşayan aile ve yakınları ile hiç bir şekilde iletişim kuramamakta onların hayatta olup olmadıkları hakkında dahi hiç bir bilgi alamamaktadır. Ben de 7 yıldır Doğu Türkistan’in Aksu Vilayetinde yaşayan Ana Babam başta aile üyeleri ile hiç bir şekilde görüşemediğim gibi haklarında da hiç bir bilgiye de ulaşamıyorum. Çin’in tutukladığı ve hakkında hiç bir bilgi vermediği ve Kayıp durumda olan on dokuz aile üyesi ve yakınlarımın bu trajik durumu, Çin hükümetinin Uygurlara yönelik baskı ve ırk ayrımcılığı konusunda açık ve net bir kanıttır. Benim ve ailemin bu durumu milyonlarca Uygur’un trajedisinin tipik örneği ve gerçek bir yansımasıdır.” sözleri ile ülkemin gerçek durumunu ortaya koydum.
Daha sonra kürsüye gelen Doğu Türkistan Gençlik Kongresi Başkanı Erşat İslam, Çin hükümetinin suçları ve Batı ülkelerinde nasıl casusluk faaliyetleri yürüttüğü hakkında İngilizce bir konuşma yaptı.
Gösterilerdeki Pankartlar ve Atılan Sloganlar
Protesto gösterilerinde kullanılmak üzere bir çok pankartlar hazırladık. Bu Pankartlarda “Hollanda’nın ve Tüm dünyanın insan hakları, Demokrasi, Özgürlük olan ortak değerlerini hep Birlikte Koruyalım ve yaşatalım! – Çin Komünist Yönetiminin Hollanda’ya Taşmasını, yayılmasını ve yerleşmesini Engelleyelim!” başta bir çok yazıları yer alıyordu.
Protesto sırasında Protesto eylemine katılanlar ; “Faşist Çin – Terörist Çin – Terörist Şi Cinping – Çin Tehlikesi Karşısında Uyan Hollanda!- Çin Dünya Barışı İçin Tehdit – “Özgür Doğu Türkistan”, “Özgür Tibet”, “Özgür Kanton”, “Özgür Güney Moğolistan”, “Özgür Hong Kong” gibi sloganları yüksek sesle haykırdılar.
Göstericiler Belediye Binası önünde protesto eylemlerine devam ederken bir gurup gösterici Çin’in Bahar Festivali etkinliklerini izlemek üzere salona girdik. Amacımız, Çin yönetiminin getirdiği Çinli ekip üyelerinin ne yaptıklarını bizzat görmekti. Çünkü, Çin yönetimi daha önce Çinli gösteri guruplarını Arap ülkelerine götürdüğü ve bu ülkelerde Uygur çocuklarının milli kostümlerini giydirerek gösteriler yaptırması ve bu suretle Uygurların “Şarkı söyleyerek ve dans ederek kendi kültürlerini devam ettirdikleri ve huzur içinde yaşadıkları yalanlarına halkı inandırmaya çalıştıkları yolunda duyumlar almıştık.
Abdurrahman Uygur, Alican ve ben Bahar Şenliği etkinliklerinin yapıldığı salona girdiğimizde salonu çok kalabalık bulduk. Bir köşede birkaç kişinin bir grup Han Çinlisi çocuğa Uygur kıyafetleri giydirdiğini ve onları sahnede dans etmeye hazırladıklarını ve bunların saat 15:00’te sahne alacakları bilgisini aldık.
Abdurahman Uygur içeride beklerken geri kalanımızın dışarıya çıktık ve gösterilerin başlayacağı saatte, 15:00’te salona tekrar girdik. Uygur kıyafetleri giydirilmiş Çinli çocuklar gösterilere başladığında hepimiz ellerimizdeki Doğu Türkistan bayrağıyla ayağa kalktık ve yüksek sesle uygur kıyafeti iile dans eden çocuklar için “Onlar Uygur çocukları değil, etnik Çinli çocuklardır .Onlar sahte Gerçek Uygurlar ise biziz!” şeklinde yüksek sesle haykırdık. Ayrıca, benim 2017’den beri kayıp durumda olan ailemden on dokuz kişinin fotoğraflarını kaldırarak : ” Ey Çin hükümeti! Tutukladığın ve nerede nasıl olduğunu bildirmediğin Kayıp 19 kişi nerede? – Doğu Türkistan’daki baskı, zulüm ve etnik ayrımcılık ve soykırımı durdur!” şeklindeki sorularımızı yüksek sesle diye dile getirdik.
Ayrıca biz toplam 6 kişi toplu olarak “Özgür Doğu Türkistan – Çin, Doğu Türkistan’dan defol!” “Çin, Doğu Türkistan’daki ırk ayrımcılığını durdur!” “Uyan Hollanda! Çin Komünist Partisi, sizi istila etmek için geliyor!” şeklinde tamamen barışçıl, şiddet içermeyen sloganlarla taleplerimizi dile getirdik. Çinli Ekip üyeleri bize saldırarak bizleri durdurmak ve dışarıya çıkarmak için güç kullansa da biz karşılık vermedik ve bu şekilde işgalci Çin hükümetinden memnuniyetsizliğimizi barışçıl bir şekilde ifade etmeyi sürdürdük. Dışarıdaki protesto eylemleri devam ederken biz altı Uygur salona girdik. Eşyalarımızı gurup üyesi Nusrethan’a teslim ettik ve Alican ve Zeytune’den de biz sahnede protesto eylemimizi sürdürürken sahneye çıktığımızda çekim yapmaları için ikinci kata çıkmalarını istedim. Daha sonra sahnenin önünde bayrağımızla fotoğraf çektirdik. Daha sonra 2 kişi aşağıdaki gösteri salonuna salona indik.
O sırada sahneye yakın olan Abdurahman Uygur sunucunun gösterilerin sona erdiğini anons etmesi ile birlikte elindeki “Doğu Türkistan Çin Toprağı Değildir!” pankartını kaldırarak sahneye fırladı. Sahnede “Çin hükümeti, etnik soykırıma son ver!” şeklinde sloganlar atmaya başladı. bunun üzerine ekipten bir kaç Çinli görevli Abdurahman Uygur’a müdahale ederek sahneden zorla indirmeye çalıştı. Abdurrahman yine sloganlar atarak Çinlilere direnmeye çalıştı. Daha sonra görevlilerin müdahalesi ile sahneden indirilerek dışarıya çıkarıldı.
Biz daha sonra dışarıda eylemlerimizi sürdürdük ve Uygur kıyafetleri giydirilmiş Han Çinlisi dansçı çocukların aslında Uygur asıllı olmadıklarını ve Çin hükümetinin kamu oyunun aldatmak için bu yalana başvurduklarını anlatmaya çalıştık. Bu sırada Erşat ile Abdurahman Uygur güvenlik görevlileri tarafından götürüldü. Bunun üzerine biz de planımızı değiştirdik. Uygur kostümleri giymiş çocukların önünde durduk ve onlar sahneye çıkarken, tepkimizi göstermek ve Çin’in bu sinsice aldatmacasını ifşa etmek için video çektik.
Bu arada biz eylemciler Çinlilerin Uygurlara nasıl baskı ve zulüm yaptıklarını bu insanlık dıyı uygulamalarını gizlemek için bu tür oyunlara başvurduklarını ve Hollandalıların buna asla inanmalarını yüksek sesle anlatmayı sürdürdük. Bunun üzerine ÇKP Yandaşı birkaç Çinli gelip bize fiziksel saldırı yapma girişiminde bulunmak istedi. Bunun üzerine görevli Polisler Çinli guruba müdahale ederek onları uzaklaştırdı ve kimlik kontrolü yaparak bizim de salonu terk etmemizi istedi.
Cesur Eylemci Abdurrahman Serbest Bırıkılıyor
O anda “Abdurahman’ın akibetini merak ettim. Onu aradım ama cevap vermedi. Daha sonra ikinci katta bizim eylemlerimizin resim ve videosunu çeken Zeytune Hanım ile Alican’ı aşağıya inmelerini istedim. Zeytune çok iyi Türkçe bildiği için ona özellikle “Çekim yaparken Türkçe konuştu ve bu olaydan ve Çin’in sahtekarlıklarından Türk Kardeşlerimizin de bilgi edinmesini sağladı. Daha sonra Uygurca ve İngilizce olarak olayı anlattık. Çin hükümetinin halkı kandırmak için Bahar Bayramı etkinliğinde Çinli çocuklara nasıl Uygur kıyafetleri giydirip sahnede dans ettirdiğini, Doğu Türkistan’da insanlara nasıl baskı ve ırk ayrımcılığı uyguladıklarını anlattık.
Bu arada bizim eylemlerimizi izleyen birkaç Hollandalı yanımıza gelerek bizi bu barışçıl tepkimiz için kutladı ve “Harika bir eylem yaptınız. Protesto eylemi ile gösterileri barışçıl ve şiddet içermeyen bir şekilde gerçekleştirdiniz. Bize Çinlilerin nasıl düzenbaz olduklarını anlattınız. Aslında bu yaptıklarından dolayı Çinliler utanç duymalı. Sizi kutluyoruz.” şeklinde görüşlerini bildirdiler. Bir Hollandalı ise, “ Davanızı anlatmak için böyle barışçıl protestolar düzenlemeye devam edin ve bunun için de her fırsatı değerlendirin. Bu sizin temel hakkınız. Sizler böylesi Protestolar aracılığıyla Çin hükümetinin size baskı ve zulümlerini bu eylemlerinizle Hollandalılara ve dünyaya duyurabilirsiniz. Hatta, sizler Çin’i Uluslararası Ceza Mahkemesine dahi verebilirsiniz. Korkmayın! Eylemleriniz toplumla ya da yasalarla herhangi bir soruna yol açmayacaktır.” şeklindeki sözleri bizin için büyük moral oldu.
Saldırgan Çinlileri hakkında Ceza Davası Açacağız
Abdurahman Uygur’a Polis para cezası vererek serbest bıraktı. Abdurahman’ın çok kızgın olduğunu fark ettim ve Sebebini sorduğumda : “Ben sahneye çıktığında bir grup Çinli bana şiddet uyguladı. Beni yere yatırdı. Hollanda yasalarına göre, şiddet uygulamayan bir kişiye saldırmak ya da el kaldırmak yasa dışıdır. Bu işin peşini bırakmayalım. Bana saldıran Çinililer hakkında suç duyurusunda bulunacağım ve dava açacağım.” dedi. Biz de para cezası tebligatını aldıktan sonra Abdurahman’a saldıran Çinlileri cezalandırılması için bir avukat tutacağız ve dava açacağız.
Hollanda Yönetimine Müteşekkiriz
Çin’in İşgal altındaki ana yurdumuzdaki baskı, zulüm ve etnik ayırımcılık sebebi ile memleketimizi terk etmek zorunda kaldık. Hollanda hükümetine bize siyasi sığınma hakkı tanıdı ve daha sonra vatandaşlık verdi. Bunun için Hollanda yönetimine minnettarız. Ayrıca, çiğnenen insanı haklarımız için yaptığımız barışçıl eylemlerimiz için bize destek olan herkese teşekkür ederiz. Hollanda vatandaşı Uygur Türkleri olarak bundan sonra da haklarımızı aramaya devam edeceğiz. Uygur Türkleri bize kucak açan ve vatandaşlık veren Hollanda’ya bir Hollanda vatandaşı olarak her zaman vefa ve desteğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
BENZER HABERLER